Abdullah Cevdet: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
- 2 kategori; ± 4 kategori (HotCat)
Değişiklik özeti yok
Etiket: 2017 kaynak düzenleyici
1. satır: 1. satır:
{{Biyografi
{{Biyografi
|kişi_adı= Abdullah Cevdet
|kişi_adı=Abdullah Cevdet Karlıdağ
|resim_adı= Abdullah Cevdet 2.png
|resim_adı= Abdullah Cevdet 2.png
|resim_başlığı= Osmanlı Devleti'nin son devirlerinde yaşamış siyaset adamı ve yazar.
|resim_başlığı=Kürt kökenli Türk siyasetçi, düşünür, göz hekimi, şair ve çevirmen
|doğum_tarihi=9 Eylül 1869
|doğum_tarihi=9 Eylül 1869
|doğum_yeri=Arapgir, Malatya
|doğum_yeri=Arapgir, Malatya, Osmanlı İmparatorluğu
|ölüm_tarihi=29 Kasım 1932
|ölüm_tarihi=29 Kasım 1932
|ölüm_yeri=İstanbul
|ölüm_yeri=İstanbul, Türkiye
}}
}}
'''Abdullah Cevdet Karlıdağ''' (d. 9 Eylül 1869, Arapgir, Malatya - ö. 29 Kasım 1932, İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve cumhuriyetin kuruluş döneminde yaşamış Kürt kökenli Türk siyasetçi, düşünür, göz hekimi, şair ve çevirmen.


==Sözleri==
* Akl-ı Selim, kutsi bir isyandır ve bunu gönüllerde gezdirmek aşkının ateşi hiçbir zaman söndürülemeyecektir. Promethe, Kafkas Dağları’nda değil, gönül dağlarındadır ve zincirlerini kırmıştır. Mabudumuz fazilettir. Amali fazilet ise hürriyetsiz mümkün değildir. Hürriyetlerin akdem ve akdesi fikir ve vicdan hürriyetidir.
*Akl-ı Selim, kutsi bir isyandır ve bunu gönüllerde gezdirmek aşkının ateşi hiçbir zaman söndürülemeyecektir. Promethe, Kafkas Dağları’nda değil, gönül dağlarındadır ve zincirlerini kırmıştır. Mabudumuz fazilettir. Amali fazilet ise hürriyetsiz mümkün değildir. Hürriyetlerin akdem ve akdesi fikir ve vicdan hürriyetidir.
* Benim fikir ve nazarımca ‘millet-i Osmaniye’ demekle ‘ibad-ı Osmaniye’ [Osmanlı’nın kulları] demek müsavidir [eşittir]… Dünyada hangi millet, hangi devlet var ki hanedan-ı hükümdarisinin ismiyle tanınsın? Almanya’da Hohenzollern milleti veya devleti deniliyor mu? Emin olun ki sizin taşıdığınız isim esaret ufuneti [cerahat] esareti neşrediyor. Hanedan-ı Osmani’nin Türkiye’ye ‘memalik-i Osmaniye’, ahalisine ‘millet-i Osmaniye’ namı vermesi bu hanedan efradını, kendilerini hep ve ahaliyi hiç addetmekte olduklarına bir delildir.<ref>Abdullah Cevdet’ten aktaran: Ş. Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri. İstanbul: İletişim Yayınları, 2003, s. 249-250.</ref>
*Benim fikir ve nazarımca ‘millet-i Osmaniye’ demekle ‘ibad-ı Osmaniye’ [Osmanlı’nın kulları] demek müsavidir [eşittir]… Dünyada hangi millet, hangi devlet var ki hanedan-ı hükümdarisinin ismiyle tanınsın? Almanya’da Hohenzollern milleti veya devleti deniliyor mu? Emin olun ki sizin taşıdığınız isim esaret ufuneti [cerahat] esareti neşrediyor. Hanedan-ı Osmani’nin Türkiye’ye ‘memalik-i Osmaniye’, ahalisine ‘millet-i Osmaniye’ namı vermesi bu hanedan efradını, kendilerini hep ve ahaliyi hiç addetmekte olduklarına bir delildir.<ref>Abdullah Cevdet’ten aktaran: Ş. Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri. İstanbul: İletişim Yayınları, 2003, s. 249-250.</ref>
* ...diğer bir olumlu tedbir, kanımıza kan ilave etmektir. Türkiye içine bir göç sistemi oluşturmalıdır. Ben bu sistemi inceliyorum. Sonucu Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na sunacağım. Bunun ana çizgileri, İtalya, Almanya gibi müthiş derecede artan ve taşan milletler vardır... Bunları Türkleştirmek şartıyla arazi veririz. Sosyal durumları layık olan bu adamlar Türklerle evlenerek sıhriyyet [akrabalık] ve karşılıklı ilişkiler kurarak, Türk ırkı içinde kaynar, diğer şart da Anadolu içine gelecek ve kanlarını kanlarımıza katacak bu göçmenlerin ziraat ve ziraat sanayiinde bilgili olmaları ve bir miktar sermayeye sahip bulunmaları gerekir.
*...diğer bir olumlu tedbir, kanımıza kan ilave etmektir. Türkiye içine bir göç sistemi oluşturmalıdır. Ben bu sistemi inceliyorum. Sonucu Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na sunacağım. Bunun ana çizgileri, İtalya, Almanya gibi müthiş derecede artan ve taşan milletler vardır... Bunları Türkleştirmek şartıyla arazi veririz. Sosyal durumları layık olan bu adamlar Türklerle evlenerek sıhriyyet [akrabalık] ve karşılıklı ilişkiler kurarak, Türk ırkı içinde kaynar, diğer şart da Anadolu içine gelecek ve kanlarını kanlarımıza katacak bu göçmenlerin ziraat ve ziraat sanayiinde bilgili olmaları ve bir miktar sermayeye sahip bulunmaları gerekir.
:''(Tevhid-i Efkar gazetesine Türkiye’nin kalkınmasına ilişkin verdiği demeç.)''
*:''(Tevhid-i Efkar gazetesine Türkiye’nin kalkınmasına ilişkin verdiği demeç.)''
* Geçen pazar çıkan ‘Son Telgraf’ın benden aldığı seyahatime ait bazı beyanatım arasında memleketin müthiş nüfus boşluğu hakkında Türkleştirmek şartıyla kaydını açık bir şekilde ve katiyen koyduktan sonra “Almanya ve İtalya gibi her sene bir milyona yakın miktarlarda artan memleketlerin göçmen akınını, istediğimiz takdirde Anadolu’nun boş olan ve hazineler vermek için güç, kuvvet ve ilim ve sanat bekleyen toprakları üzerine açabiliriz” anlamına gelen bir açıklama ortaya koymuştum. Aynen bu şekilde olan ifadem, hiç mana ve mahiyeti olmadığı halde “Reis-i Cumhur tarafından kabul edilen Doktor Abdullah Cevdet Bey’in damızlık insan celbi hakkında fikri” gibi garip bir başlık altına alınmıştır. Hiç iyi niyete delalet etmeyen bu muameleye hayret ederken, Tevhid-i Efkar’ın hakikati ve değiştirmesine, büyük bir şevk ve hararetle giriştiği ve halkın asabiyetine hakkıyla dokunacak neşriyatına şahit oldum.<ref>İçtihad’ın İçtihadı: Abdullah Cevdet’ten Seçme Yazılar. Ankara: Lotus Yayınevi. 237-239.</ref>
*Geçen pazar çıkan ‘Son Telgraf’ın benden aldığı seyahatime ait bazı beyanatım arasında memleketin müthiş nüfus boşluğu hakkında Türkleştirmek şartıyla kaydını açık bir şekilde ve katiyen koyduktan sonra “Almanya ve İtalya gibi her sene bir milyona yakın miktarlarda artan memleketlerin göçmen akınını, istediğimiz takdirde Anadolu’nun boş olan ve hazineler vermek için güç, kuvvet ve ilim ve sanat bekleyen toprakları üzerine açabiliriz” anlamına gelen bir açıklama ortaya koymuştum. Aynen bu şekilde olan ifadem, hiç mana ve mahiyeti olmadığı halde “Reis-i Cumhur tarafından kabul edilen Doktor Abdullah Cevdet Bey’in damızlık insan celbi hakkında fikri” gibi garip bir başlık altına alınmıştır. Hiç iyi niyete delalet etmeyen bu muameleye hayret ederken, Tevhid-i Efkar’ın hakikati ve değiştirmesine, büyük bir şevk ve hararetle giriştiği ve halkın asabiyetine hakkıyla dokunacak neşriyatına şahit oldum.<ref>İçtihad’ın İçtihadı: Abdullah Cevdet’ten Seçme Yazılar. Ankara: Lotus Yayınevi. 237-239.</ref>
:''(17 Ocak 1925’te, Türkiye'nin kalkınmasına ilişkin verdiği demecin yanlış anlaşılması üzerine Akşam gazetesine yaptığı açıklama.)''
*:''(17 Ocak 1925’te, Türkiye'nin kalkınmasına ilişkin verdiği demecin yanlış anlaşılması üzerine Akşam gazetesine yaptığı açıklama.)''
* Vatandaşlar! Türkiye Türkiyelilerindir. Türkiye vatandaşları kat’iyyen aynı hukuk ve hürriyete mâliktir.<ref>Şükrühanioğlu, Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi. İstanbul: Üçdal Neşriyat, 1981, s. 127.</ref>
*Vatandaşlar! Türkiye Türkiyelilerindir. Türkiye vatandaşları kat’iyyen aynı hukuk ve hürriyete mâliktir.<ref>Şükrühanioğlu, Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi. İstanbul: Üçdal Neşriyat, 1981, s. 127.</ref>
* İşte bakın ben Kürt’üm. Kürtleri ve Kürtlüğü severim. Fakat mademki hukuk ve vazifece eşit Türkiye vatandaşlarındanım, her şeyden evvel Türk’üm. (…) Benim bu sözümden, ben mademki Türkiye vatandaşıyım, Kürt lisanı unutulsun, Kürtlüğüm unutulsun dediğim anlaşılmasın. Bilakis, Kürt Kürtçesini, Ermeni Ermenicesini kültürel olarak ihya etsin. Bundan Türkiye’ye zarar geleceğini sananlar ancak bal kabak kafalı veya hain ruhlu kimselerdir.<ref>[http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ayse_hur/turklerin_ve_kurtlerin_kurdistani-1162515 Ayşe Arman, Türklerin ve Kürtlerin ‘Kürdistan’ı]</ref>
*İşte bakın ben Kürt’üm. Kürtleri ve Kürtlüğü severim. Fakat mademki hukuk ve vazifece eşit Türkiye vatandaşlarındanım, her şeyden evvel Türk’üm. (…) Benim bu sözümden, ben mademki Türkiye vatandaşıyım, Kürt lisanı unutulsun, Kürtlüğüm unutulsun dediğim anlaşılmasın. Bilakis, Kürt Kürtçesini, Ermeni Ermenicesini kültürel olarak ihya etsin. Bundan Türkiye’ye zarar geleceğini sananlar ancak bal kabak kafalı veya hain ruhlu kimselerdir.<ref>[http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ayse_hur/turklerin_ve_kurtlerin_kurdistani-1162515 Ayşe Arman, Türklerin ve Kürtlerin ‘Kürdistan’ı]</ref>


==Tartışmalı==
==Tartışmalı==
{{Tartışma başlangıcı}}*Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa'dan ve Amerika'dan damızlık erkek getirmek gerekir.<ref>[http://www.milliyet.com.tr/2007/08/24/son/sonsiy12.asp Milliyet, 24.08.2007, Erişim tarihi: 17.12.2015]</ref><ref>[http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=342796 Hürriyet, 17.08.2005, Tarım işçisi getirelim dedi damızlık istiyor diye yazdılar, Erişim tarihi: 17.12.2015]</ref>{{Tartışma sonu}}
{{Tartışma başlangıcı}}
*Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa'dan ve Amerika'dan damızlık erkek getirmek gerekir.<ref>[http://www.milliyet.com.tr/2007/08/24/son/sonsiy12.asp Milliyet, 24.08.2007, Erişim tarihi: 17.12.2015]</ref><ref>[http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=342796 Hürriyet, 17.08.2005, Tarım işçisi getirelim dedi damızlık istiyor diye yazdılar, Erişim tarihi: 17.12.2015]</ref>
{{Tartışma sonu}}


== Kaynakça ==
==Kaynakça==
{{Kaynakça}}
{{Kaynakça}}


{{Vikipedi}}
{{Vikiler|
commons=|
wikispecies= |
wikt= |
b= |
s= |
w=Abdullah Cevdet |
n= |
m= |
}}


[[Kategori:Kişiler-A]]
[[Kategori:Kişiler-A]]
44. satır: 35. satır:
[[Kategori:Kürt gazeteciler]]
[[Kategori:Kürt gazeteciler]]
[[Kategori:Kürt hekimler]]
[[Kategori:Kürt hekimler]]
[[Kategori:Ölmüş insanlar]]

15.47, 29 Mayıs 2018 tarihindeki hâli

Abdullah Cevdet
Kürt kökenli Türk siyasetçi, düşünür, göz hekimi, şair ve çevirmen
Doğum tarihi 9 Eylül 1869
Doğum yeri Arapgir, Malatya, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm tarihi 29 Kasım 1932
Ölüm yeri İstanbul, Türkiye
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Abdullah Cevdet Karlıdağ (d. 9 Eylül 1869, Arapgir, Malatya - ö. 29 Kasım 1932, İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve cumhuriyetin kuruluş döneminde yaşamış Kürt kökenli Türk siyasetçi, düşünür, göz hekimi, şair ve çevirmen.

Sözleri

  • Akl-ı Selim, kutsi bir isyandır ve bunu gönüllerde gezdirmek aşkının ateşi hiçbir zaman söndürülemeyecektir. Promethe, Kafkas Dağları’nda değil, gönül dağlarındadır ve zincirlerini kırmıştır. Mabudumuz fazilettir. Amali fazilet ise hürriyetsiz mümkün değildir. Hürriyetlerin akdem ve akdesi fikir ve vicdan hürriyetidir.
  • Benim fikir ve nazarımca ‘millet-i Osmaniye’ demekle ‘ibad-ı Osmaniye’ [Osmanlı’nın kulları] demek müsavidir [eşittir]… Dünyada hangi millet, hangi devlet var ki hanedan-ı hükümdarisinin ismiyle tanınsın? Almanya’da Hohenzollern milleti veya devleti deniliyor mu? Emin olun ki sizin taşıdığınız isim esaret ufuneti [cerahat] esareti neşrediyor. Hanedan-ı Osmani’nin Türkiye’ye ‘memalik-i Osmaniye’, ahalisine ‘millet-i Osmaniye’ namı vermesi bu hanedan efradını, kendilerini hep ve ahaliyi hiç addetmekte olduklarına bir delildir.[1]
  • ...diğer bir olumlu tedbir, kanımıza kan ilave etmektir. Türkiye içine bir göç sistemi oluşturmalıdır. Ben bu sistemi inceliyorum. Sonucu Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na sunacağım. Bunun ana çizgileri, İtalya, Almanya gibi müthiş derecede artan ve taşan milletler vardır... Bunları Türkleştirmek şartıyla arazi veririz. Sosyal durumları layık olan bu adamlar Türklerle evlenerek sıhriyyet [akrabalık] ve karşılıklı ilişkiler kurarak, Türk ırkı içinde kaynar, diğer şart da Anadolu içine gelecek ve kanlarını kanlarımıza katacak bu göçmenlerin ziraat ve ziraat sanayiinde bilgili olmaları ve bir miktar sermayeye sahip bulunmaları gerekir.
    (Tevhid-i Efkar gazetesine Türkiye’nin kalkınmasına ilişkin verdiği demeç.)
  • Geçen pazar çıkan ‘Son Telgraf’ın benden aldığı seyahatime ait bazı beyanatım arasında memleketin müthiş nüfus boşluğu hakkında Türkleştirmek şartıyla kaydını açık bir şekilde ve katiyen koyduktan sonra “Almanya ve İtalya gibi her sene bir milyona yakın miktarlarda artan memleketlerin göçmen akınını, istediğimiz takdirde Anadolu’nun boş olan ve hazineler vermek için güç, kuvvet ve ilim ve sanat bekleyen toprakları üzerine açabiliriz” anlamına gelen bir açıklama ortaya koymuştum. Aynen bu şekilde olan ifadem, hiç mana ve mahiyeti olmadığı halde “Reis-i Cumhur tarafından kabul edilen Doktor Abdullah Cevdet Bey’in damızlık insan celbi hakkında fikri” gibi garip bir başlık altına alınmıştır. Hiç iyi niyete delalet etmeyen bu muameleye hayret ederken, Tevhid-i Efkar’ın hakikati ve değiştirmesine, büyük bir şevk ve hararetle giriştiği ve halkın asabiyetine hakkıyla dokunacak neşriyatına şahit oldum.[2]
    (17 Ocak 1925’te, Türkiye'nin kalkınmasına ilişkin verdiği demecin yanlış anlaşılması üzerine Akşam gazetesine yaptığı açıklama.)
  • Vatandaşlar! Türkiye Türkiyelilerindir. Türkiye vatandaşları kat’iyyen aynı hukuk ve hürriyete mâliktir.[3]
  • İşte bakın ben Kürt’üm. Kürtleri ve Kürtlüğü severim. Fakat mademki hukuk ve vazifece eşit Türkiye vatandaşlarındanım, her şeyden evvel Türk’üm. (…) Benim bu sözümden, ben mademki Türkiye vatandaşıyım, Kürt lisanı unutulsun, Kürtlüğüm unutulsun dediğim anlaşılmasın. Bilakis, Kürt Kürtçesini, Ermeni Ermenicesini kültürel olarak ihya etsin. Bundan Türkiye’ye zarar geleceğini sananlar ancak bal kabak kafalı veya hain ruhlu kimselerdir.[4]

Tartışmalı

*Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa'dan ve Amerika'dan damızlık erkek getirmek gerekir.[5][6]

Kaynakça

  1. Abdullah Cevdet’ten aktaran: Ş. Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri. İstanbul: İletişim Yayınları, 2003, s. 249-250.
  2. İçtihad’ın İçtihadı: Abdullah Cevdet’ten Seçme Yazılar. Ankara: Lotus Yayınevi. 237-239.
  3. Şükrühanioğlu, Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi. İstanbul: Üçdal Neşriyat, 1981, s. 127.
  4. Ayşe Arman, Türklerin ve Kürtlerin ‘Kürdistan’ı
  5. Milliyet, 24.08.2007, Erişim tarihi: 17.12.2015
  6. Hürriyet, 17.08.2005, Tarım işçisi getirelim dedi damızlık istiyor diye yazdılar, Erişim tarihi: 17.12.2015
Abdullah Cevdet ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.