Ruşen Eşref Ünaydın: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Türkolog1984 (mesaj | katkılar)
24. satır: 24. satır:
: (Atatürk'ü son görüş)
: (Atatürk'ü son görüş)
* "Kemalizm" dedikleri kuru etiket değildir, diri isabettir!<ref>Ünaydın, Yedinci Türk Dili Kurultayında Anlattığı Hatıraları, 1954</ref>
* "Kemalizm" dedikleri kuru etiket değildir, diri isabettir!<ref>Ünaydın, Yedinci Türk Dili Kurultayında Anlattığı Hatıraları, 1954</ref>
* Bizleri bağımsızlaştırana bağlanalım! Şair gibi bizler de diyelim ki: "Esîr-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten!" Böylece ona hayranlığımızı bir daha belirtelim. Çünkü o bir yeni adamdı: Hürriyetin, istiklalin âşığı, savaşçısı, davacısı ve timsali adam! <ref>Ünaydın, Yedinci Türk Dili Kurultayında Anlattığı Hatıraları, 1954</ref>
* Bizleri bağımsızlaştırana bağlanalım! Şair gibi bizler de diyelim ki: "Esîr-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten!" Böylece ona hayranlığımızı bir daha belirtelim. Çünkü o bir yeni adamdı: Hürriyetin, istiklalin âşığı, savaşçısı, davacısı ve timsali adam!<ref>Ünaydın, Yedinci Türk Dili Kurultayında Anlattığı Hatıraları, 1954</ref>
: (Mustafa Kemal Atatürk için)
: (Mustafa Kemal Atatürk için)



18.42, 9 Şubat 2021 tarihindeki hâli

Ruşen Eşref Ünaydın
Doğum tarihi 18 Mart 1892
Doğum yeri İstanbul
Ölüm tarihi 21 Eylül 1959
Ölüm yeri İstanbul
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Ruşen Eşref Ünaydın, Türk edebiyatçı, gazeteci, siyasetçi ve diplomat.

Eserleri

Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat (1918)

  • Yazıhanesi üzerinde bir Çerkez kamasının yanı başında Balzac'ın Colonel Chabert'i, Maupassant'ın Boule de Suif'i, Lavedan'ın Servir'i duruyordu. Şüphe yok ki Paşa, sükûnetli dakikalarının boşluğunu edebiyatla dolduruyor.
  • Zira harp sahasında kalın paltolarla kaba çizmelerin içinde uykusuz üç dört gece geçiren bu zat, salonlarda pek mahirane vals edermiş; tanıyanlar Mustafa Kemal Paşa'yı yalnız gözü yılmaz bir kumandan diye değil, aynı zamanda salonlarda pek lezzetle aranan nazik, terbiyeli ve zeki bir kavalye diye anıyorlar.

Atatürk'ü Özleyiş (1957)

  • Çünkü sen, acımayı gerçi bilirdin; insan ve cömert ruhun vardı; fakat acınmaktan tiksinirdin. Mazlum diye anılmaktan zalim diye adlandırılmak kadar iğrenirdin... Sence kuvvet ve aciz diye iki gerçek vardır. Milletine ve arkadaşlarına bunlardan sadece kuvveti yaraştırırdın.

Gazete yazıları

  • Ey Türk müncîsi ve hak eri, senin gününde yaşadığım için fânilerin en bahtiyarlarından biriyim.[1]
(Mustafa Kemal Paşa'ya)
  • Dokuz süngü yiyen bir Mehmetçiğin, önüne üç Yunan askeri katıp yaralarına rağmen vücudunu da bu canlı ganimetleri de kendi karargâhına teslim ettiğini hepimiz biliyoruz... Falih Rıfkı'nın "Ateş ve Güneş"te dediği gibi: "Her zaman düşman bizden çok, biz düşmandan kaviyiz."[2]
  • Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı daima kuvvetleri kuvvetinden üstün sayılan çetin varlıklarla didişmekten haz duyar cidalci bir kudret olarak tanıdım. Harbiye'den neş'etiyle beraber Sultan Hamid istibdadına karşı mücadele, Otuz Bir Mart İsyanı'na karşı Hareket Ordusu'na iştirak, Trablus'ta İtalyan tecavüzüne mukabele; Çanakkale'de İngiliz, Muş ve Bitlis'te Çar gururunu kırışı... Bir zamanlar her hükûmet adamının saydığı Alman nüfuzuna karşı duran, mütarekeden sonra içli dışlı bir sürü düşman kuvvetine karşı millî hareketi ikame ve idame...[3]
  • Etrafında İsmetler, Refetler, Kâzım Karabekirler, Fevziler gibi her biri bir ordu sağlamlığında kudretli ve namuslu kumandanlardan, her biri bir ateş parçası subaylardan halesi olan inanınız bu mülkün ışığıdır... Ve bu son zafer dünyaya gösterdi ki Anadolu'da Yunan istilası küstah bir hayaldir. Hakikat olan Türk varlığıdır...[4]
(Sakarya Zaferi'nin ardından)

Konuşmaları

  • Türkçe: Analarımızın dili, ana dili, diller güzeli... Yerine göre kılıçtan keskin, çelikten sert, kayadan sarp, boradan hızlı, bürümcükten ince, kelebekten uçucu, çiçekten renkli, kokudan tatlı, altından parlak, sudan duru Türkçe...[5]
  • O gün ondan ayrılamıyordum. "Zaman geçmese olmaz mı?" diye düşünüyordum ve ne gariptir, kendimi tutamayıp ona hastalığını hissettirecek bir zayıflıkta bulunacağım diye de her an iğneler üstünde gibi idim. Biliyordum ki o, acınacak durumda görünmekten son derece iğrenir...[6]
(Atatürk'ü son görüş)
  • "Kemalizm" dedikleri kuru etiket değildir, diri isabettir![7]
  • Bizleri bağımsızlaştırana bağlanalım! Şair gibi bizler de diyelim ki: "Esîr-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten!" Böylece ona hayranlığımızı bir daha belirtelim. Çünkü o bir yeni adamdı: Hürriyetin, istiklalin âşığı, savaşçısı, davacısı ve timsali adam![8]
(Mustafa Kemal Atatürk için)

Kaynakça

  1. Ünaydın, Müncînin Huzurunda Esir Generaller, 1922
  2. Ünaydın, Manevî Kuvvetimiz, 1921
  3. Ünaydın, Büyük Hitabeye Dair-I, 1922
  4. Ünaydın, Gazasını Tebrik/Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya, 1921
  5. Ünaydın, Birinci Türk Dili Kurultayı Kapanış Söylevi, 1932
  6. Ünaydın, Yedinci Türk Dili Kurultayında Anlattığı Hatıraları, 1954
  7. Ünaydın, Yedinci Türk Dili Kurultayında Anlattığı Hatıraları, 1954
  8. Ünaydın, Yedinci Türk Dili Kurultayında Anlattığı Hatıraları, 1954