İvan Sergeyeviç Turgenyev: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
42. satır: 42. satır:
- (Artık, annemle babam için hayat kolay! Babam altmış yaşına geldi, yine kendine uğraşacak bir şeyler buluyor. İnsanları tedavi edip, köylülere iyilik yapıyor, kafayı çekiyor... Yani senin anlayacağın, yaşıyor! Anneminde durumu iyi: Bütün bir gün çiftlikte çalışır; ahlarla, vahlarla uğraşırken, başını kaşımaya zaman bulamaz. Ben ise...)
- (Artık, annemle babam için hayat kolay! Babam altmış yaşına geldi, yine kendine uğraşacak bir şeyler buluyor. İnsanları tedavi edip, köylülere iyilik yapıyor, kafayı çekiyor... Yani senin anlayacağın, yaşıyor! Anneminde durumu iyi: Bütün bir gün çiftlikte çalışır; ahlarla, vahlarla uğraşırken, başını kaşımaya zaman bulamaz. Ben ise...)
- (Sen ise?)
- (Sen ise?)
- (Ben ise düşünüyorum. İşte burada, saman yığının yanında yatıyorum... Vücudumun kapladığı daracık yer, geriye kalan boşluğun, benim bulunmadığım, benimle ilgisi olmayan boşluğun yanında o kadar küçük kalıyor ki! Yaşayabileceğim süre de, benden önce var olan benden sonrada devam edecek olan, sonsuzlukla ölçülünce o kadar önemsiz ki! Buna rağmen, bu bedenin içinde, kan dolaşıyor, beyin çalışıyor, istekler doğuyor. Ne saçmalık, ne boş şeyler!)
- (Ben ise düşünüyorum. İşte burada, saman yığının yanında yatıyorum... Vücudumun kapladığı daracık yer, geriye kalan boşluğun, benim bulunmadığım, benimle ilgisi olmayan boşluğun yanında o kadar küçük kalıyor ki! Yaşayabileceğim süre de, benden önce var olan benden sonra da devam edecek olan, sonsuzlukla ölçülünce o kadar önemsiz ki! Buna rağmen, bu bedenin içinde, kan dolaşıyor, beyin çalışıyor, istekler doğuyor. Ne saçmalık, ne boş şeyler!)
- (Bütün insanlar içinde bu böyledir.)
- (Bütün insanlar içinde bu böyledir.)
- (Haklısın! Ben onların, yani, annemle babamın kendi hiçliklerinden rahatsızlık duymadıklarını söylüyordum. Bunlarla ilgilenmiyorlar, böyle bir şey akıllarının ucundan dahi geçmiyor... Oysa ben... Ben sadece can sıkıntısı ve öfke hissediyorum.)
- (Haklısın! Ben onların, yani, annemle babamın kendi hiçliklerinden rahatsızlık duymadıklarını söylüyordum. Bunlarla ilgilenmiyorlar, böyle bir şey akıllarının ucundan dahi geçmiyor... Oysa ben... Ben sadece can sıkıntısı ve öfke hissediyorum.)

12.50, 10 Ağustos 2018 tarihindeki hâli

İvan Sergeyeviç Turgenyev
Rus yazar
Doğum tarihi 28 Ekim 1818
Doğum yeri Oryol, Rusya İmparatorluğu
Ölüm tarihi 3 Eylül 1883
Ölüm yeri Bougival, Paris, Fransa
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

İvan Sergeyeviç Turgenyev (Rusça: Ива́н Серге́евич Турге́нев), Rus yazar.

Sözleri

  • İrade, özgürlükten daha değerli olan tek şeydir. ("İlk Aşk" adlı romanından)
  • İnsanoğlunun duaları hep mucizeler içindir. Hertürlü dua aslında şuna indirgenebilir: Yüce Tanrım, lütfen iki kere ikinin dört etmemesini sağla...

Babalar ve Oğullar

  • Övündüğünüz onurunuz size ihanet etti.
  • Ölüm eski bir olaydır, ama her insana yeni görünür.
  • Beni unutursunuz! Ölüler canlılar'a arkadaş olamaz...
  • Hıristiyanlığın sana yardımı dokunmuyorsa, sen de filozof ol, kalender bir filozof!
  • Bir adama 'aptal' deseler de dayak atmasalar üzülür; ama 'akıllı' deyip de sonra onun parasını vermeseler, zevk alır!
  • Biliyor musun, ne hatırladım ağabey? Bir gün rahmetli anneciğimle tartışmıştım: Annem bağırıyor, beni dinlemek istemiyordu. Sonunda ona beni anlamayacağını söylemiştim; biz farklı iki kuşağa aittik. Çok gücenmişti, ben de "N'apalım?" demiştim. "Hap acı yutmak gerekiyor." İşte şimdi de sıra bize geldi, bizim varislerimiz de bize siz bizim kuşaktan değilsiniz, acı hapı yutun diyebilirler
  • Vay canına! Bak aslan karınca yarı ölmüş bir sineği sürüklüyor. Sürükle kardeşim, sürükle! İnat etmesine bakma. Hayvan olarak durumundan faydalan. Sen acıma duygusunu duymayabilirsin, buna hakkın vardır. Bizim gibi duygularını ayaklar altına almıyorsun.
  • Hayat öyle bir biçimde olmalıydı ki, her anı anlamlı olsun!
  • Uyurken bana bakma. Uyuyan her insan aptal görünür.
  • Bir kadın yarım saatlik bir konuşmayı devam ettirebiliyorsa, bu bile iyiye işarettir.
  • İnsan her şeyi anlayabilir... Meltemin nasıl estiğini de, güneşte olup bitenleri de...Gel gelelim, kendisinden başka bir insanın burnunu neden başka türlü sildiğini bir türlü anlayamaz.
  • Dünyada hareketlerini yargılayamayacağımız hiç kimse yoktur! Sizin söylediğiniz sadece bahane.
  • Bana öyle geliyor ki, fakir olduğunu bilen, bunu da söyleyen bir insanda, özel bir duygu, böbürlenme gibi bir şey vardır.
  • Evet, zaten aşk da... Doğal olmayan bir duygudur.
  • Kadın olsun da, kurnazca davranmasın!
  • Sizin gibi insanlar soylu kişilerdir. Soylu birine yaraşır uysallıktan ya da öfkeden öteye gidemezler. Bunlar ise boş şeyler! Örneğin, sizler dövüşmezsiniz. Buna rağmen, kendinizi aslan gibi görürsünüz. Biz ise dövüşmek istiyoruz. Ama, konuşmak boşuna! Bizim savurduğumuz toz sizin gözlerinizi yakar, bizim çamurumuz seni kirletir. Sen bize ulaşamadın. Elinde olmadan kendini beğeniyorsun, kendi kendini suçlamak hoşuna gidiyor. Halbuki, bütün bunlar bizim canımızı sıkar. Biz başkalarını kırmalıyız. Sen sevimli bir çocuksun; ama ne olursa olsun, yumuşak, liberal bir beyzâdesin. Babamın söylediği gibi; işte hepsi bu kadar!
  • Benim gördüğüm kadarıyla, kadınlar arasında serbest düşünenler sadece en çirkin olanlarıdır.
  • Bir fotoğraf, bana kitaptaki on sayfanın anlattığını, birkaç çizgide gösterebilir.
  • Bir defa, insanları tanıyabilmek için onları sınarsınız. İkincisi, başka insanları incelemek için çaba harcanmaz. Bütün insanlar, gerek ruh, gerek fizik açısından, birbirlerine benzerler; hepimizin beyni, dalağı, yüreği, akciğerleri aynı biçimde yapılmıştır. Manevi değerler ise herkeste aynıdır; küçük farkların önemi yoktur. Bir insanı tanımak, diğerini de tanımak anlamına gelir. İnsanlar aynı ormandaki ağaçlar gibidirler; hiçbir botanik bilgini, tek tek akkavağı incelemeye kalkmaz.
  • Zaman bazen öylesine hızlı bazen de solucan misali sürünerek geçer. Fakat insan, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığı zamanlarda kendini iyi hisseder.
  • Bana kızmayacaksınız, öyle mi? Öyleyse şunu bilmenizi istiyorum ki sizi aptalca, çılgınca seviyorum. İşte sonunda bunu söylettiniz.
  • Birçok kişi ondaki bu sertlikten hoşlanmaz, eleştirir, bunda bir gurur, bir duygusuzluk görürler; amam onun gibi insanların sıradan insanlar için kullanılan ölçülere göre değerlendirilmesi doğru olmaz, değil mi?

- (Artık, annemle babam için hayat kolay! Babam altmış yaşına geldi, yine kendine uğraşacak bir şeyler buluyor. İnsanları tedavi edip, köylülere iyilik yapıyor, kafayı çekiyor... Yani senin anlayacağın, yaşıyor! Anneminde durumu iyi: Bütün bir gün çiftlikte çalışır; ahlarla, vahlarla uğraşırken, başını kaşımaya zaman bulamaz. Ben ise...) - (Sen ise?) - (Ben ise düşünüyorum. İşte burada, saman yığının yanında yatıyorum... Vücudumun kapladığı daracık yer, geriye kalan boşluğun, benim bulunmadığım, benimle ilgisi olmayan boşluğun yanında o kadar küçük kalıyor ki! Yaşayabileceğim süre de, benden önce var olan benden sonra da devam edecek olan, sonsuzlukla ölçülünce o kadar önemsiz ki! Buna rağmen, bu bedenin içinde, kan dolaşıyor, beyin çalışıyor, istekler doğuyor. Ne saçmalık, ne boş şeyler!) - (Bütün insanlar içinde bu böyledir.) - (Haklısın! Ben onların, yani, annemle babamın kendi hiçliklerinden rahatsızlık duymadıklarını söylüyordum. Bunlarla ilgilenmiyorlar, böyle bir şey akıllarının ucundan dahi geçmiyor... Oysa ben... Ben sadece can sıkıntısı ve öfke hissediyorum.)


Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da İvan Sergeyeviç Turgenyev ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikipedi'de İvan Sergeyeviç Turgenyev ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.