Akıl Oyunları

Vikisöz, özgür söz dizini
(A Beautiful Mind sayfasından yönlendirildi)
Bu maddenin biçim olarak Vikisöz standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.

Düzenleme yapıldıktan sonra bu açıklama silinmelidir.


Akıl Oyunları (İngilizce: A Beautiful Mind), Nobel ödüllü Amerikalı matematikçi John Nash'in hayat hikayesini anlatan, yönetmenliğini Ron Howard'ın yaptığı 2001 yapımı biyografik dram filmi.

John Nash[değiştir]

  • Belki çok güzel bir zekaya sahip olmak hoş birşeydir ama daha büyük bir hediye güzel bir kalbi keşfetmektir.
  • Kravatının bu kadar çirkin olmasının matematiksel bir açıklaması olmalı.
  • Orijinal bir fikir bulmalıyım. Öne çıkmanın en yakın yolu bu olabilir.
  • Birinci sınıf öğretmenim her zaman doğuştan iki beynim ama sadece yarım kalbim olduğunu söylerdi.
  • Ders insanın beynini bulandırır. Otantik yaratıclığını yok eder.
  • Rekabet ortamında biri hep kaybeder.
  • Orijinal bir fikir bulmalıyım, ancak öyle öne çıkabilirim.
  • Ders, insanın beynini yorar. Otantik yaratıcılık potansiyelini yok eder.
  • Kazanmamalıydın... İlk hamleyi ben yaptım ve mükemmel oynadım, oyunda şike var.
  • Rekabet ortamında biri hep kaybeder.
  • Sıcaktan erirken dünyayı nasıl kurtaracağımı söyler misiniz?
  • Hep sayılara inandım, içinde mantık olan denklem ve sayılara… Ancak hayatım boyunca onlarla uğraştıktan sonra mantık nedir diye soruyorum. Buna kim karar veriyor? Araştırmalarım sırasında fizik, metafizik ve hayal alemlerine gidip geri döndüm ve kariyerimin en büyük buluşunu gerçekleştirdim. Mantıklı nedenler yalnızca ama yalnızca gerçek sevginin gizemli denkleminde bulunur.

Charles[değiştir]

  • Memur Bey, bana çarpan şoförü gördüm. Adı Johnny Walker!
  • Matemetik seni asla gerçeğe ulaştıramaz. Çünkü sıkıcı.

Diğer[değiştir]

  • Şans cesurdan yanadır.
  • İnsan Hayal gücünün elverdiği kadar kötülük yapar.
  • Yorum yapmak yalnızca olayları dışarıdan izleyenlerin lüksüdür.
  • Dâhiler soruyu görmeden cevabı görür.
  • Ben şansa inanmam. Ama bazı şeylere değer vermeğe inanırım.
  • Problem zaten aklının olduğu yerde.
  • Matematik belirgin bir kavramdır. Bir çeşit sanattır.
  • Rüyalarımız da, kabuslarımız da aynı değil mi? Onları beslemesek canlı kalabilirler mi?
  • Hep sayılara inandım, içinde bir mantık olan denklemle hesaplanan… Ancak hayatım boyunca onlarla uğraştıktan sonra mantık nedir diye soruyorum. Buna kim karar veriyor ? Araştırmalarım sırasında fizik, meta fizik ve hayal alemlerine gidip geri döndüm ve kariyerimin en büyük buluşu gerçekleşti. Mantıklı nedenler yalnızca, ama yalnızca gerçek sevginin gizemli denkleminde bulunabilir. Bu gece burada olmamı sana borçluyum. Var olmamın nedeni sensin. Sen benim mantığımsın. Teşekkür ederim...
  • Madem aramızdaki buzları eritemiyoruz onları içkide boğmaya ne dersin?
  • Benimle yatman için ne söylemem gerektiğini bilmiyorum ama tüm gerekenleri söylediğimi varsayabilir miyiz?
  • Her zaman sayılara inandım.
  • Eşitlikler ve mantığın bir sebebi vardır.
  • Bir zamanlar kendime sordum, sebeblere kim karar verir?
  • Bu sorum beni fiziksel ve metafiziksel olarak bir boşluğa alıp götürdü, orada hayatımın en önemli buluşunu icat ettim, en gizemli eşitlikler içinde aşk vardı.
  • En geçerli sebep aşktı.
  • Sen benim var olama sebebimsin, sen benim tüm sebeplerimsin...

Diyaloglar[değiştir]

John Nash: Benim işim bu, problem çözmek.
Dr. Rosen: Bu problemi çözemezsin.
John Nash: Neden olmasın, neden olmasın? Ben çözülemez denilen denklemleri ve problemleri çözdüm.
Dr. Rosen: Bunu çözemezsin çünkü sorun problemleri çözdüğün yerde, beyninde.

John Nash: Şey... Ben bu tip konuşmaları yapmayı pek beceremem. Aslında bu ilk giriş kısmını atlayıp, direkt yapmak istediğimizi yapsak nasıl olur? Sonuçta önemli olan sıvı aktarımı değil mi?
Sarışın bayan: Çok tatlısın [Tokat atar]

(John Nash pencereyi kapatır)

Erkek öğrenci: Bari biri açık kalsın profesör, burası çok sıcak.
Dr. John Nash: Kendi sesimi duymak sizin rahatlığınızdan önce gelir. Şahsen ben bu dersin sizin için zaman kaybı olacağını düşünüyorum, benim için de. Ancak burada olduğunuza göre ister derse katılın ister derse katılmayın.

(Alicia Nash pencereyi açar)

Alicia Nash: (Sesli bir şekilde iş gören adamlara) Pardon, merhaba! Küçük bir sorunumuz var. Camları kapatınca içerisi çok sıcak oluyor, açınca da çok gürültü geliyor. Buna bir çözüm bulabilir miyiz diye düşündüm. Belki 45 dakika kadar başka bir yerde çalışabilirsiniz.
İşçi: Hiç sorun değil.
Dr. John Nash: Bu derse devam ettikçe karşınıza çıkan problemlerin birden fazla çözüm yolu olduğunu göreceksiniz.

— O zaman sen Smith'in görüşlerine de itiraz ediyorsun.
— Elbette.
— Neden?
Smith der ki "Rasyonel birey, kendi çıkarını maksimize etmek için uğraşan bireydir."
— Doğru.
— Eksik!... Esas rasyonel birey, hem kendisinin hem de içinde bulunduğu grubun çıkarını maksimize etmelidir.
— Nasıl yani?
[Okulun en popüler kızı olan, daha önce tokat yediği sarışın kıza bakarak] Şu meşhur kızı ele alalım mesela. Herkes onla çıkmak istediği için okulun en popüler kızı o olmuş. Şimdi hepimiz kıza çıkma teklif etsek, havaya girip hiçbirimizi kabul etmeyecek. Biz de arkadaşlarına yöneleceğiz. Ama hiç kimse ikinci tercih olmayı kabul etmez. Ama en baştan hepimiz farklı farklı kızlara gidersek, hepimiz bir kızla çıkmış oluruz. Böylece bireysel fayda da, grubun faydası da maksimize olmuş olur. (Birden yerinden fırlar, sarışın kızın karşısına dikilip hafifçe omzuna vurur)
— Teşekkürler!
[Nash kafeteryada, kendisine Nobel ödülünü kazandıran ve Oyun Teorisi'ni geliştiren tezinin temellerini atıyor.]
— Hey Nash, yoksa korkuyor musun?
— Oh! Beni korkuttun, dehşete düşürdün! Sersemlettin ve şaşırttın!
[En yakın arkadaşıyla go oynamadan önceki diyalogları]
Akıl Oyunları ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.