Kenan Evren: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
3. satır: 3. satır:


==Sözleri==
==Sözleri==
* 15 EYLÜL 1980 1980: Halkımızın bankalara hücum ederek fazla miktarda para çekmelerinden endişe ediyorduk. Böyle olması da normal karşılanabilirdi. Hâlbuki o akşamüzeri aldığımız bilgilerden tam tersi olduğu ortaya çıktı. Bugün bankalara yatırılan mevduat, çekilenden daha fazla idi. Bu durum, halkımızın yeni yönetime duyduğu güvenin güzel bir örneğiydi. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* Halkımızın bankalara hücum ederek fazla miktarda para çekmelerinden endişe ediyorduk. Böyle olması da normal karşılanabilirdi. Hâlbuki o akşamüzeri aldığımız bilgilerden tam tersi olduğu ortaya çıktı. Bugün bankalara yatırılan mevduat, çekilenden daha fazla idi. Bu durum, halkımızın yeni yönetime duyduğu güvenin güzel bir örneğiydi.<ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
: ''15 Eylül 1980.''
* Zaman zaman bana böyle sorular soruluyor. Beni Atatürk'le kıyas etmeye kalkışıyorlar. Ama hiçbir zaman ben Atatürk olmak niyetinde değilim. Olamam da zaten. O büyük bir adamdı. Dünya çapında bir liderdi. Biz onun koyduğu prensipler üzerinde yürüyoruz. Onun koyduğu ilkeleri muhafaza etmeye çalışıyoruz. Biz; onun ilkelerinin muhafızıyız, bekçisiyiz. Binaenaleyh beni Atatürk'le mukayese edince üzülüyorum. Bunun, halkın bana karşı olan sevgisinden geldiğine inanıyorum. Ama benzetmemelerini arzu ederim.
* Zaman zaman bana böyle sorular soruluyor. Beni Atatürk'le kıyas etmeye kalkışıyorlar. Ama hiçbir zaman ben Atatürk olmak niyetinde değilim. Olamam da zaten. O büyük bir adamdı. Dünya çapında bir liderdi. Biz onun koyduğu prensipler üzerinde yürüyoruz. Onun koyduğu ilkeleri muhafaza etmeye çalışıyoruz. Biz; onun ilkelerinin muhafızıyız, bekçisiyiz. Binaenaleyh beni Atatürk'le mukayese edince üzülüyorum. Bunun, halkın bana karşı olan sevgisinden geldiğine inanıyorum. Ama benzetmemelerini arzu ederim.
: (Federal Almanya'nın ARD Televizyonu muhabirinin, "Son zamanlarda sık sık Kemal Atatürk'le karşılaştırılıyorsunuz. Bu konuda ne gibi duygularınız var?" sorusuna verdiği yanıt, 30 Nisan 1981.)
: ''Federal Almanya'nın ARD Televizyonu muhabirinin, "Son zamanlarda sık sık Kemal Atatürk'le karşılaştırılıyorsunuz. Bu konuda ne gibi duygularınız var?" sorusuna verdiği yanıt, 30 Nisan 1981.''
* Memleketimiz için komünizm ne kadar tehlikeli ise, faşizm ve dine dayalı veya onlara taviz veren rejimler de o kadar zararlıdır. Hatta ben daha da zararlı görürüm. Anayasanın başlangıç bölümünü iyi okuyunuz. Bizi birbirimize birleştirecek olan Atatürkçülüktür. 12 Eylül'de ona sahip çıktığımız içindir ki milletimizin büyük desteğine mazhar olduk. Bundan taviz veremeyiz. Ben karşı çıkarım.
* Memleketimiz için komünizm ne kadar tehlikeli ise, faşizm ve dine dayalı veya onlara taviz veren rejimler de o kadar zararlıdır. Hatta ben daha da zararlı görürüm. Anayasanın başlangıç bölümünü iyi okuyunuz. Bizi birbirimize birleştirecek olan Atatürkçülüktür. 12 Eylül'de ona sahip çıktığımız içindir ki milletimizin büyük desteğine mazhar olduk. Bundan taviz veremeyiz. Ben karşı çıkarım.
: (4 Ocak 1984 günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında söyledikleri.)
: ''4 Ocak 1984 günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında söyledikleri.''
* 12 Eylül'den evvel moda olan Marks'ı, Lenin'i, Mao'yu okuyanlara sesleniyorum. Onlara sesleniyorum ve diyorum ki: Evvela kendi büyüklerinizi; yoksul ülkelere, tutsak ülkelere dahi lider olmuş Atatürk'ü okuyunuz! Onu öğreniniz, ondan sonra diğerlerini okuyunuz.
* 12 Eylül'den evvel moda olan Marks'ı, Lenin'i, Mao'yu okuyanlara sesleniyorum. Onlara sesleniyorum ve diyorum ki: Evvela kendi büyüklerinizi; yoksul ülkelere, tutsak ülkelere dahi lider olmuş Atatürk'ü okuyunuz! Onu öğreniniz, ondan sonra diğerlerini okuyunuz.
: (4 Eylül 1981'de Sivas'ta yaptığı konuşma.)
: ''4 Eylül 1981'de Sivas'ta yaptığı konuşma.''
* Müracaatlar gelmeye başladı sağdan soldan: "Efendim, Fethullah Gülen Hoca sizinle konuşmak istiyor..." "Hayırdır?" dedim: "Ben ne konuşayım onunla?" Kabul etmedim. Tekrar geldiler, tekrar istediler. Hatta bir de bana saat getirmişler, "Almam bunu." dedim. Rüşvet!
* Müracaatlar gelmeye başladı sağdan soldan: "Efendim, Fethullah Gülen Hoca sizinle konuşmak istiyor..." "Hayırdır?" dedim: "Ben ne konuşayım onunla?" Kabul etmedim. Tekrar geldiler, tekrar istediler. Hatta bir de bana saat getirmişler, "Almam bunu." dedim. Rüşvet!
: (Üniversite öğrencilerine konuk olduğu Genç Bakış programından, 2006.)
: ''Üniversite öğrencilerine konuk olduğu Genç Bakış programından, 2006.''
* İlk idam kararı geldi önümüze. Ve dedik ki: Sağcı solcu yok. Mümkünse bir sağcı bir solcu, iki sağcı iki solcu. Neyse, kaç tane çıkmışsa ikisini beraber yapalım. Sonra demesinler ki bize: "Bu gelen yönetim efendim sağı tutuyor, solu tutuyor." gibi... Töhmet altında kalmayalım. Üzülüyoruz tabii. Bir insanı idam etmek kolay değil. Fakat o idam ettiğimiz kişi, belki 15-20 kişinin hayatına son vermiş. Öyle kimseler geliyor önümüze. Onun için kılımız kıpırdamadan bunu yapıyorduk.
* İlk idam kararı geldi önümüze. Ve dedik ki: Sağcı solcu yok. Mümkünse bir sağcı bir solcu, iki sağcı iki solcu. Neyse, kaç tane çıkmışsa ikisini beraber yapalım. Sonra demesinler ki bize: "Bu gelen yönetim efendim sağı tutuyor, solu tutuyor." gibi... Töhmet altında kalmayalım. Üzülüyoruz tabii. Bir insanı idam etmek kolay değil. Fakat o idam ettiğimiz kişi, belki 15-20 kişinin hayatına son vermiş. Öyle kimseler geliyor önümüze. Onun için kılımız kıpırdamadan bunu yapıyorduk.
: ''Mehmet Ali Birand'ın 1998 yılındaki 12 Eylül belgeselinden...''
: ''Mehmet Ali Birand'ın 1998 yılındaki 12 Eylül belgeselinden...''
26. satır: 27. satır:
* Atatürk'ün annesinin başını örtmüş olması, bütün Türk kadın ve kızlarının da başlarını örtmelerine bir misal olmaz. Onların yetişme dönemi öyle idi. O zaman Türkiye'de şeriat kanunları uygulanıyordu. Laik devlet kelimesini ağza almak bile günahtı ve mümkün de değildi. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_-Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* Atatürk'ün annesinin başını örtmüş olması, bütün Türk kadın ve kızlarının da başlarını örtmelerine bir misal olmaz. Onların yetişme dönemi öyle idi. O zaman Türkiye'de şeriat kanunları uygulanıyordu. Laik devlet kelimesini ağza almak bile günahtı ve mümkün de değildi. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_-Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* Eski siyasi partilerin ileri gelenlerini evlerinde göz hapsine de alabilirdik. Ziyaretleri yasaklayabilirdik. Telefonlarını kestirebilirdik. Hatta evvelce işlediklerinden dolayı özel bir mahkemede mahkûm da ettirebilirdik. Bunu teklif edenler bulunmadı değil. Fakat ben hiçbirine itibar etmedim. O zaman belki hepsini kahraman edecektik. 27 Mayıs'tan sonra mahkûm edilenler ve idam edilenler şimdi kahraman olmadılar mı? Bunu düşünerek bu yolu tercih etmedim. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* Eski siyasi partilerin ileri gelenlerini evlerinde göz hapsine de alabilirdik. Ziyaretleri yasaklayabilirdik. Telefonlarını kestirebilirdik. Hatta evvelce işlediklerinden dolayı özel bir mahkemede mahkûm da ettirebilirdik. Bunu teklif edenler bulunmadı değil. Fakat ben hiçbirine itibar etmedim. O zaman belki hepsini kahraman edecektik. 27 Mayıs'tan sonra mahkûm edilenler ve idam edilenler şimdi kahraman olmadılar mı? Bunu düşünerek bu yolu tercih etmedim. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* 12 ARALIK 1980 CUMA: 12 Eylül'den kısa bir süre önce Ankara Ayrancı bölgesinde bir inzibat erini arkadan vurup öldüren 19 yaşındaki Erdal Eren adındaki terörist hakkında verilen idam cezasını bugün onayladık. İdam gece yarısı infaz edildi. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* 12 Eylül'den kısa bir süre önce Ankara Ayrancı bölgesinde bir inzibat erini arkadan vurup öldüren 19 yaşındaki Erdal Eren adındaki terörist hakkında verilen idam cezasını bugün onayladık. İdam gece yarısı infaz edildi.<ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
: (2 Şubat 1980'de inzibat eri Zekeriya Önge'nin hayatını kaybettiği olaydan bahsediyor.)
: ''2 Şubat 1980'de inzibat eri Zekeriya Önge'nin hayatını kaybettiği olaydan bahsediyor, 12 Aralık 1980 Cuma.''
* Kur'an-ı Kerim'de yerine getirilmesi gereken birçok iyi emirleri yerine getirmeyiz de; işimize geldiğinden, erkek olarak kıskançlığımızdan, kadını bir mal olarak kabul etmemizden dolayı onları eve kapatmayı, yüzünü kimsenin görmemesini isteriz. Zavallı kadınlar ise ne ayeti bilir ve ne de okumuştur. Hoca öyle söylemiştir diye ona körü körüne inanmıştır. Kocasından da korkmaktadır. Eğer bilse ki o ayetler söylendiği kadar katı değildir, o zaman doğruyu bulacaktır. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* Kur'an-ı Kerim'de yerine getirilmesi gereken birçok iyi emirleri yerine getirmeyiz de; işimize geldiğinden, erkek olarak kıskançlığımızdan, kadını bir mal olarak kabul etmemizden dolayı onları eve kapatmayı, yüzünü kimsenin görmemesini isteriz. Zavallı kadınlar ise ne ayeti bilir ve ne de okumuştur. Hoca öyle söylemiştir diye ona körü körüne inanmıştır. Kocasından da korkmaktadır. Eğer bilse ki o ayetler söylendiği kadar katı değildir, o zaman doğruyu bulacaktır. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* Bu gülen ve avuçları acıyıncaya kadar alkışlayanlardan bir kısmının ileride değişmeye başlayacaklarını, siyasi partilerin kurulmasına müsaade edildiğinde beni unutarak o tarafa yaranmaya çalışacaklarını biliyordum. Herkesten dürüstlük, vefakârlık, kadirbilirlik beklenmez ki. Nitekim bugün 12 Eylül Harekâtı'nı övenler, bizi alkışlayanlar, "Memleketi uçurumun kenarından kurtardınız. Vatan ve millet size minnettardır." diyenlerden bazıları seçimlerden sonra 12 Eylül'ün karşısında oldular. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>
* Bu gülen ve avuçları acıyıncaya kadar alkışlayanlardan bir kısmının ileride değişmeye başlayacaklarını, siyasi partilerin kurulmasına müsaade edildiğinde beni unutarak o tarafa yaranmaya çalışacaklarını biliyordum. Herkesten dürüstlük, vefakârlık, kadirbilirlik beklenmez ki. Nitekim bugün 12 Eylül Harekâtı'nı övenler, bizi alkışlayanlar, "Memleketi uçurumun kenarından kurtardınız. Vatan ve millet size minnettardır." diyenlerden bazıları seçimlerden sonra 12 Eylül'ün karşısında oldular. <ref>https://www.academia.edu/43660139/Kenan_Evren_Kenan_Evrenin_An%C4%B1lar%C4%B1_Cilt_2</ref>

17.10, 27 Ocak 2021 tarihindeki hâli

Kenan Evren
Doğum tarihi 17 Temmuz 1917
Doğum yeri Kula
Ölüm tarihi 9 Mayıs 2015
Ölüm yeri Ankara
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Ahmet Kenan Evren, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin on yedinci genelkurmay başkanı, 12 Eylül Darbesi sonrası Türkiye'nin "devlet başkanı" (1980-82) ve yedinci cumhurbaşkanı (1982-1989).

Sözleri

  • Halkımızın bankalara hücum ederek fazla miktarda para çekmelerinden endişe ediyorduk. Böyle olması da normal karşılanabilirdi. Hâlbuki o akşamüzeri aldığımız bilgilerden tam tersi olduğu ortaya çıktı. Bugün bankalara yatırılan mevduat, çekilenden daha fazla idi. Bu durum, halkımızın yeni yönetime duyduğu güvenin güzel bir örneğiydi.[1]
15 Eylül 1980.
  • Zaman zaman bana böyle sorular soruluyor. Beni Atatürk'le kıyas etmeye kalkışıyorlar. Ama hiçbir zaman ben Atatürk olmak niyetinde değilim. Olamam da zaten. O büyük bir adamdı. Dünya çapında bir liderdi. Biz onun koyduğu prensipler üzerinde yürüyoruz. Onun koyduğu ilkeleri muhafaza etmeye çalışıyoruz. Biz; onun ilkelerinin muhafızıyız, bekçisiyiz. Binaenaleyh beni Atatürk'le mukayese edince üzülüyorum. Bunun, halkın bana karşı olan sevgisinden geldiğine inanıyorum. Ama benzetmemelerini arzu ederim.
Federal Almanya'nın ARD Televizyonu muhabirinin, "Son zamanlarda sık sık Kemal Atatürk'le karşılaştırılıyorsunuz. Bu konuda ne gibi duygularınız var?" sorusuna verdiği yanıt, 30 Nisan 1981.
  • Memleketimiz için komünizm ne kadar tehlikeli ise, faşizm ve dine dayalı veya onlara taviz veren rejimler de o kadar zararlıdır. Hatta ben daha da zararlı görürüm. Anayasanın başlangıç bölümünü iyi okuyunuz. Bizi birbirimize birleştirecek olan Atatürkçülüktür. 12 Eylül'de ona sahip çıktığımız içindir ki milletimizin büyük desteğine mazhar olduk. Bundan taviz veremeyiz. Ben karşı çıkarım.
4 Ocak 1984 günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında söyledikleri.
  • 12 Eylül'den evvel moda olan Marks'ı, Lenin'i, Mao'yu okuyanlara sesleniyorum. Onlara sesleniyorum ve diyorum ki: Evvela kendi büyüklerinizi; yoksul ülkelere, tutsak ülkelere dahi lider olmuş Atatürk'ü okuyunuz! Onu öğreniniz, ondan sonra diğerlerini okuyunuz.
4 Eylül 1981'de Sivas'ta yaptığı konuşma.
  • Müracaatlar gelmeye başladı sağdan soldan: "Efendim, Fethullah Gülen Hoca sizinle konuşmak istiyor..." "Hayırdır?" dedim: "Ben ne konuşayım onunla?" Kabul etmedim. Tekrar geldiler, tekrar istediler. Hatta bir de bana saat getirmişler, "Almam bunu." dedim. Rüşvet!
Üniversite öğrencilerine konuk olduğu Genç Bakış programından, 2006.
  • İlk idam kararı geldi önümüze. Ve dedik ki: Sağcı solcu yok. Mümkünse bir sağcı bir solcu, iki sağcı iki solcu. Neyse, kaç tane çıkmışsa ikisini beraber yapalım. Sonra demesinler ki bize: "Bu gelen yönetim efendim sağı tutuyor, solu tutuyor." gibi... Töhmet altında kalmayalım. Üzülüyoruz tabii. Bir insanı idam etmek kolay değil. Fakat o idam ettiğimiz kişi, belki 15-20 kişinin hayatına son vermiş. Öyle kimseler geliyor önümüze. Onun için kılımız kıpırdamadan bunu yapıyorduk.
Mehmet Ali Birand'ın 1998 yılındaki 12 Eylül belgeselinden...
  • Dün gece Şemdinli civarında yine böyle bir olay oldu. Aranan anarşistlerden bazıları; gece vakti vazifeden dönen bir askerî araca ateş ediyorlar, bir subayımızla bir erimizi şehit ediyorlar. Şimdi ben bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim! Ömür boyu ona bakacağım! Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim! Buna siz razı olur musunuz?[2]
Muş, 3 Ekim 1984. ("Asmayalım da besleyelim mi?" diye servis edilip 13 Aralık 1980'de idam edilen Erdal Eren için söylendiği iddia edilen sözün aslı ve tarihi budur.)
  • 1930 senesinde Kubilay'ı Menemen'de gericiler şehit etmişlerdi. Bizde bu hadise büyük etki yapmıştı. İlk portre resmim de Kubilay'ın kartpostaldan büyüterek yaptığım resmi oldu. Çok benzetmiştim. Artık harçlığımın büyük bölümünü resim kâğıt ve kalemlerine vermeye başladım.[3]
  • Politika; orduya, camiye ve okula girmemeli. Şimdiki politikacılara sorarsanız, "Efendim okulda politika olmalıdır." Ne münasebet! Ben okul bitinceye kadar ilim, irfan sahibi olmalarını; bunları öğrenmelerini beklerim.
Mehmet Ali Birand'ın 1998 yılındaki 12 Eylül belgeselinden...
  • "Allahu ekber." demekle "Tanrı uludur." demek arasında ne fark vardır? "Tanrı uludur." denilince herkes tarafından anlaşılıyor. Daha iyi değil mi? Atatürk bunu çok iyi bildiği ve etüt ettiği içindir ki ezanı Türkçe okutmuştur. Bu da yerleşmiş gitmişti. Değiştirmeye ve yobazlığa, bağnazlığa ödün vermeye ne gerek vardı? Maksat başka idi. Maksat oy avcılığı idi.[3]
  • Türk milleti tarihte ne çekmiş ise bu gibi kara cahil yobazlar yüzünden çekmiştir. Acaba o Atatürk hayatını hiçe sayarak bu mücadeleye atılmasa ve Türkiye'yi esaretten kurtarmasa idi o yobaz, yobazlığını daha rahat mı yapabilecekti? O yobaz; vatandan ne anlar, milletten ne anlar. Onun kafasının içinde sadece hurafeler var. Zavallı, hurafelerin içinde kendisini kaybetmiş.[3]
  • Erbakan'ın "Allah bir" dediğine bile inanmaya gelmez.[3]
  • Suçsuz ve masum insanları bile tavuk keser gibi öldüren ve ülkeyi kan gölüne döndüren insanların da Avrupa Konseyi ülkelerine hoş görüneceğim diye idam edilmemelerini vicdanım kabul etmiyor. Bu hainler 5000 civarında insanın canına kıydılar. Bunların içerisinde kahvede oturup birbirleriyle güzel güzel muhabbet edenler, otobüsle evine gidenler; sokakta dolaşan, parkta oturan vatandaşlarla toplumun güvenliğini sağlamaya çalışan polis, jandarma, asker, subay, astsubaylar da var.[3]
  • Ah bu iktidar hırsı, koltuk hırsı yok mu; her kötülük buradan kaynaklanıyor![3]
  • Atatürk'ün annesinin başını örtmüş olması, bütün Türk kadın ve kızlarının da başlarını örtmelerine bir misal olmaz. Onların yetişme dönemi öyle idi. O zaman Türkiye'de şeriat kanunları uygulanıyordu. Laik devlet kelimesini ağza almak bile günahtı ve mümkün de değildi. [4]
  • Eski siyasi partilerin ileri gelenlerini evlerinde göz hapsine de alabilirdik. Ziyaretleri yasaklayabilirdik. Telefonlarını kestirebilirdik. Hatta evvelce işlediklerinden dolayı özel bir mahkemede mahkûm da ettirebilirdik. Bunu teklif edenler bulunmadı değil. Fakat ben hiçbirine itibar etmedim. O zaman belki hepsini kahraman edecektik. 27 Mayıs'tan sonra mahkûm edilenler ve idam edilenler şimdi kahraman olmadılar mı? Bunu düşünerek bu yolu tercih etmedim. [5]
  • 12 Eylül'den kısa bir süre önce Ankara Ayrancı bölgesinde bir inzibat erini arkadan vurup öldüren 19 yaşındaki Erdal Eren adındaki terörist hakkında verilen idam cezasını bugün onayladık. İdam gece yarısı infaz edildi.[6]
2 Şubat 1980'de inzibat eri Zekeriya Önge'nin hayatını kaybettiği olaydan bahsediyor, 12 Aralık 1980 Cuma.
  • Kur'an-ı Kerim'de yerine getirilmesi gereken birçok iyi emirleri yerine getirmeyiz de; işimize geldiğinden, erkek olarak kıskançlığımızdan, kadını bir mal olarak kabul etmemizden dolayı onları eve kapatmayı, yüzünü kimsenin görmemesini isteriz. Zavallı kadınlar ise ne ayeti bilir ve ne de okumuştur. Hoca öyle söylemiştir diye ona körü körüne inanmıştır. Kocasından da korkmaktadır. Eğer bilse ki o ayetler söylendiği kadar katı değildir, o zaman doğruyu bulacaktır. [7]
  • Bu gülen ve avuçları acıyıncaya kadar alkışlayanlardan bir kısmının ileride değişmeye başlayacaklarını, siyasi partilerin kurulmasına müsaade edildiğinde beni unutarak o tarafa yaranmaya çalışacaklarını biliyordum. Herkesten dürüstlük, vefakârlık, kadirbilirlik beklenmez ki. Nitekim bugün 12 Eylül Harekâtı'nı övenler, bizi alkışlayanlar, "Memleketi uçurumun kenarından kurtardınız. Vatan ve millet size minnettardır." diyenlerden bazıları seçimlerden sonra 12 Eylül'ün karşısında oldular. [8]
  • Bunlar tencereyi pisletmişlerdi, biz temizledik. Yeniden tencereyi verelim, yeniden pisletsinler, istedikleri bu.
1981'de yaptığı bir konuşmada siyasi yasaklı parti mensupları için söylüyor.
  • Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı.
1983'teki bir konuşmasında siyasi yasaklı partiler için söylüyor.
Bütün üst görevleri (devlet başkanı, başbakan, MGK Başkanı, Genelkurmay Başkanı) kendisinin üstlenmesini isteyen MGK üyelerine.
  • Vatandaş mührü eline alacak "Evet" yerine basacak ya. O mühür demirden yapılmış. Demir'i ele bas Demirel olsun, onun için el işareti aldılar.
1983'te Demirel'in kurdurduğu, veto edilmiş olan Büyük Türkiye Partisi'nin amblemine ithafen söylüyor.
  • Yaşı falan büyütülmedi efendim, hiç böyle şey olur mu?
Erdal Eren'in yaşının büyütülmediğini söylüyor.
  • Ne demekmiş kadın kolu, gençlik kolu, bir de ihtiyar kolu. Böyle şey olur mu?
Siyasi partiler hakkında konuşurken...
  • Bugün olsa gene idam hükümlerini imzalardım.
2006 yılında Genç Bakış programında.
  • Geri çekilirken öyle bir yumruk yerler ki nereden geldiklerinin farkına varamazlar.
1982 yılında siyasi yasaklara uymayan parti liderleri için söylüyor.
  • Yahu bu resmi ben de yaparım!
Picasso'nun tablosuna bakarken...
  • Meclise iki, iki buçuk parti girse yeter.
Halen mevcut olan %10 seçim barajını koyarken...
  • Bu harekât Silahlı Kuvvetlerin ve aziz milletimizin tümünün istekleri doğrultusundadır. Bu noktayı özellikle vurgulamak isterim. Bu, tarih kitaplarındaki bir darbe değildir. Bu harekat demokrasiye indirilen darbeyi ortadan kaldırmak için ordunun ve milletin isteği doğrultusunda yapılmıştır.
17 Eylül 1980 tarihli Milliyet gazetesi manşeti.
  • Peki nereden çıkmış bu türban. İran'daki o ilk gelen Humeyni bunu soktu. Humeyni, 1979'dan sonra dehşetli para harcayarak bizim Türkiye'deki genç çocukları, kızları da bu yola sürükledi. İşte o halen devam ediyor. İran'a hasret duymuşuz sanki. İran'a benzemek istiyoruz, inşallah bundan kurtuluruz.
  • Benimle ne uğraşıyorsunuz? Bırakın öleyim.
10 Ağustos 2012 tarihinde kendisini tedavi eden doktorlara söyledi.

Kaynakça