Türkçe atasözleri/A: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Kibele (mesaj | katkılar)
88.255.168.162 adlı kullanıcının son değişikliği reddedilerek Kibele sürümüne (105818) geri dönüldü
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
<div ><small> '''<''' [[Türk atasözleri]] </small></div>
<div ><small> '''<''' [[Türk atasözleri]] </small></div>

- Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır! (Aksoy, 1995). "Süprüntüyü yığmışlar, dağ oldum sanmış! Türk ata binmiş, bey oldum sanmış!.." (Acıpayam-Dodurgalı Fatmana Dağdaş'dan naklen oğlu Said Dağdaş, 1980) atasözünün farklı sürümü...
*- Abdest alırken büzük oynatılır! (Dodurga’lı laf ebesi – söz üstadı rahmetli Hacı Veli’den (Zeren) nakleden 1929’lu Mehmed Baz’dan naklen Said Dağdaş, 17.11.2010, Denizli). İşi sağlama almak için gerekli tedbirler mutlaka alınır anlamında kullanılır.
*- Acemi nalbant gavur eşeğinde öğrenir! (Dodurgalar-Çarşı Mah., Tanıskalardan Mehmed Baz’dan naklen Said Dağdaş). Aynı atasözü Orman Müh. Hüseyin Hacıoğlu (Eskicuma, Bulgaristan) tarafından da ifade edilmiştir. 7.8.2002. (Dağdaş ve ark., 2006). Acemilerin ustalaşma sürecinde, zayi olmasına göz yumulacak malzeme kullanılır anlamında. Bu atasözünün de farklı sürümleri bulunur. Sözgelimi “Acemi nalbant mesleği, gavur eşeğinde öğrenirmiş.” (Ekici, 1978, s. 322).
*- Aç ayı, oynamaz! (2003’de vefat eden Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş) (Dağdaş ve ark., 2006). Çalışanlardan verim alınabilmesi için öncelikle doyurulmaları şarttır.
*- Açı kızıl çengil onar! (Parlak kırmızı çabuk solar!), (Bice, 1991, s. 170). Hayati Bice tarafından derlenen atasözleri, Anadolu topraklarına yerleşen Karaçay Türklerinden alınmıştır.
*- Açtığın kapıyı selamla aç, selamla kapın açılsın! (Babasından nakleden Kayseri-Pınarbaşı’lı, 1967’li Mehmed Yılmaz’dan naklen Said Dağdaş, 5.2.2008). İyiliğin ilk ayağı olan selamlaşmayı önerme örneğiyle; insanlara iyilikle davranmanın, iyilikle karşılık göreceği vurgulanmaktadır.
*- Adam sandım eşeği, alnıma çarptı daşşağı! (Dodurgalı Burunsuz Aynımah’ın İbrahim dayıdan naklen Said Dağdaş, Denizli-Sarayköy-Beylerbeyi Köyü, Temmuz 1980). Beklemediği anda, beklemediği kişiden kendisine çiğlik gösteren, olgun davranmayan, toyluk yapan insan için kullanılır (Dağdaş ve ark., 2006). “Adam sandık eşeği, altına serdik döşeği!..” (Anonim, 2012) atasözünün “argo” eklemeli sürümü.
*- Adamakla mal mı tükenir?.. (67 yaşındaki Fatma Özdemir’den nakleden Sebahat Ünlü’den naklen Said Dağdaş, Dodurgalar, 2003), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Adamın birine (Hocaya) sormuşlar! Nerelisin hocam demişler? Daha evlenmedim (Daha bekarım) demiş! (1962’li, Gülnar-Mersin’li İbrahim Kantar’dan naklen Said Dağdaş, 10.5.2012).
*- Adamın yiğitliği, dayısından belli olur! (Ankara-Bala ilçesi Belçarsak köyünden Orhan Vural'dan naklen Said Dağdaş, 19.03.2011). Çocuğun gelişiminde ve ırsi olarak taşıdığı vasıflarda, ananın akrabalarının önemli bir ölçüt olduğunu ima için kullanılır. "Tohum, tarlada biter!" atasözü ile benzer anlamda...
*- Adanalıyık! Allah’ın adamıyık! Kaldırımda yatar, ceketimizi satarık! Bici yer, şalgam içerik! Uçağa kafa atar, trene çelme takarık!.. Adana’lı delikanlıların kendilerini delikanlıca tarifte kullandıkları yaygın ifade demetinden bir parça. Argo kullanımı olan eklemeleri de vardır (1983 doğumlu Şahin Çabuk’dan (0532.3345859) nakleden Said Dağdaş, Adana, 10.4.2012).
*- Âdemoğlu hîlebâzdır, kimse bilmez fendini! Her kime rağbet edersen, sakın andan kendini (Aksakal, 1998, s. 175)!.. “… İnsanoğlu hilebazdır, kimse bilmez fendini! Kime iyilik eder isen, ondan sakın kendini!” (1930’lu Denizli-Buldan’lı Mevhibe İzgi’den nakleden kızından naklen Said Dağdaş, 24.8.2010) atasözü ile benzer anlamda ve kullanımda.
*- Adım çıkmış dokuza, inmez sekize!.. (Aksekili M. Ali Şener'den naklen Said Dağdaş, 11.9.2010).
*- Adın ne? Mülâyim... Sert olsan ne yazar?.. (Hacı Mehmet Baz’dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006). Önündeki işi becerme yeteneği zayıf olanı tarif için kullanılır.
*- Ağaca da çıksa papucu yerde kalmaz! (K. Maraş-Göksun’lu, 1951'li Zafer Aydın'dan naklen Said Dağdaş, 26.12.2006). Tarif edilen kişinin hem kurnaz, hem de tedbirli olduğunu ima eder (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Ağacın iyisi meşe! Avradın iyisi Ayşe!.. (Samsunlu 1320’li Netice Asan’dan nakleden 1946’lı Ünal Asan’dan naklen Said Dağdaş, Tarsus - Mersin, 5.4.2012). Not: "Dükkan alırsan köşeden, odun alırsan meşeden, hanım alırsan Ayşe’den!.." atasözünün farklı sürümü. (1938’li Abdullah Yıldız ve 1952’li Adviye Yıldız’dan nakleden 1973’lü Çelebi Yıldız’dan naklen Said Dağdaş, Mersin - Tarsus, 5.4.2012).
*- Agac bar verende basini asagi eyer! Azerbaycan Türkçesinde kullanılan (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizli’li Said Dağdaş, 2 Ekim 2012) bir atasözü.
*- Ağaç, dalıyla gürler! Bir insanın üstüne hastalıkta-sağlıkta yük binerse çöker. Ama yükü paylaşılırsa üzerine düşen yük hafifler. Daha da özetle akrabalık bağlarının sağlam olması, güçlü olmanın da bir gereğidir (1332’li dedesinden nakleden Tarsus’lu, 1949’lu Bayram Abbas Kaygusuz’dan naklen Said Dağdaş, Mersin, 4.4.2012).
*- Agil artdiqca soz azalar! "Akıllı adam az konuşur!" anlamında, Azerbaycan Türkçesinde kullanılan (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizli’li Said Dağdaş, 2 Ekim 2012) bir atasözü.
*- Agil yasda deyil basdadir! "Akıl yaşta değil, baştadır!" atasözünün Azerbaycan Türkçesindeki sürümü (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizli’li Said Dağdaş, 2 Ekim 2012). Akıl yeteneği, insanoğlunu diğer insanlardan farklı kılan ve yaşla ilgisi olmayan ırsi bir yetenektir anlamında.
*- Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla! Veren el ve attığını vuran yiğit övülmektedir (1929’lu M. Baz’dan naklen Said Dağdaş, 9.1.2006), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Ağanın kahvesi, Türk’ün tarhanası!.. (1341’li F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1979). Ağaların-zenginlerin misafir ağırlaması varlıklarını yansıtır. Ancak fakir halk da misafirini elinden geldiğince – en güzel şekilde ağırlar anlamında.
*- Ağlama nâçar ağlama! Gün gelib keçer ağlama! Felek bağlayan kapını, Bir gün de açar ağlama!.. (Bakü'lü, 1969'lu Ruşen Abbasoğlu'ndan naklen Said Dağdaş, 19 Eylül 2013, Erzurum). "Baba! Nâçar ağlama! Gündür, gelir geçer ağlama! Bu kapıyı örten bir gün açar! Ağlama!" atasözünü Ruşen Beye söylediğimde, Azerbaycan'da kullanılan şekli budur şeklinde üstteki atasözünü aktarmıştır.
*- Ağlayak da gözden mi olak? (http://tr.wikiquote.org/wiki/T%C3%BCrk_atas%C3%B6zleri/A) "Çok ağlayıp gözden mi olayım? Çok yanayım ciğerden mi olayım?.." (Ankara-Ayaş’lı Yücel Özder’den naklen Said Dağdaş, 8.11.2012, Tokat) atasözü ile benzer anlamda... Üzülmek de bir yere kadar! Kişi kendi sağlığına zarar vermemeli...
*- Ağlayanın malı, gülene yaramaz! (1929'lu Mehmed Baz'dan naklen Said Dağdaş, 6.2.2013, Denizli).
- Ağzına sahip olamayan, başka yerine de (…na) sahip olamaz! (1963’lü, Çankırı-Orta-Kalfat’lı Ömer Açıksöz’den naklen Said Dağdaş, Ankara). Az konuşmayı, yersiz konuşmamayı öğütleyen argo muhtevalı bir atasözü (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Ağustos'ta ekilen darıdan, gündönümünden sonra çıkan darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez! (Ekici, 1988, s. 322’den naklen Said Dağdaş, 16.12.2012). (EKİCİ, M., 1988: Çal Folkloru ve Halk Edebiyatı. Merkez Efendi Sempozyumu, 27-28-29 Temmuz 1988, Denizli Belediyesi Kültür Yayınları, 2010, Denizli, 335 s.). Atasözünün aktarımında noksanlık olabilir. Çünkü iki kere “darı” kelimesi özne olarak kullanılmıştır.
*- Ağustos'tan sonra ekilen darıdan, oğul vermeyen arıdan, sabah erkeğinden sonra kalkan karıdan hayır gelmez! (1964'lü Ankaralı Fatoş Hanımdan nakleden Özlem Dostbil'den naklen Said Dağdaş, 30.10.2012).
*- Ahırda eşenirse (eşinirse) at, evde yüzüne gülerse avrat, sözünü dinlerse evlat!.. Düğüne ne lüzum var? Gir gül, çık gül! “Bir evde gülügen kadın, anırgan eşek, bağırgan öküz şartımış (şart imiş)!” atasözü ile benzer anlamda (Niksar-Budaklı (Huru) köyünden Rasim Tosun’dan nakleden Niksar-Serenli (Avara) köyünden Yusuf Yılmaz’ın “Niksar Folkloru” adlı lisans tezinden (1993, s. 26) (Niksar Dün Bugün Yarın s. 57-58'den naklen) naklen Said Dağdaş, 26 Ağustos 2013, Ankara).
*- Ahırda eşinmezse at, yüzüne gülmezse avrat, sözünü dinlemezse evlat!.. Ölüme ne lüzum var? Gir ağla, çık ağla! “Bir evde gülügen kadın, anırgan eşek, bağırgan öküz şartımış (şart imiş)!” atasözünün mutevasının tam tersi anlamda (Niksar-Budaklı (Huru) köyünden Rasim Tosun’dan nakleden Niksar-Serenli (Avara) köyünden Yusuf Yılmaz’ın “Niksar Folkloru” adlı lisans tezinden (1993, s. 26) (Niksar Dün Bugün Yarın s. 57-58'den naklen) naklen Said Dağdaş, 26 Ağustos 2013, Ankara).
*- Akarı, kokarını geçer derler! “Konyalıca; akarı kokarını geçer derler!”. Konya-Bozkır'lı 1978'li Levent Özel'den naklen Said Dağdaş, 7.5.2013, Konya-Kızılören.
*- Akacak kan, damarda durmaz! (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş). Kaderde yazılan gerçekleşir, engel olmak mümkün değildir anlamında. “Çıkacak kan, damarda durmaz!” şeklinde de kullanılır.
*- Akıl akıldan, don yağı pekmezden (olur)!.. (Çankırı-Ilgaz'lı, 1952 doğumlu İsmail Demirci'den naklen Said Dağdaş, 17.3.2011). Nasıl ki pekmeze katılan don yağı pekmeze lezzet verir, akıl da akıldan yararlanır. Doğru karar vermede, istişarenin önemi öne çıkarılmaktadır.
*- Akıl mı üstün, para mı üstün?! (M. Baz’dan naklen Said Dağdaş, 10.4.1994), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Akıllı deliye söyletirmiş! (M. Baz’dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Akıllı düşünene kadar, deli kızını everir! (Kayseri-İncesu’lu 1961’li Muammer Sandıkçı’dan nakleden Said Dağdaş, Kapuzbaşı Şelalesi, Yahyalı, 4.7.2013). Not: Muammer Bey aynı zamanda, kayaların bağrından fışkırıp nehir oluşturan Kapuzbaşı ve Elif Şelalelerini ve ruhları dinlendiren su sesini dinlerken ve karşıdan seyrederken; "Şu suyun güzelliği yanında, senin güzelliğin nedir ki?!" cümlesiyle hayatın kaynağı olan suya hayranlığını vurgulamıştır.
*- Akılsız başın cezasını, sivil (sefil) taban çeker! (Yozgat-Çayıralan-Konuklar kasabasından, 1953’lü Davut Doğan’dan naklen Said Dağdaş, 20.11.2013). Not: “Sefil” kelimesi, yöre şivesinde “sivil” şeklinde galat kullanıma uğramıştır.
*- Akılsız dosttan akıllı düşman iyidir (yeğdir)! Ahmak dostun vereceği zararı akıllı düşman veremez sözü ile yaklaşık aynı anlamda (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Akılsız kafanın, ayak çeker zahmetini… (Çankırı-Ilgaz-Aşağıdere köyünden 1930'lu İlyas İyigüngör'den nakleden oğlu 1965’li Harun İyigüngör'den naklen Said Dağdaş, 3.11.2011).
*- Akılsız kafanın yüzünden sefil taban ne çeker?!. (Kırıkkale-Delice’li birinden naklen Said Dağdaş, 1994).
*- Akılsız köpeği, yayla yolu kocatır! Tedbirli ve dikkatli olmayı, yenilikçiliği, hayatı kolaylaştırıcı çözümler üretmeyi öğütleyen bir atasözü. (Kızılcahamam-Olucak Köyünden, babası 1336’lı Hidayet Dursun’dan nakleden 1956’lı Vahdet Dursun’dan naklen Said Dağdaş, Olucak Yaylası, 21 Haziran 2012).
*- Akraba idik, akrep olduk biz bize, Sırrımız çıktı ağyara, bakmaz olduk yüz yüze! Görmedim akrabanın sadıkane gittiğini, Akrep etmez, akrabanın akrabaya ettiğini… (Dodurga’lı söz üstadı rahmetli Hacı Veli’den (Zeren) nakleden orman muhafaza memuru emeklisi Dodurga’lı 1932’li Hasan Koç’dan naklen Said Dağdaş, 27.10.2012, Denizli). Bu veciz ifadede, "akraba ilişkilerinde yaşanan menfilikler ve sonuçları" öne çıkarılmıştır. Bir anlamda akraba ilişkilerine, bardağın boş kalan kısmı büyüteç altına alınarak bakılmıştır ve yaşanan olumsuz tecrübelerin sonuçları paylaşılmıştır. “El elliğini, çay deliliğini eder!” (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş) ve “Ağaç, dalıyla gürler!” (1332’li dedesinden nakleden Tarsus’lu, 1949’lu Bayram Abbas Kaygusuz’dan naklen Said Dağdaş, Mersin, 4.4.2012) atasözleri ise “bardağın dolu tarafından bakıldığında”, olumlu yöndeki akrabalık ilişkilerinin olumlu sonuçlarını teyid etmektedir.
*- Akşamdan sonra gelene ya lepe, ya sopa! Misafirin, ev sahibine geleceğini önceden bildirmesinin daha uygun olacağını açıklamak için kullanılır (Tarsus’lu, 1958’li Ziraat Mühendisi Mustafa Güncan’dan naklen Said Dağdaş, 11.10.2012, Kırşehir-Boztepe-Malya). Lepe: Bulgur çorbası. Çabucak hazırlanabilen basit yemek. “Misafir, umduğunu değil, bulduğunu yer!” (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş) atasözü ile anlam yakınlığı vardır.
*- Akşamın hayrından, sabahın şerri… (Dodurgalar Kasabasından, Pilavcılardan Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1980), (Dağdaş ve ark., 2006). Akşam karanlığı çökünce yapılan işte hata olabileceğini, çalışan/lar için de riskli olabileceğini hatırlatan bir atasözü. Not: Ancak bu atasözü bir yönü ile, aydınlatma imkanı olmayan dönemlerin tecrübesini yansıtır. Yine geçerliliğini korumaktadır. Ancak bugünün çalışma ortamında geceleri çalışma imkânı gelişmiş ve zamanı genişlemiştir. Aynı zamanda işe sabah başlamayı öğütleyen bir atasözüdür. “Gecenin xeyirindense sabahin seri yaxsidir!” atasözü ile benzer anlamdaki üstteki atasözü; Yozgat-Çayıralan-Konuklar kasabasından, 1953’lü Davut Doğan’dan da nakledilmiştir. Said Dağdaş, 20.11.2013.
*- Akşamın işine gündüz gülermiş... (Dodurgalı Pilavcılardan F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş). Akşam karanlığında sağlıklı iş yapılmaz anlamında (Dağdaş ve ark., 2006). “Gündüzün işi, gecenin işini kınarmış!” atasözü ile benzer anlamda.
*- Alacağını alamayan, vereceğini veremez! (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş). Hesabını bilemeyen, çözüm üretemez (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Aldım kızınızı, görmeyeyim yüzünüzü! Amacına ulaşınca köprüleri atma yoluna giren, irtibatı kesmeye yeltenenleri tarifte kullanılır. "Biz, "aldım kızınızı, görmeyeyim yüzünüzü demeyiz!" (1955'li Hüseyin Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, 6.3.2012).
*- Alemin hanında, hamamında gözümüz yok! Harmanları bol olsun, billahi sözümüz yok! Bizim, Hak’tan yüce değişik özümüz yok! Bizim ayağımızda çarık, elin ayağında galoş! Yeterki gönüller hoş olsun gakkoş!.. (Elaziz’li Orm. Müh. Mustafa Kınacı’dan naklen Said Dağdaş, 2010 Ramazan ayı, Ankara).
*- Alet işler el övünür, talih işler kul övünür! “Dilimizde “alet işler el övünür, talih işler kul övünür“ diye bir söz var. Bu sözün alet bahsinde tuttuğu yer günümüzde alabildiğine genişliyor.” (Mustafa Kutlu, 3.5.2006, Yeni Şafak, s. 15'den naklen Said Dağdaş).
*- Alışkanlık, gavurluktan zordur! (Mehmed Baz'dan naklen Said Dağdaş, 3.11.2005), (Dağdaş ve ark., 2006). Alışkanlıktan kurtulmak, gavurluktan kurtulup İslam’a dönmekten zordur anlamında...
*- Alışkın olmayan götte don durmaz! (Said Dağdaş). Yöremizde kullanılan “Alışmadık götte don durmaz!” atasözü ile aynı anlamdadır.
*- Alışmadık g.tte don durmaz! (Dağdaş ve ark., 2006), (Pilavcılardan F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Dodurgalar) atasözü ile aynı anlamdaki diğer alıntı atasözü aşağıda verilmiştir. “Alışkın olmayan g.t’de don durmaz!” (7.12.2006, 1974’lü Fahri Özdemir’den nakleden 1979’lu, Bartın-Ulus’lu Celil Yaman’dan naklen Said Dağdaş).
*- Alışmış, kudurmuştan beterdir! (Dağdaş ve ark., 2006), (1929’lu Mehmed Baz’dan naklen Said Dağdaş, 3.11.2005).
*- Ali Fakı’yı arayıp lafı üstüne taratma! (Mersin-Erdemli’li, 1929’lu Mustafa Koç’dan nakleden 1976’lı oğlu Mahmud Koç’dan naklen Said Dağdaş, 7.5.2012).
*- Alim ile eyle ülfet, alırsın mertebe! Cahil ile etme sohbet, dönersin merkebe!.. (Et alim ile ülfet, bulursun mertebe! Etme cahil ile sohbet, dönersin merkebe!..) (Yukarı Dodurgalı Ziya Huz'dan nakleden Selman Huz'dan naklen Said Dağdaş, 10 Ocak 2011).
*- Alim ile sohbet etmek lal-ü mercan, incidir; Cahil ile sohbet etmek günde bin can incitir.... (Et alim ile ülfet, bulursun mertebe! Etme cahil ile sohbet, dönersin merkebe!..) sözü ile de benzer anlamdadır. ("La edri" olarak belirtilen bu güzel söz, Emine Dağdaş'dan nakledilmiştir. Said Dağdaş, 2012). Aynı zamanda, birçok adreste olduğu gibi http://forum.shiftdelete.net/kurtlar-vadisi/98236-vadiden-unutulmayan-sozler.html adresinde de yer almaktadır (7.6.2013).
*- Alim olmaq asandir, insane olmaq cetin! Olgunlaşmak son derece zordur anlamında (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizlili Said Dağdaş, 2 Ekim 2012).
*- Alim unutur, kalem unutmaz! (Acıpayam-Yazır’lı Fehmi Dindar Hoca’dan nakleden Dodurgalı Ganime Ay’dan naklen Said Dağdaş, 27 Ağustos 2012, Denizli).
*- Alimin çocuğu yarı alim doğarmış! (1341’li Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1994). İlme verilen önemi vurgulayan bir atasözü.
*- Allah namazdan, oruçtan, kumardan, içkiden sorsun ama kul hakkından çok korkuyorum... Kul hakkını ödemenin zorluğunu hatırlatan bir veciz cümle (1918’li, Kalecik’li Şakir Arslan’dan nakleden 1971’li torunu İ. Arslan’dan naklen S. Dağdaş, 5.1.2012).
*- Allah var! Gam yok! (Ömer Lütfi Mete'den nakleden TRT 1 sabah programından naklen Said Dağdaş, 15.11.2012, 08:17; “Rahat ol Ali Usta, rahat ol!, Allah var. Gam yok!” Halil İbrahim Sofrası adlı diziden, Türkmeneli TV, 13.1.2013). Allah inancının insan için en büyük dayanak olduğunu,.. belirten bir atasözü. "Allah olsun, kimse olmasın." (Xudé hebe,kes tunebe.) http://tr.wikiquote.org/wiki/K%C3%BCrt_atas%C3%B6zleri#.C4.B0 (9.12.2012). Kürtçe'de de kullanılan atasözü ile yakın anlamda... “Allah'ımız var ne gamımız var, o günden bu yana dilimdeki zikirdir.” (http://yenisafak.com.tr/yazarlar/FatmaKBarbarosoglu/bir-gun-herkes-basini-ortecek/40388)
*- Allah'a sığın şahs-i halimin gazabından! Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir!.. Ziya Paşa’nın Terkib-i Bend şiirinden aktarılan Türkçe’nin zirve sözlerinden biridir (Said Dağdaş). http://www.antoloji.com/terkib-i-bend-siiri/
*- Allah’ın verdiği canı, sadece Allah alır! "Rahmetli Özal, “Allah’ın verdiği canı, sadece Allah alır! " demişti. Biz de “Allah’ın verdiği canı, sadece Allah alır!” diyerek yola çıktık (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan (Ak Parti 4. Olağan Kongresi, Arena, 30 Eylül 2012, 12:17)'den naklen Said Dağdaş, Ankara.)…
*- Allahümme ferden, sen sakla Allah’ım topalla körden! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Aralık-1980). Bazı aza noksanlıklarında Allah’ın takdirinin yerindeliği vurgulanmıştır. Bu atasözünde de benzer bir yaklaşım görülmektedir (Dağdaş ve ark., 2006). “Sakın kelden, körden! Topal geliyor sarp yoldan!” atasözü (Yozgat-Çayıralan-Konuklar kasabasından, 1953’lü Davut Doğan’dan naklen Said Dağdaş, 20.11.2013) ile benzer anlamda…
*- Alma mazlumun ahını! Çıkar aheste aheste... (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Alma mazlumun ahını! (Erinden-gecinden) ya oğlundan ya kızından (bulursun)!.. (Çankırı-Eldivan-Çaparkayı köyünden 1933’lü Emrullah Kolukısa'dan naklen Said Dağdaş, 14.2.2013).
*- Alma yetimin ahını! Çıkar aheste aheste... (Çankırı-Ilgaz'lı İsmail Demirci'den naklen Said Dağdaş, 17.3.2011).
*- Altı ay, tavşan derisi bile dayanır! "En dayanıksız deri tavşan derisi olmasına rağmen o bile altı ay dayanır. Hemen pes etme! Zorluğa tahammül et, katlan, dirençli ol!" anlamında bir atasözü (Dodurgalı Ramazan Emik'den naklen Said Dağdaş, Denizli, 8.2.2013). “Bir gece, tavşan derisi bile katlanır!” (Köyceğiz-Karaçam köyü-Kırık Mahalleden, 1968'li Nuray Kaplan'dan naklen Said Dağdaş, 29 Ağustos 2012) atasözü ile benzer anlamda kullanılan bir atasözü.
*- Altın, yere düşmekle pul olmaz! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1984), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Altın tasın, kan kusana faydası olmaz! (1990'da vefat eden Latife Sezen'den nakleden Ankara-Ayaş’lı Yücel Özder’den naklen Said Dağdaş, Temmuz 2013, Ankara). Herhangi bir dertte-hastalıkta umut kalmamış ise kullanılır. Ya da derdi olana sunulan güzel imkânların bir anlamı yoktur anlamında. "Altın leğenin kan kusana ne faydası var?" atasözü ile benzer anlamda...
*- Altına küçük demişler imiş, fiyatı büyük demiş! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, Eylül 1983), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Altından yel geçen mala, malım var dememeliymiş! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006). Hayvan ve araba gibi mal varlığından ziyade toprak sahibi olmayı öğütleyen bir atasözüdür.
- Aman adam eteginden tutsa, kesta kaç! (Kötü huylu adam eteğinden tutsa,eteğini kes de kaç!), (Bice, 1991, s. 170).
*- Amannı eki bitli tonu birini kesi, birini de sanga kiydirir (Kötünün iki bitli elbisesi var! Birini kendi giyer, diğerini de sana giydirir!), (Bice, 1991, s. 170).
*- Amirin eşekse binme! Tut, çilbirinden çek! Akıllı bir yol izle. İdare etmeyi öğren! anlamında (M. Baz'dan naklen Said Dağdaş, 1929’lu, 9.1.2006), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Ana gezer, kız gezer, ala dana ev bozar! (Ekici, 1988, s. 322’den naklen Said Dağdaş, 16.12.2012). (EKİCİ, M., 1988: Çal Folkloru ve Halk Edebiyatı. Merkez Efendi Sempozyumu, 27-28-29 Temmuz 1988, Denizli Belediyesi Kültür Yayınları, 2010, Denizli, 335 s.). İnsanlar kendi sorumluluğunu yerine getirmez ve başka işlerle uğraşırlarsa, kargaşaya neden olunur.
*- Ana kölü balada, bala kölü tavda taşta! (Ana gönlü balada, bala gönlü dağda taşta!), (Bice, 1991, s. 170).
*- Anaç tavuğun bastığı cücük, ölmezmiş! (Kırıkkale-Delice’li Hamid Erdal’dan naklen Said Dağdaş, 31.10.2011). Özellikle ana merhametini vurgulayan bir atasözü...
*- Anam babam kesem!.. Elimi soksam soksam yesem! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş). Çalışmadan, ailenin hazırını harcamaya devam edenleri tarif etmektedir (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Anamı yoldan çıkaran kadı, davaya kimden gideyim? (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006). “Davacın kadı olursa yardımcın Allah olsun!” atasözü ile benzer anlamda. Karar verme hakkını elde tutan/lar, hem sana düşman ve hem de en yakınından destekleri de varsa hak aramak ve hakkını almanın son derece müşkil olduğunu ifade eden bir atasözü.
*- Anamın adı! Ağzımın tadı (kızım)!.. (Ankara-Ayaş’lı Yücel Özder’den naklen Said Dağdaş, 8.4.2013, Ankara). Anamın adı! Ağzımın tadı kızım!.. Kızı olmayan adam, özürlü adamdır! bana göre…
*- Anasına bak kızını al, kıyısına bak bezini al! “Anasına bak kızını al, kıyısına bak bezini al demiş adam. Boşuna dememiştir…” (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Anaya asu gelen onmaz!.. (Niksar-Serenli (Avara) köyünden Yusuf Yılmaz’ın “Niksar Folkloru” adlı lisans tezinden (s. 25) naklen Said Dağdaş, 26 Ağustos 2013, Ankara). Ana-babaya saygı ve hürmetin önceliği ve önemini hatırlatan bir atasözü. Yöremizde de, “Ana-babaya karşı gelinmez!” şeklindeki kullanımı yaygındır.
*- April’in beşinde, öküzü ayırır eşinden, dereler dolar leşinden! (1951’li, Borçka-Camili’li Mevlüt Özaydından’dan ve 1963’lü Hüseyin Paker’den naklen S. Dağdaş, 23.5.2010). Nisan’ın ilk yarısında beklenen soğuk hava dalgasının verebileceği zararın şiddeti, tecrübeye dayalı olarak farklı yörelerin benzer atasözlerine yansıtılmıştır. “Sakın Aprıl’ın beşinden! Öküzü ayırır eşinden!” (Ankara-Şereflikoçhisar-Kurutlutepe köyünden 1965’li Doğan Güçlü’den naklen Said Dağdaş, 8.4.2013) atasözü ile benzer anlamda.
*- Aptal ata binince bey oldum sanır! Kendini beğenmişleri tanımlamada kullanılır. “… Yeter ki kimse demokrasiyi halk iradesinin dışında aramasın. Kendini beğenene “Aptal ata binince bey oldum sanır.” derler.” (Resul Tosun’dan naklen (“Dayım duysa, “çüş” derdi”, M. Gazete, 11 Mayıs 1999, s. 11) Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Aptala malum olur! (Denizli-Eskere Orman İşletme Müdürlüğü bahçesinde, Eskerelilerle sohbet sırasında nakledilmiştir. Said Dağdaş, 30 Ağustos 2012, Denizli-Eskere). Bir gün önce aptalın düşündüğü, bir gün sonra başına gelir! atasözü ile benzer anlamda.
*- Aracı yer tokadı! (Aracı yer tokadı derler ya! İşte öyle. Kavgayı ayırmak isteyen kadın, arada dayak yemiş… Ankara-Haymana yolunda bir hanımdan naklen Said Dağdaş, 31.07.2011).
*- Arap eli öpmekle Arap olunmaz! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1979), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Arap eli öpmekle dudak kara olmaz! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1979). Bazen minnet edebilirsin anlamında (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Arayan Mevla'sını da bulur, belasını da... (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, tarihsiz, 21 Mart 2013).
*- Araz (Aras nehri) her zaman kütük getirmez! Azerbaycan Türkçesinde kullanılan biri atasözü. “Dere her zaman kütük getirmez!” (1929 doğumlu M. Baz'dan naklen Said Dağdaş, 22.08.02, Denizli-Dodurgalar) atasözü ile benzer anlamda. Her zaman ticarette kazanç olmayabilir, bu nedenle ileriye dönük tedbir almak gereklidir anlamında.
*- Arkanda gömlek yok iken, rüzgara karşı gidersin?! (Yukarı Dodurgalı Hacı Himmet dedenin kızı Keziban Hala'dan nakleden Hüseyin Burhan'dan naklen Said Dağdaş, 31 Mart 2013, Dodurga). Yeterli geliri olmamasına rağmen ikinci evlilik yapmaya niyetlenen gariban birisini uyarmak için söylenmiştir.
*- Armudu farıdan aşıymış, insanı farıdan eşiymiş! (Said Ay’dan nakleden F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş):İnsanı eşi ihtiyarlatır anlamında (Dağdaş ve ark., 2006)...
*- Arpa ağırı kıç atar! Bir arpa tanesi bile dengeyi bozar, ağır basar anlamında. “Arpa ağırı kıç atar dedikleri işte bu!..„ (11.9.2010 tarihinde oynanan Türkiye-Sırbistan maçı sonucunda söylenen ifade. Bazen kıl payı kazanılır, kazanmak, kıl payı da olsa kazanmaktır anlamında (1929’lu M. Baz’dan naklen Said Dağdaş, 11.9.2010).
*- Aslan yatağından, şahan oturağından belli olur! (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Aslandan korkulur bağlı bile olsa! (Resul Tosun'dan naklen Said Dağdaş, Mayıs 1999, M. Gazete), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Asıl azmaz bal kokmaz, kokarsa yağ kokar! Herşey aslına rücü eder, aslının özelliklerini gösterir anlamında (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Asıl azmaz, bal kokmaz; kokarsa ayran kokar, çünkü mayası ekşidir! (Dedesi 1325’li Kasık Hacı’dan nakleden Sivas-Gürün-Eskihamal köyünden Hüseyin Kılıç’dan (0.5368591634) naklen Said Dağdaş, 6 Eylül 2013, Ankara).
*- Asıl azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır! (İstanbul-Cevizlibağ-Atatürk Öğrenci Sitesinde, K. Maraşlı yurt yöneticisi bir öğretmenden naklen Said Dağdaş, İstanbul, 1986), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Aslını inkâr eden, haramzade olur! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1979), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Aş taşınca, kepçe fiyatı sorulmaz! (1946’lı Orman Mühendisi Ünal Asan’dan naklen Said Dağdaş, İstanbul, 1.8.2012). Tehlike gelince onu savuşturmak, zararını en aza indirmek için artık ayrıntıya girilmez. Maliyeti yüksek da olsa çözüm üretmek öne çıkarılmalıdır anlamında.
*- Aşağı değirmenin suyu bol akar! (Zafer Aydın'dan naklen Said Dağdaş, Göksun-K. Maraş, 1951, 26.12.2006). Kullanıldığı ortama göre anlamı genişleyen bir atasözüdür. a- yer seçimi, başarı için önemlidir, b- tevazu iltifat getirir, c- alçak gönüllü olursan mutlu da olursun,.. “Aşşa değirmenin suyu bol ahar!” (Z. Aydın, Göksun şivesi ile)...
*- Aşağıdan çıkarsa kışa, yukarıdan çıkarsa boşa! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş). Bulutlar gün batıdan, rakımı düşük olan aşağıdan, Köyceğiz istikametinden, Dalaman Çayı (Gireniz deresi) istikametinden gelirse yağışa, kışa işarettir. Doğudan (yukarıdan), Burdur ve Salda Gölü istikametinden bulutlar belirirse yoğun yağmur, kış olmaz anlamındadır (Dağdaş ve ark., 2006). “Aşağıdan kızarırsa kışa, yukarıdan kızarırsa boşa!” şeklindeki kullanımı daha yaygındır.
*- Ata, evin direyidir! (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizlili Said Dağdaş, 2 Ekim 2012).
*- Ateş düzene girdi hamur bitti, işler düzene girdi ömür bitti! (Serik’li, 1923 doğumlu yaşlı bir Yörük anasından nakleden Mustafa Aydın’dan naklen Said Dağdaş, http://www.mustafaaydin.net/). “Sacım düzen buldu hamurum tükendi, evim düzen buldu ömrüm tükendi” atasözü ile (Dodurga'lı Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1977) ile benzer anlamda.
*- Ateşe yakın olan, ısınır!.. (Ankara-Ayaş’lı Yücel Özder’den naklen Said Dağdaş, 17 Temmuz 2013). Hizmete yakın olan, istifade eder. Göz önünde olan, hizmet verme yeteneği görünür hale gelen kişiler, görev verilirken daha kolay değerlendirilir. vb. anlamlarda.
*- At, avrat ömrü uzatır! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1980).
*- At, biniciyi tanır!.. (1946’lı Ünal Asan’dan naklen Said Dağdaş, Tarsus - Mersin, 4.4.2012).
*- At bir dizginde, öküz bir çizide belli olur! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Nisan 1980)... Soylu olan, işinde belli olur.
*- At görmediysen, b..kundan da mı atlamadın?! Aşina değilsen, o konuda çözüm üretmek için gerekli ipuçlarını da mı kullanamıyorsun anlamında (Celil Yaman'dan naklen Said Dağdaş, Ulus-Bartın, 31.07.2007.
*- Atı zorla çeşmeye götürürsün ama, zorla su içiremezsin! (Emine Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, 02.2012).
*- Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler! (Resul Tosun’dan naklen Said Dağdaş). Şeyh Edebali Osman Bey’e nasihatının sonunda diyor ki: “Haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!”.
*- Atlıya selam kelam, eşekliye sonra gine gelem! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, 9.2.2000). Kişiye göre hürmet gösterilir anlamında.
*- Atmaya niyeti olmayan Kürt, taşın büyüğüne sarılır! (Said Dağdaş, 25.6.1997), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Atta alın, yiğitte burun!.. (2009 yılında rahmetli olan 1933’lü Kemal Ejder’den (Nalbant Kemal) nakleden 1983’lü Harun Koçer’den naklen Said Dağdaş, 22.06.2012, Çamlıdere-Çamkoru). Üstün nitelikli olmanın (sözgelimi iyi koşmanın, yiğit ve cesur olmanın) bazı göstergeleri vardır anlamında kullanılır.
*- Atta arın, yiğitte burun!.. Üstün nitelikli olmanın (sözgelimi iyi koşmanın, yiğit ve cesur olmanın) bazı göstergeleri vardır anlamında kullanılır. “Atı gösteren arın! Yiğidi gösteren burun!” şeklinde de kullanılır. Alın kelimesi, bu atasözünde “arın”a dönüştürülmüştür. Böylece, dile sürat ve kolaylık katmak amacıyla “arın-burun” ikilemi kullanılmıştır (Çamlıdere’li, 1950’li Ali Yanıkoğlu’ndan naklen Said Dağdaş, 2.12.2013).
*- Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değse bari!.. (Dodurgalı Said Dağdaş). Verilen emeğin, olumlu sonuçlanmasını sorgulayan bir atasözü.
*- Avcı hazır! Av hazır! Nişanlayıp atmak kaldı!.. (1341’li Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1994). İşin sonuna gelindiğini, olgunlaşan bir durumu anlatan bir atasözü.
*- Avlunun otu acı olur! (1980’li, aslen Balkan Türkiye’sinden Burcu Miraç Dıraor’dan nakleden Kırıkkale-Keskin’li Ramazan Güven’den naklen Said Dağdaş, 2.11.2010). Kişiye en yakınından/yakınlarından verilen öğüt tesir etmez, çok etkili olmaz anlamında. Ayrıca, “Mum dibine ışık vermez!” veya “Babadan ve kocadan, hoca olmaz!” atasözleri ile anlam ilişkisi de vardır.
*- Avradın dolaşığı, akşamdan sabaha kor bulaşığı!.. (Fatma Uğur, 1972'li, Akseki-Kuyucak’lı, 6.9.2007)! “Karının dolaşığı, akşamdan kor bulaşığı!..” (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Dodurgalar) atasözü ile aynı anlamda…
*- Ay buluttan çıksın da gör, ayva tüyünü atsın da gör! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1984). Daha yeni doğan çocuk hakkında konuşmak erkendir, biraz büyüsün, serpilsin, ondan sonra bakın siz onun güzelliğine, yaratılışındaki mükemmelliğe anlamında (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Ayakkabın dar mı? Dünyan dar! (Eskişehir’li bir arkadaşından naklen Said Dağdaş, 1986, İstanbul). Ayakkabı seçiminin ne denli önemli olduğunu hatırlatan bir atasözü.
*- Ayaklar ıslanmadan balık tutulmaz! (1985’li, Borçka-Camili’li (Macaheli) Sinem Gökdemir’den naklen Said Dağdaş, 24 Mayıs 2006), (Dağdaş ve ark., 2006). Zahmetsiz iş yapılamaz, kazanç elde edilemez. “Paça ıslanmadan balık tutulmaz!” atasözü ile benzer anlamda. “Emekte biter yumak!” atasözü ile de benzer anlamda. Hiçbir nimete, zahmet çekilmeden, emek verilmeden, özveriye katlanılmadan kavuşulamaz.
*- Ayı çocuklarını büyütmüş, duru su içmeye vakti olmamış! (Datv bokrebi motzriya tzte tzkali ver usmiya!), (1985’li, Borçka-Camili (Macaheli)'li Sinem Gökdemir'den naklen Said Dağdaş, 21 Mart 2009).
*- Ayının bildiği kırk türkü, kırkı da armut üstüne... Balıkesir’li Kadir Başboğa’dan nakleden Kamil Taşçıoğlu'ndan naklen Said Dağdaş, 2010).
*- Ayırıcı gelmiş, seçici gelmiş! Orta yere sıçıcı gelmiş! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 04. 1980). Pişmiş aşa su katan, işi bozan kişiyi tanımlar (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Ayıya sormuşlar mesleğin ne diye? Berberlik demiş. Amma da eline yakışır ya demişler! "Babam bunu sofraya tabak koymaya çalışırken yemeği dökünce söyledi. Yani tanım ve doğası gereği bazı işleri belli kişiler yapabilir, yapması uygun düşer. Mesela ev işleri kadınlara yakışır ve onların işidir." gibi (Mehmet Yaman’dan nakleden Celil Yaman'dan naklen Said Dağdaş, 14.02.2011)...
*- Az yaşa, uz yaşa! Akibet gelecek başa!.. (Antalya’lı 1935’li Ayşe Çark Hanımdan naklen Said Dağdaş, 24.04.2013). Ölüm hakikatini özetleyen atasözlerinden biri…
*- Az yaşa, uz yaşa! Gelecek başa!.. (Said Dağdaş, 16 Ocak 2013, İzmir). Ölüm hakikatini özetleyen atasözlerinden biri…
*- Az yetmez, çok artmaz! (Mehmed Baz’dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006).
*- Azı bulamayan, çoğu hiç bulamaz! (Kızılcahamam-Şahinler köyünden 1929 doğumlu, 6.12.2012’de vefat eden Fatma Ablak’dan nakleden kızı 1954’lü Yurdagül Ceylan’dan naklen Said Dağdaş, 18 Mart 2013, Ankara). Kanaat etmeyi, adım adım ilerlemeyi hatırlatan bir atasözü…
*- Azı karar! Çoğu zarar! Ortası yarar!.. (Dodurgalı Said Dağdaş).
*- Azimle işeyen, duvarı deler! (1971’li Musa Kaya’dan naklen Said Dağdaş, 5.4.2012, Tarsus).
* Aba vakti aba,yaba vakti yaba alan yanılmaz.{{VS|Aba vakti aba,yaba vakti yaba alan yanılmaz}}
* Aba vakti aba,yaba vakti yaba alan yanılmaz.{{VS|Aba vakti aba,yaba vakti yaba alan yanılmaz}}
* Aba vakti yaba, yaba vakti aba.{{VS|Aba vakti yaba, yaba vakti aba}}
* Aba vakti yaba, yaba vakti aba.{{VS|Aba vakti yaba, yaba vakti aba}}

19.41, 5 Aralık 2013 tarihindeki hâli

- Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır! (Aksoy, 1995). "Süprüntüyü yığmışlar, dağ oldum sanmış! Türk ata binmiş, bey oldum sanmış!.." (Acıpayam-Dodurgalı Fatmana Dağdaş'dan naklen oğlu Said Dağdaş, 1980) atasözünün farklı sürümü...

  • - Abdest alırken büzük oynatılır! (Dodurga’lı laf ebesi – söz üstadı rahmetli Hacı Veli’den (Zeren) nakleden 1929’lu Mehmed Baz’dan naklen Said Dağdaş, 17.11.2010, Denizli). İşi sağlama almak için gerekli tedbirler mutlaka alınır anlamında kullanılır.
  • - Acemi nalbant gavur eşeğinde öğrenir! (Dodurgalar-Çarşı Mah., Tanıskalardan Mehmed Baz’dan naklen Said Dağdaş). Aynı atasözü Orman Müh. Hüseyin Hacıoğlu (Eskicuma, Bulgaristan) tarafından da ifade edilmiştir. 7.8.2002. (Dağdaş ve ark., 2006). Acemilerin ustalaşma sürecinde, zayi olmasına göz yumulacak malzeme kullanılır anlamında. Bu atasözünün de farklı sürümleri bulunur. Sözgelimi “Acemi nalbant mesleği, gavur eşeğinde öğrenirmiş.” (Ekici, 1978, s. 322).
  • - Aç ayı, oynamaz! (2003’de vefat eden Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş) (Dağdaş ve ark., 2006). Çalışanlardan verim alınabilmesi için öncelikle doyurulmaları şarttır.
  • - Açı kızıl çengil onar! (Parlak kırmızı çabuk solar!), (Bice, 1991, s. 170). Hayati Bice tarafından derlenen atasözleri, Anadolu topraklarına yerleşen Karaçay Türklerinden alınmıştır.
  • - Açtığın kapıyı selamla aç, selamla kapın açılsın! (Babasından nakleden Kayseri-Pınarbaşı’lı, 1967’li Mehmed Yılmaz’dan naklen Said Dağdaş, 5.2.2008). İyiliğin ilk ayağı olan selamlaşmayı önerme örneğiyle; insanlara iyilikle davranmanın, iyilikle karşılık göreceği vurgulanmaktadır.
  • - Adam sandım eşeği, alnıma çarptı daşşağı! (Dodurgalı Burunsuz Aynımah’ın İbrahim dayıdan naklen Said Dağdaş, Denizli-Sarayköy-Beylerbeyi Köyü, Temmuz 1980). Beklemediği anda, beklemediği kişiden kendisine çiğlik gösteren, olgun davranmayan, toyluk yapan insan için kullanılır (Dağdaş ve ark., 2006). “Adam sandık eşeği, altına serdik döşeği!..” (Anonim, 2012) atasözünün “argo” eklemeli sürümü.
  • - Adamakla mal mı tükenir?.. (67 yaşındaki Fatma Özdemir’den nakleden Sebahat Ünlü’den naklen Said Dağdaş, Dodurgalar, 2003), (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Adamın birine (Hocaya) sormuşlar! Nerelisin hocam demişler? Daha evlenmedim (Daha bekarım) demiş! (1962’li, Gülnar-Mersin’li İbrahim Kantar’dan naklen Said Dağdaş, 10.5.2012).
  • - Adamın yiğitliği, dayısından belli olur! (Ankara-Bala ilçesi Belçarsak köyünden Orhan Vural'dan naklen Said Dağdaş, 19.03.2011). Çocuğun gelişiminde ve ırsi olarak taşıdığı vasıflarda, ananın akrabalarının önemli bir ölçüt olduğunu ima için kullanılır. "Tohum, tarlada biter!" atasözü ile benzer anlamda...
  • - Adanalıyık! Allah’ın adamıyık! Kaldırımda yatar, ceketimizi satarık! Bici yer, şalgam içerik! Uçağa kafa atar, trene çelme takarık!.. Adana’lı delikanlıların kendilerini delikanlıca tarifte kullandıkları yaygın ifade demetinden bir parça. Argo kullanımı olan eklemeleri de vardır (1983 doğumlu Şahin Çabuk’dan (0532.3345859) nakleden Said Dağdaş, Adana, 10.4.2012).
  • - Âdemoğlu hîlebâzdır, kimse bilmez fendini! Her kime rağbet edersen, sakın andan kendini (Aksakal, 1998, s. 175)!.. “… İnsanoğlu hilebazdır, kimse bilmez fendini! Kime iyilik eder isen, ondan sakın kendini!” (1930’lu Denizli-Buldan’lı Mevhibe İzgi’den nakleden kızından naklen Said Dağdaş, 24.8.2010) atasözü ile benzer anlamda ve kullanımda.
  • - Adım çıkmış dokuza, inmez sekize!.. (Aksekili M. Ali Şener'den naklen Said Dağdaş, 11.9.2010).
  • - Adın ne? Mülâyim... Sert olsan ne yazar?.. (Hacı Mehmet Baz’dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006). Önündeki işi becerme yeteneği zayıf olanı tarif için kullanılır.
  • - Ağaca da çıksa papucu yerde kalmaz! (K. Maraş-Göksun’lu, 1951'li Zafer Aydın'dan naklen Said Dağdaş, 26.12.2006). Tarif edilen kişinin hem kurnaz, hem de tedbirli olduğunu ima eder (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Ağacın iyisi meşe! Avradın iyisi Ayşe!.. (Samsunlu 1320’li Netice Asan’dan nakleden 1946’lı Ünal Asan’dan naklen Said Dağdaş, Tarsus - Mersin, 5.4.2012). Not: "Dükkan alırsan köşeden, odun alırsan meşeden, hanım alırsan Ayşe’den!.." atasözünün farklı sürümü. (1938’li Abdullah Yıldız ve 1952’li Adviye Yıldız’dan nakleden 1973’lü Çelebi Yıldız’dan naklen Said Dağdaş, Mersin - Tarsus, 5.4.2012).
  • - Agac bar verende basini asagi eyer! Azerbaycan Türkçesinde kullanılan (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizli’li Said Dağdaş, 2 Ekim 2012) bir atasözü.
  • - Ağaç, dalıyla gürler! Bir insanın üstüne hastalıkta-sağlıkta yük binerse çöker. Ama yükü paylaşılırsa üzerine düşen yük hafifler. Daha da özetle akrabalık bağlarının sağlam olması, güçlü olmanın da bir gereğidir (1332’li dedesinden nakleden Tarsus’lu, 1949’lu Bayram Abbas Kaygusuz’dan naklen Said Dağdaş, Mersin, 4.4.2012).
  • - Agil artdiqca soz azalar! "Akıllı adam az konuşur!" anlamında, Azerbaycan Türkçesinde kullanılan (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizli’li Said Dağdaş, 2 Ekim 2012) bir atasözü.
  • - Agil yasda deyil basdadir! "Akıl yaşta değil, baştadır!" atasözünün Azerbaycan Türkçesindeki sürümü (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizli’li Said Dağdaş, 2 Ekim 2012). Akıl yeteneği, insanoğlunu diğer insanlardan farklı kılan ve yaşla ilgisi olmayan ırsi bir yetenektir anlamında.
  • - Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla! Veren el ve attığını vuran yiğit övülmektedir (1929’lu M. Baz’dan naklen Said Dağdaş, 9.1.2006), (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Ağanın kahvesi, Türk’ün tarhanası!.. (1341’li F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1979). Ağaların-zenginlerin misafir ağırlaması varlıklarını yansıtır. Ancak fakir halk da misafirini elinden geldiğince – en güzel şekilde ağırlar anlamında.
  • - Ağlama nâçar ağlama! Gün gelib keçer ağlama! Felek bağlayan kapını, Bir gün de açar ağlama!.. (Bakü'lü, 1969'lu Ruşen Abbasoğlu'ndan naklen Said Dağdaş, 19 Eylül 2013, Erzurum). "Baba! Nâçar ağlama! Gündür, gelir geçer ağlama! Bu kapıyı örten bir gün açar! Ağlama!" atasözünü Ruşen Beye söylediğimde, Azerbaycan'da kullanılan şekli budur şeklinde üstteki atasözünü aktarmıştır.
  • - Ağlayak da gözden mi olak? (http://tr.wikiquote.org/wiki/T%C3%BCrk_atas%C3%B6zleri/A) "Çok ağlayıp gözden mi olayım? Çok yanayım ciğerden mi olayım?.." (Ankara-Ayaş’lı Yücel Özder’den naklen Said Dağdaş, 8.11.2012, Tokat) atasözü ile benzer anlamda... Üzülmek de bir yere kadar! Kişi kendi sağlığına zarar vermemeli...
  • - Ağlayanın malı, gülene yaramaz! (1929'lu Mehmed Baz'dan naklen Said Dağdaş, 6.2.2013, Denizli).

- Ağzına sahip olamayan, başka yerine de (…na) sahip olamaz! (1963’lü, Çankırı-Orta-Kalfat’lı Ömer Açıksöz’den naklen Said Dağdaş, Ankara). Az konuşmayı, yersiz konuşmamayı öğütleyen argo muhtevalı bir atasözü (Dağdaş ve ark., 2006).

  • - Ağustos'ta ekilen darıdan, gündönümünden sonra çıkan darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez! (Ekici, 1988, s. 322’den naklen Said Dağdaş, 16.12.2012). (EKİCİ, M., 1988: Çal Folkloru ve Halk Edebiyatı. Merkez Efendi Sempozyumu, 27-28-29 Temmuz 1988, Denizli Belediyesi Kültür Yayınları, 2010, Denizli, 335 s.). Atasözünün aktarımında noksanlık olabilir. Çünkü iki kere “darı” kelimesi özne olarak kullanılmıştır.
  • - Ağustos'tan sonra ekilen darıdan, oğul vermeyen arıdan, sabah erkeğinden sonra kalkan karıdan hayır gelmez! (1964'lü Ankaralı Fatoş Hanımdan nakleden Özlem Dostbil'den naklen Said Dağdaş, 30.10.2012).
  • - Ahırda eşenirse (eşinirse) at, evde yüzüne gülerse avrat, sözünü dinlerse evlat!.. Düğüne ne lüzum var? Gir gül, çık gül! “Bir evde gülügen kadın, anırgan eşek, bağırgan öküz şartımış (şart imiş)!” atasözü ile benzer anlamda (Niksar-Budaklı (Huru) köyünden Rasim Tosun’dan nakleden Niksar-Serenli (Avara) köyünden Yusuf Yılmaz’ın “Niksar Folkloru” adlı lisans tezinden (1993, s. 26) (Niksar Dün Bugün Yarın s. 57-58'den naklen) naklen Said Dağdaş, 26 Ağustos 2013, Ankara).
  • - Ahırda eşinmezse at, yüzüne gülmezse avrat, sözünü dinlemezse evlat!.. Ölüme ne lüzum var? Gir ağla, çık ağla! “Bir evde gülügen kadın, anırgan eşek, bağırgan öküz şartımış (şart imiş)!” atasözünün mutevasının tam tersi anlamda (Niksar-Budaklı (Huru) köyünden Rasim Tosun’dan nakleden Niksar-Serenli (Avara) köyünden Yusuf Yılmaz’ın “Niksar Folkloru” adlı lisans tezinden (1993, s. 26) (Niksar Dün Bugün Yarın s. 57-58'den naklen) naklen Said Dağdaş, 26 Ağustos 2013, Ankara).
  • - Akarı, kokarını geçer derler! “Konyalıca; akarı kokarını geçer derler!”. Konya-Bozkır'lı 1978'li Levent Özel'den naklen Said Dağdaş, 7.5.2013, Konya-Kızılören.
  • - Akacak kan, damarda durmaz! (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş). Kaderde yazılan gerçekleşir, engel olmak mümkün değildir anlamında. “Çıkacak kan, damarda durmaz!” şeklinde de kullanılır.
  • - Akıl akıldan, don yağı pekmezden (olur)!.. (Çankırı-Ilgaz'lı, 1952 doğumlu İsmail Demirci'den naklen Said Dağdaş, 17.3.2011). Nasıl ki pekmeze katılan don yağı pekmeze lezzet verir, akıl da akıldan yararlanır. Doğru karar vermede, istişarenin önemi öne çıkarılmaktadır.
  • - Akıl mı üstün, para mı üstün?! (M. Baz’dan naklen Said Dağdaş, 10.4.1994), (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Akıllı deliye söyletirmiş! (M. Baz’dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Akıllı düşünene kadar, deli kızını everir! (Kayseri-İncesu’lu 1961’li Muammer Sandıkçı’dan nakleden Said Dağdaş, Kapuzbaşı Şelalesi, Yahyalı, 4.7.2013). Not: Muammer Bey aynı zamanda, kayaların bağrından fışkırıp nehir oluşturan Kapuzbaşı ve Elif Şelalelerini ve ruhları dinlendiren su sesini dinlerken ve karşıdan seyrederken; "Şu suyun güzelliği yanında, senin güzelliğin nedir ki?!" cümlesiyle hayatın kaynağı olan suya hayranlığını vurgulamıştır.
  • - Akılsız başın cezasını, sivil (sefil) taban çeker! (Yozgat-Çayıralan-Konuklar kasabasından, 1953’lü Davut Doğan’dan naklen Said Dağdaş, 20.11.2013). Not: “Sefil” kelimesi, yöre şivesinde “sivil” şeklinde galat kullanıma uğramıştır.
  • - Akılsız dosttan akıllı düşman iyidir (yeğdir)! Ahmak dostun vereceği zararı akıllı düşman veremez sözü ile yaklaşık aynı anlamda (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Akılsız kafanın, ayak çeker zahmetini… (Çankırı-Ilgaz-Aşağıdere köyünden 1930'lu İlyas İyigüngör'den nakleden oğlu 1965’li Harun İyigüngör'den naklen Said Dağdaş, 3.11.2011).
  • - Akılsız kafanın yüzünden sefil taban ne çeker?!. (Kırıkkale-Delice’li birinden naklen Said Dağdaş, 1994).
  • - Akılsız köpeği, yayla yolu kocatır! Tedbirli ve dikkatli olmayı, yenilikçiliği, hayatı kolaylaştırıcı çözümler üretmeyi öğütleyen bir atasözü. (Kızılcahamam-Olucak Köyünden, babası 1336’lı Hidayet Dursun’dan nakleden 1956’lı Vahdet Dursun’dan naklen Said Dağdaş, Olucak Yaylası, 21 Haziran 2012).
  • - Akraba idik, akrep olduk biz bize, Sırrımız çıktı ağyara, bakmaz olduk yüz yüze! Görmedim akrabanın sadıkane gittiğini, Akrep etmez, akrabanın akrabaya ettiğini… (Dodurga’lı söz üstadı rahmetli Hacı Veli’den (Zeren) nakleden orman muhafaza memuru emeklisi Dodurga’lı 1932’li Hasan Koç’dan naklen Said Dağdaş, 27.10.2012, Denizli). Bu veciz ifadede, "akraba ilişkilerinde yaşanan menfilikler ve sonuçları" öne çıkarılmıştır. Bir anlamda akraba ilişkilerine, bardağın boş kalan kısmı büyüteç altına alınarak bakılmıştır ve yaşanan olumsuz tecrübelerin sonuçları paylaşılmıştır. “El elliğini, çay deliliğini eder!” (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş) ve “Ağaç, dalıyla gürler!” (1332’li dedesinden nakleden Tarsus’lu, 1949’lu Bayram Abbas Kaygusuz’dan naklen Said Dağdaş, Mersin, 4.4.2012) atasözleri ise “bardağın dolu tarafından bakıldığında”, olumlu yöndeki akrabalık ilişkilerinin olumlu sonuçlarını teyid etmektedir.
  • - Akşamdan sonra gelene ya lepe, ya sopa! Misafirin, ev sahibine geleceğini önceden bildirmesinin daha uygun olacağını açıklamak için kullanılır (Tarsus’lu, 1958’li Ziraat Mühendisi Mustafa Güncan’dan naklen Said Dağdaş, 11.10.2012, Kırşehir-Boztepe-Malya). Lepe: Bulgur çorbası. Çabucak hazırlanabilen basit yemek. “Misafir, umduğunu değil, bulduğunu yer!” (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş) atasözü ile anlam yakınlığı vardır.
  • - Akşamın hayrından, sabahın şerri… (Dodurgalar Kasabasından, Pilavcılardan Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1980), (Dağdaş ve ark., 2006). Akşam karanlığı çökünce yapılan işte hata olabileceğini, çalışan/lar için de riskli olabileceğini hatırlatan bir atasözü. Not: Ancak bu atasözü bir yönü ile, aydınlatma imkanı olmayan dönemlerin tecrübesini yansıtır. Yine geçerliliğini korumaktadır. Ancak bugünün çalışma ortamında geceleri çalışma imkânı gelişmiş ve zamanı genişlemiştir. Aynı zamanda işe sabah başlamayı öğütleyen bir atasözüdür. “Gecenin xeyirindense sabahin seri yaxsidir!” atasözü ile benzer anlamdaki üstteki atasözü; Yozgat-Çayıralan-Konuklar kasabasından, 1953’lü Davut Doğan’dan da nakledilmiştir. Said Dağdaş, 20.11.2013.
  • - Akşamın işine gündüz gülermiş... (Dodurgalı Pilavcılardan F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş). Akşam karanlığında sağlıklı iş yapılmaz anlamında (Dağdaş ve ark., 2006). “Gündüzün işi, gecenin işini kınarmış!” atasözü ile benzer anlamda.
  • - Alacağını alamayan, vereceğini veremez! (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş). Hesabını bilemeyen, çözüm üretemez (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Aldım kızınızı, görmeyeyim yüzünüzü! Amacına ulaşınca köprüleri atma yoluna giren, irtibatı kesmeye yeltenenleri tarifte kullanılır. "Biz, "aldım kızınızı, görmeyeyim yüzünüzü demeyiz!" (1955'li Hüseyin Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, 6.3.2012).
  • - Alemin hanında, hamamında gözümüz yok! Harmanları bol olsun, billahi sözümüz yok! Bizim, Hak’tan yüce değişik özümüz yok! Bizim ayağımızda çarık, elin ayağında galoş! Yeterki gönüller hoş olsun gakkoş!.. (Elaziz’li Orm. Müh. Mustafa Kınacı’dan naklen Said Dağdaş, 2010 Ramazan ayı, Ankara).
  • - Alet işler el övünür, talih işler kul övünür! “Dilimizde “alet işler el övünür, talih işler kul övünür“ diye bir söz var. Bu sözün alet bahsinde tuttuğu yer günümüzde alabildiğine genişliyor.” (Mustafa Kutlu, 3.5.2006, Yeni Şafak, s. 15'den naklen Said Dağdaş).
  • - Alışkanlık, gavurluktan zordur! (Mehmed Baz'dan naklen Said Dağdaş, 3.11.2005), (Dağdaş ve ark., 2006). Alışkanlıktan kurtulmak, gavurluktan kurtulup İslam’a dönmekten zordur anlamında...
  • - Alışkın olmayan götte don durmaz! (Said Dağdaş). Yöremizde kullanılan “Alışmadık götte don durmaz!” atasözü ile aynı anlamdadır.
  • - Alışmadık g.tte don durmaz! (Dağdaş ve ark., 2006), (Pilavcılardan F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Dodurgalar) atasözü ile aynı anlamdaki diğer alıntı atasözü aşağıda verilmiştir. “Alışkın olmayan g.t’de don durmaz!” (7.12.2006, 1974’lü Fahri Özdemir’den nakleden 1979’lu, Bartın-Ulus’lu Celil Yaman’dan naklen Said Dağdaş).
  • - Alışmış, kudurmuştan beterdir! (Dağdaş ve ark., 2006), (1929’lu Mehmed Baz’dan naklen Said Dağdaş, 3.11.2005).
  • - Ali Fakı’yı arayıp lafı üstüne taratma! (Mersin-Erdemli’li, 1929’lu Mustafa Koç’dan nakleden 1976’lı oğlu Mahmud Koç’dan naklen Said Dağdaş, 7.5.2012).
  • - Alim ile eyle ülfet, alırsın mertebe! Cahil ile etme sohbet, dönersin merkebe!.. (Et alim ile ülfet, bulursun mertebe! Etme cahil ile sohbet, dönersin merkebe!..) (Yukarı Dodurgalı Ziya Huz'dan nakleden Selman Huz'dan naklen Said Dağdaş, 10 Ocak 2011).
  • - Alim ile sohbet etmek lal-ü mercan, incidir; Cahil ile sohbet etmek günde bin can incitir.... (Et alim ile ülfet, bulursun mertebe! Etme cahil ile sohbet, dönersin merkebe!..) sözü ile de benzer anlamdadır. ("La edri" olarak belirtilen bu güzel söz, Emine Dağdaş'dan nakledilmiştir. Said Dağdaş, 2012). Aynı zamanda, birçok adreste olduğu gibi http://forum.shiftdelete.net/kurtlar-vadisi/98236-vadiden-unutulmayan-sozler.html adresinde de yer almaktadır (7.6.2013).
  • - Alim olmaq asandir, insane olmaq cetin! Olgunlaşmak son derece zordur anlamında (Bakü’lü Ebilov Ümid Maksudoğlu’ndan nakleden Burdur’lu Hüseyin Yılmaz'dan naklen Denizlili Said Dağdaş, 2 Ekim 2012).
  • - Alim unutur, kalem unutmaz! (Acıpayam-Yazır’lı Fehmi Dindar Hoca’dan nakleden Dodurgalı Ganime Ay’dan naklen Said Dağdaş, 27 Ağustos 2012, Denizli).
  • - Alimin çocuğu yarı alim doğarmış! (1341’li Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1994). İlme verilen önemi vurgulayan bir atasözü.
  • - Allah namazdan, oruçtan, kumardan, içkiden sorsun ama kul hakkından çok korkuyorum... Kul hakkını ödemenin zorluğunu hatırlatan bir veciz cümle (1918’li, Kalecik’li Şakir Arslan’dan nakleden 1971’li torunu İ. Arslan’dan naklen S. Dağdaş, 5.1.2012).
  • - Allah var! Gam yok! (Ömer Lütfi Mete'den nakleden TRT 1 sabah programından naklen Said Dağdaş, 15.11.2012, 08:17; “Rahat ol Ali Usta, rahat ol!, Allah var. Gam yok!” Halil İbrahim Sofrası adlı diziden, Türkmeneli TV, 13.1.2013). Allah inancının insan için en büyük dayanak olduğunu,.. belirten bir atasözü. "Allah olsun, kimse olmasın." (Xudé hebe,kes tunebe.) http://tr.wikiquote.org/wiki/K%C3%BCrt_atas%C3%B6zleri#.C4.B0 (9.12.2012). Kürtçe'de de kullanılan atasözü ile yakın anlamda... “Allah'ımız var ne gamımız var, o günden bu yana dilimdeki zikirdir.” (http://yenisafak.com.tr/yazarlar/FatmaKBarbarosoglu/bir-gun-herkes-basini-ortecek/40388)
  • - Allah'a sığın şahs-i halimin gazabından! Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir!.. Ziya Paşa’nın Terkib-i Bend şiirinden aktarılan Türkçe’nin zirve sözlerinden biridir (Said Dağdaş). http://www.antoloji.com/terkib-i-bend-siiri/
  • - Allah’ın verdiği canı, sadece Allah alır! "Rahmetli Özal, “Allah’ın verdiği canı, sadece Allah alır! " demişti. Biz de “Allah’ın verdiği canı, sadece Allah alır!” diyerek yola çıktık (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan (Ak Parti 4. Olağan Kongresi, Arena, 30 Eylül 2012, 12:17)'den naklen Said Dağdaş, Ankara.)…
  • - Allahümme ferden, sen sakla Allah’ım topalla körden! (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Aralık-1980). Bazı aza noksanlıklarında Allah’ın takdirinin yerindeliği vurgulanmıştır. Bu atasözünde de benzer bir yaklaşım görülmektedir (Dağdaş ve ark., 2006). “Sakın kelden, körden! Topal geliyor sarp yoldan!” atasözü (Yozgat-Çayıralan-Konuklar kasabasından, 1953’lü Davut Doğan’dan naklen Said Dağdaş, 20.11.2013) ile benzer anlamda…
  • - Alma mazlumun ahını! Çıkar aheste aheste... (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Alma mazlumun ahını! (Erinden-gecinden) ya oğlundan ya kızından (bulursun)!.. (Çankırı-Eldivan-Çaparkayı köyünden 1933’lü Emrullah Kolukısa'dan naklen Said Dağdaş, 14.2.2013).
  • - Alma yetimin ahını! Çıkar aheste aheste... (Çankırı-Ilgaz'lı İsmail Demirci'den naklen Said Dağdaş, 17.3.2011).
  • - Altı ay, tavşan derisi bile dayanır! "En dayanıksız deri tavşan derisi olmasına rağmen o bile altı ay dayanır. Hemen pes etme! Zorluğa tahammül et, katlan, dirençli ol!" anlamında bir atasözü (Dodurgalı Ramazan Emik'den naklen Said Dağdaş, Denizli, 8.2.2013). “Bir gece, tavşan derisi bile katlanır!” (Köyceğiz-Karaçam köyü-Kırık Mahalleden, 1968'li Nuray Kaplan'dan naklen Said Dağdaş, 29 Ağustos 2012) atasözü ile benzer anlamda kullanılan bir atasözü.
  • - Altın, yere düşmekle pul olmaz! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, Aralık 1984), (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Altın tasın, kan kusana faydası olmaz! (1990'da vefat eden Latife Sezen'den nakleden Ankara-Ayaş’lı Yücel Özder’den naklen Said Dağdaş, Temmuz 2013, Ankara). Herhangi bir dertte-hastalıkta umut kalmamış ise kullanılır. Ya da derdi olana sunulan güzel imkânların bir anlamı yoktur anlamında. "Altın leğenin kan kusana ne faydası var?" atasözü ile benzer anlamda...
  • - Altına küçük demişler imiş, fiyatı büyük demiş! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, Eylül 1983), (Dağdaş ve ark., 2006).
  • - Altından yel geçen mala, malım var dememeliymiş! (F. Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş), (Dağdaş ve ark., 2006). Hayvan ve araba gibi mal varlığından ziyade toprak sahibi olmayı öğütleyen bir atasözüdür.

- Aman adam eteginden tutsa, kesta kaç! (Kötü huylu adam eteğinden tutsa,eteğini kes de kaç!), (Bice, 1991, s. 170).