Ahmet Hamdi Tanpınar: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Science (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Kılıç46 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
8. satır: 8. satır:
|ölüm_yeri=İstanbul
|ölüm_yeri=İstanbul
}}
}}

== Kaynaklı sözler==

* [[Aşk]]ın kötü tarafı insanlara verdiği zevki, eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde. Fakat daima ödersiniz.<ref>MERİÇ, Ümit, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ebediyetin Huzurunda, Etkileşim Yayınları, s. 234</ref>.

* [[Çalışmak]], zamanına sahip olmak, onu kullanmasını bilmektir.<ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 235</ref>

* Çocuğu kendisi olmasında elbette rahat bırakmalı. Fakat yaşının üstüne çıkması imkânları da daima verilmeli, hattâ biraz da zorlamalı.<ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 235</ref>

* Etrafınızdaki [[çocuk]]larla, kendinizden küçüklerle konuşmağa tenezzül edin! Onlara anlatın! Herşeyi bilsinler! Siz onların bir hiç yüzünden ne kadar azab çektiklerini bilmezsiniz <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 236</ref>.

* Yalnız [[dostluk]] sarayının çatlağı yoktur ve damı akmaz.<ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 239</ref>

* İnsanda [[ekonomi]] fikri olmayınca, sade para değil, asıl kıymetlisi zaman da kayboluyor. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 240</ref>

* Mesuliyetini taşıyacağın fikrin adamı ol! Onu kendi uzviyetinde bir ağaç gibi yetiştir. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 242</ref>

* [[Hayat]]ı yapmak isteyenler, kendilerini cömertçe ona bağışlamalıdırlar. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 242</ref>

* Az [[konuşmak]] daima iyi şeydir; fakat derli toplu olmak şartıyla. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 242</ref>

* [[Genç]]lerimizin birçok eksikliği, umumî [[kültür]] seviyesinin düşüklüğünden geliyor. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 242</ref>

* [[İstanbul]]'da her saat, bir san'at eseri gibi güzeldir.<ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 246</ref>

* [[İnsan]]ın olabileceği şeyi seçip ona çalışması ne iyi şey, ne mazhariyet. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 246</ref>

* Biz sadece [[iman]]ıyla ve ruhunun cömertliğiyle yaşamış bir [[millet]]iz. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 250</ref>

* Bizim orta[[okul]]larımız, liselerimiz, bazı sergilerde boşuna işleyen makinalara benzer. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 253</ref>

* Bir lise kadrosu, millî hayatta en mühim rolü oynayan en mühim ekiptir. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 253</ref>

* [[Sabır]], insanoğlunun tek kalesidir. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 257</ref>

* [[Tarih]], şahsiyetin ta kendisidir. Onsuz insan teşekkül edemez. Cemiyet için mazi yani tarih, fert için hafıza gibidir. Asıl şahsiyetin kendisidir. Hafızasını kaybeden adam, nasıl artık kendisi değilse, cemiyet de mazisini unutursa veya bu mazi fikrini vuzuhundan mahrum ederse öylece kendisi olmaktan çıkar. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 261</ref>

* Memleketimizde zihnî bir [[tembellik]] var. Bir safsata gibi görünecek ama ıstırabsız ve meselesiz yaşıyoruz. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 262</ref>


*[[İnsan]]ların saadet anlayışları da gariptir. Kitaplara bakarsınız, kendilerini dinlersiniz, insanoğlunun asıl vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer [[hayvanlar]]dan ayrılır. Beylik sözüyle hayata hükmeder. Fakat kendi hatalarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz. Bütün telakkileri, hususi bağlanışları hep bu aklın varlığını yalanlar. <ref>Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü</ref>
*[[İnsan]]ların saadet anlayışları da gariptir. Kitaplara bakarsınız, kendilerini dinlersiniz, insanoğlunun asıl vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer [[hayvanlar]]dan ayrılır. Beylik sözüyle hayata hükmeder. Fakat kendi hatalarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz. Bütün telakkileri, hususi bağlanışları hep bu aklın varlığını yalanlar. <ref>Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü</ref>


* İnsanoğlu herşeyden evvel, mesuliyet hissidir ve fikirlerinin mahsulüdür. Ondan mahrum edilen insan, kendiliğinden bir paçavra haline düşer. <ref>Ebediyetin Huzurunda, s. 258</ref>

== Kaynaksız Sözler ==
*Acı günlük ekmeğimizdir.
*Acı günlük ekmeğimizdir.


26. satır: 67. satır:


*Darlık, ızdırap, sandığınız gibi az bulunur şeyler değildir, hele siz hayatınızdan bir kere soyunun; biz size ümitsizliğin her çeşidini bulmaya hazırız.
*Darlık, ızdırap, sandığınız gibi az bulunur şeyler değildir, hele siz hayatınızdan bir kere soyunun; biz size ümitsizliğin her çeşidini bulmaya hazırız.

*Dostluk sarayının çatlağı yoktur ve damı akmaz.


*Dostluk da bir kaderdir ama güzel bir kader.
*Dostluk da bir kaderdir ama güzel bir kader.
74. satır: 113. satır:


*İnsanlar da kuyuya benzer, içlerinde boğulabiliriz.
*İnsanlar da kuyuya benzer, içlerinde boğulabiliriz.

*İnsanlık mesuliyet duygusuyla başlar.


*İnsanoğlu korkan yaratıktır.
*İnsanoğlu korkan yaratıktır.
84. satır: 121. satır:


*Roman yaşamın peşindedir.
*Roman yaşamın peşindedir.

*Sorumluluğunu taşıyabileceğin düşüncenin insanı ol.


*Şair sözcüklerin peşinden koşan kişidir.
*Şair sözcüklerin peşinden koşan kişidir.

20.14, 7 Nisan 2015 tarihindeki hâli

Ahmet Hamdi Tanpınar
Türk yazar ve şair
Doğum tarihi 23 Haziran 1901
Doğum yeri İstanbul
Ölüm tarihi 24 Ocak 1962
Ölüm yeri İstanbul
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Kaynaklı sözler

  • Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki, eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde. Fakat daima ödersiniz.[1].
  • Çocuğu kendisi olmasında elbette rahat bırakmalı. Fakat yaşının üstüne çıkması imkânları da daima verilmeli, hattâ biraz da zorlamalı.[3]
  • Etrafınızdaki çocuklarla, kendinizden küçüklerle konuşmağa tenezzül edin! Onlara anlatın! Herşeyi bilsinler! Siz onların bir hiç yüzünden ne kadar azab çektiklerini bilmezsiniz [4].
  • Yalnız dostluk sarayının çatlağı yoktur ve damı akmaz.[5]
  • İnsanda ekonomi fikri olmayınca, sade para değil, asıl kıymetlisi zaman da kayboluyor. [6]
  • Mesuliyetini taşıyacağın fikrin adamı ol! Onu kendi uzviyetinde bir ağaç gibi yetiştir. [7]
  • Hayatı yapmak isteyenler, kendilerini cömertçe ona bağışlamalıdırlar. [8]
  • Az konuşmak daima iyi şeydir; fakat derli toplu olmak şartıyla. [9]
  • İnsanın olabileceği şeyi seçip ona çalışması ne iyi şey, ne mazhariyet. [12]
  • Bizim ortaokullarımız, liselerimiz, bazı sergilerde boşuna işleyen makinalara benzer. [14]
  • Bir lise kadrosu, millî hayatta en mühim rolü oynayan en mühim ekiptir. [15]
  • Tarih, şahsiyetin ta kendisidir. Onsuz insan teşekkül edemez. Cemiyet için mazi yani tarih, fert için hafıza gibidir. Asıl şahsiyetin kendisidir. Hafızasını kaybeden adam, nasıl artık kendisi değilse, cemiyet de mazisini unutursa veya bu mazi fikrini vuzuhundan mahrum ederse öylece kendisi olmaktan çıkar. [17]
  • Memleketimizde zihnî bir tembellik var. Bir safsata gibi görünecek ama ıstırabsız ve meselesiz yaşıyoruz. [18]
  • İnsanların saadet anlayışları da gariptir. Kitaplara bakarsınız, kendilerini dinlersiniz, insanoğlunun asıl vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer hayvanlardan ayrılır. Beylik sözüyle hayata hükmeder. Fakat kendi hatalarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz. Bütün telakkileri, hususi bağlanışları hep bu aklın varlığını yalanlar. [19]
  • İnsanoğlu herşeyden evvel, mesuliyet hissidir ve fikirlerinin mahsulüdür. Ondan mahrum edilen insan, kendiliğinden bir paçavra haline düşer. [20]

Kaynaksız Sözler

  • Acı günlük ekmeğimizdir.
  • Ayar saniyenin peşinde koşmaktır.
  • Bazen hayal daha açık olur.
  • Bir edebiyat milli olduğu ölçüde beynelmilel kıymete sahip olur.
  • Bir manzume tek başına bir eserdir.
  • Biz düşüncelerimizi çoğu zaman omuzlarımızda taşırız.
  • Büyük gerçeklik, düşünce ve sanattır.
  • Darlık, ızdırap, sandığınız gibi az bulunur şeyler değildir, hele siz hayatınızdan bir kere soyunun; biz size ümitsizliğin her çeşidini bulmaya hazırız.
  • Dostluk da bir kaderdir ama güzel bir kader.
  • Dün bugündür aslında, değişen tek şey zamandır.
  • Evlilik sonsuz bir şifadır.
  • Geniş dediğimiz dünya bazen insan için sanabileceğinizden çok daha fazla darlaşır ve zaman çarkı çoğu kez hiç istemeyeceğimiz bir şekilde döner.
  • Gerçekten sevenler, karşılık beklemeden severler.
  • Güzel dizi, inci avcılığı gibi bir şeydir.
  • Halbuki ben bir masalı olan adamdım.
  • Haklı olmak, haklı olduğunu bilmek, bir insanı bir ordu içinde bile güçlü yapar.
  • Haksızlığı her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur.
  • Halk, hayatın kendisidir.
  • Hayatta rövanş yoktur.
  • Her an tam insan olmak güçtür.
  • Her ninnide milyonlarca çocuk başı ve rüyası vardır.
  • Her sanatın kendine özgü, her türlü ayrılıkların üstünde yargı süren bir gerçek değerler silsilesi vardır.
  • Her şey değişebilir, hatta kendi irademizle değiştiririz; değişmeyecek olan, hayata şekil veren ve ona bizim damgamızı basan şeylerdir.
  • Hiç kimse değişime karşı değildir, yeter ki ucu kendisine dokunmasın.
  • Hiçbir şey insanoğlunun cesareti kadar güzel olamaz.
  • Hiçbir şey kendi alın teri kadar bir insanı tatmin edemez. Çalışan insan, kendi varlığında hüküm süren bir ahengi bütün kainata nakleder. Hayatın biricik nizamı bu ahengin kendisi olmalıdır.
  • Hiçbir ulus büyük bir şairini başka bir ulusun yardımıyla tanımamıştır.
  • İnsan kendi hayatını dilediğince yapabilir.
  • İnsan zaman selinde kaybolmaya mahkumdur, ama aklı bu sonsuzlukta bir yıldız gibi parlayacaktır.
  • İnsanlar da kuyuya benzer, içlerinde boğulabiliriz.
  • İnsanoğlu korkan yaratıktır.
  • Kainatın efendisi insan ruhudur.
  • Ölümün saltanatı o kadar mutlak değil.
  • Roman yaşamın peşindedir.
  • Şair sözcüklerin peşinden koşan kişidir.
  • Şark oturup beklemenin yeridir. Biraz sabırla her şey ayağınıza gelir.
  • Tabiat bir çerçeve, bir sahnedir.
  • Toprağa emenet edilmiş bir ağaç, mahalleye, semte, şehre hatta topluma ve bütün imana emanet edilmiş bir değerdir.
  • Vatan ve millet, vatan ve millet oldukları için sevilir; bir din, din olarak münakaşa edilir, ret veya kabul edilir, yoksa hayatımıza getirecekleri kolaylıklar için değil.
  • Yaşam, ölümün onuruna yazılmış bir kasideden başka bir şey değildir.
  • Yazarın malikanesi insanlardır.
  • Senin dışında düşünememek hastalığına müptelayım.
  • Mukavemet ve tahammül gücü olmayanın hamle gücü de olmaz.
  • Saatin kendisi mekan,yürüyüşü zaman, ayarı da insandır.
  • Onlar sanat yapıyorlar biz ise duadayız.
  • Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz..

Kaynak

  1. MERİÇ, Ümit, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ebediyetin Huzurunda, Etkileşim Yayınları, s. 234
  2. Ebediyetin Huzurunda, s. 235
  3. Ebediyetin Huzurunda, s. 235
  4. Ebediyetin Huzurunda, s. 236
  5. Ebediyetin Huzurunda, s. 239
  6. Ebediyetin Huzurunda, s. 240
  7. Ebediyetin Huzurunda, s. 242
  8. Ebediyetin Huzurunda, s. 242
  9. Ebediyetin Huzurunda, s. 242
  10. Ebediyetin Huzurunda, s. 242
  11. Ebediyetin Huzurunda, s. 246
  12. Ebediyetin Huzurunda, s. 246
  13. Ebediyetin Huzurunda, s. 250
  14. Ebediyetin Huzurunda, s. 253
  15. Ebediyetin Huzurunda, s. 253
  16. Ebediyetin Huzurunda, s. 257
  17. Ebediyetin Huzurunda, s. 261
  18. Ebediyetin Huzurunda, s. 262
  19. Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü
  20. Ebediyetin Huzurunda, s. 258

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Vikipedi'de Ahmet Hamdi Tanpınar ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.