René Descartes: Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
SamoaBot (mesaj | katkılar)
k Bot: Migrating 40 interwiki links, now provided by Wikidata on d:Q9191
Uncitoyen (mesaj | katkılar)
5. satır: 5. satır:
*Felsefe sözünden "bilgeliği inceleme" anlaşılır. Bilgelikten de yalnız işlerimizde ölçülülük değil, aynı zamanda hayatımızı sürdürebilme, sağlığımızı koruma ve bütün zanaatların icadı için de insanın bilebildiği bütün şeylerin tam bir bilgisi anlaşılır. Bu bilginin böyle olması için de onun ilk nedenlerden çıkarılmış olması gereklidir. Böylece bu bilgiyi edinme yolunu öğrenmek için ''(-ki asıl felsefe budur)'' bu ilk nedenleri, yani ilk ilkeleri aramakla işe başlamak gerekir. Bu ilkelerde de iki koşul bulunmaktadır. Birincisi; bu ilkeler o kadar açık ve apaçık olmalıdır ki insan aklı onları dikkatle incelemeye koyulduğunda doğruluklarından şüphe etmesin. İkincisi; geriye kalan başka bütün nesneler var olmadığı hâlde dahi ilkeler bilinebilmeli, fakat buna karşılık, ilkeler var olmayınca başka şeyler bilinmemelidir. Bundan sonra da ilkelere bağlı olan şeylerin bilgisini öyle ilkelerden çıkarmalıdır ki yapılan dedüksiyonların bütün devamınca apaçık olmayan hiçbir şeye rast gelinmesin.<ref name="Karasan">**''Felsefenin İlkeleri-MEB Yayınları-Çev.: Mehmet Karasan-s.5-6''</ref>
*Felsefe sözünden "bilgeliği inceleme" anlaşılır. Bilgelikten de yalnız işlerimizde ölçülülük değil, aynı zamanda hayatımızı sürdürebilme, sağlığımızı koruma ve bütün zanaatların icadı için de insanın bilebildiği bütün şeylerin tam bir bilgisi anlaşılır. Bu bilginin böyle olması için de onun ilk nedenlerden çıkarılmış olması gereklidir. Böylece bu bilgiyi edinme yolunu öğrenmek için ''(-ki asıl felsefe budur)'' bu ilk nedenleri, yani ilk ilkeleri aramakla işe başlamak gerekir. Bu ilkelerde de iki koşul bulunmaktadır. Birincisi; bu ilkeler o kadar açık ve apaçık olmalıdır ki insan aklı onları dikkatle incelemeye koyulduğunda doğruluklarından şüphe etmesin. İkincisi; geriye kalan başka bütün nesneler var olmadığı hâlde dahi ilkeler bilinebilmeli, fakat buna karşılık, ilkeler var olmayınca başka şeyler bilinmemelidir. Bundan sonra da ilkelere bağlı olan şeylerin bilgisini öyle ilkelerden çıkarmalıdır ki yapılan dedüksiyonların bütün devamınca apaçık olmayan hiçbir şeye rast gelinmesin.<ref name="Karasan">**''Felsefenin İlkeleri-MEB Yayınları-Çev.: Mehmet Karasan-s.5-6''</ref>
*Hakikatte ancak ve yalnız Tanrı'dır ki tam olarak bilgedir, yani her şeyin hakikati hakkında tam bilgisi vardır; fakat denilebilir ki insanlar daha önemli hakikatler hakkında az ya da çok bilgi sahibi oldukları ölçüde, az ya da çok bilgelik sahibidirler. Bu noktada bütün bilginlerin hemfikir olamayacağı hiçbir şey bulunmadığını sanıyorum.<ref name="Karasan"/>
*Hakikatte ancak ve yalnız Tanrı'dır ki tam olarak bilgedir, yani her şeyin hakikati hakkında tam bilgisi vardır; fakat denilebilir ki insanlar daha önemli hakikatler hakkında az ya da çok bilgi sahibi oldukları ölçüde, az ya da çok bilgelik sahibidirler. Bu noktada bütün bilginlerin hemfikir olamayacağı hiçbir şey bulunmadığını sanıyorum.<ref name="Karasan"/>
* Tıpkı zanaat ustalarımızın mekanik sanatlarını anlayabileceğimiz gibi; ateş,su,hava,yıldızlar ve semanın ve bizi çevreleyen bütün cisimlerin hareketlerini anlayabiliriz, bu güçleri aynı şekilde uygun oldukları amaçlar için kullanabilir ve bu şekilde kendimizi tabiatın hakimi yapabiliriz...
* Tıpkı zanaat ustalarımızın mekanik sanatlarını anlayabileceğimiz gibi; ateş, su, hava, yıldızlar ve semanın ve bizi çevreleyen bütün cisimlerin hareketlerini anlayabiliriz, bu güçleri aynı şekilde uygun oldukları amaçlar için kullanabilir ve bu şekilde kendimizi tabiatın hakimi yapabiliriz...
:''(Metot Üzerine Konuşma)''
:''(Metot Üzerine Konuşma)''
* Sağduyu dünyanın en iyi paylaştırılmış olan şeyidir zira her bir kişi onunla öylesine yeterince
* Sağduyu dünyanın en iyi paylaştırılmış olan şeyidir zira her bir kişi onunla öylesine yeterince

14.23, 17 Eylül 2014 tarihindeki hâli

İyi bir akla sahip olmak yeterli değildir. Aslolan şey onu iyi kullanmaktır. René Descartes

René Descartes (d. 31 Mart 1596 - ö. 11 Şubat 1650) Fransız matematikçi, bilimadamı ve düşünür.

Kaynaklı

  • Felsefe sözünden "bilgeliği inceleme" anlaşılır. Bilgelikten de yalnız işlerimizde ölçülülük değil, aynı zamanda hayatımızı sürdürebilme, sağlığımızı koruma ve bütün zanaatların icadı için de insanın bilebildiği bütün şeylerin tam bir bilgisi anlaşılır. Bu bilginin böyle olması için de onun ilk nedenlerden çıkarılmış olması gereklidir. Böylece bu bilgiyi edinme yolunu öğrenmek için (-ki asıl felsefe budur) bu ilk nedenleri, yani ilk ilkeleri aramakla işe başlamak gerekir. Bu ilkelerde de iki koşul bulunmaktadır. Birincisi; bu ilkeler o kadar açık ve apaçık olmalıdır ki insan aklı onları dikkatle incelemeye koyulduğunda doğruluklarından şüphe etmesin. İkincisi; geriye kalan başka bütün nesneler var olmadığı hâlde dahi ilkeler bilinebilmeli, fakat buna karşılık, ilkeler var olmayınca başka şeyler bilinmemelidir. Bundan sonra da ilkelere bağlı olan şeylerin bilgisini öyle ilkelerden çıkarmalıdır ki yapılan dedüksiyonların bütün devamınca apaçık olmayan hiçbir şeye rast gelinmesin.[1]
  • Hakikatte ancak ve yalnız Tanrı'dır ki tam olarak bilgedir, yani her şeyin hakikati hakkında tam bilgisi vardır; fakat denilebilir ki insanlar daha önemli hakikatler hakkında az ya da çok bilgi sahibi oldukları ölçüde, az ya da çok bilgelik sahibidirler. Bu noktada bütün bilginlerin hemfikir olamayacağı hiçbir şey bulunmadığını sanıyorum.[1]
  • Tıpkı zanaat ustalarımızın mekanik sanatlarını anlayabileceğimiz gibi; ateş, su, hava, yıldızlar ve semanın ve bizi çevreleyen bütün cisimlerin hareketlerini anlayabiliriz, bu güçleri aynı şekilde uygun oldukları amaçlar için kullanabilir ve bu şekilde kendimizi tabiatın hakimi yapabiliriz...
(Metot Üzerine Konuşma)
  • Sağduyu dünyanın en iyi paylaştırılmış olan şeyidir zira her bir kişi onunla öylesine yeterince

donanmış olduğunu düşünür ki, tüm başkaca şeylerde, yetinme konusunda en fazla zorluk çıkaranlar bile sahip oldukları sağduyunun daha çoğunu asla istemek adetinde değillerdir.

(Metot Üzerine Konuşma)

Diğer

  • Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.
  • En güçlü beyinler, en yüce erdemlere olduğu kadar en korkunç ahlaksızlıklara da muktedirdir.
  • Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek.
    Şüphe etmek düşünmektir.
    Düşünmekse var olmaktır.
    Öyleyse var olduğum şüphesizdir.
    Düşünüyorum, o halde varım.
    İlk bilgim bu sağlam bilgidir.
    Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.
  • Tanrı'nın bilgisinin mükemmel olması ve onun aldanmaz ve aldatmaz olması inancı, vahyin temelini oluşturur.
  • Aldatmaz olduğu için de Tanrı'nın bildirdiği doğrudur.
  • Düşünüyorum, o halde varım. (Cogito, ergo sum; je pense, donc je suis.)
  • Düşünüyorum, o halde varım. Varım; çünkü düşünüyorum, çünkü şüphe ediyorum.
  • İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.
  • Bizim çıkış noktamız bireyin subjektivitesidir... Çıkış noktamızdan bakıldığında ‘düşünüyorum öyleyse varım’ gerçeğinden başka bir gerçek olamaz. Herhangi bir gerçekten önce, bir mutlak gerçek olmalıdır. Bu gerçeği kavramak basittir, zira bireyin varlığında mevcuttur.
  • İlk olarak, açık bir şekilde bilmediğim bir şeyi asla doğru olarak kabul etmem. İkinci olarak, doğru çözüme ulaşmak için incelediğim konuyu mümkün olduğu ölçüde küçük parçalara ayırır, ondan sonra analiz ederim. Üçüncü olarak, küçükten başlayarak büyüğe doğru adım adım ilerleyerek düşüncelerimi netleştirmeye çalışırım. Nihayet, son olarak, her durumun sonucunu ortaya koyar ve genel olarak gözden geçiririm.
  • Felsefe bir bilimdir ve geometrik yöntemi metafiziğe uygulamak gerekir, felsefeyi kesin bir bilim yapmak için.
  • Tanrı'nın varlığı, bir hakikati ifade eden geometrik teorilerden daha hakikidir.
  • Benim bilgime güvenin bu bilgiler gerçekliği kanıttır kanıtlamak düşünmeyi gerektirir.
  • Şüpheyi, asla işlerimizi sevk ve idarede kullanmamalıyız.
  • Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.
  • Akıllı olmak da bir şey değil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır.
  • Hiç kimseye yararlı olmamak, tam anlamıyla değersiz olmak demektir.
  • Ukalâ takımı öylesine becerikli olmaya alışmıştır ki cahillerin bile gördükleri apaçık şeyleri görmemenin bir yolunu bulur.

Kaynakça

  1. 1,0 1,1 **Felsefenin İlkeleri-MEB Yayınları-Çev.: Mehmet Karasan-s.5-6

Dış bağlantılar

René Descartes ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.