Fyodor Dostoyevski: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
Babatolian (mesaj | katkılar) dz. |
||
8. satır: | 8. satır: | ||
|ölüm_yeri=[[w:St. Petersburg|St. Petersburg]] |
|ölüm_yeri=[[w:St. Petersburg|St. Petersburg]] |
||
}} |
}} |
||
[[Dosya:Dostoevsky 1872.jpg|250px|thumb|right]] |
|||
==Kaynaksız== |
|||
*Başkaları için kendinizi unutun, o zaman sizi de hatırlayacaklardır. |
*Başkaları için kendinizi unutun, o zaman sizi de hatırlayacaklardır. |
||
*Bazen susarsın. Yenilmiş eksik ve yaramaz sanırlar seni. Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz... |
*Bazen susarsın. Yenilmiş eksik ve yaramaz sanırlar seni. Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz... |
||
*Biri eğer gözlerini kaçırıyorsa; emin ol ki o gözlerde sana ait bir şeyler vardır. |
*Biri eğer gözlerini kaçırıyorsa; emin ol ki o gözlerde sana ait bir şeyler vardır. |
||
*Sadece hayat veren değil,[[ hayat]] verip hak eden, [[baba]] adını taşıyabilir. |
*Sadece hayat veren değil,[[ hayat]] verip hak eden, [[baba]] adını taşıyabilir. |
||
*[[Çocuk]], [[dünya]]nın en büyük saadetidir. |
*[[Çocuk]], [[dünya]]nın en büyük saadetidir. |
||
*[[İnsan]]oğlu çok derin bir varlıktır.Ben tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım. |
*[[İnsan]]oğlu çok derin bir varlıktır.Ben tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım. |
||
*Evlenme-boşanma işi sırf [[kadın]]ların elinde olsaydı, bir tek nikah sağlam kalmazdı. |
*Evlenme-boşanma işi sırf [[kadın]]ların elinde olsaydı, bir tek nikah sağlam kalmazdı. |
||
*Kadın, her şeyi gören gözü bile aldatır. |
*Kadın, her şeyi gören gözü bile aldatır. |
||
*Kalbi olup da aklı olmayan bir kadın, aklı olup da kalbi olmayan bir kadın kadar mutsuzdur. |
*Kalbi olup da aklı olmayan bir kadın, aklı olup da kalbi olmayan bir kadın kadar mutsuzdur. |
||
*Korku, yalan doğurur. |
*Korku, yalan doğurur. |
||
[[Dosya:Dostoevsky 1872.jpg|200px|thumb|right|İnsanın en büyük kusuru, alnının kara yazgısı erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve ölçüsüzlük! Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten geldiği çoktandır bilinen bir gerçek.]] |
|||
⚫ | *İnsanın en büyük kusuru, alnının kara yazgısı erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve ölçüsüzlük! Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten geldiği çoktandır bilinen bir gerçek. İnsanlık tarihine şöyle bir bakın. Görkem mi? Belki bunun için Rodos Anıtı yeter! Göz alıcılık mı? Çağlar boyunca askerin, sivilin giydiği üniformalara baksak, ne demek istediğimiz anlaşılır... İnsanlık tarihine her şey yakıştırılır da, ağırbaşlılık yakıştırılmaz. Daha söze başlamadan sözünüz ağzınıza tıkılır. |
||
*Herkesin yolu ayrı. |
*Herkesin yolu ayrı. |
||
*Her [[insan]] herkes karşısında her şeyden sorumludur. |
*Her [[insan]] herkes karşısında her şeyden sorumludur. |
||
*Bu dünyadaki en zor şey, kendi kendine [[sadakat|sadık]] kalmaktır. |
*Bu dünyadaki en zor şey, kendi kendine [[sadakat|sadık]] kalmaktır. |
||
*[[sevgi|Sevgi]] her zaman karşılık görür, [[kin]] de. |
*[[sevgi|Sevgi]] her zaman karşılık görür, [[kin]] de. |
||
*Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz. |
*Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz. |
||
*İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır. |
*İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır. |
||
*Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir.Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır.(1861) |
*Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir.Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır.(1861) |
||
⚫ | |||
⚫ | |||
*[[Acı]]da hazların en tatlısı saklıdır. |
*[[Acı]]da hazların en tatlısı saklıdır. |
||
⚫ | |||
:''(Karamazov Kardeşler, 1880)'' |
|||
⚫ | |||
⚫ | |||
*Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir. |
*Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir. |
||
⚫ | |||
⚫ | |||
*Bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor. |
*Bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor. |
||
*[[Tanrı]] olmasaydı her şey mûbah olurdu. |
*[[Tanrı]] olmasaydı her şey mûbah olurdu. |
||
*Rus’u kazıyın, altından kesinlikle Kazak çıkar. |
*Rus’u kazıyın, altından kesinlikle Kazak çıkar. |
||
*İnsanın yalnızca mutluluğa değil, mutsuzluğa da ihtiyacı vardır.Mutluluk kadar mutsuzluk da gereklidir. |
*İnsanın yalnızca mutluluğa değil, mutsuzluğa da ihtiyacı vardır.Mutluluk kadar mutsuzluk da gereklidir. |
||
*Ancak [[acı]] çekerek kendimizi bulabiliriz. |
*Ancak [[acı]] çekerek kendimizi bulabiliriz. |
||
*Aşk olduktan sonra saadetsiz yaşanabilir. |
*Aşk olduktan sonra saadetsiz yaşanabilir. |
||
*İnsanın aklı çoğaldıkça can sıkıntısı artar. |
*İnsanın aklı çoğaldıkça can sıkıntısı artar. |
||
*Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır |
*[[Sevgi|Sevmek]]; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır. |
||
⚫ | |||
:''(Kumarbaz)'' |
|||
*Yeryüzünde tek bir çocuk dahi acı çekiyorsa, Tanrı yoktur! |
*Yeryüzünde tek bir çocuk dahi acı çekiyorsa, Tanrı yoktur! |
||
⚫ | *Orada leş gibi kokan iğrenç yeraltında, alaya alınarak güçlendirilmiş sıçancık yavaş yavaş kine; soğuk, zehirli, özenle sonu gelmez bir kine boğulur. Kinini kırk yıl en ince, en utanç verici ayrıntılarına dek anımsayacak; her anımsayışta kendinden daha bir yüz kızartıcı şeyler ekleyerek, bu uydurmalarıyla kendini yiyip bitirecektir. Bir yandan kuruntularından utanır; bir yandan da olanları anımsamaktan, yeni baştan kurcalamaktan, "olabilirdi" düşüncesiyle başka başka uydurmalar eklemekten kendini alamaz. Bağışlamak nedir bilmez. Belki öç almaya bile kalkışır, ama beceriksizce, miskin miskin, uzaktan uzağa, sinsice, ne öç almak hakkına, ne de başarısına inanmadan yapar bunu; öbür yandan öç almak istediği kimseden yüz kat fazla üzüleceğini, ötekinin kılının bile kıpırdamayacağını ta başta bilir. Ölüm döşeğinde bunları bir kez daha, bunca zaman birikmiş faizleriyle birlikte anımsayacak ve...Bakın işte, bu soğuk, iğrenç yarı umutsuzlukla, yarı inançla, kahrından kendini bilinçli olarak yeraltına kırk yıl diri diri gömmede; zorlamayla yaratılmış durumunun yine de kısmen içinden çıkılabilir olmasında; bütün o içe işleyen doyurulmamış isteklerinin özünde; kesin olarak verilen kararla bunun peşinden gelen pişmanlıklar çalkantısında yatmaktadır o garip acı hazzının özü. |
||
:''(Yeraltından Notlar, 1864)'' |
|||
*Nasıl yaşadığıma gelince, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız şeyleri ben sonuna kadar götürdüm. Üstelik sizler ödlekliğinizi ölçülü davranış sayarak kendi kendinizi aldatıp avunuyorsunuz. Bu duruma göre, ben sizden daha canlı bir insan olmuyor muyum? |
*Nasıl yaşadığıma gelince, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız şeyleri ben sonuna kadar götürdüm. Üstelik sizler ödlekliğinizi ölçülü davranış sayarak kendi kendinizi aldatıp avunuyorsunuz. Bu duruma göre, ben sizden daha canlı bir insan olmuyor muyum? |
||
⚫ | |||
:''(Yeraltından Notlar, 1864)'' |
|||
⚫ | |||
:''(Kumarbaz)'' |
|||
⚫ | *İnsanın en büyük kusuru, alnının kara yazgısı erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve ölçüsüzlük! Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten geldiği çoktandır bilinen bir gerçek. İnsanlık tarihine şöyle bir bakın. Görkem mi? Belki bunun için Rodos Anıtı yeter! Göz alıcılık mı? Çağlar boyunca askerin, sivilin giydiği üniformalara baksak, ne demek istediğimiz anlaşılır... İnsanlık tarihine her şey yakıştırılır da, ağırbaşlılık yakıştırılmaz. Daha söze başlamadan sözünüz ağzınıza tıkılır. |
||
*Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır. |
*Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır. |
||
*İyi insan, gülüşünü sevdiğiniz kişidir. |
*İyi insan, gülüşünü sevdiğiniz kişidir. |
||
⚫ | |||
⚫ | |||
== ''Beyaz Geceler'' == |
|||
[[Dosya:Cristo degli abissi.jpg|thumb|Bence, şeytan diye bir şey gerçekte yoksa, kişioğlu uydurmuşsa onu, kendine bakarak, kendisini örnek alarak uydurmuştur.<br>''[[w:Karamazov Kardeşler|Karamazov Kardeşler]]'']] |
|||
[[Dosya:Caspar David Friedrich - Der Wanderer über dem Nebelmeer.jpg|thumb|right|Herkes gerçekte olduğundan daha sertmiş gibi görünmeye çalışır, sanki herkes açıkça dışa vurunca duygularıyla alay edileceğinden korkmaktadır.<br>''[[w:Beyaz Geceler|Beyaz Geceler]]'']] |
|||
==''[[w:Beyaz Geceler (öykü)|Beyaz Geceler (1848)]]''== |
|||
*Mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu daha güçlü hissederiz; duygular parçalanmaz, yoğunlaşır. |
*Mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu daha güçlü hissederiz; duygular parçalanmaz, yoğunlaşır. |
||
*Herkes gerçekte olduğundan daha sertmiş gibi görünmeye çalışır, sanki herkes açıkça dışa vurunca duygularıyla alay edileceğinden korkmaktadır. |
*Herkes gerçekte olduğundan daha sertmiş gibi görünmeye çalışır, sanki herkes açıkça dışa vurunca duygularıyla alay edileceğinden korkmaktadır. |
||
*Yitirilen şey geri gelmez. Ağızdan çıkan sözde öyle. |
*Yitirilen şey geri gelmez. Ağızdan çıkan sözde öyle. |
||
*Sizi kırdım, ama biliyorum -eğer seviyorsanız, kırgınlık uzun zaman kalmaz akılda, ve siz beni seviyorsunuz. |
*Sizi kırdım, ama biliyorum -eğer seviyorsanız, kırgınlık uzun zaman kalmaz akılda, ve siz beni seviyorsunuz. -''Naştenka'' |
||
⚫ | |||
⚫ | *Şöyle bir daha, dikkatlice düşünün! Biz bugün "canlılık" denen şeyin nerede bulunduğunu, neyin nesi olduğunu, hangi adla çağrıldığını bile bilmiyoruz. Elimizden kitaplarımızı alsalar, bir anda neye uğradığımızı şaşırırız. Artık hangi yolu seçeceğimizi, kime tutunup kimden kaçacağımızı, neyi sevip neden nefret edeceğimizi, neyi sayıp neyi hor göreceğimizi bilemeyiz. İnsan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor; bundan utanıyoruz, ayıp sayıyoruz. "Soyut insan" diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz, zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu durumu gittikçe daha çok beğeniyor, bundan zevk almaya başlıyoruz. Nerdeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız. |
||
⚫ | |||
⚫ | *Orada leş gibi kokan iğrenç yeraltında, alaya alınarak güçlendirilmiş sıçancık yavaş yavaş kine; soğuk, zehirli, özenle sonu gelmez bir kine boğulur. Kinini kırk yıl en ince, en utanç verici ayrıntılarına dek anımsayacak; her anımsayışta kendinden daha bir yüz kızartıcı şeyler ekleyerek, bu uydurmalarıyla kendini yiyip bitirecektir. Bir yandan kuruntularından utanır; bir yandan da olanları anımsamaktan, yeni baştan kurcalamaktan, "olabilirdi" düşüncesiyle başka başka uydurmalar eklemekten kendini alamaz. Bağışlamak nedir bilmez. Belki öç almaya bile kalkışır, ama beceriksizce, miskin miskin, uzaktan uzağa, sinsice, ne öç almak hakkına, ne de başarısına inanmadan yapar bunu; öbür yandan öç almak istediği kimseden yüz kat fazla üzüleceğini, ötekinin kılının bile kıpırdamayacağını ta başta bilir. Ölüm döşeğinde bunları bir kez daha, bunca zaman birikmiş faizleriyle birlikte anımsayacak ve...Bakın işte, bu soğuk, iğrenç yarı umutsuzlukla, yarı inançla, kahrından kendini bilinçli olarak yeraltına kırk yıl diri diri gömmede; zorlamayla yaratılmış durumunun yine de kısmen içinden çıkılabilir olmasında; bütün o içe işleyen doyurulmamış isteklerinin özünde; kesin olarak verilen kararla bunun peşinden gelen pişmanlıklar çalkantısında yatmaktadır o garip acı hazzının özü. |
||
⚫ | |||
[[Dosya:Omsk Dostoyevskiy Monument.jpg|thumb|right|Yeni bir adım atmak, yeni bir kelime söylemek, insanların en fazla korktuğudur.<br>''[[w:Suç ve Ceza|Suç ve Ceza]]'']] |
|||
==''[[w:Suç ve Ceza|Suç ve Ceza (1866)]]''== |
|||
⚫ | |||
* Acı ve ızdırap daima büyük bir zeka ve derin bir yürek için kaçınılmazdır. Gerçekten büyük insanlar, sanıyorum ki, yeryüzündeki en büyük üzüntüye sahiptir. |
|||
==''[[w:Kumarbaz (roman)|Kumarbaz (1867)]]''== |
|||
* Gerçekten de oyun masasına bir an olsun kuruntuya kapılmadan dokunmak hiç mümkün değil mi? |
|||
⚫ | |||
==''[[w:Budala|Budala (1869)]]''== |
|||
*Bu dünyada iki tür insan vardır: Biri önem taşıyanlar, diğeri taşımayanlar. |
|||
⚫ | |||
⚫ | |||
⚫ | |||
⚫ | |||
{{Vikiler| |
{{Vikiler| |
||
commons= Фёдор Михайлович Достоевский | |
commons= Фёдор Михайлович Достоевский | |
18.08, 19 Mayıs 2014 tarihindeki hâli
Fyodor Dostoyevski | |
---|---|
Rus yazar | |
Doğum tarihi | 11 Kasım 1821 |
Doğum yeri | Moskova |
Ölüm tarihi | 9 Şubat 1881 |
Ölüm yeri | St. Petersburg |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Kaynaksız
- Başkaları için kendinizi unutun, o zaman sizi de hatırlayacaklardır.
- Bazen susarsın. Yenilmiş eksik ve yaramaz sanırlar seni. Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz...
- Biri eğer gözlerini kaçırıyorsa; emin ol ki o gözlerde sana ait bir şeyler vardır.
- İnsanoğlu çok derin bir varlıktır.Ben tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım.
- Evlenme-boşanma işi sırf kadınların elinde olsaydı, bir tek nikah sağlam kalmazdı.
- Kadın, her şeyi gören gözü bile aldatır.
- Kalbi olup da aklı olmayan bir kadın, aklı olup da kalbi olmayan bir kadın kadar mutsuzdur.
- Korku, yalan doğurur.
- İnsanın en büyük kusuru, alnının kara yazgısı erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve ölçüsüzlük! Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten geldiği çoktandır bilinen bir gerçek. İnsanlık tarihine şöyle bir bakın. Görkem mi? Belki bunun için Rodos Anıtı yeter! Göz alıcılık mı? Çağlar boyunca askerin, sivilin giydiği üniformalara baksak, ne demek istediğimiz anlaşılır... İnsanlık tarihine her şey yakıştırılır da, ağırbaşlılık yakıştırılmaz. Daha söze başlamadan sözünüz ağzınıza tıkılır.
- Herkesin yolu ayrı.
- Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.
- Bu dünyadaki en zor şey, kendi kendine sadık kalmaktır.
- Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz.
- İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır.
- Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir.Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır.(1861)
- Acıda hazların en tatlısı saklıdır.
- Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir.
- Bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor.
- Tanrı olmasaydı her şey mûbah olurdu.
- Rus’u kazıyın, altından kesinlikle Kazak çıkar.
- İnsanın yalnızca mutluluğa değil, mutsuzluğa da ihtiyacı vardır.Mutluluk kadar mutsuzluk da gereklidir.
- Ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz.
- Aşk olduktan sonra saadetsiz yaşanabilir.
- İnsanın aklı çoğaldıkça can sıkıntısı artar.
- Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.
- Yeryüzünde tek bir çocuk dahi acı çekiyorsa, Tanrı yoktur!
- Nasıl yaşadığıma gelince, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız şeyleri ben sonuna kadar götürdüm. Üstelik sizler ödlekliğinizi ölçülü davranış sayarak kendi kendinizi aldatıp avunuyorsunuz. Bu duruma göre, ben sizden daha canlı bir insan olmuyor muyum?
- Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.
- İyi insan, gülüşünü sevdiğiniz kişidir.
Beyaz Geceler (1848)
- Mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu daha güçlü hissederiz; duygular parçalanmaz, yoğunlaşır.
- Herkes gerçekte olduğundan daha sertmiş gibi görünmeye çalışır, sanki herkes açıkça dışa vurunca duygularıyla alay edileceğinden korkmaktadır.
- Yitirilen şey geri gelmez. Ağızdan çıkan sözde öyle.
- Sizi kırdım, ama biliyorum -eğer seviyorsanız, kırgınlık uzun zaman kalmaz akılda, ve siz beni seviyorsunuz. -Naştenka
Yeraltından Notlar (1864)
- Şöyle bir daha, dikkatlice düşünün! Biz bugün "canlılık" denen şeyin nerede bulunduğunu, neyin nesi olduğunu, hangi adla çağrıldığını bile bilmiyoruz. Elimizden kitaplarımızı alsalar, bir anda neye uğradığımızı şaşırırız. Artık hangi yolu seçeceğimizi, kime tutunup kimden kaçacağımızı, neyi sevip neden nefret edeceğimizi, neyi sayıp neyi hor göreceğimizi bilemeyiz. İnsan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor; bundan utanıyoruz, ayıp sayıyoruz. "Soyut insan" diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz, zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu durumu gittikçe daha çok beğeniyor, bundan zevk almaya başlıyoruz. Nerdeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız.
- Ben hasta bir adamım... Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz, ne hastalığımdan anladığım var, ne de neremin ağrıdığını tam olarak biliyorum.
- Orada leş gibi kokan iğrenç yeraltında, alaya alınarak güçlendirilmiş sıçancık yavaş yavaş kine; soğuk, zehirli, özenle sonu gelmez bir kine boğulur. Kinini kırk yıl en ince, en utanç verici ayrıntılarına dek anımsayacak; her anımsayışta kendinden daha bir yüz kızartıcı şeyler ekleyerek, bu uydurmalarıyla kendini yiyip bitirecektir. Bir yandan kuruntularından utanır; bir yandan da olanları anımsamaktan, yeni baştan kurcalamaktan, "olabilirdi" düşüncesiyle başka başka uydurmalar eklemekten kendini alamaz. Bağışlamak nedir bilmez. Belki öç almaya bile kalkışır, ama beceriksizce, miskin miskin, uzaktan uzağa, sinsice, ne öç almak hakkına, ne de başarısına inanmadan yapar bunu; öbür yandan öç almak istediği kimseden yüz kat fazla üzüleceğini, ötekinin kılının bile kıpırdamayacağını ta başta bilir. Ölüm döşeğinde bunları bir kez daha, bunca zaman birikmiş faizleriyle birlikte anımsayacak ve...Bakın işte, bu soğuk, iğrenç yarı umutsuzlukla, yarı inançla, kahrından kendini bilinçli olarak yeraltına kırk yıl diri diri gömmede; zorlamayla yaratılmış durumunun yine de kısmen içinden çıkılabilir olmasında; bütün o içe işleyen doyurulmamış isteklerinin özünde; kesin olarak verilen kararla bunun peşinden gelen pişmanlıklar çalkantısında yatmaktadır o garip acı hazzının özü.
- Bir insanın en iyi tarifi iki ayaklı ve nankör olmasıdır.
Suç ve Ceza (1866)
- Yeni bir adım atmak, yeni bir kelime söylemek, insanların en fazla korktuğudur.
- Acı ve ızdırap daima büyük bir zeka ve derin bir yürek için kaçınılmazdır. Gerçekten büyük insanlar, sanıyorum ki, yeryüzündeki en büyük üzüntüye sahiptir.
Kumarbaz (1867)
- Gerçekten de oyun masasına bir an olsun kuruntuya kapılmadan dokunmak hiç mümkün değil mi?
- Gerçek bir centilmen tüm servetini bir anda yitirse bile yine de soğukkanlılığını bozmayacaktır. Para centilmenliğin öylesine uzağındadır ki, bunun lafı bile olmaz.
Budala (1869)
- Bu dünyada iki tür insan vardır: Biri önem taşıyanlar, diğeri taşımayanlar.
- İnsan en iyi dostunu burnu sürtmüş bir durumda görmekten gerçekten de hoşlanır; dostlukların büyük bölümü böyle bir mahçubiyet üzerine kuruludur, tüm aklı başında insanların bildiği eski bir gerçektir bu.
Karamazov Kardeşler (1881)
- Baş kaldıranları her zaman yenecek üç güç vardır yeryüzünde bunlar; mucize, sır ve otoritedir.
- Bence, şeytan diye bir şey gerçekte yoksa, kişioğlu uydurmuşsa onu, kendine bakarak, kendisini örnek alarak uydurmuştur.