Herbert Marcuse: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Yeni sayfa: *Düzen, orantı, uyum... baskı güçlerinden arındırılmış, kurtarılmış, özgürleştirilmiş bir dünyanın düşüncesi, düşünceleştirilmesi... Bu doyumun, rahatın dingi… |
k Bot değişikliği Ekleniyor: de, en, fa, fr, it, sl |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
*Düzen, orantı, uyum... baskı güçlerinden arındırılmış, kurtarılmış, özgürleştirilmiş bir dünyanın düşüncesi, düşünceleştirilmesi... Bu doyumun, rahatın dinginliğidir: şiddetin sonudur; sürekli yenilenen umut, dünyanın şimdi farklı olabileceğinin umududur. |
*Düzen, orantı, uyum... baskı güçlerinden arındırılmış, kurtarılmış, özgürleştirilmiş bir dünyanın düşüncesi, düşünceleştirilmesi... Bu doyumun, rahatın dinginliğidir: şiddetin sonudur; sürekli yenilenen umut, dünyanın şimdi farklı olabileceğinin umududur. |
||
25. satır: | 24. satır: | ||
*Küba Devrimi ve Viet Kong bize gösterdiler: bunu yapmak olanaklıdır; kapitalist yayılmanın dev boyutlardaki teknik ve ekonomik gücüne karşı direnebilecek ve bu gücü caydırabilecek bir ahlak, bir irade ve bir inanç vardır. |
*Küba Devrimi ve Viet Kong bize gösterdiler: bunu yapmak olanaklıdır; kapitalist yayılmanın dev boyutlardaki teknik ve ekonomik gücüne karşı direnebilecek ve bu gücü caydırabilecek bir ahlak, bir irade ve bir inanç vardır. |
||
[[de:Herbert Marcuse]] |
|||
[[en:Herbert Marcuse]] |
|||
[[fa:هربرت مارکوزه]] |
|||
[[fr:Herbert Marcuse]] |
|||
[[it:Herbert Marcuse]] |
|||
[[sl:Herbert Marcuse]] |
19.36, 27 Eylül 2009 tarihindeki hâli
- Düzen, orantı, uyum... baskı güçlerinden arındırılmış, kurtarılmış, özgürleştirilmiş bir dünyanın düşüncesi, düşünceleştirilmesi... Bu doyumun, rahatın dinginliğidir: şiddetin sonudur; sürekli yenilenen umut, dünyanın şimdi farklı olabileceğinin umududur.
- Devrim; yönetim, etkenlik, baskı, şiddet gerektirir. Ütopik estetik durum ise düzenini hepten farklı bir biçimde kuracaktır.
- Estetik durum, devrimin taşıyıcısı değil, devrimin zaferine eş düşen bir durumdur.
- (...) Bunu [uygarlık sorununu] aşmak olanaklı ve zorunludur, öğelerin kendilerinin ve etkilerinin köktenci bir biçimde dönüştürülmesiyle gerçekleştirilir.
- Liberal ve demokratik görünen yönetim kendisini, büyük ölçüde, görünmeyen despotizme barınaklık ederek uygarlığı yok ederek ayakta kalır.
- Siyasal iktidar baskıcıdır ama bu insan içgüdülerinin kendisinden gelir.
- Mutlulukla gerçeğin çatışması zorunlu değildir.
- ÖZGÜRLÜK YOLUYLA ÖZGÜRLÜK VERMEK EVRENSEL YASADIR... Düzen, ancak ve ancak bireyin özgür doyumu temeli üzerine kurulur ve ayakta kalırsa özgürlüktür.
- 'Egemenliğin mantığı' yerini 'doyum istemi'ne bırakmalıdır.
- En iyi sanat özgürlüğün sağlayabileceği mutluluğu ancak kestirebilir.
- Uygarlığın doğurduğu güçlüklerin parça parça ve sürekli biçimde yönetilmesi yoluyla ahlaki ve siyasal açıdan ayakta kalmak imkansızlaşır. Köktenci seçenekler göz ardı edilmemelidir.
- Toplumsal ve siyasal düşüncenin bu kuramı [Marksizm] bir kenara atılmıştır ama yok edilememiştir. Kendiliğinden gelen tepki ile değişiklikler kaçınılmazdır.
- Küba Devrimi ve Viet Kong bize gösterdiler: bunu yapmak olanaklıdır; kapitalist yayılmanın dev boyutlardaki teknik ve ekonomik gücüne karşı direnebilecek ve bu gücü caydırabilecek bir ahlak, bir irade ve bir inanç vardır.