Necmettin Erbakan

Vikisöz, özgür söz dizini
(Necmettin erbakan sayfasından yönlendirildi)
Necmettin Erbakan
Doğum tarihi 29 Ekim 1926
Doğum yeri Sinop
Ölüm tarihi 27 Şubat 2011
Ölüm yeri Ankara
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Necmettin Erbakan, Türk siyasetçi, mühendis, akademisyen, eski Türkiye başbakanı.

Sözleri[değiştir]

Kaynaklı[değiştir]

  • AKP'ye oy vermek demek, İsrail ve ABD'ye oy vermek demektir! AKP'yi teşkil eden, kuran, kurduran, kendi planları için bütün bu senaryoları tanzim eden Siyonizm'dir.[1]
  • Asıl marifet, yük altında ve hizmet esnasında sadık ve sağlam kalabilmektir. Yoksa çay sohbetlerinde ve edebiyat kürsülerinde kahramanlık satmak kolaydır.[2]
  • Bazen bize soruyorlar: “Bütün okulları birincilikle bitirmişsiniz. Deha seviyesinde bir beyne sahipsiniz. Bilim dünyasında büyük buluşlara imza atmışsınız. Bir bilim adamı olarak kalıp, ilmî buluşlara imza atsaydınız, insanlığa bu şekilde hizmet etseydiniz daha iyi olmaz mıydı?” Bizim cevabımız şudur: “Bir üniversitede profesör olabilirsiniz. Nobel ödülleri de alabilirsiniz; ama ülkenizin insanı bugün olduğu gibi açsa, sefalet ve zorluklar içerisindeyse, dünyada 300 bin çocuk yoksulluk içinde, açlıktan ölüyorsa, sizin Nobel ödülleriniz ne işe yarar?” [3]
  • Bir çiçekle bahar olmaz; ama her bahar bir çiçekle başlar.[4]
  • Bir milletin asıl gücü; topu, tüfeği yahut tankı değil imanlı ve inançlı gençliğidir.[5]
  • Bir Müslüman zekatını götürüp fakire veremez. Zekatını Beyt'ül-Mal'a, cihad ordusunun karargahına verecektir. Sen kendi kendine zekat veremezsin. Beyt'ül-Mal dağıtır. Parti çalışmaları için zekat parasından harcama yapılır. Zara'ya ilçe müşahitleri seçmeye gideceksin. Atladın arabaya. Arabanın benzini yok. İşte bu zekat parası ile arabanın benzinini alabilirsin. Zekatı Refah'a vereceğiz. O uygun yere dağıtacak.[6]
(13 Mayıs 1990 tarihinde Sivas'ta partisinin eğitim seminerindeki sözleri.)
  • Biz Refah Partisi olarak, sadece Türkiye’deki 60 milyon memleket evladının değil, bir buçuk milyar İslam aleminin ve yeryüzündeki 6 milyar insanın hepsinin saadeti bakımından ne kadar büyük bir so­rumluluk taşıdığımızı biliyoruz. Kazakistan’daki insan da saadetini Refah Partisi’nin iktidara gelmesinden bekliyor. Cezayir’deki insan da saadetini Refah Partisi’nin iktidara gelmesinde bekliyor.[7]
  • Biz seçimler için değil, gelecek nesiller için çalışıyoruz.[8]
  • Bizim yaptığımız iş cihad. Cihad bir insanlık vazifesidir, ibadetlerin en büyüğüdür.[9]
  • Bütün ehl-i sünnet ve'l-cemaat olarak, Refah'ın emrine itaat edeceğiz. Bu orduya dahil olacağız. Olmayanlar patates dinindendir. Dahil olmak kalben niyet etmektir. Refah bu ordudur. Bütün gücünle bu ordunun büyümesi için çalışacaksın. Çalışmaz isen patates dinindensin. Cihad emrine uymak farzdır. Refah cihad ordusudur. Ona katılmak zorundayız. Sen gözünle emirin günah işlediğini görsen bile emire itaat edeceksin. Mesela içki içtiğini gördün, sonra da ayıkken sana geldi emir verdi. İtaat edeceksin. Herkes bölgesindeki Refah Partisi'nin başkanına itaat edecek. (...) Cihada para verilmeden Müslüman olunmaz. Kişinin Müslümanlığı cihada verdiği para ile ölçülür.[10]
(13 Mayıs 1990 tarihinde Sivas'ta partisinin eğitim seminerindeki sözleri.)
  • Eğer Atatürk bugün sağ olsaydı koşarak Refah Partili olurdu.[11]
  • Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin bağımsızlık konusundaki vazgeçilmez kararlılığını arkasına alarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Öncülük ettiği Milli Mücadele hareketi ile milletimizin esarete asla boyun eğmeyeceğini bütün dünyaya göstermiştir. Milletimiz tıpkı Millî Mücadele günlerinde olduğu gibi bu sinsi planları boşa çıkaracak inanç, azim ve kararlılığa sahiptir. Sahip olduğu tecrübe ile bu oyunları boşa çıkaracaktır. Bizler tarih boyunca, dünyaya huzur ve saadet getirmiş bir ecdadın varisleriyiz. Yiğit düştüğü yerden kalkar. Bugün dünyaya hakim olan açlık, sefalet, kan ve gözyaşına son verecek iradeyi yine milletimiz ortaya koyacaktır. "Uydu değil, lider ülke." vizyonu doğrultusunda önce "Yeniden Büyük Türkiye", ardından "Yeni Bir Dünya" mutlaka kurulacaktır. Bu vesileyle vefatının 72’nci yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Millî Mücadele kahramanlarımızı ve bu vatan için canını vermiş bütün şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.[12]
(10 Kasım 2010'da yayınladığı mesaj.)
Gulu gulu dansı zencilerin yaptığı danstır. Zenciler de kültürsüzdür, bilgisizdir.
  • Gulu gulu dansı zencilerin yaptığı danstır. Zenciler de kültürsüzdür, bilgisizdir.[13]
  • İslam savaşları, bütün insanların saadeti için yapılmıştır.[14]
  • Köylerde dağılıp temsilci ve müşahitleri tespit etmek ve çalışmayı cihad biliniz. Bunlar çalışırsa, cihad ettiklerinden dolayı İslam hâkim olur. Cihad delisi olmadan mümin olunmaz. Cihadı takatinizin sonuna kadar yapacaksınız. Oyunuzu Refah Partisi'ne verin diye üç köye gitmiş birisine ahrette biz sana beş köye gidecek takat verdik, diğerlerine niçin gitmedin diye yanacaksın denilecek. Cihad farzı ilk önce eda edilecek farzdır. Bir emir seçip ona biat edip orduyu oluşturmak ilk farzdır.[15]
(13 Mayıs 1990 tarihinde Sivas'ta partisinin eğitim seminerindeki sözleri.)
  • Nedir bu Atatürk ilkeleri? Atatürk ilkelerinin ne olduğunu nereden bileceğiz? Atatürk bu ülkede 23'ten 38'e kadar cumhurbaşkanlığı yaptı. Hangi politikaları takip ettiyse ilkeler bunlardır. Buyur gel arkadaş otur şuraya bakalım. 23'ten 38'e kadar bu ülkede takip edilen politikaların temel esasları nedir? Gel bakayım buraya. Nedir bu esaslar? Biz o zaman ilkokul çağındaydık. Bu dönemleri yaşadık, yaşayarak biliyoruz. Biz ilkokulda her yıl Yerli Malı Haftası yaptık, daha çocukken. Ne demek Yerli Malı Haftası? Üzüm, fındık yiyorduk o haftada, kutlarken bunu. Bunun manası nedir? Kendi gücümüzle kalkınacağız. Evet, bizim üzümümüzle, bizim fındığımızla, bizim çayımızla, bizim pamuğumuzla, bizim pancarımızla. Bizim ürünümüzle kalkınacağız. Buna Millî Görüş derler. Ne yapılıyor, Kabotaj Bayramı yapılıyor. Ne demek Kabotaj Bayramı? Limanlar arasında yabancılar sadece nakliyat yapılabiliyordu. Bunlar ortadan kaldırıldı. Biz kendi limanlarımız arasında, kendi gemilerimizle nakliyat yapacağız. Buna da Millî Görüş derler. 1927'de Kayseri uçak fabrikası kuruldu. O fabrikanın kuruluşunda yapılan konuşmaları okumayanlar alsınlar okusunlar. Sene 27, düşününüz. Uçak sanayii gibi bir sanayiyi bir kuracağız diyor. Bunun altında yatan mana nedir? Biz sanayileşeceğiz. Biz savunma sanayimizi kendimiz kuracağız diye haykırmak demek bunun manası.[16]
  • No no muydu nonoş muydu?..[17]
(Siyasi yasakların kaldırılması için düzenlenen 1987 referandumunda "Hayır" kampanyası için Özal'ın danışmanı Güneş Taner'in yurt dışından getirdiği "No" yazılı tişört ile dalga geçmek için söyledikleri.)
  • Onları bazı dış güçler buraya getirdi. Şu andaki dünya düzeninin ve ırkçı, Siyonist emperyalizmin güçleri. Batılı, Siyonist dünya düzenine bilmeden destek oluyorlar. Yaptıklarının çoğu yanlış. Vergiler ve borçlarla Siyonistlere para kazandırıyorlar. Erdoğan Siyonizm'in veznedarı oldu. O benim öğrencimdi; ama şimdi amacımız onu devirmek.[18]
  • ...Sayın Çiller'in söylediği gerekçe yanlıştır. "Ben Atatürk'ün ürünüyüm." diyor; bu yanlıştır. Sayın Çiller olsa olsa Batı'nın ürünüdür. "Ben Batı'nın ürünüyüm." dese doğru bir şey söylemiş olur. Çünkü nasıl Batı, Bosna'da bir tek Müslüman kalmayıncaya kadar katliam yapıyorsa, gördüğümüz gibi Sayın Çiller de, vatandaşın cebinde bir tek kuruş kalmayıncaya kadar vatandaşın cebindeki parayı alıp, o Batı'ya faiz olarak ödemeye gayret ediyor. Kaldı ki, hepimizin bildiği gibi, Atatürk, İstiklal Harbi'nden önce Amerika Birleşik Devletleri ve Batı mandası isteyenlerin yanında yer almadı; bağımsızlık isteyenlerin yanında yer aldı. Atatürk, onun arkasındaki cumhuriyetin ilk dönemlerinde borç batağını seçmedi, kendi gücümüzle kalkınmayı, sanayileşmeyi esas aldı; Atatürk, dışa bağımlılığı değil, şahsiyetli dış politikayı esas aldı. Bundan dolayıdır ki, Sayın Çiller'e, önce, Atatürk'ü iyi anlamasını tavsiye ediyorum ve kendisinin Atatürk'ün ürünü değil, Batı'nın ürünü olduğunu kavramasını rica ediyorum.[19]
(8 Aralık 1993 Çarşamba günü TBMM'de Tansu Çiller'e yönelik sözleri.)
  • Türkiye'nin kurtuluşu için Refah Partisi iktidar olacak, adil düzen gelecek. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak? Tatlı mı olacak, kanlı mı olacak? Altmış milyon buna karar verecek![13]
(Lideri olduğu Refah Partisi'nin kapatılmasına sebep olan sözleri.)
  • Yanlışın en tehlikelisi, doğruya en yakın olan yanlıştır. Çünkü, doğruyla karıştırılması ve insanların daha kolay aldatılması ihtimali taşımaktadır.[20]

Kaynaksız[değiştir]

  • Amerika, İsrail’i çok seviyorsa, İsrail’e Amerika’da bir ülke versin.
  • Amerikan doları, bir sömürü vasıtasıdır.
  • Akıl, İslam ve imanın emrinde olursa en büyük ni­met, nefsin ve şeytanın elinde olursa en büyük felaket olur. Dünya hayatı, çok önemli bir imtihandır. Mümin­ler için esas olan ahirete imandır. Nefeslerimiz sayılıdır, bunlar Allah yolunda harcanmalıdır. Çünkü ölüm bize çok yakındır. İslam'ın temeli olan hakiki bir iman ancak sahibini kurtarabilir.
  • Allah'ına kul olmayan davasına er olamaz.
  • Aziz Atatürk, bu ülke yaptıklarınızı asla unutmayacaktır!
(Anıtkabir defterine yazdığı iddia edilir.)
  • Bizim Hak merkezli medeniyetimiz, Batı'nın kuvvet merkezli medeniyetinden üstündür.
  • Batı'daki kadını düşündüğüm zaman eşitlik adı altında, erkek kadar çalışan, kendi tabiatına uygun olmayan bir muameleye tâbi tutulan mutsuz bir kadın görüyorum. İslam'daki kadını düşündüğüm zaman ise cenneti bile ayaklarının altında tutan bir varlığı görüyorum.
  • Ben kesinlikle inanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bütün dünyada en gür sada, hakkın ve hakka inananların olacaktır.
  • Ben ne yaptıysam Allah rızası için yaptım.
  • Bir işi başarmak için önce o işin delisi olmak lazım gelir.
  • Bu İsrail laftan anlamaz, güçten anlar güçten!
  • Biz yüzlerce yıl tek bir vücut hâlinde, bedenlerimizi birbirine siper ettik. Çünkü bizi birbirimize İslam kar­deşliği bağlıyor idi. Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp ye­rine "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım!" denilince, öbür taraftan Kürt bir Müslüman evladı; "Ya, öyle mi? Ben de Kürt'üm, daha doğruyum, daha çalışkanım!" demeye başladı ve böylece bu ülkenin insanları birbirlerine ya­bancılaştırıldı. Kendi millî ve dinî değerlerimizi bırakıp inkârcı, ırkçı ve materyalist politikalara sapıldığı için ülkemiz onlarca yıl bir felaketin içine sürüklendi. Dil meselesi bunun en bariz örneğidir.
  • Bize düşen gayret etmektir. Onlar nasıl ki iki bin yıl­dan beri bâtıl davaları için inançla ve gayretle çalıştılarsa, biz de onlardan daha büyük bir gayretle, cihat şuu­ruyla, bütün insanlığın saadeti için canla başla çalışmak zorundayız.
  • Bizim inancımızda kimse kendisi için yaşamaz, kar­deşi için yaşar. Menfaatçiliği öldürmenin yolu budur. Hadis-i şerifte de buyurulduğu gibi "Gerçek iman sahibi kişi, kendisi için sevip istediğini mümin kardeşi için de isteyendir." Çünkü "İnsanların hayırlısı insanlara fay­dalı olandır." Ancak, iyilik kendi kendine olmaz. İyilik çalışmakla olur, cihat etmekle olur.
  • Bizim temel ilkelerimize göre Müslüman ülkeler, aralarındaki ihtilafları görüşme yoluyla çözmeli, gere­kirse hakeme müracaat edilmeli, fakat hiçbir zaman şid­dete başvurulmamalıdır.
  • Bugün bizim, içinde bulunduğumuz şartlar itibarıy­la yapmamız icap eden hareket, tıpkı Sultan Fatih'in İstanbul'u fethindeki azim ve iradeyle meselelerin üze­rine yürümesine benzemelidir. Asıl bu ruh ve meşale­ye ihtiyacımız var. Bu ruhu canlandırmazsak, kâğıtlar üzerindeki planlarda özlediğimiz ve beklediğimiz neti­ceyi alamayız. Milletimizin tarihte layık olduğu mevkiye erişemeyiz. Çünkü o mevkiye ulaşmanın sırrı, kâğıt üzerindeki planlarda değil, bin yıldan beri içimizde ya­şattığımız ruhta gizlidir.
  • Bugün Hollanda'da bir inekten günde 50 kilogram süt alacak noktaya ulaşılmıştır. Halbuki bizim yerli ineğimizden hala en fazla 5 kilogram süt alınmaktadır. Bu nedenle şayet biz adalet adına kuracağımız bir düzende, kendi ineğimizden en az 50 kg süt alacak ilmi ve teknolojik şartları hazırlamazsak, öyle topa tanka bile gerek yok, Hollanda gâvuru bizi sütle boğar ve peynirle kafamızı kırar!
  • Bugünkü nüfusumuz kadar, cephelerde şehit ver­di bu millet. Biz Çanakkale Harbi'ni neden yaptık? Bu memleket götürülüp Avrupa'ya vilayet yapılacak idiy­se Çanakkale Harbi'nde onca şehidi niye verdik? Ça­nakkale Harbi'ni kaybetmiş olsaydık İngilizler gelip bü­tün ülkeyi işgal edecekti, sonra istediği yeri satın alacak ve bizi garson, çırak olarak kullanacaktı. Şimdi Avrupa Birliği yoluyla aynı şeyi yapıyor. Haçlı Seferleri ile elde edemediklerini şimdi Roma Antlaşması ile gelip aldata­rak tatbik etmek istiyorlar. Hadise bu kadar mühimdir.
  • Bunu dile getirmeye mecburum çünkü ben vatanımı seviyorum, çünkü haksızlıkların karşısındayım, bana oy versinler diye yapmıyorum. Ben bunu Allah rızası için yapıyorum, Allah rızası için!..
(Hiddetli bir meclis konuşması.)
  • Cenab-ı Hakkın en sevdiği insan, sorumluluğunu bilen ve kendi görevini en iyi şekilde yerine getiren insandır. Görevini ciddiyet ve titizlikle yapmak İhsan makamıdır.
  • Cennete girmek için, mutlaka Müslüman olmak gereklidir. Ancak bu dünyada, adil bir düzenin himayesinde, huzur ve emniyet içinde yaşamak için, sadece "insan" olmak yeterlidir.
  • Çocuklarımız 15 sene okudukları halde edep, iffet, haya kelimelerini duymuyorlar. Helal nedir, haram nedir bilmiyorlar. Evlatlarımızı vatana, millete yararlı çocuklar yapmak istiyorsak eğitim sistemini baştan sona yeniden kurmalıyız.
  • Davamızın esası şefkat, gayesi ise bütün insanlığın saadetidir.
  • Düşmanlar ve canavarlarla dolu ıssız ve karanlık bir ormandan kurtulmak için; tehlike bölgelerini ve güvenlik yollarını gösteren bir haritaya, doğru yön tayinine yarayan bir pusulaya, çevremizi aydınlatacak bir ışığa ihtiyaç vardır. İşte, haksızlık ve şeytanlıklarla kaplı bir dünyada, selamet yolunu bulmak için de Kur'an bir harita, akıl bir pusula, iman ise önümüzü aydınlatan bir fener hükmündedir.
  • Ey yürekleri dağlar kadar büyük ve azimleri kayalar kadar sağlam Milli Görüşçüler, Saadet Partililer!.. Ne olursa olsun, gelecekten asla ümit kesilmeyecektir. Tarihe bakın, inancınıza sarılın, Milli Görüş’e sarılın. Zulüm ebedi olamaz, kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır!
  • Eğer Türk ile Kürt’ü ayırırsanız, ne Türk kalır ne de Kürt. Eğer Çanakkale misali birleştirirseniz, ne İngiliz kalır ne de Fransız...
  • Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır.
  • Hakk'ı üstün tutmak her zaman saadet getirir.
  • Hakk'ın tesisi için çalışmamakla batılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.
  • Haksız bir davada zirve olmaktansa, hak davada zerre olmayı tercih ederiz.
  • Hayat: iman ve cihattır. Bu iki değere kim sahipse zaferi onlar kazanacaktır.
  • Hayat; doğruyla yanlışın, güzelle çirkinin, faydalıyla zararlının, adaletle zulmün mücadelesinden ibarettir.
  • Her yerde, her halde ve her meselede, mutlaka İslam’a göre, yani İslamca düşünmek zorundayız.
  • İrfan, "Benim düşüncem de yanlış olabilir." demekle başlar.
  • İçeride irtica, dışarıda fundamantalist gelişmeler denilerek işte bu insanlığı kurtarıcı Saadet Nizamından insanımız uzaklaştırılmak istenmiştir.
  • İlla Avrupa diye tutturanlarla, üniversiteye giden kız çocuklarına başını açtırmaya çalışanlar aynı adam­lardır. Avrupa'yı ilerici görüp İslam'ı gerici görenler aynı adamlardır.
  • İman varsa, her şey vardır.
  • İman varsa imkan da vardır, Milli Görüşçü asla vazgeçmez.
  • İmanla küfür bir kalpte birleşmez ve barışmaz. Her gece en son kıldığımız vitir namazındaki Kunut duasını okurken, Allah’a şu sözü vermeden başımızı yastığa koymuyoruz:
    "Ya Rabbi, facir ve fasık kimselerle bütün bağlarımızı kestik ve senin dinini yıkmak isteyenleri terk ettik." diyoruz...
    Facir; itikâdı bozuk, görüşü batıl olan kişilerdir. Fasık ise, ameli bozuk, ahlâkı berbat kimseler demektir. Acaba biz Müslümanlar, Allah’a verdiğimiz bu sözü tutuyor muyuz?
  • İslam, bütün insanlığı eşit haklara sahip görür, hak­kı üstün tutar, sömürüyü reddeder, kimsenin kimseye kul ve köle olmasını kabul etmez. Bu yüzden Siyonizm tarihi boyunca, hep hakkı üstün tutan İslam'ı hedef al­mıştır.
  • İslam dini bir bütündür. Ona bir şey katılamaz ve ondan bir şey çıkarılamaz. Baştan sona Hak’tır hayırdır ve hepsi, herkes için ve her yerde lazımdır.
  • İslam, dünya ve ahiret saadetinin tek ilacıdır.
  • İslam en yücedir ve ondan yüce hiçbir şey yoktur. Bu geçek peygamber hadisiyle ve Allah'ın kitabıyla hükümleşmiştir. Bunda tartışma olmaz. Bu tür iddia ve ithamlarda bulunanları ben iki kısma ayırıyorum. Biri, kendilerine İslami tebliğin ulaşmadığı insanlar, diğeri ise İslam’ın yüceliğini bildikleri halde ona dil uzatan ve onu bilerek gericilikle eş gören kalpleri mühürlü insanlar.
  • İslam'ın dışında, hiçbir hak ve hakikat yoktur. Fen ve hikmet, sanat ve sanayi dahi İslam'ın içindedir ve onun bir şubesidir. İlhamını Kur'an'dan almayan hiçbir ilim ve teknik asla hayra mazhar olamaz. Şerden ve zarardan arınmış sayılamaz. Mutlaka yeterli ve yararlı olduğu savunulamaz.
  • İnanıyorsanız en üstünsünüz. Zafer ise elbette inananlarındır ve zafer yakındır. İşte bizim davamız budur.
  • Kudüs coğrafi bir mesele değil, imani meseledir.
  • Kur'an üzerinde araştırması olmayan insan, hakiki ilim adamı olamaz.
  • İslamsız bütün nimetler ve saadetler eksiktir. Bu nedenle "Bugün dininizi ikmal ettim ve nimetlerimi tamamladım." ayeti en son indirilmiştir.
  • Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin filleri nasıl sahiplerini ezdiyse, bugün zalim devletlerin uçak, gemi ve tank filoları da birbirini ezecek ve kendi sahiplerini yiyecektir.
  • Kadayıfın altı kızarmadan bu hükûmeti uzaklaştıracak olursanız, bu zihniyet milleti aldatmanın gene fırsatını bulacaktır. Onun için kadayıfın altının kızarmasını bekleyeceğiz.
(Necmettin Erbakan, 13 Mart 1980 tarihli basın toplantısından. Bu sözünden sonra Erbakan zaman zaman "Kadayıfçı Erbakan" diye de anılmıştır.)
  • Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onu tatbik edecek insanın içerisine hak ve adalet sevgisi girmemişse, netice tersine tecelli edecek, adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar hâkim olacaktır.
  • Kırk çürük yumurta bir tane sağlam yumurta etmez.
  • Mesele, Türkiye'nin şeftali yerine, motor üretmek istemesiydi.
  • Müslümanlıkta kadın çalışabilir ve ekonomik hayatta bir unsur olabilir. Kadın, Müslümanlıkta aynen erkek gibi ilimle, ibadetle mükellef tutulmuştur. Cenabı Hakk insanları kadın, erkek, siyah, beyaz diye ayırmıyor. Kimin Allah'tan korkusu en fazla ise insanların içerisinde en faziletlisi odur, diyor. Herhalde kadının erkeğe, erkeğin kadına Allah indinde hiçbir üstünlüğü söz konusu değildir. Toplum içerisinde Müslümanlık kadına onun yaratılışına uygun görevler vermiştir. Hiçbir zaman onu ne Doğu'daki ne de Batı'daki zoraki çalışma sistemlerine mecbur bırakmıştır.
  • Maddî ve manevî buhranlarla karşı karşıya kalmış olmamızın kabahati millet değil, milletin fıtratına aykırı yollara gitmek isteyen fikir, sistem ve politikacılarda­dır. Bugün bir kısım gençliğimiz millî değerlerimizden uzaklaşarak çeşitli "izm"lerin peşinden gidiyorsa, ma­teryalist, anarşist oluyorsa, hippiliğe ve gayriciddi yaşa­yışa özeniyorsa, anaya, babaya asi oluyorsa, bütün bun­ların sebebi körü körüne yürütülen Batı taklitçiliğidir.
  • Milletimizin fıtratındaki yüksek ahlak ve fazilet kuvveden fiile çıkacak, Milli Nizam Partisi'nin muntazam kanallarından dört bir yana dağılarak yurt sathında refah, saadet ve selamet götürmeye başlayacaktır.
  • Millî Görüş; bu milletin inancıdır, tarihidir, kimliğidir, ruh köküdür.
  • Millî Görüş çağdaş bir medeniyet projesidir. Milletimizin kendi görüşüdür. Sultan Fatih'in İstanbul'u fethederken kalbindeki inanç ne ise Milli Görüş odur.
  • Millî Görüş hayra motor, şerre fren olmaktır.
  • Millî Görüş tekeden süt çıkarır.
  • Muhatabımız bütün insanlardır. Görüşü ve görüntüsü ne olursa olsun, davamız herkese anlatılmalı, davet her kesime yapılmalıdır. Davet bizden, hidayet Allah'tandır.
  • Müslüman; Hakkın hakimiyeti için motor, şerrin yok olması için fren olma görevlisidir.
  • Müslümanlık namaz kılmak, oruç tutmak, tespih çekmekten ibaret olsaydı Ebu Eyyüb El-Ensari'nin İstanbul'da ne işi vardı?
  • Namaz dinin direği, cihad ise zirvesidir. Biz siyaset değil, cihad yapıyoruz.
  • Okullarda çocukları "Ne mutlu Türk'üm diyene!" diye bağırtıyorlar, bu yanlış. Türk böyle derse, Kürt'ün de "Ne mutlu Kürt'üm" deme hakkı doğar.
  • Padişah olsan da, vatandaşın kul hakkına tecavüz edemezsin. Ne olursan ol.
  • 8 milyonluk İsrail için, 1,5 milyar Müslüman Ebabil'i bekliyorsa; Ebabiller gelse İsrail'i değil bizi taşlar.
  • Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.
  • Siyonizm bir timsaha benzer. Bu timsahın üst çenesi Amerika ise, alt çenesi Avrupa Birliği'dir. Beyni Siyo­nizm, gövdesi ise işbirlikçilerdir.
  • Siyonizmin temelinde "şeytana kulluk etmek" yatar.
  • Son zamanlarda fikir kirlenmesi olarak; modern Müslüman, ılımlı İslam, light İslam, çağdaşlık diye birtakım kavramlar kullanılıyor. Dünyayı ifsat eden odaklar birkaç asır önce nasıl Hristiyanlığı Protestanlaştırdılarsa şimdi de bu kavramlarla İslam'ı Protestanlaştırmak için çalışıyorlar. Ne demek ılımlı İslam! İslam'ın ılımlısı, ılımsızı olmaz. İslam, İslam'dır.
  • Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Onların Suriye'yi istemesinin tek bir nedeni vardır, o da Türkiye'yi işgal etmek için zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye'dir.
  • Şuursuz Müslüman olmaz. Namazda okuduklarıyla dışarıda yaptıkları aynı olmayanlar, şuursuz ve sorumsuz insanlardır.
  • Şimdi önemli dış politika konularımıza birer cümleyle cevap getiriyorum. Meselenin aslı ortaya kondu mu çözüm kolay olur. Bakınız bir Kıbrıs; ne yapacağız biz Kıbrıs'a derhal federe devlet görüşmelerine son vereceğiz. Neymiş bu federe devlet görüşmesi? Yahu bizim bağımsız bir devletimiz var. Gidiyoruz bir yandan bu bağımsız devleti sözde Müslüman ülkelere ne olursun siz de bunu kabul edin diyoruz, öbür taraftan işte Birleşmiş Milletler şunu dedi de bunu dedi de... Vay canına yav biri hipnotize mi ediyor sizi Allah aşkına, bırakın şunu. Efendim Amerika'nın hoşuna gitmez. Bana ne Amerika'dan, bana ne Amerika'dan! Amerikan bizi yönetecek. Neymiş bu federe devlet şu hale bakın sözde bağımsız devletiz biz. Bu devlete tanımışız senelerden beri niçin uğraşıyoruz Rumlarla bir devlet kuracağız, kendi bağımsız devletimizin bağımsızlığını ortadan kaldıracağız? Bu nasıl iş, kim zorluyor? Rum bizim peşimizde koşsun bırakın bu görüşmeleri kesin, kesinde sizi 60 milyon alkışlasın sizi 1,5 milyar alkışlasın size 6 milyar insan selam dursun. Bırakın bu safsataları. Bak Refah Partisi meclise girdi, sesleniyor ve ben de huzurlarınızda Rabbime şükrediyorum ki ilk defa bunu burada bas bas bağırıyorum. Kıbrıs devletini tanıttırın. Bırakın bu federe devlet saçmalıklarını Allah aşkına! Neymiş bunlar? Bak şu anda eğer Rauf Denktaş televizyonun başında ise gözünden yaş akıyordur. Yaşa Erbakan bir sen varsın zaten burada diyordur.
  • Şimdi, uğraştılar, uğraştılar, uğraştılar, meğer kimlikleri neymiş biliyor musunuz? Milliyetçi solmuş! Abovv! Şuna bakın ya!
(RP kongresinde DSP'ye çatarken.)
  • Türkiye’de farmasonluk, siyonistlik, komünistlik ve şahsiyetsizlik saltanatı mutlaka yıkılacaktır.
  • Irak’ta ölen bir tek çocuğun vebalini yedi sülaleniz alnını secdeden hiç kaldırmasa da ödeyemeyecektir.
  • Unutmayalım; insanı hayvanlardan ayıran ve faziletli kılan bazı özellikler vardır. Bunlar:
    Doğru ile yanlışı ayırma; bu meziyetten "ilimler" doğmuştur.
    Faydalı ile zararlıyı ayırma; bu meziyetten "ekonomi" doğmuştur.
    Adalet ile zulmü ayırma; bu meziyetten "siyaset ve hukuk" doğmuştur.
    Güzel ile çirkini, iyi ile kötüyü ayırma; bu meziyettense "ahlak ve sanat" doğmuştur.
  • Yahu burada güneş dururken ampule ne hacet?
  • Yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük Türkiye ve adil bir dünya mutlaka kurulacaktır.
  • Zor bir yolda yürümek mecburiyetinde olan insanlar, yolda yürümeye başlamadan önce gönüllerinde ve zihinlerinde yürümek ve yol almak zorundadırlar. Evvela, bu yolu ben nasıl aşarım, korkusundan kurtularak yola çıktıklarında görürler ki, yol zor da olsa bir müddet sonra aşılmış yürünmüş ve hedeflenen yere gidilmiştir. İşte o zaman, insanların yüreklerinde, aslında yolun zannedildiği kadar zahmetli olmadığına ve bütün sıkıntılı yolların aşılabileceğine dair bir iman doğar.

Hakkında söylenenler[değiştir]

  • Çok ilginç, zeki, fakat fazlasıyla hayalci bir insandı. '100 bin tank, 100 bin uçak yapacağız' demişti. Kendisini odama çağırdım. 'Sayın Erbakan bunu nasıl söylersiniz!' dedim. 'Bir kere mümkün değil, 100 bin tank, 100 bin uçak yapmamız. Bunların pilotlarını bulamayız.' Terledi. 'Efendim, böyle şeyler siyasette temenni manasında söylenir' dedi.[21]Bülent Ecevit
  • Her insan bir hayat sürdürür, pek azımız o hayata bir anlam katarız; Prof. Necmettin Erbakan hayatına anlam katmış o küçücük azınlıktandı.[22]Fehmi Koru
  • Atatürk’ün şapkasından Erbakan’ın takunyasına gelinceye kadar kırk dört yıl geçti. Atatürk’ün amacı bir başlık değiştirmek değildi. Kafanın içinde bir şey değiştirmekti. Türk kafasını kara inançlardan kurtarmaktı. Erbakan’ın kafası ayaklarındadır.[23]Falih Rıfkı Atay
  • Erbakan şeriatçı sağdan. Nizamı Cediti yıkan bu sağ. Abdülhamit despotluğunu savunan bu sağ. 1909'da 31 Mart'ı yapan bu sağ. Kuvayi Milliye devrinde Bolu, Yozgat, Biga ve daha birçok ayaklanmalara önayaklık eden bu sağ. Mektepli subayları öldüren bu sağ. Kurtuluş Savaşını baltalamak isteyen bu sağ. Şeyh Sait hareketinin arkasındaki bu sağ. Menemen'de Subay Kubilay'ın başını kesen bu sağ.[24]Falih Rıfkı Atay
  • Erbakan'ın "Allah bir" dediğine bile inanmaya gelmez.[25]Kenan Evren
  • O Erbakan ki 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın Anıtkabir'deki kısmı ile Genelkurmay Başkanlığında yapılan kutlama törenlerine katılmamış ve katılmayışına o günü Karadeniz şehirlerimizden birisinde vefat eden bir din adamının cenaze törenini bahane olarak göstermişti. Erbakan için bir hocanın cenaze töreninde bulunmak daha mühimdi. Esasen Anıtkabir'e gitmeyi başbakan yardımcısı iken dahi kerhen yerine getirmemiştir. 30 Ağustos Bayramı'na katılmayan bu kişi, Konya'da tarihteki 31 Mart provasına çekinmeden katılabiliyordu.[25]Kenan Evren
  • 9 KASIM 1985 - Yarın aynı zamanda Atatürk'ün ölümünün yıl dönümü. Erbakan böyle bir günde Ankara'da bulunur mu? Onun başkenti Konya. Elbette oraya gidecek.[26]Kenan Evren

Kaynakça[değiştir]

  1. AKP’ye Oy Vermek İsrail’e Oy Vermektir! Peki, Neden?
  2. Anadolu Gençlik Derneği 6. Bölge Toplantısı
  3. Erbakan'ı Yaban anladı Şaban anlamadı
  4. Bir çiçekle bahar olmaz...
  5. Eskişehir'de Reyhanlı protestosuna müdahale
  6. Poyraz, Ergün (1998). MNP'den FP'ye İhanetin Belgeleri. Ankara: MK Yayıncılık. s. 35. ISBN 975-96652-0-4. 
  7. Erbakan'dan Altın Sözler
  8. Unutulmaz Sözler
  9. Erbakan: Bizim yaptığımız iş cihad.
  10. Poyraz, Ergün (1998). MNP'den FP'ye İhanetin Belgeleri. Ankara: MK Yayıncılık. s. 34. ISBN 975-96652-0-4. 
  11. Hangi Atatürk?
  12. Erbakan'ın 10 Kasım mesajı
  13. 13,0 13,1 28 Şubat Belgeseli | Tek Bölüm | 32. Gün Arşivi
  14. Erbakan: İslam savaşları bütün insanların saadeti için yapılmıştır.
  15. Poyraz, Ergün (1998). MNP'den FP'ye İhanetin Belgeleri. Ankara: MK Yayıncılık. s. 33. ISBN 975-96652-0-4. 
  16. Erbakan Hoca'nın "Atatürk ilkeleri" sözleri sosyal medyada gündem oldu
  17. Özallı Yıllar Belgeseli 7. Bölüm | Suikast | 32.Gün Arşivi
  18. Siyonizmin veznedarı oldu
  19. TBMM Tutanak Dergisi, cilt 46, 38'inci birleşim (8.12.1993 Çarşamba)
  20. Vecizeler
  21. Huzursuz Bir Ortaklığın Ses Getiren Hamlesi: CHP-MSP Koalisyon Hükümeti Ve Kıbrıs Barış Harekâtı, Alper Gülbay
  22. Millî Görüş Lideri Erbakan‘ın ardından yazılanlar, Milli Gazete
  23. Atay, 44, 1969
  24. Bayrak, Falih Rıfkı Atay, Bateş, s. 8
  25. 25,0 25,1 Kenan Evren, Kenan Evren'in Anıları 1, 1990
  26. Kenan Evren, Kenan Evren'in Anıları 5, 1991