Mustafa Kemal Atatürk: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Sae1962 (mesaj | katkılar)
Sözler alfabetik olarak sıralanıyor (geçici sürüm)
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Sae1962 (mesaj | katkılar)
Geçici sürüm
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
63. satır: 63. satır:


*Bugünün ihtiyaçlarına uygun kanun yapmak ve onu iyi uygulamak refah ve ilerleme vasıtalarının en mühimlerindendir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 328</ref>
*Bugünün ihtiyaçlarına uygun kanun yapmak ve onu iyi uygulamak refah ve ilerleme vasıtalarının en mühimlerindendir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 328</ref>

*Bunca asırlarda olduğu gibi, bugün dahi, milletlerin bilgisizliğinden ve taassubundan istifade ederek binbir türlü siyası ve şahsı maksat ve menfaat temini için dini alet ve vasıta olarak kullanmak teşebbüsünde bulunanların, içeride ve dışarıda varlığı, bizi bu konuda söz söylemekten ne yazık ki henüz uzak bulundurmuyor.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 125.</ref>


*Bütün Dünya bilsin ki benim için bir taraflılık vardır: Cumhuriyet taraftarlığı, fikri ve sosyal inkılap taraftarlığı. Bu noktada, yeni Türkiye topluluğunda bir ferdi, hariç düşünmek istemiyorum.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 189</ref>
*Bütün Dünya bilsin ki benim için bir taraflılık vardır: Cumhuriyet taraftarlığı, fikri ve sosyal inkılap taraftarlığı. Bu noktada, yeni Türkiye topluluğunda bir ferdi, hariç düşünmek istemiyorum.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 189</ref>
101. satır: 103. satır:


*Emperyalizm ölüme mahkûmdur.<ref>[http://www.atam.gov.tr/dergi/turkiyenin-kurulus-yillarinda-bir-yabanci-gazetecinin-ankara-yolculugu-ve-ataturkle-gorusmesi Türkiye’nin Kuruluş Yıllarında Bir Yabancı Gazeteci’nin Ankara Yolculuğu ve Atatürk’le Görüşmesi]</ref>
*Emperyalizm ölüme mahkûmdur.<ref>[http://www.atam.gov.tr/dergi/turkiyenin-kurulus-yillarinda-bir-yabanci-gazetecinin-ankara-yolculugu-ve-ataturkle-gorusmesi Türkiye’nin Kuruluş Yıllarında Bir Yabancı Gazeteci’nin Ankara Yolculuğu ve Atatürk’le Görüşmesi]</ref>

*En iyi fertler kendinden ziyade mensup olduğu toplumu düşünen, onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına hayatını veren insanlardır.<ref>Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı: 82-83, 1931</ref>


*Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.<ref>Sadi Irmak, Atatürk ve Türkiye'de Çağdaşlaşma Atılımları, Hisarbank Kültür Yayınları, s. 86.</ref>
*Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.<ref>Sadi Irmak, Atatürk ve Türkiye'de Çağdaşlaşma Atılımları, Hisarbank Kültür Yayınları, s. 86.</ref>
111. satır: 115. satır:


*Güzel sanatlarda başarı, bütün inkılapların başarıldığının en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar, bütün başarılarına rağmen uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima mahrum kalacaklardır.<ref name=":11" />
*Güzel sanatlarda başarı, bütün inkılapların başarıldığının en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar, bütün başarılarına rağmen uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima mahrum kalacaklardır.<ref name=":11" />

*Hakikaten memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır; açık söylemelidir. Millet ile, milleti sevk ve idare edenler çok açık görüşmelidirler. Olan şeyler ve yapılacak şeyler olduğu gibi ifade olunmalıdır. Yoksa safsatalar ile milleti aldatmak, onu birbirine düşürmek demektir. Kuralımız, daima millete karşı gerçekleri ifade olmalıdır. Milleti aydınlatma, bu demektir. <ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 119</ref>


*Her ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksel Türk! Senin için yükseklik sınırı yoktur. İşte parola budur.<ref>Atatürk Serisi, 7. sayı, Milli Eğitim Basımevi, s. 42.
*Her ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksel Türk! Senin için yükseklik sınırı yoktur. İşte parola budur.<ref>Atatürk Serisi, 7. sayı, Milli Eğitim Basımevi, s. 42.
</ref>
</ref>

*Her ne suretle olursa olsun, hizmet edenler milletten büyük mükafatlar bekliyorsa katiyen doğru bir harekette bulunmuş olmazlar. Milletten çok şey istememeliyiz. Hizmet edenler, namus vazifelerini yerine getirmiş olmaktan başka bir şey yapmamışlardır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 91</ref>


*Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez.<ref name=":21" />
*Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez.<ref name=":21" />


*Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.<ref>Emin Arat, Kemalizm, Ayyıldız Matbaası, s. 124</ref>
*Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.<ref>Emin Arat, Kemalizm, Ayyıldız Matbaası, s. 124</ref>

*Hükûmetin varlığının sebebi, memleketin asayişini, milletin huzur ve rahatını temin etmektir. Bütün memlekette gerçek bir asayiş hakim olmalıdır. Millet büyük bir huzur ve güven içinde müsterih bulunmalıdır. Memleketimizin herhangi bir köşesinde halkın güvenini, devletin bütünlük ve asayişini bozmaya kalkışanlar devletin bütün kuvvetlerini karşılarında bulmalıdırlar.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 307</ref>


*Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 1</ref>
*Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 1</ref>
128. satır: 138. satır:


*İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, desteklemek lazımdır. Birbirimizi aldatmayalım, uygar dünya çok ileridedir. Buna yetişmek, o uygarlık dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz.<ref name=":5" />
*İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, desteklemek lazımdır. Birbirimizi aldatmayalım, uygar dünya çok ileridedir. Buna yetişmek, o uygarlık dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz.<ref name=":5" />

*İnsanlar, toplumsal hayatta haklardan ve vazifelerden örülmüş bir ağ içinde düşünülebilir. İnsanlar, insan kaldıkça bu ağdan çıkamazlar.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 120</ref>


*İnsanların hayatına, faaliyetine hakim olan kuvvet yaratıcılık ve icat kabiliyetidir. İcadı ve yaratıcılığı yapabilen insanların ise, mutlaka kültürlü olmalarının şart olduğu tebarüz etmiştir.<ref>Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 375</ref>
*İnsanların hayatına, faaliyetine hakim olan kuvvet yaratıcılık ve icat kabiliyetidir. İcadı ve yaratıcılığı yapabilen insanların ise, mutlaka kültürlü olmalarının şart olduğu tebarüz etmiştir.<ref>Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 375</ref>
220. satır: 232. satır:


&&&
&&&

*Her ne suretle olursa olsun, hizmet edenler milletten büyük mükafatlar bekliyorsa katiyen doğru bir harekette bulunmuş olmazlar. Milletten çok şey istememeliyiz. Hizmet edenler, namus vazifelerini yerine getirmiş olmaktan başka bir şey yapmamışlardır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 91</ref>

*Hakikaten memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır; açık söylemelidir. Millet ile, milleti sevk ve idare edenler çok açık görüşmelidirler. Olan şeyler ve yapılacak şeyler olduğu gibi ifade olunmalıdır. Yoksa safsatalar ile milleti aldatmak, onu birbirine düşürmek demektir. Kuralımız, daima millete karşı gerçekleri ifade olmalıdır. Milleti aydınlatma, bu demektir. <ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 119</ref>

*En iyi fertler kendinden ziyade mensup olduğu toplumu düşünen, onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına hayatını veren insanlardır.<ref>Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı: 82-83, 1931</ref>

*İnsanlar toplumsal hayatta haklardan ve vazifelerden örülmüş bir ağ içinde düşünülebilir. İnsanlar, insan kaldıkça bu ağdan çıkamazlar.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 120</ref>

*Hükümetin varlığının sebebi, memleketin asayişini, milletin huzur ve rahatını temin etmektir. Bütün memlekette gerçek bir asayiş hakim olmalıdır. Millet büyük bir huzur ve güven içinde müsterih bulunmalıdır. Memleketimizin herhangi bir köşesinde halkın güvenini, devletin bütünlük ve asayişini bozmaya kalkışanlar devletin bütün kuvvetlerini karşılarında bulmalıdırlar.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 307</ref>

*Bunca asırlarda olduğu gibi, bugün dahi, milletlerin bilgisizliğinden ve taassubundan istifade ederek binbir türlü siyası ve şahsı maksat ve menfaat temini için dini alet ve vasıta olarak kullanmak teşebbüsünde bulunanların, içeride ve dışarıda varlığı, bizi bu konuda söz söylemekten ne yazık ki henüz uzak bulundurmuyor.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 125.</ref>

*Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, ilme bağlılığını güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü araç ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu bütün insanlığa gerçek huzurun temini yolunda kendine düşen uygar vazifeyi yapmakta başarıya ulaştıracaktır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 272</ref>
*Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, ilme bağlılığını güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü araç ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu bütün insanlığa gerçek huzurun temini yolunda kendine düşen uygar vazifeyi yapmakta başarıya ulaştıracaktır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 272</ref>


*İleri hükümetçiliğin ayırıcı özelliği halkı, kudretine olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir. Büyük küçük bütün cumhuriyet memurlarında bu zihniyetin en geniş ölçüde gelişmesine önem vermek, çok yerinde olur.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 378</ref>
*İleri hükûmetçiliğin ayırıcı özelliği halkı, kudretine olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir. Büyük küçük bütün cumhuriyet memurlarında bu zihniyetin en geniş ölçüde gelişmesine önem vermek, çok yerinde olur.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 378</ref>


*Cumhuriyeti, onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Cumhuriyet ilkelerini sevdiriniz. Bunu kalplere yerleştirmek için hiçbir fırsatı ihmal etmeyiniz.<ref>Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı 82-83. 1931.</ref>
*Cumhuriyeti, onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Cumhuriyet ilkelerini sevdiriniz. Bunu kalplere yerleştirmek için hiçbir fırsatı ihmal etmeyiniz.<ref>Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı 82-83. 1931.</ref>

14.59, 31 Ekim 2016 tarihindeki hâli

Ben manevî miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.[1]
Efendiler, bizim milletimiz vatanı için, hürriyeti ve hakimiyeti için fedakâr bir halktır; bunu ispat etti.[2][3]
Her şeyden evvel bilgisizliği ortadan kaldırmak lâzımdır. Bu sebeple maarif programımızın, maarif siyasetimizin temel taşı, bilgisizliğin giderilmesidir. Bu giderilmedikçe yerimizdeyiz. Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor demektir.[4]
Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamakların­dan geçeceklerdir. Kadınlar, toplum yaşamında erkek­lerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destek­çisi olacaklardır.[5] (Yıl: 1923)
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.[6]
İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, desteklemek lâzımdır. Birbirimizi aldatmayalım, uygar dünya çok ileridedir. Buna yetişmek, o uygarlık dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz.[7]
Türk Cumhuriyeti'nin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta barış, dünyada barış gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve ilerlemesinde en esaslı etken olsa gerektir.[8]
Asla şüphem yoktur ki Türklüğün unutulmuş medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtînin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medenî beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız.[9]
Uygarlık yolunda yürümek ve başarılı olmak, yaşamın şartıdır. Bu yol üzerinde duraklayanlar ya da yol üzerinde ileri değil, geriye bakmak bilgisizliği ve aymazlığında bulunanlar, genel uygarlığın coşkun seli altında boğulmaya mahkûmdur.[10]
Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale pozitif bilimdir.[11]
İnsanlığın bütününün refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir.[12]
Güzel sanatlarda başarı, bütün inkılapların başarıldığının en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar, bütün başarılarına rağmen uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima mahrum kalacaklardır.[13]
Cumhuriyetçilik ve toplumsal inkılâp, lâiklik ve yenilikseverlik, Türk'ün öz malı ve özelliği hâline geldiğini görmek, benim için büyük bir bahtiyarlık olacaktır.[14]
Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulamaya geçtiği vakit Türk Milleti yükselecektir.[15]
Dünya'da her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakikî yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır.[16]
Milletin hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir.[17]
Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle uygarlık yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir.[18]
Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar![19] (Yıl: 1919)
Yurdumuzu Dünya'nın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız.[20]
Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.[21]
Çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiç birini yapamazdım.[22]
Ben, 1919 yılı Mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddî hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.[23]
Komşularıyla ve bütün devletlerle iyi geçinmek, Türkiye siyasetinin esasıdır.[24]

Mustafa Kemal Atatürk (1881 – 1938), Türk Kurtuluş Savaşı'nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı.

  • Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar![19] (Yıl: 1919)
  • Akıl ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur.[25]
  • Amerika, Avrupa ve bütün uygarlık dünyası bilmelidir ki Türkiye halkı her uygar ve kabiliyetli millet gibi kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamaya kesin karar vermiştir. Bu haklı kararı bozmaya yönelik her kuvvet, Türkiye'nin ebedi düşmanı kalır.[26]
  • Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.[27]
  • Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız.[9]
  • Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.[28]
  • Ben, 1919 yılı mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.[23]
  • Ben manevî miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.[1]
  • Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.[6]
  • Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.[18]
  • Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.[29]
  • Bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükümetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, "Hükümetten gaye nedir?" bunu düşünmek lazımdır. Hükûmetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükûmet iyi, edemeyen fenadır.[30]
  • Bir kelime ile ifade etmek gerekirse, diyebiliriz ki yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir; halkın devletidir. Mazi kurumları ise bir şahıs devleti idi, şahıslar devleti idi.[31]
  • Bir toplumun eksikliği ne olabilir? Ulusu ulus yapan, ilerleten ve geliştiren güçler vardır: Düşünce güçleri, sosyal güçler. Düşünceler, anlamsız, yararsız, akla sığmaz saçmalarla dolu olursa o düşünceler hastalıklıdır. Bir de toplumsal yaşayış, akıldan mantıktan uzak, yararsız, zararlı birtakım görenek ve geleneklerle dopdolu olursa yaşama sayılamaz. İlerleyemez, gelişemez, inmeliler gibi olduğu yerde bocalar kalır.[32]
  • Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.[33]
  • Biz, her vasıtadan yalnız ve ancak bir tek temel görüşe dayanarak yararlanırız. O görüş şudur: Türk milletini medenî dünyada lâyık olduğu mevkie yükseltmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temelleri üzerinde her gün daha çok güçlendirmek … ve bunun için de istibdat fikrini öldürmek…[34]
  • Bizi yanlış yola sevk eden kötü yaradılışlılar, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir.[35]
  • Bizim milletimiz esasen demokrattır. Kültürünün, geleneklerinin en derin maziye ait evreleri bunu doğrular.[36]
  • Bugünkü hükümetimiz, devlet örgütümüz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet örgütü ve hükumettir ki onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükumet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükümettir. Artık hükümet ve hükümet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.[37]
  • Bugünün ihtiyaçlarına uygun kanun yapmak ve onu iyi uygulamak refah ve ilerleme vasıtalarının en mühimlerindendir.[38]
  • Bunca asırlarda olduğu gibi, bugün dahi, milletlerin bilgisizliğinden ve taassubundan istifade ederek binbir türlü siyası ve şahsı maksat ve menfaat temini için dini alet ve vasıta olarak kullanmak teşebbüsünde bulunanların, içeride ve dışarıda varlığı, bizi bu konuda söz söylemekten ne yazık ki henüz uzak bulundurmuyor.[39]
  • Bütün Dünya bilsin ki benim için bir taraflılık vardır: Cumhuriyet taraftarlığı, fikri ve sosyal inkılap taraftarlığı. Bu noktada, yeni Türkiye topluluğunda bir ferdi, hariç düşünmek istemiyorum.[40]
  • Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.[41]
  • Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve geniş kapsamlı medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve cihana bildirmek bizim için bir borçtur.[42]
  • Cumhuriyet, ahlâkî fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık, korkuya ve tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil ve rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir.[43]
  • Cumhuriyet idaresini, Cumhuriyetten söz etmeksizin milli hâkimiyet esasları içinde her an Cumhuriyet'e doğru yürüyen şekilde toplamaya çalışıyorduk.[44]
  • Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk, Cumhuriyet 10 yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe koymalıdır.[44]
  • Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.[45]
  • Cumhuriyetçilik ve toplumsal inkılâp, lâiklik ve yenilikseverlik, Türk'ün öz malı ve özelliği hâline geldiğini görmek, benim için büyük bir bahtiyarlık olacaktır.[14]
  • Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir.[46]
  • Çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı bu yaptıklarımın hiç birini yapamazdım.[22]
  • Demokrasi ilkesi, egemenliğin millette olduğunu, başka yerde olamayacağını gerektirir. Bu suretle demokrasi ilkesi, siyasi kuvvetin, egemenliğin kaynağına ve meşruiyetine temas etmektedir. Demokrasinin tam ve en belirgin hükumet şekli Cumhuriyettir.[47]
  • Devlet idaresinde bütün kanunlar, nizamlar, ilmin muasır medeniyete teinin ettiği esas ve şekillere, dünya ihtiyaçlarına göre yapılır ve tatbik edilir. Din telakkisi vicdani olduğundan cumhuriyet, din fikirlerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı milletimizin muasır terakkisinde başlıca muvaffakiyet görür.[44]
  • Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.[48]
  • Dünya'da her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakikî yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır.[16]
  • Dünya'nın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve Dünya'da hiçbir milletin kadını "Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim" diyemez.[49]
  • Efendiler, bizim milletimiz vatanı için, hürriyeti ve hakimiyeti için fedakar bir halktır; bunu ispat etti.[3]
  • Eğitim ve öğretimde uygulanacak yol, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir zorbalık vasıtası, yahut medeni bir zevkten ziyade maddi hayatta muvaffak olmayı temin eden pratik ve kullanılması mümkün bir cihaz haline getirmektir.[50]
  • Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.[51]
  • Emperyalizm ölüme mahkûmdur.[52]
  • En iyi fertler kendinden ziyade mensup olduğu toplumu düşünen, onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına hayatını veren insanlardır.[53]
  • Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.[54]
  • Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.[28]
  • Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulamaya geçtiği vakit, Türk milleti yükselecektir.[15]
  • Gerçeği konuşmaktan korkmayınız.[55]
  • Güzel sanatlarda başarı, bütün inkılapların başarıldığının en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar, bütün başarılarına rağmen uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima mahrum kalacaklardır.[13]
  • Hakikaten memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır; açık söylemelidir. Millet ile, milleti sevk ve idare edenler çok açık görüşmelidirler. Olan şeyler ve yapılacak şeyler olduğu gibi ifade olunmalıdır. Yoksa safsatalar ile milleti aldatmak, onu birbirine düşürmek demektir. Kuralımız, daima millete karşı gerçekleri ifade olmalıdır. Milleti aydınlatma, bu demektir. [56]
  • Her ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksel Türk! Senin için yükseklik sınırı yoktur. İşte parola budur.[57]
  • Her ne suretle olursa olsun, hizmet edenler milletten büyük mükafatlar bekliyorsa katiyen doğru bir harekette bulunmuş olmazlar. Milletten çok şey istememeliyiz. Hizmet edenler, namus vazifelerini yerine getirmiş olmaktan başka bir şey yapmamışlardır.[58]
  • Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez.[59]
  • Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.[60]
  • Hükûmetin varlığının sebebi, memleketin asayişini, milletin huzur ve rahatını temin etmektir. Bütün memlekette gerçek bir asayiş hakim olmalıdır. Millet büyük bir huzur ve güven içinde müsterih bulunmalıdır. Memleketimizin herhangi bir köşesinde halkın güvenini, devletin bütünlük ve asayişini bozmaya kalkışanlar devletin bütün kuvvetlerini karşılarında bulmalıdırlar.[61]
  • Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.[62]
  • Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım.[63]
  • İleri hükümetçiliğin şiarı, halkı, kudretine olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir.[64]
  • İnkılabın hedefini kavramış olanlar, daima onu korumaya muktedir olacaklardır.[65]
  • İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, desteklemek lazımdır. Birbirimizi aldatmayalım, uygar dünya çok ileridedir. Buna yetişmek, o uygarlık dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz.[7]
  • İnsanlar, toplumsal hayatta haklardan ve vazifelerden örülmüş bir ağ içinde düşünülebilir. İnsanlar, insan kaldıkça bu ağdan çıkamazlar.[66]
  • İnsanların hayatına, faaliyetine hakim olan kuvvet yaratıcılık ve icat kabiliyetidir. İcadı ve yaratıcılığı yapabilen insanların ise, mutlaka kültürlü olmalarının şart olduğu tebarüz etmiştir.[67]
  • İnsanlığın bütününün refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir.[12]
  • Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamakların­dan geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkek­lerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.[5] (Yıl: 1923)
  • Komşularıyla ve bütün devletlerle iyi geçinmek, Türkiye siyasetinin esasıdır.[24]
  • Kültür işlerimiz üzerine, ulusça gönüllerimizin titrediğini bilirsiniz. Bu işlerin başında da Türk tarihini, doğru temelleri üstüne kurmak, öz Türk diline değeri olan genişliği vermek için candan çalışmakta olduğumuzu söylemeliyim. Bu çalışmaların göz kamaştırıcı verimlere erişeceğine şimdiden inanabiliriz.[68]
  • Kültür sınavımızı, yeni ve modern esaslara göre, teşkilatlandırmaya durmadan devam ediyoruz. Türk Tarih ve Dil çalışmaları büyük inanla beklenilen ışıklı verimlerini şimdiden göstermektedir.[68] (Kasım 1936)
  • Medenî olmayan insanlar, medenî olanların ayakları altında kalmaya mahkûmdurlar.[69]
  • Memleket işlerinde, millet işlerinde, gerçek işlerde duyguya, hatıra, kardeşliğe ve dostluğa bakılmaz.[70]
  • Memleketimizi bir çember içine alıp Dünya ile alakasız yaşayamayız. Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medenî bir millet olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan olacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.[59]
  • Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur.[71]
  • Milletimizin siyasî, sosyal hayatında, milletimizin fikri eğitiminde rehberimiz ilim ve teknik olacaktır.[72]
  • Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşüncesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir.[73]
  • Millî hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.[74]
  • Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır.[75]
  • Millî müdafaamızı, düşmanların bayrakları, babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terk edemeyiz. İstanbul mabetleri etrafında düşman askerleri gezdikçe, öz vatan toprakları üstünden yabancı adamların ayakları çekilmedikçe biz mücadelemizde devam etmeye mecburuz.[76] (1920)
  • Ölmek isteyen bir milleti hiçbir kuvvet kurtaramaz. Türk milleti ölmek istemez; o, daima yaşayacaktır efendiler![77]
  • Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz.[78]
  • Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız görevin özüdür. Bu görev, bütün ulusa ve tarihe karşı yüklenilmiştir.[79]
  • Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.[80]
  • Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir davranışa layık olamaz.[81]
  • Türk Cumhuriyeti'nin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta barış, dünyada barış gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve ilerlemesinde en esaslı etken olsa gerektir. Buna elimizden geldiği kadar hizmet etmiş ve etmekte bulunmuş olmak bizim için övünülecek bir harekettir.[8]
  • Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mana çıkarmak, intibah almak, düşünmek, zekayı terbiye etmektir.[82]
  • Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın aracından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz.[83]
  • Türk esaret kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır.[84]
  • Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız.[85]
  • Türk milleti çok büyük olaylarla ispat etti ki yeniliksever ve inkılapçı bir millettir.[86]
  • Türk milleti, halk idaresi olan cumhuriyetle idare olunur bir Devlettir. Türk Devleti laiktir. Her reşit dinini seçmekte serbesttir.[87]
  • Türk milletinin tabiat ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.[88]
  • Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale pozitif bilimdir.[11]
  • Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber, Türk toplumunun hususî seciyelerini ve başlı başına müstakil hüviyetini korumaktır.[89]
  • Türk Tarih ve Dil kurumlarının, Türk milli varlığını aydınlatan çok kıymetli ve önemli birer ilim kurumu mahiyetini aldığını görmek hepimizi sevindirici bir hadisedir. Tarih Kurumu, yaptığı kongre, kurduğu sergi, yurt içindeki kazılar ortaya çıkardığı eserlerle şimdiden bütün ilim dünyasına kültürel vazifesini yerine getirmeye başlamış bulunuyor.[90]
  • Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.[91]
  • Türkiye Devletinin bağımsızlığı mukaddestir. O, ebediyen sağlanmış ve korunmuş olmalıdır.[92]
  • Türkiye emperyalizme karşı mücadelesiyle iyi örnek olmuşsa bundan çok büyük mutluluk duyacağım. (Yıl: 1921)[93][94]
  • Türkiye halkı, asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı bir yaşama gereği saymış bir milletin kahraman evlatlarıdır. Bu millet, bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.[95]
  • Türkler, bütün uygar milletlerin dostlarıdır.[96]
  • Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun idare Cumhuriyet idaresidir.[44]
  • Türk'ün haysiyet ve onur ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık, ya ölüm![97]
  • Ulusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir.[17]
  • Uygarlık yolunda yürümek ve başarılı olmak, yaşamın şartıdır. Bu yol üzerinde duraklayanlar ya da yol üzerinde ileri değil, geriye bakmak bilgisizliği ve aymazlığında bulunanlar, genel uygarlığın coşkun seli altında boğulmaya mahkûmdur.[10]
  • Vicdan hürriyeti mutlak ve taarruz edilmez, ferdin tabi haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır.[98]
  • Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir.[99]
  • Yaptıklarımızı asla kâfi görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu Dünya'nın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.[20]
  • Yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.[28]

&&&

  • Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, ilme bağlılığını güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü araç ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu bütün insanlığa gerçek huzurun temini yolunda kendine düşen uygar vazifeyi yapmakta başarıya ulaştıracaktır.[100]
  • İleri hükûmetçiliğin ayırıcı özelliği halkı, kudretine olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir. Büyük küçük bütün cumhuriyet memurlarında bu zihniyetin en geniş ölçüde gelişmesine önem vermek, çok yerinde olur.[101]
  • Cumhuriyeti, onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Cumhuriyet ilkelerini sevdiriniz. Bunu kalplere yerleştirmek için hiçbir fırsatı ihmal etmeyiniz.[102]
  • Gençlerimiz ve aydınlarımız ne için yürüdüklerini ve ne yapacaklarını evvela kendi dimağlarında iyice kararlaştırmalı, onları halk tarafından iyice sindirimi ve kabulü mümkün bir hale getirmeli, onları ancak ondan sonra ortaya atmalıdır.[103]
  • Birbirimize daima gerçeği söyleyeceğiz. Felaket ve saadet getirsin, iyi ve fena olsun, daima gerçekten ayrılmayacağız.[104]
  • Uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal hayatta, iktisadi hayatta, ilim ve fen sahasında başarılı olmak için yegane gelişme ve ilerleme yolu budur.[105]
  • Bizim barış ülküsüne ne kadar bağlı olduğumuzu, bu ülkünün güvenlik altına alınmasındaki dileğimizin ne kadar esaslı bulunduğunu izaha lüzum görmüyorum.[106]
  • Anadolu, en büyük hazinedir.[107]
  • Bizce, Türkiye  Cumhuriyeti  anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır. [108]
  • Köylü, hepimizin velinimetidir. Bu necip unsurun refahını düşüneceğiz.[109]
  • Yoksul kadın, hiçbir şeyi olmayan kadın anlamında alınmıştır. Halbuki kadın denilen varlık, bizatihi yüksek bir varlıktır. Onun yoksulluğu olamaz. Kadına yoksul demek, onun bağrından kopup gelen bütün insanlığın yoksulluğu demektir.[110]
  • Türkiye Cumhuriyet anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir.[110]
  • Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.[111]
  • Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lazım olanı yapmaya hazırız.[112]
  • Eğer bir millet büyükse kendisini tanımakla daha büyük olur.[113]

Kaynaklar

  1. 1,0 1,1 İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeolojisi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1980, s. 13.
  2. 30 Ağustos Hatıraları, Cumhuriyet, s. 17. (Nurer Uğurlu başkanlığında bir kurul tarafından hazırlanmıştır.)
  3. 3,0 3,1 Atatürk'ün Bütün Eserleri, 16. cilt, Kaynak Yayınları, s. 288.
  4. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 141.
  5. 5,0 5,1 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt II, 2. baskı, Ankara, s. 85-86.
  6. 6,0 6,1 Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 207.
  7. 7,0 7,1 Anıl Çeçen, Atatürk ve Cumhuriyet, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 151.
  8. 8,0 8,1 Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 185.
  9. 9,0 9,1 Atatürk'ün Bütün Eserleri, 26. cilt, Kaynak Yayınları, 1998, s. 268
  10. 10,0 10,1 Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk: Kendine Özgü Bir Yaşam ve Kişilik, Bilgi Yayınları, s. 555.
  11. 11,0 11,1 Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 131.
  12. 12,0 12,1 Yekta Güngör Özden, Atatürk ve Hukuk, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s. 367.
  13. 13,0 13,1 Cevat Abbas Gürer. Cumhuriyet gazetesi, 10. Xl. 1941.
  14. 14,0 14,1 Kılıç Ali, Atatürk ve Cumhuriyet, Milliyet gazetesi, 2. XI. 1970
  15. 15,0 15,1 Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 161.
  16. 16,0 16,1 Atatürkçülük, I. Cilt, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Eğitim Basımevi, 1984, s. 283.
  17. 17,0 17,1 Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk: Kendine Özgü Bir Yaşam ve Kişilik, Bilgi Yayınları, s. 597.
  18. 18,0 18,1 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt III, s. 80.
  19. 19,0 19,1 Mazhar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, Cilt I. Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 172.
  20. 20,0 20,1 Afet İnan, Tarihten Bugüne, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1970, s. 217.
  21. M. Sunullah Arısoy, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten Bize, Hürriyet Vakfı Yayınları, s. 229.
  22. 22,0 22,1 Cemal Granda, Atatürkʼün Uşağı İdim, Hürriyet Yayınları, 1973, s. 267.
  23. 23,0 23,1 Pars Tuğlacı, Çağdaş Türkiye, Cilt I, Cem Yayınları, s. 78.
  24. 24,0 24,1 Sadi Borak & Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 5. cilt, s. 57
  25. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 136.
  26. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 48
  27. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 76
  28. 28,0 28,1 28,2 Hâkimiyet-i Milliye, 31 Ekim 1933
  29. Atatürkçülük, Cilt I, Millî Eğitim Basımevi, s. 85
  30. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 121
  31. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 309
  32. Bugünün Diliyle Atatürkʼün Söylevleri, Türk Dil Kurumu Yayınları, s. 86
  33. İsmet Giritli, Kalkınma ve Türkiye, İzlem Yayınları, s. 42.
  34. Nutuk II, s. 897
  35. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 127
  36. Vasfi Raşit Seviğ, T. C. Esas Teşkilat Hukuku, 1938, cilt: I, s. 329
  37. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 435
  38. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 328
  39. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 125.
  40. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 189
  41. Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, Sel Yayınları, 1955, s. 64
  42. Afet İnan, Mustafa Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım, Millî Eǧitim Bakanlığı Devlet Kitapları, s. 36.
  43. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 231
  44. 44,0 44,1 44,2 44,3 Türk Tarih Kurumu: Belleten Dergisi, Kasım 1988, Cilt LII, Sayı 204
  45. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 372
  46. Anıl Çeçen, Atatürk ve Cumhuriyet, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 76.
  47. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 112
  48. Afet İnan, Tarih boyunca Türk Kadının Hak ve Görevleri, Millı̂ Eğitim Basımevi, s. 159.
  49. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 147
  50. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 288.
  51. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 58
  52. Türkiye’nin Kuruluş Yıllarında Bir Yabancı Gazeteci’nin Ankara Yolculuğu ve Atatürk’le Görüşmesi
  53. Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı: 82-83, 1931
  54. Sadi Irmak, Atatürk ve Türkiye'de Çağdaşlaşma Atılımları, Hisarbank Kültür Yayınları, s. 86.
  55. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 110
  56. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 119
  57. Atatürk Serisi, 7. sayı, Milli Eğitim Basımevi, s. 42.
  58. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 91
  59. 59,0 59,1 Seha L. Meray, Su Başlarını Devler Tutmuş: Denemeler, Söyleşiler, Çağdaş Yayınları, s. 103
  60. Emin Arat, Kemalizm, Ayyıldız Matbaası, s. 124
  61. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 307
  62. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 1
  63. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 24
  64. Türk Parlamento Tarihi: TBMM V. dönem (1935-1939), Cilt I, s. 72
  65. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 145.
  66. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 120
  67. Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 375
  68. 68,0 68,1 Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 276
  69. Atatürkçülük, Cilt I, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Eğitim Basımevi, 1984, s. 354.
  70. Atatürkçülük, cilt I, Millî Eğitim Basımevi, s. 121
  71. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 195
  72. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 43
  73. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 109
  74. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 76
  75. Atatürkçülük, III. Cilt, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Eğitim Basımevi, 1984, s. 171.
  76. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 99.
  77. Şevket Aziz Kansu, Türk Dili Dergisi. sayı: 12, 1952. s. 682
  78. Afet İnan, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 104
  79. Nutuk II, s. 623-624
  80. Hasan Cemil Çambel, T.T.K. Belleten Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 10, s. 272
  81. Atatürk'ün Bütün Eserleri, 19. cilt, Kaynak Yayınları, s. 30.
  82. Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 374
  83. Afet İnan, Atatürk ve Dil Bayramı, Atatürk'e Saygı, T.D.K. s. 54.
  84. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 230
  85. Atatürkçülük, 3. cilt, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Eğitim Basımevi, s. 164
  86. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 216-217
  87. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 123.
  88. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 74
  89. Afet İnan, T.T.K. Belleten, Sayı: 128, 1968, s. 557
  90. Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 273
  91. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 215
  92. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 307
  93. Hakimiyet-i Milliye, 15.11.1921
  94. Atatürk'te Konular Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları, s. 51
  95. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 35
  96. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 67
  97. Anıl Çeçen, Atatürk ve Cumhuriyet, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 119
  98. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 124.
  99. Atatürk'ün Bütün Eserleri, 19. cilt, Kaynak Yayınları, s. 30.
  100. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 272
  101. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 378
  102. Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı 82-83. 1931.
  103. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 142
  104. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 118
  105. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 181-182
  106. Seyfettin Turhan, Atatürk'te Konular Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları, s. 80
  107. Sırrı Kardeş, Heyeti Temsiliye ve Mustafa Kemal Paşa Kırşehir'de, 1950, s. 30)
  108. Perihan Naci Eldeniz, TTK. Belleten, Cilt: XX, Sayı: 80, 1956. s. 740
  109. Sadi Borak, Atatürk'ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri, Kaynak Yayınları, s. 309.
  110. 110,0 110,1 Sadi Borak, Atatürk'ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri, Kaynak Yayınları, s. 328.
  111. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 372
  112. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 71
  113. Hikmet Bayur, T.D.K., Türk Dili, Belleten, No: 33, 1938, s. 16

Hakkında

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikisözlük'te Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili kelime açıklaması bulunmaktadır.

Vikikaynak'ta Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili belge kayıtları bulunmaktadır.

Vikipedi'de Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.

Vikihaber'de Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili haberler bulunmaktadır.