Tahir Musa Ceylan: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
vikipedi şablonu eklendi
Alperegen (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
275. satır: 275. satır:
*Babam gibi olmalıydım, babam gibi olamazdım, ancak ona acıyarak kendimi kurtardım
*Babam gibi olmalıydım, babam gibi olamazdım, ancak ona acıyarak kendimi kurtardım
*Topluluk önünde yapılan tartışmanın ana hedefi, kişinin başkasına karşı yaptığı haksızlığı topluma, kendine yapılmış haksızlık olarak algılatmaktır
*Topluluk önünde yapılan tartışmanın ana hedefi, kişinin başkasına karşı yaptığı haksızlığı topluma, kendine yapılmış haksızlık olarak algılatmaktır
*Kadın kan gibi yasaktı
*Kadın kan gibi yasaktı///
*Aşk, birinin ruhunun diğerinin yüreğine doğru hızlı metastazı ve hasta bedenin içe doğru yavaş infilakıdır
*Aşk, birinin ruhunun diğerinin yüreğine doğru hızlı metastazı ve hasta bedenin içe doğru yavaş infilakıdır



13.59, 10 Mart 2011 tarihindeki hâli

Tahir Musa Ceylan ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.

Tahir Musa Ceylan(d. 1956, Yenice Çanakkale), nöro/psiko-felsefe içerikli, bilgiye dayalı mantıkçı bir felsefenin izini süren, ortak benlik, nesne benliği, dışlaşmak, içgüdü ikamesi ve ortaklık içgüdüsü gibi düşünce sistemindeki anahtar kavramların içini doldurmaya çalışan düşünür.


  • Aşk, kendi ölümünün lezzetidir.
  • Gece içimde hiçbir şey kalmadığı için sabah ölecek gibi kalkarım.
  • Bir milli park yaratırken önce otobur temelini kurar, sonra üstlerine onlarla beslenecek yırtıcıları salarsın; bir ekonomi yaratırken de temele çalışanları yerleştirir, sonra üstlerinde kapitalistleri palazlandırırsın.
  • Daima başkalarını yücelterek kendimi gizlerim.
  • Çalmanın depresyonu sağaltıcı bir etkisi vardır.
  • Hayallerimiz, toplumun bizden beklediklerinin ötesindeyse utancımız fazladır.
  • Travma geçirmiş beden benliğe yabancı gelir.
  • En zehirli mahçupluklar sarılarak yok olur.
  • Öğretmen dilsizse çocuklar cezalandırılma korkusu; öğretmen konuşkansa öğrenciler utanma duygusu yaşar.
  • Utançtan kaçmak için en sık başvurulan yol mükemmeliyetçiliktir.
  • Aklın üstüne yük gelirse beden düşünmeye başlar.
  • Ben sesleri yazabilirim, konuşamam.
  • Evlilikte eşlerden biri iyi olursa öteki olduğundan kötü olur.
  • Kimliğimiz, kendimizi algılama ile toplumun algılaması arasındaki uzlaşma çabalarının tümüdür.
  • Sabahlarla akşamlar ezanlarda bile farklıdır.
  • Başkalarına yardım et düzelirsin.
  • Yaratıcı olmak için kuşatılmamışlık duygusuna sahip olmak gerekir.
  • Yeryüzünde söylenmiş her söz doğrudur.
  • İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik kendini durdurmasıdır.
  • “Kuran’ı biz dağlara göklere verdik, ancak onlar almadılar, onun için insana verdik”. Mutlak sadakati çünkü yine de ancak insan gösterebilir.
  • Bileşmenin, birleşmenin olduğu her yerde organizatöre ihtiyaç vardır; insan da bir bileşimse eğer kendini idare edecek bir benliğe ihtiyacı olacaktır.
  • Kendini çok sevenin nesnelere sevgisi azdır, nesneleri çok sevenin de kendine ilgisi azdır.
  • Bizi yetersizliklerimiz barıştırır.
  • AIDS ve vebadan koruyan aynı gendir, veba Avrupa’da heladan, AIDS Afrika’da maymundan gelmişken, bedenin kendine verdiği görevi dün yaptığından farklı olarak bugün beyin zihne vermiyor ki Avrupa yaşıyor, Afrika ölüyor.
  • Birincil narsizm hayvana, ikincil olansa insana bağlıdır, o yüzden ilki haklı, sonraki hastalıklıdır.
  • Bebeklikte zevk algılayan reseptörler iyi gelişmemiştir; o yüzden bebekler zevki bir erime duygusu olarak algılar; erişkin rüyalarında da cinsel doyum erime tonunda yaşanır. Bebekliğimiz o yüzden, hiç dökemediğimiz üstümüzdeki sıvadır… Sıvayı yalnızca, çaresiz bir hastalıkla, karşılıksız bir aşk kazır.
  • Her canlı aynı organizasyonu kurar, karıncalar ameleler, bakteriler pigmeler, kaplanlar patronlar dahil
  • Dikkatte eksiklik kişiyi, en yakınına muhtaç eder, çünkü bu durumda ancak en yakındaki dikkatten kaçmaz.
  • İnsanın yaptığı ilk plan, işemesini tutmaktır.
  • Uygarlık saldırganlığın dolambaçlı yollardan ifadesidir. İfadede yol ne kadar dolanırsa, yaratıcılık o kadar fazla, yaratılan eser o kadar büyük olur.
  • İnsan ilk ava çıktıktan sonra sınır çizmeye başlamıştır, çünkü sadece avcı canlılar "egemenlik" alanı belirler.
  • İnsanda mahrem alan 0.5 metre, kişisel 1,2, sosyal alanda 3 metredir. Şiddet suçu işleyenlerde kişisel olan dört kat daha geniştir, o yüzden onlara 5 metreden fazla yaklaşmamalı, yoksa tecavüze uğramış hissederler kendilerini.
  • Göz göze temas uzadıkça algısızlık oluşur, çünkü karşıdaki o zaman algılanacak nesne olmaktan çıkarak içime girip ikinci bir “ben” olur. “Nesne benliğim” de iki benliği bir arada taşıyamayacağı için dağılır. Benliği dağıtmanın kısa yolu, onu kendinden ayrılmayan nesneye boğmaktır.
  • İnsanın içinde durdurucu düzenekler zayıfsa, bunların dışarıda kurulması gereklidir. Ahlaki öğretiler ve din sanıldığından da lüzumludur onun için.
  • Benim aşkım benim ödipalim değildir yalnızca; insanlığın yaşadığı bütün ödipallerin toplamıdır.
  • Beni en çok düşündüren şey, bitki “kanı”ndaki klorofille, hayvan kanındaki hemoglobinin birinin ortasında magnezyum, ötekinin ortasında demir bulunmasının dışında tamamen aynı yapılar olmasıdır.
  • Bedenin sınırları arzunun sınırlarından dardır.
  • Ego gücü = iştah + doymayı erteleme gücü.
  • Düş kırıklıklarına direndiğimizi gözlemek kendimizi sevmemize neden olur.
  • Her türün üyeleri aynı canlının uzuvları gibi hareket ediyorsa eğer, tek tek her canlı için en önemli beceri diğer üyelerle eşgüdüm sağlamak olmalıdır.
  • Başarılı her insan, en azından kendi programını yapmaya yetecek kadar dışarıya kapalı olmak zorundadır.
  • Büyük bir adam biyolojik olarak küçük bir nedenle büyük olabilir; küçük bir adam da felsefi olarak büyük bir nedenle küçük yaratılmış olabilir.
  • Eksiği küçük olanlar onu kapatıp yıldızlaşır, eksiği nispeten büyük olanlar kapatamayıp yalnızlaşır; eksiği çok büyük olanlarsa, eksiği küçük olanların eksiğini kapatmakta kullanılır.
  • İçilen sıvının, bedenin her köşesine dağılıp sonunda idrara gitmesi; canlıda olağanüstü bir toplama sistemi olduğunu gösterir.
  • Büyüklenmeci/takıntılı benliklerin attıkları nutuk sırasında; sayısı yüzlere varacak kadar geniş kanatlı burunlarına dokunup kaşındığını görüyorum, büyük düşünce beyni kaşıyıp durmaktan mı çıkıyor acaba! Gördüğüm son örnek Slavoj Žižek oldu.
  • Psikanaliz sırasında analizana analist düşüncelerini, kendine yapay bir hayat kurması için ödünç verir, sonra da onları geri almaz; düşüncelerin geri verilememesi feci bir şeydir.
  • Eğer ergenin beceriksizliği toplumun kulağına kaçarsa, gençte yaşam boyu bir çalışma felci gelişir.
  • Bütünlüğü sağlayan bilgeliktir.
  • Konuşma ancak bazı zamanlar için bir iletişim şeklidir, daha çok bir savunma şeklidir o.
  • Uygarlık dürtüselliği engelleyerek insanı bozar.
  • Kadınlar ilk doğumda tecrübe ettikleri halde, acı içinde kalma pahasına neden sonraki çocuklarını doğurur? Çünkü annelik hormonu oksitosin, ilk doğum sırasında beynin kayıt yapmasını engeller.
  • Güçlüler kendini yormadan, zayıflarsa helak olarak güç kullanır.
  • Zeki bir insan zekasını açık ettiğinde avantajını kaybeder.
  • Olan ve olması gereken arasındaki mesafe ve zamanı kapatma işlemine çaba denir.
  • Korkunun olmadığı yerde cesaret olmaz.
  • Dövme sığırlardan sonra denizcilere yaptırılmıştır, boğulanlar ve vurulanlar tanınsın diye…
  • Kuvvetliler tehlike olduğunda, zayıflarsa olacak diye algılar.
  • Akıllılar bir gün, deliler bir asır sonra haklı çıkar.
  • Ölçülülük hafif kontrol gerektiren zayıf dürtülere sahip olmakla, aşırı kontrollülükse kontrolü zor ve tehlikeli isteklere sahip olmakla gelişir.
  • Acıya dayanma gücü yetinmenin büyüklüğüyle paralel gider, yetinme de bir acıdır çünkü.
  • Başarılı adamlar yaşamlarını bütünüyle kontrol etme hayaline ve gücüne sahiptir.
  • Üstün yaratıcılar alt basamakları tek hamlede atlayarak, doğrudan kendini gerçekleştirmeye yönelir.
  • Dünyanın aşırı farkında olmak insanı bilim adamı, kendinin aşırı farkında olmaksa hasta yapar.
  • Psikoterapi insanın kişilik değiştirmesini değil, onu değiştirmeden kendi doğasına uyum göstermesini sağlar.
  • Hastalıkları iyileştirmeye çabalamayın, denetim altında tutmaya çalışın.
  • Aşırı doyum kendini engellemektir.
  • Kimlik kazanmak, değişimin göbeğinde değişmeden kalma becerisi edinmektir.
  • Allah her insana sabah uyanmak için bir neden vermiştir.
  • Bir yapı bencilleştikçe, daha üst bir organizasyon kurar.
  • Açlık arayış, doygunluk durgunluk, durgunluk isteksizlik yaratır.
  • Uyanıklık kendini harcamak, uyku kendini onarmak içindir.
  • Arzuların engellenmesi düşünceyi doğururken, doyurulması yok eder.
  • En köklü mutluluğu üzüntü duyabilme gücü yüksek olanlar yaşar.
  • Zihin önce anneyle, sonra toplumla rezonansa geldikçe kurulur.
  • Mukavim bir mutluluk kendine doğru söylemekle kurulur.
  • Varlığımızı Afrika’daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa’daki Medicinlere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış, hatta başından sonuna pratik ve yaklaşık olarak o kişi tamamlamıştır.
  • İnsanlar karşı koymaya yetecek güç bulmadan saldırganı algılamaz.
  • Büyüme nesnelerle ilgili bilgi kırıntılarından dünyalar kuran logaritmik bir öğrenmedir.
  • İlk sevinci gerilimlerin yerine eylemleri geçirdiğimiz gün yaşarız.
  • İlk yoksunluk tanışılan ilk gerçekliktir, bu durumda insana yüklenen gerçek amaç tam doygunluk şeklinde mükemmele ulaşmak olsa bile, onun bizdeki yanılsaması gerçeklerden kurtulmak, yani mutlak özgürlük şeklindedir.
  • İnsan tam olarak kendine güvendiğinde sıkıntı yok olduğu kadar zevk de yok olur.
  • İnsanın geliştirdiği ve hala becerebildiği bencilliği alet kullanmasından gelir, bir zamanların taş, demir aletleriyle zuhur eden özellik; bugünkü durumda, başka insanları kendi kullanımında aletler olarak görme yanılgısıyla devam etmektedir.
  • İnsan olmak en zorudur.
  • Kötü insandan kurtulmak mümkün değildir; önemli olan kötü insanı iyi şeyler yapmak zorunda bırakmaktır.
  • Gözlediğinde insan, gözlerini gökyüzünden büyük yapar.
  • Hiç takdir almamak kişiyi ya çok saldırgan ya da çok inat yapar.
  • Açıklamak, matematikleştirmektir.
  • Embriyolojik dönem filogenetik evrimin; bebeklikle çocukluk dönemi türün kültürel evriminin hızlandırılmış tekrarıdır.
  • İnsan vücudu bir kere yenilen tek ordudur.
  • Hindistan en derin, Norveç en sessiz, Japonya tek tip, Hollanda çalışkan, Avustralya rahat ülke, Türkiye ise enerjisi meçhul mucize bir makine...
  • Sinüs düğümü aydınlardır, sürekli uyarırlar, ventrikül kasları işçilerdir, çalışırlar, kapaklar bürokratlardır, vergi toplamadıkça geçişe izin vermezler, damarlarsa kadınlardır kesintisiz beslerler; her ülke vakti geldiğinde ölmeyi bilen bir kalptir.
  • Talebeydim ve silgim bir parça araba lastiğiydi, defterleri yırtar kendi eksilmezdi; oradan bilirim, her sözü lastikli adamlar kaybetmeye dayanamayanlardır, içlerinde ruhunuzun yırtılmasını göze alamıyorsanız, dışlarına yaklaşmayın.
  • Kolay mutluluk, insanlar için çalıştığı açık olan insanların mutluluğuysa, hissedilmesi zor mutluluk da insanlar için çalıştığı gizli kalmış insanların mutluluğudur.
  • Sevmenin öncesi acımaktır.
  • Yaşamda en yüksek bedel, sevginin korunması için ödenir.
  • Öylesine gelen mutlulukla içi ezilen insanlar vardır, onlar babalarının her takdirinden sonra annelerinin ekşi yüzü ya da annelerinin takdirinden sonra babalarının gizli tehdidiyle karşılanmıştır; mutluluk kendinin kendiliğindenliğini, mutsuzluksa başkalarının aktif çabasını gerekitirir.
  • Kader bazen senin kaderini iyileştirmek ister ve yine bazen, iyileştirme yapmakta olan kaderden habersiz biçimde, sen kaderini eline almaya çalışarak, kaderini değiştirmek isteyen kaderine engel olursun.
  • Dürtüsel insanlar; dürtülerini kontrol etmek peşinde algılamasını derinleştirir, hesaplarını detaylandırır, kişiliğini geliştirir. Dürtüsel olmayanlarsa zamanla tekdüze yapı ve dar bir kişilikte kalır.
  • Eğer bir evde uzun etek iki sene sonra kısa etek, dört sene sonra bluz, altı sene sonra şilte, sekiz sene sonra yorgan yüzü olmamışsa, o evin çocuklarında hayata karşı tutumluluk, doğaya ve insana karşı derin bir sorumluluk gelişmesi zordur.
  • Hezeyan, kaygan ve belirsiz dünyaya dayanamayan birinin yaptığı sabitleme işlemidir.
  • İnsan olmanın, sahip olduğu sadelik, adalet, itidal, sadakat, basiret, merhamet, bağışlama, alçakgönüllülük, hoşgörü, cesaret, saflık ve aşkla pozitif bir sonsuza doğru gideceği yolun bitmeyeceğini varsayarsak, insanlıktan çıkmanın da o nedenle, gösteriş, adaletsizlik, sadakatsizlik, gönlübüyüklük, korkaklık, nefret ve sevgisizlikle negatif sonsuza doğru bitirebileceği bir yolu olmaması gerekir; sanırım bu iki yol birbirine paralel gidecek, çünkü sadakatsizlik, basiretsizlik görenlerin içinden çıkacak bir grup ancak daha sadık ve basiretli olabilecek.
  • Kendini keşfettirmek için bile kimi zaman kendi kıymetini düşürmen gerekir!
  • Büyük işler yapmaya koyulduğunda etrafında bir uçurum varmış gibi yalnız kalırsın.
  • Benim için bilgi değil inanç önemlidir, çünkü bilgide faydacılık, inançta fedakarlık vardır.
  • Her bulduğun pullukta sorunu ya da umudu toprakta arama.
  • Kadın dilin de öncesini bilir, o yüzden dile erkek kadar ihtiyacı yoktur onun.
  • İnsandan daha yüksek bir canlı doğacaksa birgün, kalbinde beş göz olacaktır, bunca kirlenen kan yüksek bir şey yaratamaz çünkü!
  • Arkadaşlığın, dostluğun köklerinde hiç ummayacağımız kadar basit etmenler rol almış olabilir, soğuk mağaralarda her ısı artışını adeta koklayan derimizdeki sıcaklık reseptörleri gibi mesela.
  • Kim yumurtasına sahip çıkarsa o en gelişmiş olandır; balık suda, sürüngen kumda, timsah ağzında, kuş yuvasında, kanguru torbasında, insan karnında saklar onu.
  • Düşünceler üretiriz ve ürettiğimiz düşüncelerin altında eziliriz.
  • En sağlamı ödülü kendinden almak, başkasına vermektir.
  • Optimum sayıda kötü gereklidir.
  • Kişisel özgürlükler karşıt doğal zorunluluklara yol açar, volonterizmle ilerledikçe deterministik bir sonuçla karşılaşırız. Bütün insanların sınırsız bir özgürlüğe sahip olmasından korkmamamın nedeni budur.
  • Hayat bir görevi yerine getirme durumudur, durdurulmadığı sürece, aynen embriyo gibi kendiliğinden oluşur. Yemek yeme, sevişme, merak etme, öğrenme, yerine getirme istediğimiz şeyler değildir, içimize doğmuş görevlerdir.
  • Yapamayan açıklar, çoğu teorisyen kötü pratik sahibidir.
  • Yeryüzünde insan birlikleri vardır, sorumlu insanlar birliği, saldırgan insanlar birliği, atik insanlar birliği, tembel insanlar birliği gibi. Aile, takım, parti, cemaat gibi insan meclisleri ise farklı birliklerden üyeler bir araya geldiğinde ancak kurulur.
  • Yüzer gezer konuşmalar yapamam, çünkü içlerinden hangilerinin katılaşacağını bilemem.
  • Kendime acımaya yetecek bir olgunluğa ulaşınca insanlarla barıştım.
  • Ruhu kapasitesiz bedenini yoracak biçimde nesne düşkünlüğü gösteren, kendini nesneden yana korkutarak durdurmak zorunda kalır.
  • Dil manik bir hastanın kuş gibi cıvıldayarak oynadığı bir oyun ve kurduğu bir yapıdan çıkmıştır.
  • Ölüm, parasını başkasının ödediği sonsuz bir tatil gibi...
  • Kötü şey kendine iyi bakar.
  • Bütün güzel şeyler ödünçtür, beş ölü doğumun üzerine Tanrı'nın verdiği ve üç tane on yıl sonra geri aldığı Mozart ya da onun konserlerinde saraydan iki üç saatliğine alarak giydiği üzerine bol gelen üç beş parlak giysi gibi...
  • Beni en çok korkutan şey insan öldüren insanların, ben insana hemen hemen sağlıklı insanlar olarak görünmesi olmuştur.
  • Hiçbir erkek tek başına bir kadınla başa çıkamaz, mutlaka iki adam gerekir, ideali koca+sevgili ya da baba+oğuldur.
  • Yazmak paranoyayı geride bırakmaktır, yazılanlar paranoyayı uygulamıştır çünkü.
  • Paranoya çemberini geceler tamamlar sabahlar kırar, gecenin tamamladığı çemberi kıramayan bir sabah olursa, o gün paranoid paranoyasını uygular.
  • Yaşam, üç beş parça şeyin durmadan yer değiştirerek ürettiği sonsuz sayıda aslı olmayan görüntüdür. İki hidrojenden bir helyum, üç helyumdan bir karbon, trilyonlarca karbondan insan, milyonlarca trilyon karbondan dünya... Bu kadar ve başka bir şey yok.
  • Beyninin yapısını düşününce, insanın yeryüzünde yaptıkları çok az gelir.
  • Ten temasından hoşlanmayan kişi insan sevemez.
  • İnsanlar doğduklarında ve öldüklerinde benzeyebilirler ama güldüklerinde ve yürüdüklerinde çok ayrılırlar.
  • Acı, çok dağılmış insanın kendini toplama aracıdır, Onu matkap gibi kullanıp psikolojik kaya katmanına ulaşır ve o temel üzerinde kendini yeniden kurar.
  • İnsan ölüsünün peşine düşer, o olmazsa benlik eksik kalır çünkü.
  • Bazılarının suç uydurma suçu vardır, bir suç denizinde böylece suçluluklarını görmezden gelebilirler çünkü.
  • Şu Afrika'nın güney doğusundaki sıcak mağaralar olmasaydı biz olmayabilirdik, şu Avrupa'nın batısında, Amerika'nın ortasında benzer başka mağaralar olmadığı için hiç olmayanlar, olmadığı bile akılda kalmayanlar olduğu gibi.
  • Her duygunun kendi düşüncesi vardır, buradan her düşüncenin de bir duygusu olacağı fikrini çıkarmayın ama, duygusuz çok düşünce vardır dünyada!.
  • Öğrenirken yüzünde sıkıntı yoksa zekidir.
  • Binlerce ekmeği olan bazıları hayatını bir fazla ekmeğe harcamıştır
  • Bugünlerde savaşın bilimi, barışın efsanesi var, umarım yarın barışın bilimiyle savaşın efsanesini kurabiliriz
  • Artık kendimi savunacak yaşları geçtim, tehlikeye atılmayacak yaşlara geldim.
  • Bilim çok az saf olup hemen tamamıyla karmaşıktır, bilimadamıysa çok çok az "saf"tır, ama tutarlı biçimde yanlıştır.
  • Amacım, azalmama alıştıra alıştıra insanları bir gün tamamen sessizliktir.
  • Bir zihni muhakeme edebilir durumda tutmak için beyni hangi yaşta ne kadar yorabiliriz; yorgunluğun dağılma yarattığı nokta bunama, yorgunluğun daha büyük yorgunluklar için rezerv topladığı zaman çocukluk yılları mıdır acaba?
  • Annesi terzi, babası berber olanları severim, insanı bir şey yaparak keserler çünkü.
  • Erken dönemde hafif bir hastalığı olanlar kendine bakmak denen bir eğitimden geçtikleri için uzun yaşarlar.
  • Hafızada kalacak son güzel şey rahat bir ölümdür.
  • Bireysel olarak insanlarında "güçsüzlük" kültürü olan toplumların alt gruplarında güçsüzlük duygusunda ortaklığın yarattığı coşkuyla çocuksu bir "güçlülük" duygusu oluşur.
  • En çok hayat gibi bir dengesi olan adamları ve ahiret gibi karanlığı ve aydınlığı birarada tutan kadınları severim.
  • Çok fazla bilgi verenden bilgi alınmaz.
  • Sağlak insanın soluna göz devirip konuştuğunda hatırlamaya çalıştığını, sağına göz döndürüp konuştuğunda ise bir şeyler kurmaya çalıştığını anlayın.
  • Zeki bir insanda dünyaya karşı anlayışsızlık ve körlük gelişmesi, hayatın tek bir unsuruna uzun süre bağlı kalmak nedeniyledir.
  • Uygarlık zorunlu kılar.
  • Her "şey" küçülüp atomize oluyor, ülkeler, aileler hatta kişiler... Çünkü "şey"lerde artık güç yok.
  • Bir sarmaşığın bile yarım metre ülkesi vardır.
  • Süt veren annelerin takıntıları kaybolur, süt verileni beslediği kadar vereni de iyileştirir çünkü.
  • Obsesif-paranoid dizgede kişilik bozukluğu olanlar en soyut konuyu bile örneklendirerek anlatırlar, somutlaştırma dar kafaya iyi gelir çünkü.
  • Kişilikte güç belirsizliğe tolerans demektir.
  • Yalnız kalma potansiyeli zayıf olanlar, masum olaylara felaket senaryosu yazarlar.
  • İnsanın büyüklük duygusunu onaylıyorum, ancak ışık dünyaya vurup evrenin derinliklerine doğru gidiyorsa eğer, uzayda çok büyük perdelere ancak sığabilecek sayısız insan görüntüsü dolaşıyor zaten, ek olarak küçücük dünyanın üzerinde gönlübüyüklük yapmaya hacet yok gibi geliyor bana!
  • Aşağılık duyguma uygun konum aldığımda, üstünlük duygusu olanların arasında yaşamım pürüzsüz akıyordu; duyguma ters konum aldığımdaysa bu sefer de aşağılık duygusu olanların arasında sorunsuz yaşıyordum; her iki durumda da tersini yaptığımda ise felaketlerin kıyısından dönüyordum.
  • En kolay sevilenlerin; zayıflıkları konusunda konuşup, güçleri için tek laf etmeyenler, en sıkıcıların ve nefret uyandıranlarınsa bunun tersini yapanlar olduğunu biliyoruz. Bilmediğimiz, bu bilgiye sahip olmaktan ötürü yanıltıcı davrananlara karşı duyulacak duygudur; acaba bu "yavanlık" olabilir mi?. Bilgi arttıkça yavanlığın da artması boşuna değildir zaten.
  • Mayayı keşfettiğinde ekmekten önce şarap yapmış bir soydan geliyoruz; insan hakkında biraz daha düşünmemiz ve duyguyu doymaktan önceye almamız gerekiyor.
  • Açık deniz yolculuklarında içme suyu kurtlanınca, denizciler yanına su yerine alkol almıştı, gemicilerin çoğu o nedenle alkoliktir; bazı şeylerin nedeni sandığımızdan basit olabilir.
  • İnsanı bazen yetersizlikleri üstün yapar. Paganini mesela 'Ehlers-Danlos Sendromu' denen ve keman çalmak için insanın elini kolunu "kırık" hale getiren bir hastalığa sahipti.
  • Çin Seddi'ne bak, büyük emeklerin ne kadar boşa gittiğini anlarsın.
  • Gezegenler küçükse üstünde atmosferi, büyükse içinde suyu tutamaz. İnsanlar da küçükse üzerinde her kişiye karşı onuru, büyükse içinde bir kişiye karşı olan duyguyu tutamaz.
  • Asosyalliğin sınırında olup da sosyallik için can atanların sosyal olarak sivri tarafları olur.
  • Dünyanın en uzun adamının, kısa boylu Çinlilerin arasından çıktığını öğrendiğimde en büyük gücün çokluk olduğunu anlamıştım.
  • İnsanın hayatı üzerinde kendisinin olduğu kadar eski kuşaklarının da bir yürüyüşü vardır; onların ve kendisinin biriktirip de yapmadığı mutasyonlar yaşlılıkta peşpeşe gelir çünkü, 40 yaşına kadar 660 defa bölünüp de başına pek bir şey gelmeyen spermatogoidin sonraki birkaç yüz bölünmesinde diz boyu saçmalıkları olur, bu nedenle yaşlı erkek çocuğu ya biraz şehla ya biraz obur ya biraz mecnundur.
  • Manik depresyon ülke geliştikçe artar, çünkü kişilikte dürtüsellik ve duygusal oynaklık baskıdan kurtulmuş olur.
  • Kişilik serbest kaldıkça bozukluğu ortaya çıkar.
  • Çocuklarınızda sosyalliği arttırmak istiyorsanız onlara 'yüz tanıma eğitimi' verin.
  • Emosyon; en çok dikkat yetersizse ortaya çıkar.
  • Emosyon konusunda en yanıltıcı kişiler Hintlilerdir. Sanki orada herkesin sadece kendine yönelik bir dili var.
  • Çalışkanlarla sosyaller; haksız, ölçüsüz biçimde öne çıkıyor. Duyarlı onca insandan dünya faydalanamıyor. Asırlardır patavatsızlık kültürü izliyoruz.
  • Güneyde büyümek, sahtecilik öğrenmek; kuzeyde büyümek, iç disiplin edinmek demektir.
  • En şiddetli korkular kapalı ailelerde olur. Çünkü korkan üye dışarıdan yardım alma umudu taşıyamaz.
  • Kendini hafifçe korkutma ve öylece tutmayla, şiddetle korkarak ondan kurtulmanın verdiği bir mutluluk vardır.
  • Evrenin heryerde görülen temel etkisi birleşme, bütünlenmedir. Patlama, ayrışma, dağılma ancak daha fazla bütünleşmenin olamadığı yerde ortaya çıkar.
  • Dünyanın üstündeyken, kendini dünyadan kurtarmanın huzuru vardır.
  • Empati dilsizlikten çıkmıştır. Dil geliştikçe empati azalır. Çünkü dil olunca anlamaya çalışmaz sorarsın.
  • Dürtüsellik bağımlılık nedenidir.
  • Acı; kültür yoksa ağrı düzeyinde kalır.
  • Boş konuşabilmek gerekir. Boşluk insanları emerek sosyalliğin katalizörü olur.
  • Yemek doyma değil, ilaç gibi tedavi aracıdır.
  • Önce ateş edip sonra hedef belirleyen insanlarla yaşamışsa, bir yaradan ölmemeyi öğrenmiştir.
  • Ruh genleşme kapasitesi en yüksek elementtir. Hiç bulaşmayan soygazların tersine soysuz bir gaz gibi büzülür bulaşır, şişer yapışır, söner zavallılaşır.
  • Bir kere yenilin! aksi halde yenilmek korkusu sizi zayıf tutar.
  • Sıradanlığa yönelerek kendi gerisinde kalanlar vardır.
  • Yetersiz insanın ihaneti çok zarar verir. Zayıflığı en iyi o bildiğinden ihaneti insanın zayıf zamanına denk getirir çünkü.
  • Bir insana ilaç yazılması tarihi bir olaydır.
  • Yıllardır gözümde çingeneler hayali bir ahali.
  • Bir şey yıkılırsa, çocukların öğreneceği parçalar olur.
  • Kuş canıyla uçar.
  • Boyu, posu, saç rengi, öfkesi, sevgisi, mesleği hepsini çevirip çerçeveleyip 'Ahmet' diyoruz.
  • Pısırıkların güçlü tarafı; insanların gözünden kaçarak hayatta kalmalarıdır.
  • Geçmiş kabul etmiş olsa da, gelecek bazılarımızı kabul etmeyecektir.
  • Biz beynimizle yalan söyleriz ve beyin yalanı başkasına söylemeyi beceremez hale gelirse, kendine söylemeye başlar.
  • Önce tepki gösterir sonra düşünürüz, ama önce düşünmüş sonra tepki göstermiş gibi yaparız
  • Duygusal uyaranın yaptığı iç ortamımızı değiştirmekse, düşünsel uyaranın yaptığı dış ortamımızı değiştirmektir
  • Psikiyatrik bozukluk enerjinin korunumundan sapma halinde ortaya çıkar, tedavi ise organizmayı psikoenerjinin verimli kullanımına yeniden döndürmekle sağlanır, bunun yolu da kişiye enerji kaybettiği alanları göstermekten geçer
  • Odamın içinde yalnızca duvarlar suçsuzdur
  • Narsisistlerin tenleri ince olur, o yüzden tatlı ve incinir yapıdadırlar ve yine o yüzden bencil olurlar
  • Nesne özneyi bozandır
  • Yeryüzünde herşey nasılsa doğru olan da odur
  • Büyüklük bataklıkta büyür, Picasso'nun genelev kapılarındaki halini hatırlayın
  • İnsanlara bak köle gibi çalışıp kazandıklarını sefil gibi harcıyorlar, üstelik harcatanlar çalıştıranlar onları aynı zamanda, köleleştirdiniz mi sefilleştirirsiniz de...
  • Her insanın işkence devresi bebekliğidir, orada ehlileşir, o yüzden erişkinliğinde kimse asi değildir
  • Modern dönemde "benlik" kendini mekandan kurtarmış durumda, zamandan da kurtarabilirse eğer insan kendini sınırlayan canlılığın dışına çıkmış olur
  • Melankolikler yitirilen nesneyi tamir etmek için onu içlerine almaz, onarımı dışarıdaki bir tezgahta yaparlar, bu tezgah bir kadın, bir erkek, bir ideoloji ya da edebiyat felsefe gibi bir alan olabilir, onarım bittiğinde nesne hırpalanıp tükenmiş olur, amaç da zaten budur
  • Sakin ve devamlı, ilerleme böyle olmalı
  • Bazı toplumlarda güçsüzlük kültürü var, güçsüzlük güç olmuş oralarda
  • Saatsiz herkes zamanı en çok yarım saatlik bir yanılmayla doğru tahmin edebilmelidir, bunu yapamayan muhakemesinin derin katlarında bir bozulmadan ya da güneşi gördüğünden şüphe etsin
  • Sefahat hastalık değildir, hastalıktan bir öncesidir
  • Bir insanın davranışlarındaki bozulmanın önemli nedeni ödül sistemindeki bozulmadır, ödüle duyarsızlık veya ödüle sürgit açlık bozar bozar ve yok eder
  • Duygulu olaylar konseri içinde kendini unutmak önemlidir
  • En sevdiğim kelime "yesari" oldu, içinde birbirini tekrarlamayan, "o", "u", "ö" gibi fonetiği bozuk olanların dışında kalan, ince-kalın-ince olarak ardışık biçimde dizilen sesliler ve onların arasına usulca sokulmuş dili tatlı biçimde tırmalayan "r", ıslık sesi veren "s", söylenişi hançere titreten "y" den oluşan ve başka bir tanesine daha ihtiyaç duyurmayan sessizler bulunmasından ötürü, fonetik bir zenginliği literal bir fazlalığa ihtiyaç duymadan gerçekleştirdiğini hissetmeme ve "solaklık" gibi basit ve somut bir insani özelliği anlam olarak üstüne alıp yüksek bir müzikaliteyle ifade etmekteki sadelik ve yüceliği görmeme bağlı olsa gerek...
  • Yüzünde toprak izi olanın alnında çakıl izi bulunması doğaldır
  • İnsana zıt gitme huyu, bir insanın kontrolüne girmekten korkanlara hastır
  • İnsan gövdesine başkalaşarak kendine "ben" der
  • İçte bir ruh taşıyarak işe gidilmez
  • Sosyal bir insan sahici bir insan olamaz
  • Işık hapsedilebilirse hiç de depolanabilir
  • Kaderin tecellisini en kolay tembeller aksatır
  • Azalmak katılmak içindir
  • Dünyada başka insanlar olduğu için bir insan sonsuz olur
  • Nüfusu çok az ve çok fazla olan türlerde hayatta kalmak için işbirliği zorunlu olduğundan bencillik görülmez, dokuz milyar insanın yaşayacağı bir dünyada o yüzden bencilleri darağacında görebiliriz
  • Milliyetçilik, solculuk, liberallik, anarşistlik insanın siyasi özellikleri değildir, insan işletim sistemleridir
  • Gizli olan güçlüdür
  • Tchaikovsky, Hemingway, Gaugin ve Zola depresyon yönünden tedavi edilmiş olsalardı, bugün kendilerini tanıtan o eserleri vermemiş olacaklardı
  • Bir gün dünyadan sıtma gibi depresyon da eredike edilirse, hümanizma kalmayacaktır
  • İnsanın en kolay gösterdiği duygu hainlik, en zor ortaya çıkarttığı davranışsa basirettir
  • Metabolizması hızlı olanlar acımasız ve/veya saldırgandır, yiyecek bulmak peşinde her biri saldırmaya alışmıştır çünkü
  • Üyeleri birbirini yaralamadan savaşan türler ortaklık içgüdüsüne sahiptirler ve her biri karşıdakini kendi parçası kabul eder
  • İyilik sonuçtur kötülük sebep, iyilik uzun kötülük kısa sürer, iyilik yavaş gelir yavaş gider, kötülük hızlı gelir hızla kaybolur gider, iyilik yüzeyseldir kötülük derin, iyilik dengeyi bozar kötülük kurar ve dahi iyilikten sonra kayıp kötülükten sonra kazanç gelir; buna rağmen ama her kötü bu kadar kötüyken bile bir iyi bulmak, kötüyken bile düşmeyen kıymetinin algılandığını sınamak için kötüdür
  • Şunu söyleyeceğim ama siz yaşamdan soğumayın yine de: Yılları yağ ve kan edinmek için geçiriyoruz!
  • Doğruyu tam içine kadar işletmek, kendine karşı saldırganlıktır
  • Yaşamı açıklamak isteyenlerin içinde dünyayı kontrol etme arzusu gördüm
  • Yaşamım içimdeki ham duyguları sıralanmış sözcüklere, işlenmiş düşüncelere döndürmekle geçti
  • Erkekleri durduran çocuklardır
  • Hastalığımın arkasında bir suç yoktu, cezamın ardında olmadığı gibi
  • Cesaretini başkasına değil kendine karşı kullananların yapma gücü olur
  • Güvercinlerin ve taksi şoförlerinin hipokampüsleri büyük olur, birisi yiyeceğin, diğeri şehrin haritasını çizer beynine çünkü
  • Sıkıntı ergenliği erkene alır
  • Uzun süreli işlere girişenlerde kendilerine karşı pozitif bakışda bir fazlalık olur
  • Bir yazarın edebi gücü, bebekliğindeki fantastik materyali hafızaya kaydetme ve ileride geri çağırma yeteneğinden gelir.
  • Bir insan kendini izlemezse asosyal kalır, kendini izlemeyi öğrenmek de bebekken anne tarafından izlenmekle başlar
  • İnsan gün içinde kısa süreli gerilemeler yaşar, benlik rezervini güçlendirmek, yalnızlık potansiyelini arttırmak ve kendi büyüsüne inanmak için gereklidir bu
  • Sürece hakim değilsen sıkıntı duyarsın, sıkıntı ya seni süreçten geri alır ya da ona hakimiyet için çalışmak zorunda bırakır
  • İnsan alacakaranlık canlısıdır, şüpheci, fırsatçı, avcı...
  • Eksikliğini fark eden ayrı biri olmaya başlar
  • Zekan yaptığın işe yetmezse farkı kurnazlıkla, fazla gelirse soylulukla kapatırsın
  • Histeri çok beden kullanır belki ama, aslı bedenden öncedir
  • İnsanda iki temel fark vardır: cinsiyet ve kuşak farkı, diğer farklar bu ikisi üzerine bina edilir
  • Büyük grup regresyona girerse küçük gruplar agresyona başlar
  • Toplum dağılırsa kelimelerin arkadaki anlamlarla bağı kalmıyor, "kötüyüm" diyene "ben de kötüyüm" diye cevap veriliyor, "neden kötüsün" diye sorulmuyor
  • Kalp her attığında ölür, sonra bir daha canlanır; ölüm milyonlarca defa canlanmış kalbin bir kez daha canlanmamasıdır
  • Ancak yaşamını öyküleştirebilenlerin benlik değeri yüksektir
  • Huzur sabitlikte, heyecan değişimde, mutluluk küçüklükte, büyüklük aşkta vardır
  • Suçluluk kişinin, yaptığı davranışların, etrafındaki olayların akışına ters olduğunu anlamasından, saldırganlıksa olayların akışını kendi davranışları istikametine çekme çabasından kaynaklanır
  • Düşler geçmişten gürültülerdir, dünden kim gelse çünkü, gürültü ederek kabullenir bugünü
  • İnsan saçmaladıkça hakikate ulaşır
  • Ömür boyu kahramanlık yapan erkeklerde bitmez bir anne sevdası vardır
  • Değil Freud bilgisi, "ruh" kelimesinin bile olmadığı ücra köyde ruhumu yararak analiz yapmış gibiyim kendime, vaktiyle ahırda ameliyat yaygındı bu ülkede
  • Gece garip bir şeydir ve olmaması gerekir, o yüzden ışıkça yeniden ve yeniden yok edilir
  • Hayat acele edilecek yer değildir
  • Yalanların çoğu değer kaybetmemek içindir
  • Başkasının ıstırabını anlamak konusunda engel kendimizdir, gövdesi böylelikle kendisi azalmış felçliler ıstıraptan ölür mesela
  • Allah'ın hakikatinin hisedilen tarafı sonsuzluğunun olması, düşündüren tarafı ondan kurtuluşun bulunmamasıdır
  • Babam gibi olmalıydım, babam gibi olamazdım, ancak ona acıyarak kendimi kurtardım
  • Topluluk önünde yapılan tartışmanın ana hedefi, kişinin başkasına karşı yaptığı haksızlığı topluma, kendine yapılmış haksızlık olarak algılatmaktır
  • Kadın kan gibi yasaktı///
  • Aşk, birinin ruhunun diğerinin yüreğine doğru hızlı metastazı ve hasta bedenin içe doğru yavaş infilakıdır


[1][2][3][4][5][6][7][8][9][10][11][12].

Dış Bağlantılar

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Vikipedi'de Tahir Musa Ceylan ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.

http://www.aylakbilgi.com/

Kaynakça

  1. Ceylan Tahir M. Fotoğraf estetik ve görüntü üzerine denemeler, IFSAK yayınları, İstanbul, 1988.
  2. Ceylan Tahir M., Aylak Bilgi, Bileşim Yayınevi İstanbul 2004
  3. Ceylan Tahir M. Aylak Yazılar, Çatı Yayınları, İstanbul 2004
  4. Ceylan Tahir M. Aylak Düşünceler Erko Yayıncılık İstanbul 2007
  5. Ceylan Tahir M. Aylak Fikirler Arcan Prodüksiyon İstanbul 2010
  6. Tahir M. Ceylan, Düşünceler, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi 4 02 2011 İstanbul
  7. Tahir M. Ceylan, Fikirler, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi 18 02 2011 İstanbul
  8. Tahir M. Ceylan, Cümleler, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi, 4 03 2011 istanbul
  9. http://bilgesozleri.com/t-musa-ceylan-sozleri.html
  10. http://guzelsozlerburada.com/sozler.php?id=446
  11. http://guzelsozlerburada.com/sozler.php?id=765
  12. http://www.guzelsozlerburada.com/sozler.php?id=571