Baba (film)

Vikisöz, özgür söz dizini
Baba
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Baba (İngilizce özgün adıyla The Godfather), yönetmenliğini Francis Ford Coppola'nın üstlendiği, 1972 yapımı ABD filmi.

Vito Corleone[değiştir]

  • Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım.
(Bu replik AFI'nin sıraladığı replikler arasında ikinci sırada yer almaktadır.)
  • Kadınlar, çocuklar dikkatsiz olabilir ama erkekler asla.
  • Ailesiyle vakit geçirmeyen adam asla gerçek adam olamaz.

Diyaloglar[değiştir]

Bonasera: Amerika'ya inanıyorum. Benim talihim Amerika'da döndü. Ve kızımı Amerikan usulü büyüttüm. Onu özgür bıraktım ama aile şerefini korumasını da öğrettim. Bir sevgili buldu, İtalyan değildi. Onunla sinemalara gitti. Geç saatlere kadar kaldı. Karşı gelmedim. İki ay önce kızım, sevgilisi ve diğer bir genç gezmeye gitmişler. Kızıma viski içirmişler ve sonra da onu kullanmaya kalkmışlar. Karşı gelmiş ve şerefini korumuş. O zaman, onu hayvan gibi dövmüşler. Hastaneye gittiğimde, onu burnu ve çenesi kırılmış buldum. Çenesini bir arada tutabilmek için telle bağlamışlardı. Acıdan gözyaşı dahi dökemiyordu. Ama ben gözyaşı döktüm. Neden mi? Hayatımın ışığıydı. Güzel kızdı. Ama artık asla güzel olamayacak. [Bu sırada öksürür ve Don, Tom Hagen'a ona bir içki vermesi için eliyle işaret eder.] Pardon... [Soğukkanlı bir şekilde konuşmaya devam eder.] Dürüst bir Amerikalı gibi polise gittim. O iki oğlan adaletin huzuruna çıkarıldı. Hakim onları üç yıl hapse mahkum etti ama cezayı erteledi. Cezayı erteledi! Daha O gün serbest kaldılar! Kendimi bir budala gibi hissettim. O iki piç kurusu bana gülümsedi. O zaman, karıma şöyle dedim, "Adalet için, Don Corleone'ye gitmeliyiz."
Don Corleone: Neden önce polise gittin? Neden önce bana gelmedin?
Bonasera: Benden ne istersin? Ne istersen yaparım ama ricamı da yerine getir.
Don Corleone: Neymiş o? [Bonasera Don'un kulağına fısıldayarak ; 'Ölmelerini istiyorum.'] Bunu yapamam.
Bonasera: Ne istersen veririm.
Don Corleone: Seni yıllardır tanırım ama ilk defa benden yardım istiyorsun. En son beni ne zaman kahve içmeye davet ettiğini hatırlamıyorum. Karım, çocuğunun vaftiz annesi olduğu halde. Şimdi burada samimi olalım. Asla arkadaşlığımı istemedin. Ve bana borçlu kalmaktan korktun.
Bonasera: Başımı derde sokmak istemedim.
Don Corleone: Anlıyorum. Cenneti Amerika'da buldun. İyi bir yaşam sağladın. Polis ve mahkemelere güvendin. Benim gibi bir arkadaş gerekmiyordu. Fakat şimdi bana gelip diyorsun ki: "Don Corleone, bana adalet ver." Ama bunu saygıyla rica etmiyorsun. Dostluk önermiyorsun. Bana Baba demek bile aklına gelmiyor. Kızımın düğününün olduğu gün bana gelip para karşılığı cinayet işlememi istiyorsun.
Bonasera: Senden adalet istiyorum.
Don Corleone: Bu adalet değil ki. Kızın hayatta.
Bonasera: O zaman, onların da kızım gibi acı çekmelerini sağla. Sana ne kadar ödeyeyim?
Don Corleone: [hüzünlü bir ses tonu ile başını sallayarak] Bonasera, Bonasera. Bana bu kadar saygısızca davranmana sebep olacak ne yaptım? Eğer bana dostça gelseydin, kızını mahveden o pislik daha bugünden acı çekiyor olacaktı. Senin gibi dürüst bir adamın düşmanlarını ben de düşman belleyecektim. Ve o zaman, senden korkacaklardı.
Bonasera: Dostum olur musun? Baba?
[Bonasera Don'a doğru eğilerek elini öper]
Don Corleone: Güzel. Bir gün, ki o gün asla gelmeyebilir, senden bir hizmet isteyeceğim. Fakat o gün gelene kadar kızımın düğünü dolayısıyla bunu hediye olarak kabul et.
Bonasera: Grazie, Baba.
Don Corleone: Prego. [Bonasera ayrılır ve Don Corleone, Tom'a dönerek] Bu işi Clemenza'ya ver. Kendine hakim olabilecek insanlar istiyorum. Bu cenaze levazımatçısı ne derse desin, biz katil değiliz.

Johnny Fontane: Bir ay önce o kitabın sinema haklarını satın aldı. Filmin kahramanı aynı benim gibi bir adam. Hatta rol yapmam bile gerekmiyor. Baba, ne yapacağımı bilemiyorum.
[Don Corleone ayağa kalkıp Johnny'yi sallamaya başlar.]
Don Corleone: [bağırarak] Bir erkek gibi hareket edebilirsin!
[Don Corleone, Johnny'yi tokatlar.]
Don Corleone: Neyin var senin? Kadınlar gibi ağlayan bir Hollywood finocchio'suna mı dönüştün? [alaylı bir şekilde] "Ne yapabilirim? Ne yapabilirim?" Nedir bu saçmalık? Rezalet. Ailene zaman ayırıyor musun?
Johnny Fontane: Elbette.
Don Corleone: Güzel. Çünkü ailesiyle vakit geçirmeyen adam asla gerçek adam olamaz. Kötü görünüyorsun. Git de bir şeyler ye. Dinlen. Bir ay sonra bu meşhur Hollywood'lu istediğini verecek.
Johnny Fontane: Çok geç. Bir hafta içinde başlıyorlar.
Don Corleone: Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım. Git dışarı ve eğlen. Bütün bu saçmalıkları da unut. Her şeyi bana bırak.

Don Corleone: [Sollozzo'ya] Teklifini geri çevirmek zorundayım ve sebebini de söyleyeceğim. Politikada çok dostum olduğu doğru. Kumarı bırakıp uyuşturucu işine girersem, onları kaybederim. Kumarı zararsız bir zaaf olarak görüyorlar. Ama uyuşturucu pis iş. Bir adam ekmeğini kazansın da, ne iş yaparsa yapsın. Ama senin işin... Biraz tehlikeli.
Sollozzo: Sorun güvenlik ise, Tattaglia'lar bunu garanti eder.
Sonny: Tattaglia'lar bizim yatırımımızı mı...
Don Corleone: [Sonny'e kısa bir süre bakarak] Çocuklarıma karşı olan zaafımdan dolayı onları şımarttım. Susmaları gereken yerde konuşurlar. Her neyse... Son cevabım "hayır" dır. Yeni işinizden dolayı sizi tebrik ederim. Başaracağınızdan eminim. İyi şanslar. Menfaatlerimizin çakışmaması da sizin yararınıza. Teşekkür ederim.
[Sollozzo ayrılır]
Don Corleone: [Sonny'e] Neyin var senin? O kızla oynaşmaktan beynin sulanmaya başladı. Düşüncelerini aile dışında hiç kimseye bir daha açıklama.

Sollozzo: Patronun öldü. Ailedeki ayılardan biri olmadığını biliyorum. Onun için korkma. Hem Corleone'lere hem de bana yardım etmeni istiyorum. Senden bir saat sonra onu ofisinin önünde sıkıştırdık. İç. Sonny ile aramda barışı sağlamak sana bağlı. Sonny teklifime hevesliydi, değil mi? Ve iyi bir teklif olduğunu sen de biliyordun...
Tom Hagen: Sonny peşini bırakmaz.
Sollozzo: Elbette, ilk tepkisi bu olacaktır. Aklının başına gelmesini sağlamalısın. Tattaglia ailesi tümüyle beni destekliyor. Diğer New Yorklu aileler de savaş çıkmaması için her şeyi yapar. Saygısızlık etmek istemem ama rahmetli artık yumuşamaya başlamıştı. On yıl önce yanına bile yaklaşamazdım. Ama artık öldü, Tom ve hiçbir şey onu geri getiremez. Sonny ile, Caporegime'lerle, Tessio ile şişko Clemenza ile mutlaka konuşmalısın. Bu, iyi bir iş, Tom.
Tom Hagen: Denerim ama Luca Brasi'yi Sonny dahi durduramaz.
Sollozzo: Evet. Sen Luca'yı bana bırak. Sonny ile konuş, yeter ve diğer iki çocukla da.
Tom Hagen: Elimden geleni yaparım.
Sollozzo: Güzel. Artık gidebilirsin. [İkili olarak yürüyerek] Zorbalıktan hoşlanmam, Tom. Ben bir iş adamıyım. Kanın bedeli büyüktür. [Dışarıda korna sesi gelen arabaya gidip, geri dönerek] Hala yaşıyor. Beş kere vurdular ama hala yaşıyor! Eğer işi bitirmezsen, hem senin, hem de benim için kötü olacak.

[(Sonny'e bir paket gelir. İçinde, Luca Brasi'nin çelik yeleğine sarılı balıklar vardır)]
Sonny: Bu da ne böyle?
Peter Clemenza: Sicilya usulü bir mesaj. Luca Brasi balıklarla beraber uyuyor demek.

Peter Clemenza: Ne desin... Teklifini dinlemesi için Michael'ı yollamamızı istiyor.
Sonny: Hayır! Yetti, artık, Consigliere. Görüşme, tartışma, Sollozzo numarası yok.
Michael: Bekleyemeyiz. Bekleyemeyiz. Sollozzo ne derse desin, babamı öldürecektir. Bu, planının bir parçası. Sollozzo'yu haklamalıyız. Benimle görüşmek istiyorlar, değil mi? Ben, McCluskey ve Sollozzo, üçümüz beraber olacağız. Toplantıyı ayarlayalım. Muhbirler de toplantının yerini öğrensinler. Umumi bir yer olmasında ısrar edelim. Başkaları da olsun ki, kendimi güvende hissedeyim. İlk karşılaşmamızda üstümü ararlar, değil mi? O zaman, üzerimde silah bulunduramam. Ama Clemenza oraya bir şekilde bir silah yerleştirebilirse o zaman, ikisini de vururum.
[Odadaki herkes gülmeye başlar]
Sonny: [Gülümseyerek] Seni kolej çocuğu. Aile işlerine karışmak istemezken polis vurmaya kalkıştın. Seni dövdü diye mi? Bu, askerlikten farklı! İyice yaklaşıp beyinlerini dağıtman gerek.
[Michael'ın başını öperek]
Michael: Sonny …
Sonny: Kişisel bir mesele olarak bakıyorsun. İş meselesini kişisel mesele olarak görüyor.
Michael: Polis öldüremeyeceğin nerede yazılı?
Tom Hagen: Mikey...
Michael: Uyuşturucu işine karışmış, şerefsiz bir polisten bahsediyorum. Haraca bulaşmış bir polisten bahsediyorum. Bu nefis bir hikaye. Elimizde bir gazeteci vardı, değil mi? Bu hikaye hoşlarına gidebilir.
Tom Hagen:Belki.
Michael: Bu kişisel değil, Sonny. Tamamen iş.

Fabrizio: [Sicilyaca,Apollonia'yı görünce] Mamma mia, bu ne güzellik!
[Apollonia Sicilyaca bir şeyler der ve Michael ile göz göze gelir]
Fabrizio: [Sicilyaca, Michael'a ] Sanırım sana yıldırım çarptı.
[Apollonia döner ve uzaklaşır]
Calo: [Sicilyaca] Sicilyalı kadınlar silahtan daha tehlikelidir.

Vitelli: [Sicilyaca] İyi avlanabildiniz mi?
Fabrizio: [Sicilyaca]Buradaki bütün kızları tanırsın. [Vitelli gülümser.] Gerçek güzeller gördük. Bir tanesi arkadaşımızı yıldırım gibi çarptı. Kız, şeytanı bile baştan çıkarır. Özenle yaratılmış. O saçlar, o dudaklar!
Vitelli: [Sicilyaca] Buradaki kızlar hem dürüst hem de namusludur.
Fabrizio: [Sicilyaca] Bunun mor bir elbisesi vardı ve saçında da mor bir kurdele. İtalyan'dan çok Rum'a benziyordu. Onu tanıyor musun?
Vitelli: [Sicilyaca] Bu kasabada öyle bir kız yok. [dönerek kafeye girer ve bağırmaya başlar]
Fabrizio: [Sicilyaca] Tanrım, şimdi anladım!
Michael Corleone: [Calo'ya] Ne var?
Fabrizio: [Sicilyaca] Gidelim. Onun kızı.
Michael Corleone: [Sicilyaca]Buraya gelmesini söyle. [Fabrizio Sicilyaca bir şeyler der] Çağır onu.

[Fabrizio, Vitelli'nin yanına gitmeden önce silahını kuşanır. Fabrizio, Vitelli, ve diğer adamlar kafeden birlikte çıkar.] Fabrizio, sen tercüme et.

Fabrizio: Si, signor.
Michael Corleone Sizi rencide ettiysem, özür dilerim. [Fabrizio çevirir.] Bu ülkede yabancıyım... [Fabrizio çevirmeye devam eder.] Ne size ne de kızınıza saygısızlık etmek istedim. [Vitelli Sicilyaca bir şeyler der.] Sicilya'da gizlenen bir Amerikalıyım. [Fabrizio çevirir.] Adım Michael Corleone. Bu bilgi için bir sürü para ödemeye hazır kişiler var. Fakat o zaman da kızınız babasından olur... [Fabrizio çevirmeye devam eder.] bir koca kazanmak yerine. [Fabrizio bir an duraksar, Michael'ın işareti ile çevirmeye devam eder.] Kızınızla tanışmak istiyorum... izninizle ve ailenizin gözetimi altında. Saygılarımla.
Vitelli: [Sicilyaca] Pazar sabahı evime geliniz. Adım Vitelli.
Michael Corleone Grazie. [Sicilyaca] Onun adı ne?
Vitelli: Apollonia.
Michael Corleone: Bene.

Don Corleone: [Beş Aile'nin liderlerine] İpin ucu nasıl oldu da elimizden kaçtı? Bilemiyorum. Büyük talihsizlikti ve gereksizdi. Tattaglia da bir evlat kaybetti, ben de. Ödeştik ve eğer Tattaglia kabul ederse ben her şeyin eskisi gibi olmasına razıyım.
Don Barzini: Bu toplantıyı talep ettiği için Don Corleone'ye müteşekkirim. Onu sözünün eri ve nedenleri dinleyen mütevazı biri olarak biliriz.
Tattaglia: Evet, Don Barzini. Kendisi çok mütevazıdır. Hakimleri ve politikacıları cebinde tutuyor ama onları paylaşmak istemiyor.
Don Corleone: Uzlaşmayı ne zaman reddettim? Hepiniz beni bilirsiniz. Bir sefer hariç, uzlaşmayı ne zaman reddettim? Ve neden? Çünkü uyuşturucu işinin ileride bizi mahvedeceğine inandım. Kumar, içki ve hatta kadın işine benzemez, ki, Kilise tarafından yasaklanmasına rağmen, çok insan bunları talep ediyor. Geçmişte kumar ve diğer işlerde yardımcı olan polisler bile uyuşturucuya geldi mi yardımcı olmayacaklardır. Buna o zaman da inanıyordum, şimdi de inanıyorum.
Don Barzini: Zaman değişti. İstediğimizi yapabildiğimiz eski günler artık geride kaldı. Reddetmek dostluğa sığmaz. Don Corleone'nin elindeki hakimleri,politikacıları paylaşabilmeliyiz. Ve bizim de o kaynaktansu çekmemize izin vermelidir. Bizden bu işin karşılığını da isteyebilir. Ne de olsa, komünist değiliz.
Don Corleone: Buraya uzlaşmaya geldiğimizi ümit ediyordum. Ve barışcıl bir çözüm bulabilmek için ne gerekiyorsa, yapmaya hazırım..
Don Barzini: Anlaştık. Uyuşturucu ticaretine denetim altında izin verilecek. Don Corleone, bize doğuda koruma sağlayacak ve barış olacak.
Tattaglia: Corleone'den kesin teminat isterim. Zaman geçtikçe ve kuvvetlendikçe kan davasına teşebbüs edecek mi?
Don Barzini: Hepimiz makul insanlarız. Teminat vermemize gerek yok.
Don Corleone: Sen intikamdan bahsediyorsun. İntikam oğlunu sana geri getirecek mi? Ya da benimkini bana? Oğlumun intikamını almaktan vazgeçiyorum. Fakat bencil sebeplerim var. En küçük oğlum ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı. Sollozzo meselesi yüzünden. Onu sağ salim geri getirebilmek için ayarlamalar yapmam gerek. Sahte suçlardan arındırmam gerek. Fakat batıl inançları olan bir adamım. Talihsiz bir kazanın kurbanı olursa, veya polis tarafından vurulursa veya hapis hücresinde kendini asarsa veya onu yıldırım çarparsa o zaman, bu salondaki bazı kişileri suçlayacağım ve asla affetmeyeceğim ama bunların hepsi bir kenara şunu söylemek isterim: Torunlarım üzerine yemin ederim ki bugün burada yaptığımız barışı bozacak olan ben olmayacağım.

Thomas "Tom" Hagen: Tattaglia'nın aracılarının temiz sicilleri olmasında ısrar edeyim mi?
Don Corleone: Bahset. Israr etme. Bahsedilmese de Barzini bunu bilir.
Thomas "Tom" Hagen: Tattaglia demek istedin.
Don Corleone: Tattaglia pezevengin teki. Santino'yu asla yenemeyeceğini biliyordu. Ama Barzini'nin yanında olduğunu daha bugün öğrendim.

Michael: Artık babamla çalışıyorum, Kay. Hasta. Çok hasta.
Kay: Ama sen onun gibi değildin. Bana, babana benzemeyeceğini söylemiştin.
Michael: Babam, diğer güçlü insanlardan daha farklı değil. Başkalarına karşı sorumlulukları var. Bir senatör veya başkan gibi.
Kay: [gülümseyerek] Çok safça konuşuyorsun.
Michael: Niye?
Kay: Onlar adam öldürtmezler.
Michael: Saf olan hangimiz, Kay? Babamın iş yapma şekli geride kaldı. O bile bunun farkında. Beş yıl içerisinde, Corleone ailesi tamamen meşru bir aile olacak. Güven bana. İşim hakkında bu kadarını söyleyebilirim.

Michael: Kredim seni satın alacak kadar güçlü mü?
Moe Greene: Beni satın almak mı?
[Fredo sinirli bir şekilde güler.]
Michael: Kumarhaneyi, oteli. Corleone ailesi seni satın almak istiyor.
Moe Greene: Corleone ailesi beni satın mı alacak? Hayır, ben sizleri satın alırım.
Michael: Kumarhanen para kaybediyor. Biz daha iyisini yapabiliriz.
Moe Greene: Para arakladığımı mı sanıyorsun?
Michael: Şanssızsın.
Moe Greene: Siz Gineler beni güldürüyorsunuz. Kötü zamanınızda Freddy'yi aldım ve şimdi beni atmaya çalışıyorsunuz!
Michael: Sebebi, kumarhanene para desteğinde bulunmamızdandı. Molinari ailesi de onun güvenliğini garantilemişti. Artık iş konuşalım.
Moe Greene: Olur, konuşalım. Artık işiniz bitti. Artık gücünüz kalmadı. Baba hasta. Diğerleri sizi New York'un dışına sürüyor. Otelime gelip devralabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Barzini ile görüştüm. Onunla anlaşırım. Oteli elden çıkartmam da gerekmez!
Michael: Onun için mi ağabeyimi milletin önünde tokatladın?
Fredo: Basit bir olaydı, Mike. Moe bir şey kastetmedi. Ara sıra kendini kaybetse de iyi arkadaşız.
Moe Greene: Burada bir iş yürütmeye çalışıyorum. Gerekirse can da yakarım. Tartışmıştık ve onu biraz düzelttim.
Michael: Ağabeyimi mi düzelttin?
Moe Greene: Garson kızları beceriyordu! Müşterilere servis yapılamıyordu. Neyin var senin?
Michael: Yarın New York'a hareket ediyorum. Fiyatı kararlaştır.
Moe Greene: Orospu çocuğu! Kim olduğumu biliyor musun? Ben Moe Greene'im! Sen küçücük çocukken, ben yol almaya başlamıştım.
Fredo: Bekle bir dakika, Moe. Bir fikrim var. Tom, sen consigliere'sin. Babamla konuşsan...
Tom Hagen: Dur bir dakika. Babam yarı emekli ve Mike aile işlerinden sorumlu. Söyleyeceklerini, Michael'a söyle.
[Moe Greene ayrılır.]
Fredo: Mike, Las Vegas'a gelip, Moe Greene gibi bir adamla böyle konuşamazsın!
Michael: [Sakin bir şekilde] Fredo, ağabeyimsin ve seni seviyorum. Ama bir daha asla aileye karşı başkasının tarafını tutma. Asla.

Don Corleone: Önce Barzini sana karşı harekete geçecektir. Tamamen güvendiğin biriyle bir toplantı ayarlayacaktır. Güvenliğini garanti edecektir ve o toplantıda seni öldürecekler. [Duraksar.] Canım daha fazla şarap içmek istiyor. Her neyse, zaten içiyorum.
Michael: Sana yarar, baba.
Don Corleone: [Duraksar.] Bilmiyorum. Karın ve çocuklarınla mutlu musun?
Michael: Çok mutluyum.
Don Corleone: Çok iyi. Umarım, ikide bir Barzini meselesini açmam canını sıkmıyordur.
Michael: Hayır, kesinlikle.
Don Corleone: Eski bir alışkanlık. Hayatım boyunca dikkatsiz olmamaya çalıştım. Kadınlar, çocuklar dikkatsiz olabilir ama erkekler asla. Oğlun nasıl?
Michael: İyi.
Don Corleone: Her geçen gün sana daha çok benziyor.
Michael: [Gülümser.] Benden daha akıllı. Daha üç yaşında ama çizgi roman okuyabiliyor.
Don Corleone: Demek, çizgi roman okuyor. Bir telefoncu ayarla da, yapılan bütün konuşmaları dinleyelim.
Michael: [Sözünü keserek.] Hallettim. O iş halloldu bile, baba.
Don Corleone: Doğru. Unutmuşum.
Michael: Neyin var? Nedir seni rahatsız eden şey? Ben hallederim. Halledebileceğimi söylemiştim. Hallederim.
Don Corleone: [Ayağa kalkar.] Bunların önce Santino'nun başından geçeceğini düşünürdüm. Ve Fredo'nun..., [Michael yanına oturur.] Ama bunu asla senin için istememiştim. Hayatım boyunca çalıştım. Aileme baktığım için özür dileyecek değilim. Budala olmayı reddettim. Meşhurların tuttuğu bir ipin üzerinde cambazlık yapmayı da. Ben özür dilemem. Bu benim hayatım. Ama düşünürdüm... Zamanı gelince, ipi tutanın sen olacağını düşünürdüm. Senatör Corleone. Başkan Corleone. Bunun gibi şeyler.
Michael: Bir başka pezzonovante.
Don Corleone:Belki... Yeterince zaman olmadı, Michael. Yeterince zaman yoktu.
Michael: Oraya da ulaşacağız, baba. Oraya da ulaşacağız.
Don Corleone:[Michael'ı öper.] Bu Barzini toplantısı teklifini sana kim getirirse... hain odur. Bunu asla unutma.

Michael: [Sonny'nim ölümü hakkında Carlo ile konuşurken] Bugün tüm aile işlerini bitireceğim. Onun için bana suçsuzum deme Carlo. Yaptığını kabul et. [Carlo ağlamaya başlar.] Ona bir içki ver. Haydi. Korkma, Carlo. Kız kardeşimi dul bırakacağımı mı sanıyorsun?Oğlunun vaftiz babasıyım, Carlo. Haydi, iç, iç. Hayır, seni aile işlerinden uzaklaştırıyorum. Cezan bu. Artık işin bitik. Vegas'a giden bir uçağa bineceksin. [Michael, Carlo'ya biletleri uzatır.] Orada kalmanı istiyorum. Anladın mı? [Carlo başıyla onaylar.] Ama bana suçsuz olduğunu söyleme. Beni aptal yerine koymuş oluyorsun. Bu da beni çok kızdırıyor. Sana hangisi yanaştı? Tattaglia mı, yoksa Barzini mi?
Carlo: Barzini.
Michael: Good. [Sandalyesinden kalkarak] Seni havaalanına götürecek araba dışarıda. Karını arayıp hangi uçağa bindiğini söylerim.
[Carlo ayağa kalkar.]
Carlo: Mike... Lütfen
Michael: Yıkıl karşımdan.

[Connie, Carlo'nun ölümünde Michael'ı suçlarken]
Michael: İsterik olmuş. [sigarasını yakarak] İsterik olmuş.
Kay: Michael, bu doğru mu?
Michael: [Duraksar.] Bana işim hakkında soru sorma.
Kay: Michael...
Michael: Bana işim hakkında soru sorma. Yeter!
Kay: Hayır!
Michael: YETER!!! [Sakinleşir.] Pekala. Sadece bu seferlik. Sadece bu sefer işlerimi soruşturmana izin vereceğim.
Kay: Doğru mu?
Michael: Hayır.
[Kay gülümser ve kollarına doğru yürür.]
Kay: Sanırım, birer içkiye ihtiyacımız var.
[Kay mutfağa doğru giderek bir şeyler hazırlamaya başlar bu sırada Peter Clemenza, Rocco Lampone, ve Al Neri Michael'ın ofisine girer.]
[Clemeza, Michael'ın elini sıkar, kucaklar ve ardından elini öper]
Clemenza: Don Corleone.
[Lampone, Michael'ın elini öper ve Neri kapıyı Kay'ın yüzüne kapatır.]

Ayrıca bakınız[değiştir]

Baba (film) ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.