Henry David Thoreau: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Therou (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Kimzi (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
8. satır: 8. satır:
|ölüm_yeri=Concord, Massachusetts
|ölüm_yeri=Concord, Massachusetts
}}
}}

* En iyi yöneten hiç yönetmeyendir.
* Yönetim denilen şeyin doğasında amacı uygun çıkarcılık ve fırsatçılık vardır..
* Öyle ya halkın iradesi hüküm sürerken yönetimin çoğunluğa verilmesi ve çoğunlukta kalması, haklı olanın çoğunluk olmasından veya azınlığın böyle uygun göresinden kaynaklanmıyor; çoğunluğun fiziksel olarak en güçlü taraf olmasından kaynaklanıyor.
* Bir vatandaş bir an için ya da biraz olsun, vicdanını bir kenara bırakıp kanun koyuculara teslim olmalı mı? O zaman neden herkesin bir vicdanı var? Bence insanlığımız, yönetime tabi olmamızdan önce gelmelidir.
* Yapmakla yükümlü olduğum tek şey, şartlar ne olursa olsun doğru olduğuna inandığım bir şeyi uygulamaktır.
* Eğer ben boğulmakta olan bir adamın tutunduğu tahtasını elinden almışsam, kendim de boğuluyor olsam da tahtayı adama geri vermeliyim.
* Sanki bir yerlerde mutlak bir iyilik varmış gibi düşünüyoruz;aslında çoğunluğun senin kadar iyi olup olmaması önemli değil, çünkü biraz maya, bütün hamuru mayalamaya yetecektir.
* Oy vermek, dama ya da tavla gibi bir çeşit oyundur; hafifçe ahlaki bir renk verilmiş; yanlış ve doğruyla, ahlaki meselerle oynana bir oyundur; bahis de doğal olarak eşlik eder bu oyuna. Oy kullananların karakteri ortaya sürülmek. Bu yüzden, çoğunluğun sorumluluğu, amaç uğruna çıkarcılıktan fazlası değildir.
* Doğru olana oy vermek bile, doğru olan için hiçbir şey yapmamak demektir. Sadece doğru olanın hükmetmesini istediğinin zayı bir şekilde dile getirilişidir.
* Akıllı bir adam, doğru olanı şansın insafına bırakmaz; doğrunun çoğunluğun gücüyle hükmetmesini de istemez.
* Kendimi başka işlere ve düşünceler vereceksem, bu işleri bir başkasının omuzlarına basarak yapmadığımdan emin olmalıyım önce. Omuzlarına bastığım adamın üzerinden kalkmalıyım ki o da kendi düşüncelerinin peşinden gidebilsin..
* Bu dünyaya dünyayı yaşanacak güzel bir yer yapmak için gelmedim, iyi olsun kötü olsun bu dünyada yaşamak için geldim. Bir insan her şeyi yapmak zorunda değildir, bir şeyer yapmalıdır sadece; her şeyi yapamıyor diye ille de bir şeyleri yanlış yapması gerekmez.
* Komşularından daha haklı olan bir adam, bir çoğunluk oluşturur.
* İnsanları haksız yere hapse aten bir hükümette, dürüst bir adamın yeri de hapistir.
* Çoğunluğa uyan bir azınlık zayıftır; bu durumda azınlık bile değildir...
* Bir şeylere zorlanmak için gelmedim bu dünyaya.






*Bir sürü insanla kadife bir minderde oturacağıma, sadece bana ait olan bir balkabağının üstünde oturmayı tercih ederim.
*Bir sürü insanla kadife bir minderde oturacağıma, sadece bana ait olan bir balkabağının üstünde oturmayı tercih ederim.

13.57, 28 Kasım 2013 tarihindeki hâli

Henry David Thoreau
ABD'li yazar, düşünür ve çevreci.
Doğum tarihi 12 Temmuz 1817
Doğum yeri Concord, Massachusetts
Ölüm tarihi 6 Mayıs 1862
Ölüm yeri Concord, Massachusetts
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi
  • En iyi yöneten hiç yönetmeyendir.
  • Yönetim denilen şeyin doğasında amacı uygun çıkarcılık ve fırsatçılık vardır..
  • Öyle ya halkın iradesi hüküm sürerken yönetimin çoğunluğa verilmesi ve çoğunlukta kalması, haklı olanın çoğunluk olmasından veya azınlığın böyle uygun göresinden kaynaklanmıyor; çoğunluğun fiziksel olarak en güçlü taraf olmasından kaynaklanıyor.
  • Bir vatandaş bir an için ya da biraz olsun, vicdanını bir kenara bırakıp kanun koyuculara teslim olmalı mı? O zaman neden herkesin bir vicdanı var? Bence insanlığımız, yönetime tabi olmamızdan önce gelmelidir.
  • Yapmakla yükümlü olduğum tek şey, şartlar ne olursa olsun doğru olduğuna inandığım bir şeyi uygulamaktır.
  • Eğer ben boğulmakta olan bir adamın tutunduğu tahtasını elinden almışsam, kendim de boğuluyor olsam da tahtayı adama geri vermeliyim.
  • Sanki bir yerlerde mutlak bir iyilik varmış gibi düşünüyoruz;aslında çoğunluğun senin kadar iyi olup olmaması önemli değil, çünkü biraz maya, bütün hamuru mayalamaya yetecektir.
  • Oy vermek, dama ya da tavla gibi bir çeşit oyundur; hafifçe ahlaki bir renk verilmiş; yanlış ve doğruyla, ahlaki meselerle oynana bir oyundur; bahis de doğal olarak eşlik eder bu oyuna. Oy kullananların karakteri ortaya sürülmek. Bu yüzden, çoğunluğun sorumluluğu, amaç uğruna çıkarcılıktan fazlası değildir.
  • Doğru olana oy vermek bile, doğru olan için hiçbir şey yapmamak demektir. Sadece doğru olanın hükmetmesini istediğinin zayı bir şekilde dile getirilişidir.
  • Akıllı bir adam, doğru olanı şansın insafına bırakmaz; doğrunun çoğunluğun gücüyle hükmetmesini de istemez.
  • Kendimi başka işlere ve düşünceler vereceksem, bu işleri bir başkasının omuzlarına basarak yapmadığımdan emin olmalıyım önce. Omuzlarına bastığım adamın üzerinden kalkmalıyım ki o da kendi düşüncelerinin peşinden gidebilsin..
  • Bu dünyaya dünyayı yaşanacak güzel bir yer yapmak için gelmedim, iyi olsun kötü olsun bu dünyada yaşamak için geldim. Bir insan her şeyi yapmak zorunda değildir, bir şeyer yapmalıdır sadece; her şeyi yapamıyor diye ille de bir şeyleri yanlış yapması gerekmez.
  • Komşularından daha haklı olan bir adam, bir çoğunluk oluşturur.
  • İnsanları haksız yere hapse aten bir hükümette, dürüst bir adamın yeri de hapistir.
  • Çoğunluğa uyan bir azınlık zayıftır; bu durumda azınlık bile değildir...
  • Bir şeylere zorlanmak için gelmedim bu dünyaya.



  • Bir sürü insanla kadife bir minderde oturacağıma, sadece bana ait olan bir balkabağının üstünde oturmayı tercih ederim.
  • En iyi hükümet, en az yöneten hükümettir.
  • En ufak bir inanç tohumu, en büyük mutluluktan daha iyidir.
  • Her nesil eskilerin moda akımlarını komik bulup güler ancak güncel modayı mürid kıvamında izler.
  • Gerçeklerin, güllerin nasıl varsa, kendisine ait dikenleri vardır.
  • Hayatımız detaylarla mahvoluyor. Sadeleştirmeliyiz.
  • İçimizdeki yanı başımızdaki düşman olmasa, uzaktakiler hiçbir halt karıştıramaz.
  • İtaatsizlik özgürlüğün gerçek temelidir. İtaat edenler sadece kölelerdir.
  • Kendimi şöyle bir devlet düşleyerek avutuyorum: Sonunda bütün insanlara karşı doğru olmayı gözeten, bireye sanki komşusuymuş gibi davranan bir devlet! Komşularıyla yurttaşlarının tüm ödevlerini yerine getiren bir avuç kişi, onun işlerine karışmaksızın ne de onunla kuşatılmaksızın kendisinden uzakta yaşayacak olursa, bunu kendi amacına aykırı saymayan bir devlet! Bu tür meyveler veren, bu meyvelerin olabildiğince çabuk olgunlaşıp dökülmeleri uğruna sıkıntı çeken bir devleti böylesi bir oluşum daha yetkin daha parlak bir devletin yolunu açacaktır. Benim düşlediğim de bu işte. Gelgelelim henüz böylesi yok orta yerde.
  • Ne yaşamın ta kendisi olmayanı yaşamaya ne de, açıkça gerekmedikçe vazgeçmeye niyetim vardı.
  • Ormana gittim. Çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum. Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak için. Ve ölüm geldiğinde aslında hiç yaşamamış olduğumu fark etmek için...
  • Tutkularınızdan ve hayallerinizden vazgeçmeyin. Eğer vazgeçerseniz, bedeniniz bu dünyada var olsa da, yaşamınız son bulur.
  • Yalnız olmayı seviyorum. Hiçbir zaman yalnızlıktan daha iyi eşlik eden bir arkadaş bulamadım.
  • Yaşanabilir bir dünyada olmadıktan sonra, güzel bir eve sahip olmak neye yarar?
  • Önyargılarınızı bırakmak için hiçbir zaman geç değildir.
  • Olaylar değişmez, biz değişiriz.
  • Çok çalışkan olmak yeterli değil; karıncalar da çok çalışıyor.'Ne' için çok çalışıyorsunuz?
  • Kişi güvenle hayallerinin peşinden giderse ve zihninde canlandırdığı yaşamı sürdürmek için çaba gösterirse bildiğimiz saatlerle hesaplayamadığımız bir süre içinde arzusuna kavuşacaktır. Bazı şeyleri geride bırakacak, görünmez bir sınırı geçecektir; yepyeni, evrensel ve daha liberal kurallarla kuşatılacak, bu kurallar içine yerleşecektir; ya da eski kurallar genişleyecek ve kendi lehine daha özgür bir anlamda yorumlanacaktır ve daha yüksek düzeydeki varlıklarla beraber yaşama selahiyetine sahip olacaktır.
  • Eğer bir insan günün yarısını çok sevdiği koruluklarda dolaşarak geçirirse, kendisinin bir serseri yerine konması tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ama aynı adam bütün gününü spekülasyon yaparak geçirir ve ağaçları kökünden kazıyıp doğayı bir kele benzetirse, o zaman çalışkan ve müteşebbis, bir iş adamı olarak takdir edilir
  • Basitleştir, basitleştir. Günde üç öğün yemek yerine, gerekirse bir tane ye, 100 tabak yerine 5 tane kullan, diğer ihtiyaçlarını da aynı oranda azalt.
  • Yaşamak için ayağa kalkmadıysan,yazmak için oturmak ne kadar beyhude.
Henry David Thoreau ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.