Charles Baudelaire: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
kDeğişiklik özeti yok
Berrram (mesaj | katkılar)
15. satır: 15. satır:
**''Correspondances''
**''Correspondances''


* Hem bıçağım hem de yara! <br/> Kem yanağım hem de tokat! <br/> Hem kurbanım hem de cellat, <br/> Ezen ve ezilen çarkta!
* Hem bıçağım hem de yara! <br/> Hem yanağım hem de tokat! <br/> Hem kurbanım hem de cellat, <br/> Ezen ve ezilen çarkta!
** ''Les fleurs du mal'' (1857)
** ''Les fleurs du mal'' (1857)
** Orijinali: ''Je suis la plaie et le couteau! / Je suis le soufflet et la joue! / Je suis les membres et la roue, / Et la victime et le bourreau!''
** Orijinali: ''Je suis la plaie et le couteau! / Je suis le soufflet et la joue! / Je suis les membres et la roue, / Et la victime et le bourreau!''

08.51, 29 Ağustos 2013 tarihindeki hâli

Charles Baudelaire
Doğum tarihi 9 Nisan 1821
Doğum yeri Paris, Fransa
Ölüm tarihi 31 Ağustos 1867 (46 yaşında)
Ölüm yeri Paris, Fransa
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Charles Baudelaire ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikikaynak'ta Charles Baudelaire ile ilgili belge kayıtları bulunmaktadır.

Vikipedi'de Charles Baudelaire ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.

Charles Pierre Baudelaire (9 Nisan 1821 – 31 Ağustos 1867), Fransız şair.

Kaynaklı

  • Bir tapınaktır doğa, direklerinden akan
    Anlaşıması güç, karışık sesler duyulur
    Ve kişi, tanıdık gözleriyle ona bakan
    simge ormanlarından geçip yola koyulur...
    Aydınlık gibi geniş ve gece gibi kara
    O derin birlik içinde, sesler, kokular, renk
    uzaktan uzağa karışan yankılara denk
    Birbirini işte böyle yanıtlamakta
    • Correspondances
  • Hem bıçağım hem de yara!
    Hem yanağım hem de tokat!
    Hem kurbanım hem de cellat,
    Ezen ve ezilen çarkta!
    • Les fleurs du mal (1857)
    • Orijinali: Je suis la plaie et le couteau! / Je suis le soufflet et la joue! / Je suis les membres et la roue, / Et la victime et le bourreau!
  • Kralı gibiyim yağmurlu bir ülkenin,
    Zengin, ama güçsüz, genç, yine de çok geçkin
    • Les fleurs du mal (1857)
    • Orijinali: Je suis comme le roi d'un pays pluvieux, / Riche, mais impuissant, jeune et pourtant très vieux
  • Sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
    Deniz aynandır senin, kendini seyredersin
    Bakarken, akıp giden dalgaların ardından,
    Sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.
    • Les fleurs du mal (1857)
    • Orijinali: Homme libre, toujours tu chériras la mer! / La mer est ton miroir; tu contemples ton âme / Dans le déroulement infini de sa lame, / Et ton esprit n’est pas un gouffre moins amer.
  • Şeytanın en büyük hilesi, var olmadığına dair seni ikna etmesidir.
    • Le spleen de Paris (1862)
    • Orijinali: La plus belle des ruses du diable est de vous persuader qu'il n'existe pas.
  • Tanrı hükmetmek için varolmaya ihtiyaç duymayan tek şeydir.
    • Fusées (1867)
    • Orijinali: Dieu est le seul être qui, pour régner, n'ait même pas besoin d'exister.
  • Saygıya değer üç varlık var: rahip, savasçı ve ozan. Bilmek, öldürmek ve yaratmak. Öteki insanlar angaryacı sürüsüdür, ahir için yaratılmıştır, meslek denilen şeyleri uygulamak için.
    • Journaux intimes (1887)
    • Orijinali: Il n'existe que trois êtres respectables : le prêtre, le guerrier, le poète. Savoir, tuer et créer. Les autres hommes sont taillables et corvéables, faits pour l'écurie, c'est-à-dire pour exercer ce qu'on appelle des professions.

Kaynaksız

  • -Söyle, anlaşılmaz adam; kimi seversin en çok anneni mi,babanı mı,bacını mı yoksa kardeşini mi?
    -Ne annem, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.
    -Dostlarını mı?
    -Anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.
    -Yurdunu mu?
    -Hangi enlemdedir, bilmem.
    -Güzelliği mi?
    -Tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.
    -Altını mı?
    -Siz Tanrı'ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.
    -Peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı?
    -Bulutları severim...İşte şu...Şu geçip giden bulutları...Eşsiz bulutları!
  • Nefret o kalpten bu geniş ve karanlık boşluğa.
  • Bir sanatçı ancak iki niteliğini hiç bir biçimde göz ardı etmiyorsa sanatçıdır. Bu iki nitelik, aynı anda hem kendisi hem de bir başkası olabilme gücüdür.