Alamut: Fedailerin Kalesi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
kDeğişiklik özeti yok |
By erdo can (mesaj | katkılar) + kaynak gerektiren bilgi eklentisi |
||
10. satır: | 10. satır: | ||
*Zaten insanlığın en büyük sırrı bu değil mi? Ne zaman ve nereden geleceği asla bilinmez ama beklenen önünde sonunda daima gelir. |
*Zaten insanlığın en büyük sırrı bu değil mi? Ne zaman ve nereden geleceği asla bilinmez ama beklenen önünde sonunda daima gelir. |
||
*Arp ve zilleri çalmaya başlayarak, bir anda tüm çekingenliklerinden sıyrıldılar ve şarkı söylemeye başladılar... |
|||
''Bir zamanlar |
|||
Allah'ın cennetinde, |
|||
Genç bir huri vardı, |
|||
Meryem'di adı. |
|||
Aşk doluydu kendisi. |
|||
Uzun siyah saçları, |
|||
Pembe yanakları, |
|||
Güzel hatları. |
|||
Kara gözleri, dolgun dudakları, |
|||
Zarif kolları; güzel bacakları, |
|||
Bir kraliçe gibi yürüyordu |
|||
Kibar ve asil... |
|||
Güzellere hükmetmesi için, |
|||
Allah onu seçti. |
|||
Aklı ve güzelliği, |
|||
Eşsiz ve emsalsiz... |
|||
Göğün ve yerin |
|||
Tüm sırlarına vakıf |
|||
Tüm sanatlara... |
|||
Ve bilgeliği de unutulur gibi değil. |
|||
Daha dünün akıllı kraliçesi. |
|||
Bugün o güzel çehreni |
|||
Al al yapan |
|||
O narin kor da nedir? |
|||
Bu şenliği izleyen bizler, |
|||
Kalbinin tutsak edildiğini biliyoruz. |
|||
Uzaklardan gelen bir yiğit, |
|||
Kalbini çalmaya aklını koydu. |
|||
İşte kraliçemiz burada, |
|||
Ruhu ve vücuduyla aşık. |
|||
Kendisini büyüleyen kahraman için |
|||
Alev alev yanmaya hazır.'' |
|||
[[Kategori:Kitaplar]] |
[[Kategori:Kitaplar]] |
11.52, 30 Mayıs 2017 tarihindeki hâli
- Bir grubun bilinç seviyesi ne kadar düşükse, onu harekete geçiren fanatiklik de o kadar büyüktür.
- Çölde açlıktan ölmekte olan bir çakal, kafesteki karnı tıka basa tok bir aslandan daha mutludur.
- İnsan hayatının tamamını dört duvar arasında geçirebilir. Kendisini tutsak kabul etmediği sürece tutsak sayılmaz.Ama kâinatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı, galaksiyi görüp onlara asla erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya hapishaneden farksızdır.İdrak ettikleri şey zamanın ve mekanın tutsağı haline getirir.
- Yani ulaşılacak nihai bir hakikat yoktu.O zaman ne yapmalıydık? Hiçbir şey bilemeyeceğini idrak edip, hiçbir şeye inanmayan biri bu durumda tutkularının peşinde arzu ettiği her şeyi yapabilirdi.
- Kısa sürede ileri gelenlerin gerçeği kitlelerden bilinçli olarak sakladıkları kanaatine eriştim. Bencilce sebepler uğruna halkın cahil kalmasını arzu ediyorlardı.
- Zaten insanlığın en büyük sırrı bu değil mi? Ne zaman ve nereden geleceği asla bilinmez ama beklenen önünde sonunda daima gelir.