Kâzım Karabekir: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Babatolian (mesaj | katkılar)
176.232.126.5 adlı kullanıcının son değişikliği reddedilerek Felecita sürümüne (119667) geri dönüldü: Kaynağın orijinalinden teyit edildi.
Berrram (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
{{çalışma}}
[[Dosya:Kiazim Karabekir Pasha with Djemaliye.jpg|thumb|Kâzım Karabekir, Türk orgeneral ve siyasetçi.]]


{{Biyografi
* Alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir halde idi. Bütün çocuklar sürgülenmiş, yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup, yakılmış gençler baltalarla parçalanmıştı. Çivilere asılmış ciğerler ve kalpler görünüyordu. Bütün bu acıklı görünüşler, Erzurum'a atılmaya ve oradaki zavallılara yardıma beni mâhkum etmiştir. <ref>Erzurum-Alaca Köyünde Mart 1918'de Ermeniler tarafından katledilen Şehit Türkler Anıtı</ref>
|kişi_adı=Kâzım Karabekir
** 10 Mart 1918
|resim_adı=KazimKarabekirPasha.jpg
|resim_başlığı= Türk orgeneral ve siyasetçi
|doğum_tarihi=[[23 Temmuz]] [[1882]]
|doğum_yeri=Kocamustafapaşa, İstanbu
|ölüm_tarihi=[[26 Ocak]] [[1948]]
|ölüm_yeri=Ankara
}}


* Akşam [[İsmet İnönü|İsmet]] geldi. Çiftçi olalım diyor. Tek bile kalsam uğraşacağım dedim.
** 29 Kasım 1918


* Bolşeviklik fikrinde olanları ikaz ettim. (Bolşeviklik fikrinin tekrar alevlenerek Amasya içtimasında dahi münakaşa ve kabul edildiğini fakat ikazımla tekrar milli hükümet esasına rücu edildiği görülecektir.)<ref>İstiklâl Harbimizin Esasları 1933 s.54</ref>
* [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemâl Paşa]], Harbiye Nezâreti’ne geçmek sûretiyle teşekkül edecek kabinede iş göreceğine kâni... Husûsî yâver-i pâdişahi... Her cuma selâmlığında temasta (...) İsmet, askerlikten çıkalım, köylü olalım diyor. Ben, mesele silâhla hâllolacak. Tek bile kalsam yılmayacağım. Anadolu’da bir millî hükûmet kurmalı... Şarka gidersem bunu yaparım.
** 1 Ocak 1919


* Ben, daha mütarekenin başlangıcında millî istiklâlimizin ancak millî bir kuvvetle kurtarabileceğini, bunun da Erzurum'da yapılacak millî bir teşekkülle mümkün olabileceğini, birçok zatlara ve bu meyanda Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine'de Şişli'deki evinde bizzat söylemiş ve kendilerini Şark'a davet etmiştim.
* İkna her şeyin başıdır.
:''(Anadolu'ya geçme düşüncesinin nasıl oluştuğu hakkında.)''
** Eylül 1919


* Milli istiklâlimizi kurtarmak için canla başla uğraşanların bu hizmetlerini yazmayabilirsiniz; fakat bari bunları borçlu çıkarmayınız.
* '''Kanunlar dışında hiçbir icraata taraftar değilim.''' Özellikle şu sıralarda. Bunun için güvenilir arkadaşlardan kurulu bir heyet göndeririz. Yolsuzluk varsa inceler, bulur. Halkın sükûnetini bozmak isteyenler hakkında da gerek görülürse kanunî takibat yapılır.
:''(Celâlettin Arif Bey'in, Meclis aracılığı ile önce kendisinin, sonra da Erzurum halkı aracılığı ile de Mustafa Kemal'in düşürüleceğini öğrenmesi üzerine)''
** Temmuz 1922


* İstiklâl Harbi'nin esrarına vakıf olmayanların işi kolayca kavraması mümkün değildir. Bunun için hadiselerin tahlilinde yanlış görüşlerle hakkımda şu veya bu iltifatlarda acele buyurulmasın. Bunların cevabından sonra ibzal (bol bol harcamak) buyurulsun efendim.
* Kemâlist tâbirinin devâmının sakatlığını [[Fevzi Çakmak|Fevzi Paşa]]’nın yanında [[Mustafa Kemal Atatürk|Kemâl Paşa]]’ya bir daha söyledim.
:''(Meclis-i Milli'nin toplanması hakkında)''
** 27 Ekim 1922


* İngilizlerin mandasını kabul. Bunu kabul eden Hürriyet ve İtilâf erkânı İngilizler işlerine daha elverişli buldular ve bu kombinezonu yaptırmadılar. M. Kemal Anadolu'ya çıkarılıncaya kadar Harbiye Nazırlığında ısrar etti.
* Muhaliflerden Ali Şükrü Ankara’ya makine getirmiş... Tan gazetesini çıkaracakmış... [[Mustafa Kemal Atatürk|Gâzi]] yanımda Cevat Abbas’a dedi: Muhalifler matbaa yapıyor da, siz hâlâ uyuyorsunuz. Yakmalı, yıkmalı... Dedim: Paşam, bu tarzda mukâbele doğru mudur?
** 14 Ocak 1923


* Kumandamda bulunan zabıtan ve efradın hürmet ve tazimlerini arza geldim. Siz bundan evvel olduğu gibi bundan böyle de muhterem kumandanımsınız. Kolordu komutanına mahsus araba ile maiyetinize bir takım süvari getirdim. Hepimiz emrinizdeyiz.
* Beni ne Erzurum'da vurabilirler, ne de bir Erzurumlu beni başka bir yerde vurur.
:''(Mustafa Kemal, tutuklanmayı beklerken Karabekir'in, odaya girerek Mustafa Kemal Paşa'ya söyledikleri)''
** 1 Eylül 1923


* İstanbul'dan, her ne şekilde olursa olsun bir Cumhuriyet kurma fikriyle gelen Mustafa Kemal Paşa, Raw-linson'un da benim vasıtamla ileri sürdüğü (hilâfetin ayrılması ve Cumhuriyet'in kabulü teklifini) samimi bulmuş olacak ki, 19 Kanunusani 1336 - (19 Ocak 1920) İstanbul'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne dayanan Mebusan Meclisi'nin açılmasına ve meşruti bir hükümetin faaliyete geçmesine ve 28 Kanunusani'de Mebusan Meclisi'nin (Misak-ı Milliye beyannamesini) kabul ve ilân ettiğine 9 Kanunusa-ni'de kendi imzasıyle neşr ettiği askerî plandaki sarahate rağmen Bolşeviklerin Kafkasya'ya gelmekte oldukları haberi gelince bana 6 Şubat'ta Kafkasya hareketini teklif etti.Bu hal, İstanbul'daki Meşrutiyet hükümetimize karşı fiilî bir isyanla Heyet-i Temsiliye'nin Mustafa Kemal Paşa'nın diktatörlüğünde bir Cumhuriyet şekline dönüşmesi demekti. Hem de bolşeviklerle birleşme felâketine doğru!
* [[İsmet İnönü|İsmet]]’e mektup yazdım. (...) Bir şeyden haberimiz yok. [[İsmail Enver|Enver]]’in zamânı gibi oluyor dedim.
** 6 Ocak 1924


* Aramızda büyük görüş farkı vardı. O itilâf devletlerinin büyük kuvvetleri karşısında millî kuvvetlerimize karşı duramayacağımızdan bir dış siyasete dayanarak kendi diktatörlüğü altında kuracağı bir Cumhuriyet'le uyuşmak cihetine gidiyordu. Herhangi bir inkılâbın millî ve askerî birliğimizi sarsarak mukavemet kudretimizi mahv edeceğini, büyük kuvvetlerin gelmesi ihtimali çok zayıf olduğunu, mütareke mucibince diye silâhlarımızı ve teşkilâtımızı azaltma gayreti gösterdiğini ve esasen anavatan müdafaası için büyük kuvvetler gelse dahi İkmal-i namus mecburiyetinde olduğumuzu ve milletin de bu azimli kararı kabul edeceğini daha İstanbul'dayken kendisine söylemiştim.
* '''Paşam, pekala siz de biliyorsunuz ki bütün gençliğini müstedibler ve dikatörlerle mücadele ederek geçirmiş insanlardanım. Bir milleti ancak [[demokrasi]] esasları mutlu yaşatır, birlik ve kuvvet yaşatır.'''
:''(Mustafa Kemal ile ilgili olan görüş ayrılıkları hakkında)''
** 19 Mart 1924


* M. Kemal Paşa'nın askerî mukavemetten vazgeçtiği manzarasını gösteren Başkomutanlığı almayarak TBMM Reisliğine geçmesi ve vakitsiz yanı en zayıf vaziyetimizde ve itilâf propagandalarına ve bundan haber alan pâdişâh hükümetinin fetvaları, emirleri, teşvikleriyle Anadolu birbirine girdi. Eğer kalpleri milletimizin hürriyet ve istiklâl aşkıyla çırpınan arkadaşlarımızın feragati ve kazanmış oldukları millî itimat ve candan sevgi ve saygı kudreti olmasaydı, M. Kemal Paşa'nın attığı vakitsiz adım Sivas'a kadar yayılan isyanları Şark'a kadar yayacak ve önüne geçilmez darbeleri altında her şey daha başlangıçta yok olacaktı. Garp'daki isyanların önüne durulmaz hal aldığı ve kendilerine yardım için Şark'ın tahliyesi kararına gidilmesi üzerine 16 Mayıs 1921'de bildirdiğim 11 maddelik teklifimin 4. maddesinde apaçık şöyle dedim: Dinî ve manevî Anadolu'nun ayranını kabartmamak lâzımdır..
* Yirminci asırda zan ve vehimle millet idare edilemez.
** Kasım 1924


* İstanbul'da ortaya çıkan ve Sarıkamış'taki Varlık gazetesinde tenkide uğrayan Kemalist tabirinin ecnebi gazetelerde de gittikçe yayıldığı hakkında mütalâamı şöylece söyledim : Daima iftihar edeceğimiz Türk milliyetçiliği ve Türk demokratlığı, millî birliğimizi ve millî kuvvetimizi perçinleyen, bir düze de artıran amilleridir. Bu güzel vasıflarımız, Türk varlığını ve Türk kudretini müterakki cihana (ilerleyen dünyaya) en doğru ve en kolay anlatılabilir. Kaynağı bilinmeyen Kemalist tabiri etrafında toplanmış bir azlık ifade ediyor. Halbuki, bütün millet etrafımızdadır. Bunun için dar çerçeveli bir tabire iltifat buyurmayın.
* Hâkimiyet-i Milliye’de [[Falih Rıfkı Atay|Fâlih Rıfkı]], nâmussuzca yine fırkaya taarruzla (...) Nâmussuz herif, Kürt meselesinden, fırka teşekkülünden aylarca evvel hükûmet haberdar iken, isyan mıntıkasındaki vâlilere bile haber vermediği sâbit iken, bunu nasıl hâlâ fırkaya atfediyorsun? (...) Suikastin fırkaya karşı olduğu anlaşılıyor.<ref name="günlük">Musa Kâzım Karabekir, ''Günlükler 1906-1948'', Kasım 2009, Yapı Kredi Yayınları.</ref>
:''(Kemalist kelimesine niçin karşı çıktığı hakkında)''
** 20 Haziran 1926

* En acemi neferinden kalbinde Allah korkusu, sonra sevgili Peygamberimizin aşkı, ondan sonra da Büyük Millet Meclisi'mize hürmet ve itaat yatıyor.. Bugün milletimizin birliğini temsil eden bu nurlu meclisimizin yarattığı milli zaferlerle, şarkta ve garpta milletimizi saran esaret zinciri nasıl kırıldı ise inşallah son halkaları olan ve İstanbul üzerinde kalan bakiyesi de pek yakında bu surette parçalanacaktır. İnşallah millî zaferlerimiz gayesini tamamen idrak ettikten sonra ordularımız tabiatıyla hal-i sulhe geçerken bu millî birliğimiz sayesinde ilim ve irfanordularının da seferberliği başlar ve hariçten bizi sarsmak isteyen esaret zinciri gibi dahilde de bizi aynı surette saran fakir ve cehle karşı aynı surette her taraftan hücum ederiz. Ve Cenâb-ı Allah'ın inayeti ve sevgili Peygamberimizin bize olan yardımı ve büyük milletimizin birliği sayesinde yakında refaha ve saadete ve İlm-i irfana kavuşuruz ve biz de bu surette ebediyyen mesut oluruz.
:''(TBMM kürsüsünde yaptığı konuşma)''

* Gazi'nin ne yapmak istediğini herkes merakla bekliyordu. Bunu ben de çok merak ediyordum. Siyasî bir fırka teşkil etmek fikrinde olduğunu öğrendim. Fırkaya (Müdafaa-i Hukuk) adını vermek arzusundaydı. İttihat ve Terakki'nin yaptığı hatayı yapmamalıyız. Keşke onlar da çok ısrar ettiğim tarzda başka isim alsalardı da İttihat ve Terakki herhangi bir millî tehlike karşısında mîllî birliğe yarasaydı ve tarihte hep yüksek kalsaydı. İstiklâlimizi kurtardığımız bir namı siyasî bir cemiyete vermek doğru olmaz mütalâasında bulundum.
:''(Mustafa Kemal'in parti kurmak istemesi hakkında.)''

* Talim Terbiye'de birlik lâzımdır. Mekteplerimiz her birinden çok farklıdır. İlk tedrisatta birlik temin olunmalıdır. Eski usul mektepler... Medreseler bulunmamalıdır. Dilimiz ve kitaplarımız Arap ve acem kisvesinden kurtarılmalıdır.
:''(Karabekir'in Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi'nde î Yayınladığı, sonra da İzmir İktisat Kongresi'nde savunduğu görüşleri)''

* Görüyorum ki, başkumandanlık uhdenizde bulunduğu halde siyasî bir fırka kurmakla meşgul olmanız aksi tesirler yapıyor. Bunun memleket dışındaki akislerinin daha fena olacağını tahmin ederim. Bunun için sulhun akdine kadar bu gibi hareketle meşgul olmaktan sarf-ı nazar buyursanız. Bunu Ankara'da fırkayı tesis kararınızı matbuaya aks etmeden önce de rica etmiştim.


* Yanlış [[bilgi]] felaket kaynağıdır vatandaş. Her işin evvela hakikatını ara ve öğren, sonra münakaşasını istediğin gibi yap.


* İlk [[eğitim|tedrisat]]ta birlik temin olunmalıdır. Eski usul mektepler, medreseler... bulunmamalıdır. Dilimiz ve kitaplarımız Arap ve Acem dillerinden kurtulmalıdır.<ref name=Karabekir>[https://stratejikoperasyon.files.wordpress.com/2014/05/kazm-karabekir-paalarn-kavgas.pdf Kazım Karabekir, s. 36, s. 14]</ref>


* '''Biz [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]]'le [[hayat]]ımızı sehpaya koyduk.'''<ref name=Karabekir/>


==Kaynak==
==Kaynak==

18.14, 9 Eylül 2015 tarihindeki hâli


Kâzım Karabekir
Türk orgeneral ve siyasetçi
Doğum tarihi 23 Temmuz 1882
Doğum yeri Kocamustafapaşa, İstanbu
Ölüm tarihi 26 Ocak 1948
Ölüm yeri Ankara
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi


  • Bolşeviklik fikrinde olanları ikaz ettim. (Bolşeviklik fikrinin tekrar alevlenerek Amasya içtimasında dahi münakaşa ve kabul edildiğini fakat ikazımla tekrar milli hükümet esasına rücu edildiği görülecektir.)[1]
  • Ben, daha mütarekenin başlangıcında millî istiklâlimizin ancak millî bir kuvvetle kurtarabileceğini, bunun da Erzurum'da yapılacak millî bir teşekkülle mümkün olabileceğini, birçok zatlara ve bu meyanda Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine'de Şişli'deki evinde bizzat söylemiş ve kendilerini Şark'a davet etmiştim.
(Anadolu'ya geçme düşüncesinin nasıl oluştuğu hakkında.)
  • Milli istiklâlimizi kurtarmak için canla başla uğraşanların bu hizmetlerini yazmayabilirsiniz; fakat bari bunları borçlu çıkarmayınız.
(Celâlettin Arif Bey'in, Meclis aracılığı ile önce kendisinin, sonra da Erzurum halkı aracılığı ile de Mustafa Kemal'in düşürüleceğini öğrenmesi üzerine)
  • İstiklâl Harbi'nin esrarına vakıf olmayanların işi kolayca kavraması mümkün değildir. Bunun için hadiselerin tahlilinde yanlış görüşlerle hakkımda şu veya bu iltifatlarda acele buyurulmasın. Bunların cevabından sonra ibzal (bol bol harcamak) buyurulsun efendim.
(Meclis-i Milli'nin toplanması hakkında)
  • İngilizlerin mandasını kabul. Bunu kabul eden Hürriyet ve İtilâf erkânı İngilizler işlerine daha elverişli buldular ve bu kombinezonu yaptırmadılar. M. Kemal Anadolu'ya çıkarılıncaya kadar Harbiye Nazırlığında ısrar etti.
  • Kumandamda bulunan zabıtan ve efradın hürmet ve tazimlerini arza geldim. Siz bundan evvel olduğu gibi bundan böyle de muhterem kumandanımsınız. Kolordu komutanına mahsus araba ile maiyetinize bir takım süvari getirdim. Hepimiz emrinizdeyiz.
(Mustafa Kemal, tutuklanmayı beklerken Karabekir'in, odaya girerek Mustafa Kemal Paşa'ya söyledikleri)
  • İstanbul'dan, her ne şekilde olursa olsun bir Cumhuriyet kurma fikriyle gelen Mustafa Kemal Paşa, Raw-linson'un da benim vasıtamla ileri sürdüğü (hilâfetin ayrılması ve Cumhuriyet'in kabulü teklifini) samimi bulmuş olacak ki, 19 Kanunusani 1336 - (19 Ocak 1920) İstanbul'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne dayanan Mebusan Meclisi'nin açılmasına ve meşruti bir hükümetin faaliyete geçmesine ve 28 Kanunusani'de Mebusan Meclisi'nin (Misak-ı Milliye beyannamesini) kabul ve ilân ettiğine 9 Kanunusa-ni'de kendi imzasıyle neşr ettiği askerî plandaki sarahate rağmen Bolşeviklerin Kafkasya'ya gelmekte oldukları haberi gelince bana 6 Şubat'ta Kafkasya hareketini teklif etti.Bu hal, İstanbul'daki Meşrutiyet hükümetimize karşı fiilî bir isyanla Heyet-i Temsiliye'nin Mustafa Kemal Paşa'nın diktatörlüğünde bir Cumhuriyet şekline dönüşmesi demekti. Hem de bolşeviklerle birleşme felâketine doğru!
  • Aramızda büyük görüş farkı vardı. O itilâf devletlerinin büyük kuvvetleri karşısında millî kuvvetlerimize karşı duramayacağımızdan bir dış siyasete dayanarak kendi diktatörlüğü altında kuracağı bir Cumhuriyet'le uyuşmak cihetine gidiyordu. Herhangi bir inkılâbın millî ve askerî birliğimizi sarsarak mukavemet kudretimizi mahv edeceğini, büyük kuvvetlerin gelmesi ihtimali çok zayıf olduğunu, mütareke mucibince diye silâhlarımızı ve teşkilâtımızı azaltma gayreti gösterdiğini ve esasen anavatan müdafaası için büyük kuvvetler gelse dahi İkmal-i namus mecburiyetinde olduğumuzu ve milletin de bu azimli kararı kabul edeceğini daha İstanbul'dayken kendisine söylemiştim.
(Mustafa Kemal ile ilgili olan görüş ayrılıkları hakkında)
  • M. Kemal Paşa'nın askerî mukavemetten vazgeçtiği manzarasını gösteren Başkomutanlığı almayarak TBMM Reisliğine geçmesi ve vakitsiz yanı en zayıf vaziyetimizde ve itilâf propagandalarına ve bundan haber alan pâdişâh hükümetinin fetvaları, emirleri, teşvikleriyle Anadolu birbirine girdi. Eğer kalpleri milletimizin hürriyet ve istiklâl aşkıyla çırpınan arkadaşlarımızın feragati ve kazanmış oldukları millî itimat ve candan sevgi ve saygı kudreti olmasaydı, M. Kemal Paşa'nın attığı vakitsiz adım Sivas'a kadar yayılan isyanları Şark'a kadar yayacak ve önüne geçilmez darbeleri altında her şey daha başlangıçta yok olacaktı. Garp'daki isyanların önüne durulmaz hal aldığı ve kendilerine yardım için Şark'ın tahliyesi kararına gidilmesi üzerine 16 Mayıs 1921'de bildirdiğim 11 maddelik teklifimin 4. maddesinde apaçık şöyle dedim: Dinî ve manevî Anadolu'nun ayranını kabartmamak lâzımdır..
  • İstanbul'da ortaya çıkan ve Sarıkamış'taki Varlık gazetesinde tenkide uğrayan Kemalist tabirinin ecnebi gazetelerde de gittikçe yayıldığı hakkında mütalâamı şöylece söyledim : Daima iftihar edeceğimiz Türk milliyetçiliği ve Türk demokratlığı, millî birliğimizi ve millî kuvvetimizi perçinleyen, bir düze de artıran amilleridir. Bu güzel vasıflarımız, Türk varlığını ve Türk kudretini müterakki cihana (ilerleyen dünyaya) en doğru ve en kolay anlatılabilir. Kaynağı bilinmeyen Kemalist tabiri etrafında toplanmış bir azlık ifade ediyor. Halbuki, bütün millet etrafımızdadır. Bunun için dar çerçeveli bir tabire iltifat buyurmayın.
(Kemalist kelimesine niçin karşı çıktığı hakkında)
  • En acemi neferinden kalbinde Allah korkusu, sonra sevgili Peygamberimizin aşkı, ondan sonra da Büyük Millet Meclisi'mize hürmet ve itaat yatıyor.. Bugün milletimizin birliğini temsil eden bu nurlu meclisimizin yarattığı milli zaferlerle, şarkta ve garpta milletimizi saran esaret zinciri nasıl kırıldı ise inşallah son halkaları olan ve İstanbul üzerinde kalan bakiyesi de pek yakında bu surette parçalanacaktır. İnşallah millî zaferlerimiz gayesini tamamen idrak ettikten sonra ordularımız tabiatıyla hal-i sulhe geçerken bu millî birliğimiz sayesinde ilim ve irfanordularının da seferberliği başlar ve hariçten bizi sarsmak isteyen esaret zinciri gibi dahilde de bizi aynı surette saran fakir ve cehle karşı aynı surette her taraftan hücum ederiz. Ve Cenâb-ı Allah'ın inayeti ve sevgili Peygamberimizin bize olan yardımı ve büyük milletimizin birliği sayesinde yakında refaha ve saadete ve İlm-i irfana kavuşuruz ve biz de bu surette ebediyyen mesut oluruz.
(TBMM kürsüsünde yaptığı konuşma)
  • Gazi'nin ne yapmak istediğini herkes merakla bekliyordu. Bunu ben de çok merak ediyordum. Siyasî bir fırka teşkil etmek fikrinde olduğunu öğrendim. Fırkaya (Müdafaa-i Hukuk) adını vermek arzusundaydı. İttihat ve Terakki'nin yaptığı hatayı yapmamalıyız. Keşke onlar da çok ısrar ettiğim tarzda başka isim alsalardı da İttihat ve Terakki herhangi bir millî tehlike karşısında mîllî birliğe yarasaydı ve tarihte hep yüksek kalsaydı. İstiklâlimizi kurtardığımız bir namı siyasî bir cemiyete vermek doğru olmaz mütalâasında bulundum.
(Mustafa Kemal'in parti kurmak istemesi hakkında.)
  • Talim Terbiye'de birlik lâzımdır. Mekteplerimiz her birinden çok farklıdır. İlk tedrisatta birlik temin olunmalıdır. Eski usul mektepler... Medreseler bulunmamalıdır. Dilimiz ve kitaplarımız Arap ve acem kisvesinden kurtarılmalıdır.
(Karabekir'in Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi'nde î Yayınladığı, sonra da İzmir İktisat Kongresi'nde savunduğu görüşleri)
  • Görüyorum ki, başkumandanlık uhdenizde bulunduğu halde siyasî bir fırka kurmakla meşgul olmanız aksi tesirler yapıyor. Bunun memleket dışındaki akislerinin daha fena olacağını tahmin ederim. Bunun için sulhun akdine kadar bu gibi hareketle meşgul olmaktan sarf-ı nazar buyursanız. Bunu Ankara'da fırkayı tesis kararınızı matbuaya aks etmeden önce de rica etmiştim.



Kaynak

  1. İstiklâl Harbimizin Esasları 1933 s.54

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Kâzım Karabekir ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikipedi'de Kâzım Karabekir ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.