Peter Drucker

Vikisöz, özgür söz dizini
Peter Drucker
Avusturyalı yazar.
Doğum tarihi 19 Kasım 1909
Doğum yeri Viyana
Ölüm tarihi 11 Kasım 2005
Ölüm yeri Claremont
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Peter Ferdinand Drucker (19 Kasım 1909 - 11 Kasım 2005), Avusturyalı yazar, konuşmacı, danışman, öğretim üyesi ve yönetim bilimci.

Bilgi, tek başına ekonomik bir kaynak değildir. Bilgi alınıp satılamaz, sadece bilgiyle yaratılanlar alınıp satılabilir.   

Sözleri[değiştir]

  • Ağaçlar ölmeye yukarıdan başlar.  
  • Yönetim bilgi toplumunun jenerik organıdır.  
  • İletişimde en önemli şey; söylenmeyeni duymaktır.  
  • Ben o dili anlamadıkça, "anlam" diye bir şey yoktur.    
  • Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu yaratmaktır.  
  • Yeni dünya düzeni yeryüzünü ölüme mahkum etmiştir.   
  • Siyasi sloganlar, siyasi  gerçeklikten daha uzun ömürlüdür.
  • Ticaretin sadece iki basit işlevi vardır: pazarlama ve yenilik.
  • Doğru şeyi yapmak, bir şeyleri doğru yapmaktan daha iyidir.   
  • Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur.
  • İyi bir yönetici, sıradan insanları sıradışı işler yapar hale getirir.  
  • Çevrenin korunabilmesi için ekolojiyle ilgili yasalara ihtiyaç vardır.  
  • Bu yüzyılda yeni bir inanç doğmuştur: Doğayı insana karşı korumak.
  • Bilgi geliştirilmeli, zorlanmalı ve sürekli artırılmalıdır yoksa kaybolur.  
  • "Savunma" artık mümkün değildir; mümkün olan yalnızca misillemedir.  
  • Hemen sıkı çalışmaya dönüşmediği sürece planlar, sadece iyi niyetlerdir.  
  • Bir danışman olarak en güçlü yönüm cahil olmam ve birkaç soru sormamdır.  
  • Değer yaratan iki faaliyet vardır. Yenilik ve pazarlama geriye kalan herşey maliyettir.  
  • Dünya artık emek yoğun, malzeme yoğun, enerji yoğun değildir; bilgi yoğun olmaktadır.  
  • İnsanın yaşadığı çevreye yönelen başlıca tehlikeler giderek daha global bir nitelik almaktadır.  
  • Bilgi, tek başına ekonomik bir kaynak değildir. Bilgi alınıp satılamaz, sadece bilgiyle yaratılanlar alınıp satılabilir.   
  • Dünyanın herhangi bir yerinde çevreye verilen ciddi boyutlardaki zararın herkesin sorunu olduğu ve hepimizi tehdit ettiğini kabul etmedikçe, hiç bir etkili önlem alamayız.  
  • Ondokuzuncu yüzyıla kadar, hiç sona ermeyen zorlu görev, insan soyunun ve çevresinin doğal etkenlere karşı korunmasıydı. Ama bu yüzyılda yeni bir ihtiyaç doğmuştur: Doğayı insana karşı korumak.  
  • Çevre de artık para gibi, enformasyon gibi ulusal sınırlar tanımamaktadır. Çevreyle ilgili önemli ihtiyaçlar -sözgelimi atmosferin ve dünya ormanlarının korunması- ulusal düzeydeki eylemler ve ulusal yasalar ile korunamaz.  
  • Çevreye yönelik en büyük tehdit, bir kağıt fabrikasının atıklarından, bir belediye kanalizasyonunu okyanusa boşaltmasından ya da yerel çiftliklerde kullanılan tarım ilaçlarıyla gübrelerin, sızıntı ve akıntılarının denize ulaşmasından kaynaklanan yerel kirlilik değildir. Esas tehlike, insanoğlunun yaşamına, atmosfere, dünyanın bir bakıma akciğeri sayılan tropik ormanlara, dünya okyanuslarına, hava ve su rezervlerimize yönelik olan tehlikedir. Bu da tüm insanlığın bağımlı olduğu çevre demektir.