Aşk-ı Memnu (dizi): Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Turgut46 (mesaj | katkılar)
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Turgut46 (mesaj | katkılar)
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
89. satır: 89. satır:
:'''Süleyman:''' Bihter Hanım...
:'''Süleyman:''' Bihter Hanım...
:'''Bihter:''' Kes sesini! Utanmıyorsunuz, değil mi? Bu ne çirkinlik, ne basitlik! Ne haddinize bizim arkamızdan konuşmak, kimsiniz siz! Seni hırsızlık yaptığın zaman kovmadım diye yüz buldun, değil mi! Annemin küpesini çaldığını örtbas ettim diye, seni korudum diye nankörlük ediyorsun bana, öyle mi! Pisliğini örttüm diye arsızlığı ele aldın demek! Ama artık bunu kabul edemeyeceğim! İhanet bu yaptığınız! Bu işi, bu evi, bu aileyi hak etmiyorsunuz! Sizi evimde görmek istemiyorum artık!
:'''Bihter:''' Kes sesini! Utanmıyorsunuz, değil mi? Bu ne çirkinlik, ne basitlik! Ne haddinize bizim arkamızdan konuşmak, kimsiniz siz! Seni hırsızlık yaptığın zaman kovmadım diye yüz buldun, değil mi! Annemin küpesini çaldığını örtbas ettim diye, seni korudum diye nankörlük ediyorsun bana, öyle mi! Pisliğini örttüm diye arsızlığı ele aldın demek! Ama artık bunu kabul edemeyeceğim! İhanet bu yaptığınız! Bu işi, bu evi, bu aileyi hak etmiyorsunuz! Sizi evimde görmek istemiyorum artık!

===15. Bölüm===
:'''Bülent:''' Biz de maça gideceğiz, değil mi Behlül? Basket maçına gidiyoruz, değil mi? Hadi lütfen!
:'''Behlül:''' Söyledim, canım istemiyor.
:'''Bülent:''' Üüf!
:'''Bihter:''' Bence bugün Behlül'ün üstüne varma.
:'''Bülent:''' Söylemediğin kimse kaldı mı senin?
:'''Bihter:''' Bülent'ten duymadım ben. Öyle bir bağırıyordun ki telefonda, camlar sallanıyordu.
:'''Behlül:''' Hadi canım, sen de.
:'''Adnan:''' Ben de öğreneyim.
:'''Nihal:''' Elif'le ayrılmışlar.
:'''Bihter:''' Neyi çöpe at diyordun, mektuplarını mı?
:'''Nihal:''' İnternet diye bir olay var Behlül, hâlâ mektup mu yazıyorsun sen?
:'''Behlül:''' Şuna bakar mısın, nasıl canlandı ya! Siz var ya, ikiniz bundan sonra dikkatli olun! Sakın açık vermeyin bana! Sakın!
:'''Bihter:''' Sen onu Nihal'e söyle. Şu an Elif'in nerede olduğunu biliyorum. Kulak-burun-boğaz doktorunda kulağını muayene ettiriyor.
:'''Behlül:''' Abartma. O kadar bağırmadım.
:'''Bihter:''' Kulağımı kapıya dayamadığıma göre konuştuklarını nereden duydum o zaman?
:'''Bülent:''' Bağırdın. Ben bile korktum.
:'''Bihter:''' Allah'tan şahidim var.


[[Kategori:Televizyon dizileri]]
[[Kategori:Televizyon dizileri]]

02.10, 1 Ağustos 2017 tarihindeki hâli

Aşk-ı Memnu, 4 Eylül 2008'den 24 Haziran 2010'a kadar Kanal D'de yayımlanan ve 2 sezon süren Türk romantik drama dizisidir. Başrollerini; Kıvanç Tatlıtuğ, Beren Saat ve Selçuk Yöntem paylaşmaktadır.

Sezon 1

1. Bölüm

Firdevs: Hey, dur bakalım. Ne konuştunuz Adnan Bey'le?
Bihter: Ne konuştuğumuz niye bu kadar ilgilendiriyor seni? Yoksa Adnan Bey yeni projen mi?
Firdevs: Neden olmasın? Bana bak, Adnan Bey'e çok özenli davranacaksın! Ona da bana yaptığın gibi küstahlık yapma sakın! Yarın, öbür gün her şey olabilir. Adnan Bey'le aramızda bir şeyler olabilir. İlgileniyor benimle, biliyorum.
Bihter: Acıyorum sana!

2. Bölüm

Bihter: Merhabalar Firdevs Hanım.
Firdevs: Sabah sabah bu ne enerji? Neredeydin?
Bihter: Babama gittim, Adnan Bey de oradaydı.
Firdevs: Eee?
Bihter: Ne eee?
Firdevs: Konuştunuz mu?
Bihter: Tabi.
Firdevs: Ne konuştunuz, doğru dürüst anlatsana.
Bihter: Çok merak ediyorsun, değil mi? Senin lafın açıldı mı diye kıvranıyorsun. Evet, konuştuk senden.
Firdevs: Neler söyledin adama?
Bihter: Bilmem, lafladık biraz işte.
Firdevs: Bana bak, eğer abuk sabuk bir şeyler söylediysen...
Bihter: Yo, merak etme. Hep seni övdüm. Senin ne kadar iyi bir avcı olduğunu anlattım ona. Aklına koyduğun adamın hiç kurtuluşu olmadığını...
Firdevs: Küstah!
Bihter: Avının etrafında nasıl iştahla döndüğünü, ilk fırsatta üstüne atlamak için pençenin nasıl sürekli tetikte olduğunu, tırnaklarını keyifle nasıl bilediğini...
Firdevs: Benimle uğraşma Bihter. Bana meydan okuma, sen zararlı çıkarsın!
Bihter: Ben Peyker değilim, Firdevs Hanım! Boş tehditlerle beni sindiremezsin! Bol sıfırlı bir çekle satamazsın beni Peyker gibi!
Firdevs: Ne yapmak istediğimi anlamaya çalışmıyorsun. Sadece yargılıyorsun, baban gibi. Sadece!
Bihter: Çünkü ben babamın kızıyım. Melih Bey'in kızı... Ama senin sayende artık bizden "Melih Bey Takımı" diye bahsediyorlar. Seni sevmiyorum anne!
Firdevs: Hiç umrumda değil. Yoluma çıkma yeter!

12.Bölüm

Behlül: Birileri benim dedikodumu mu yapıyor yoksa?
Firdevs: Gel Behlülcüğüm. Nihal senin haylazlıklarını anlatıyordu.
Behlül: Aaa! Nihal!
Nihal: Biraz... Sadece çocukluk hikâyeleri...
Behlül: Sen Bihter'in gönlünü alabildin mi önce? Onu söyle bakalım.
Nihal: Özür diledim, o da kabul etti.
Bihter: Mesele yok yani, yeni bir olay yaratabilirsiniz. (!)

Bihter: Ben de seni çalışma odasındasın sanıyordum.
Adnan: Gel canım. Hemen bir duş yapayım, geliyorum.
Bihter: Adnan. Benden kaçıyor musun yoksa?
Adnan: Yoo. Nereden çıkardın?
Bihter: Duşunu sonra yap. Önce konuşalım.
Adnan: Olur. Tabi. Dinliyorum.
Bihter: Aslında ilk sana söylemek isterdim. Annemlerden önce sana... Ama zaten duydun, değil mi? Numara yapmayı beceremiyorsun.
Adnan: Sürprizi bozmayayım dedim. Hamilesin.
Bihter: Evet.
Adnan: Çok sevindim.

Peyker: Adnan'a haberi verdin mi?
Bihter: Hı hım.
Peyker: Ne dedi?
Behlül: Belki sizin sohbetiniz daha enteresandır!
Peyker: Bayılırsın laf dinlemeye zaten!
Behlül: Bak Peyker Hanım, bugün iki oldu, çok uğraşıyorsun sen benimle.

Behlül: Hamilelik sana çok yakışmış.
Peyker: Teşekkür ederim.
Behlül: Eskiden çok sıskaydın, kemiklerin sayılırdı. Şimdi şişmanladın da güzel yüzün çıktı ortaya.
Peyker: Bir yandan iltifat ederken bir yandan vuruyor.
Behlül: Sen iltifat da etmiyorsun, sadece vuruyorsun.

Katya: Deli gibi üstüme saldırdı. Ne olduğunu anlayamadım. Bizi burada istemiyorlar efendim. Özür dilerim ama bana değil bu tavır, size.
Firdevs: Terbiyesiz bunlar, vallahi terbiyesiz!
Bihter: N'oldu?
Firdevs: Şu hale bak. Kızın üstüne çullanmışlar.
Bihter: A a, n'oldu Katya?
Katya: Valla geldiğimden beri çok tavırlardı Bihter Hanım. Dedikodu yapıyorlardı. Ben "yapmayın, ayıp" deyince başladı her şey.
Firdevs: Hepimizi ayrı ayrı çekiştiriyorlarmış!
Katya: Herkesi ama, sizi bile.
Firdevs: Ne ayıp şey! Ya bunlara hadlerini bildirmek lazım Bihter.

Bihter: Uzun zamandır saçma sapan şeyler oluyor bu evde!
Cemile: Bihter Hanım...
Bihter: Hiçbir şey dinlemek istemiyorum! Cemile hemen eşyalarını topla, Nesrin'in yanına yerleş.
Cemile: İzin verirseniz...
Bihter: Vermiyorum! Bundan sonraki düzen böyle olacak.

Firdevs: Bihter, bunlar seni dinlemiyor mu? Sözünü geçiremiyor musun yoksa?
Bihter: Ne demek? Söylerim hemen, şimdi boşaltırlar.
Firdevs: Niye söylediğinde yapmadılar o zaman? Kimi, neyi bekliyorlar anlamadım ki! Senden emir almayı kendilerine yediremiyorlar mı? Bu evin hanımı olduğunu kabul edemiyorlar mı hâlâ? Bak, ben böyle hissettim, bilemiyorum. Ya çok laubaliler ya çok başıbozuk. Bence tedbirini al Bihter. Yoksa çok başını ağrıtacak bunlar, söyleyeyim.

Cemile: Sahtekâr!
Bihter: Seni terbiyesiz! Sen nasıl cesaret edersin böyle konuşmaya! Sahtekâr kimmiş söyle bakayım, yüzüme söyle!
Süleyman: Bihter Hanım...
Bihter: Kes sesini! Utanmıyorsunuz, değil mi? Bu ne çirkinlik, ne basitlik! Ne haddinize bizim arkamızdan konuşmak, kimsiniz siz! Seni hırsızlık yaptığın zaman kovmadım diye yüz buldun, değil mi! Annemin küpesini çaldığını örtbas ettim diye, seni korudum diye nankörlük ediyorsun bana, öyle mi! Pisliğini örttüm diye arsızlığı ele aldın demek! Ama artık bunu kabul edemeyeceğim! İhanet bu yaptığınız! Bu işi, bu evi, bu aileyi hak etmiyorsunuz! Sizi evimde görmek istemiyorum artık!

15. Bölüm

Bülent: Biz de maça gideceğiz, değil mi Behlül? Basket maçına gidiyoruz, değil mi? Hadi lütfen!
Behlül: Söyledim, canım istemiyor.
Bülent: Üüf!
Bihter: Bence bugün Behlül'ün üstüne varma.
Bülent: Söylemediğin kimse kaldı mı senin?
Bihter: Bülent'ten duymadım ben. Öyle bir bağırıyordun ki telefonda, camlar sallanıyordu.
Behlül: Hadi canım, sen de.
Adnan: Ben de öğreneyim.
Nihal: Elif'le ayrılmışlar.
Bihter: Neyi çöpe at diyordun, mektuplarını mı?
Nihal: İnternet diye bir olay var Behlül, hâlâ mektup mu yazıyorsun sen?
Behlül: Şuna bakar mısın, nasıl canlandı ya! Siz var ya, ikiniz bundan sonra dikkatli olun! Sakın açık vermeyin bana! Sakın!
Bihter: Sen onu Nihal'e söyle. Şu an Elif'in nerede olduğunu biliyorum. Kulak-burun-boğaz doktorunda kulağını muayene ettiriyor.
Behlül: Abartma. O kadar bağırmadım.
Bihter: Kulağımı kapıya dayamadığıma göre konuştuklarını nereden duydum o zaman?
Bülent: Bağırdın. Ben bile korktum.
Bihter: Allah'tan şahidim var.