Zübeyir Gündüzalp: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Terkimasiva (mesaj | katkılar)
İçerik eklendi
Terkimasiva (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
4. satır: 4. satır:
*Teessür ve ıztırap karşısında kalbden bir parça kopsaydı, "Bir genç dinsiz olmuş" haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince param parça olması lâzım gelir.<ref>http://www.risaleinur.com.tr/kulliyat/1104.html</ref>
*Teessür ve ıztırap karşısında kalbden bir parça kopsaydı, "Bir genç dinsiz olmuş" haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince param parça olması lâzım gelir.<ref>http://www.risaleinur.com.tr/kulliyat/1104.html</ref>


Kur'an-ı Hakîm'in Kelâm-ı Ezelî'den gelmesi ve bütün asırlardaki bütün tabakat-ı beşere hitab etmesi hasebiyle, manasında bir câmiiyet ve külliyet-i hârika vardır. İnsandaki akıl ve lisan gibi, bir anda yalnız bir mes'eleyi düşünmek ve yalnız bir lafzı söylemek gibi cüz'î değil, göz misillü muhit bir nazara sahib olmak gibi, Kelâm-ı Ezelî dahi bütün zamanı ve bütün taife-i insaniyeyi nazara alan bir külliyette bir kelâm-ı İlahîdir. Elbette onun manası, beşer kelâmı gibi cüz'î bir manaya ve hususî bir maksada münhasır değildir. Bu sebebden, bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin beyan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usûl-ü nahve ve usûl-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmdan bizzât muraddır, maksuddur.''(Said Nursi'nin talebelerinden Tahirî, Zübeyr, Sungur, Ziya, Ceylan ve Bayram'ın ortak imzayla yayımladıkları bir sözün son paragrafı)''<ref>Said Nursi, ''İşaratü'l-İcaz'', s.21-22, Söz Basım Yayın, İstanbul:2011, ISBN 978-975-6438-81-7</ref>
*Kur'an-ı Hakîm'in Kelâm-ı Ezelî'den gelmesi ve bütün asırlardaki bütün tabakat-ı beşere hitab etmesi hasebiyle, manasında bir câmiiyet ve külliyet-i hârika vardır. İnsandaki akıl ve lisan gibi, bir anda yalnız bir mes'eleyi düşünmek ve yalnız bir lafzı söylemek gibi cüz'î değil, göz misillü muhit bir nazara sahib olmak gibi, Kelâm-ı Ezelî dahi bütün zamanı ve bütün taife-i insaniyeyi nazara alan bir külliyette bir kelâm-ı İlahîdir. Elbette onun manası, beşer kelâmı gibi cüz'î bir manaya ve hususî bir maksada münhasır değildir. Bu sebebden, bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin beyan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usûl-ü nahve ve usûl-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmdan bizzât muraddır, maksuddur.''(Said Nursi'nin talebelerinden Tahirî, Zübeyr, Sungur, Ziya, Ceylan ve Bayram'ın ortak imzayla yayımladıkları bir sözün son paragrafı)''<ref>Said Nursi, ''İşaratü'l-İcaz'', s.21-22, Söz Basım Yayın, İstanbul:2011, ISBN 978-975-6438-81-7</ref>


*Bilgili insan güneşe benzer, girdiği yeri aydınlatır.
*Bilgili insan güneşe benzer, girdiği yeri aydınlatır.

15.20, 31 Temmuz 2016 tarihindeki hâli

Zübeyir Gündüzalp ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.
  • Risale-i Nur, Kur'ân-ı Mu'ciz-ül Beyânın bu asırda bir mu'cize-i mâneviyesi olan yüksek ve parlak bir tefsiridir.
  • Teessür ve ıztırap karşısında kalbden bir parça kopsaydı, "Bir genç dinsiz olmuş" haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince param parça olması lâzım gelir.[1]
  • Kur'an-ı Hakîm'in Kelâm-ı Ezelî'den gelmesi ve bütün asırlardaki bütün tabakat-ı beşere hitab etmesi hasebiyle, manasında bir câmiiyet ve külliyet-i hârika vardır. İnsandaki akıl ve lisan gibi, bir anda yalnız bir mes'eleyi düşünmek ve yalnız bir lafzı söylemek gibi cüz'î değil, göz misillü muhit bir nazara sahib olmak gibi, Kelâm-ı Ezelî dahi bütün zamanı ve bütün taife-i insaniyeyi nazara alan bir külliyette bir kelâm-ı İlahîdir. Elbette onun manası, beşer kelâmı gibi cüz'î bir manaya ve hususî bir maksada münhasır değildir. Bu sebebden, bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin beyan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usûl-ü nahve ve usûl-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmdan bizzât muraddır, maksuddur.(Said Nursi'nin talebelerinden Tahirî, Zübeyr, Sungur, Ziya, Ceylan ve Bayram'ın ortak imzayla yayımladıkları bir sözün son paragrafı)[2]
  • Bilgili insan güneşe benzer, girdiği yeri aydınlatır.
  • Kim ilim meselelerinden bir mesele öğrenirse, öğrendiği ilmi başkalarına öğretirse, o kimseye yetmiş sıddık sevabı verilir.
  • Hem, erkek ve kadın için ilme çalışmak, cahillik bataklıklarında batmamak farzdır. Cenab-ı Hakkın ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin emridir.
  • Öfke zamanında hürmet ve merhamet en güzel ahlâktır.
  • Merhamet tohumunu eken, muhakkak huzur ve saadet harmanını elde eder.
  • İnsan ne düşünüyorsa odur.

Kaynakça

  1. http://www.risaleinur.com.tr/kulliyat/1104.html
  2. Said Nursi, İşaratü'l-İcaz, s.21-22, Söz Basım Yayın, İstanbul:2011, ISBN 978-975-6438-81-7