Kıyamet (film): Revizyonlar arasındaki fark

Vikisöz, özgür söz dizini
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Berrram (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
15. satır: 15. satır:
* Gerçek bir özgürlüğün neye benzeyeceğini hiç düşündün mü?Başkalarının yargılarından ve kendininkilerden kurtulmak.
* Gerçek bir özgürlüğün neye benzeyeceğini hiç düşündün mü?Başkalarının yargılarından ve kendininkilerden kurtulmak.
* Ahlaklı adamların olmalı hem dürüst olacak aynı zamanda da en ilkel öldürmek için içgüdülerini kullanabilen adamlar.Duygusuzca, merhametsizce. Yargılamadan. Bizi bozguna uğratan yargılarımız.
* Ahlaklı adamların olmalı hem dürüst olacak aynı zamanda da en ilkel öldürmek için içgüdülerini kullanabilen adamlar.Duygusuzca, merhametsizce. Yargılamadan. Bizi bozguna uğratan yargılarımız.
*Bağırsakları döküldüğü halde savaşacak cesarete sahip bir asker, mataramdan istediği kadar su içebilir.






22.39, 31 Ağustos 2013 tarihindeki hâli


Apocalypse Now, Vietnam Savaşı sırasında geçen, 1979 yapımı Amerikan savaş filmi.


  • Bana katil demeye hakkın yok. Beni öldürmeye hakkın var, bunu yapmaya hakkın var; ama beni yargılamaya hakkın yok.(Walter E. Kurtz)
  • Sabahları napalm kokusuna bayılıyorum ... zafer gibi kokuyor.(Robert Duvall)
  • Daha az sayıda ve daha iyi adamlara ihtiyacımız var.Askerlerimiz kendilerini adamış olsalardı bu savaş mevcut güçlerimizin dörtte biriyle kazanılabilirdi.(Albay Walter Kurtz)
  • Kocama afyonlu pipo hazırlardım. Piposu, kalbindeki yaralarının morfiniydi.Kayıp askerim öfkelenip ağlardı. Ona derdim ki. Senin içinde iki farklı adam var.Görmüyor musun? Öldüren ve seven. Ve o da bana derdi ki “Tanrı mıyım yoksa hayvan mı, bilmiyorum” derdi. İkisi de içimizde.
  • Savaşta her şey birbirine giriyor. Güç, idealler, ahlak, pratik askeri gereklilikler. Ama yerlilerin arasında Tanrı yerine konma fikri baştan çıkarıcı gelmiş olmalı. Çünkü herkesin kalbinde mantıklı olanla mantıksız olan arasında bir çatışma vardır. İyiyle kötünün arasında. Ve iyi her zaman kazanmaz. Bazen karanlık yönümüz Lincoln’ın iyi meleğimiz dediği şeye baskın gelir. Herkesin bir kopma noktası vardır.
  • Burada böyle yapıyorduk işte. Onları makineliyle ortadan ikiye ayırıp yara bandı veriyorduk. Bu bir yalandı.Gençleri halkın üzerine napalm atmaları için eğitiyoruz.Ama komutanları uçaklarının üzerine küfürlü sözler yazmalarına izin vermiyor.Neden? Çünkü bu müstehcen!
  • Diyalektik mantık der ki, sadece sevgi ve nefret vardır. Birini ya sever ya nefret edersin.
  • Dehşetin ne olduğunu bilmeyen insanlara gerekeni kelimelerle tarif etmek imkansız.
  • Dehşetin bir yüzü var. Onunla dost olmalısın. Ahlaki şiddet ve dehşet senin dostundur.Eğer değillerse korkulması gereken düşmanlardır. Gerçek düşmanlarındır.
  • Gerçek bir özgürlüğün neye benzeyeceğini hiç düşündün mü?Başkalarının yargılarından ve kendininkilerden kurtulmak.
  • Ahlaklı adamların olmalı hem dürüst olacak aynı zamanda da en ilkel öldürmek için içgüdülerini kullanabilen adamlar.Duygusuzca, merhametsizce. Yargılamadan. Bizi bozguna uğratan yargılarımız.
  • Bağırsakları döküldüğü halde savaşacak cesarete sahip bir asker, mataramdan istediği kadar su içebilir.


Benjamin L. Willard:Buraya gelin.. Hazırlanın!
Asker:Hemen burada mı albayım?
Benjamin L. Willard:Burada nasıI sörf yapılırmış görmek istiyorum.
Asker:Burası çok tehlikeli albayım!
Benjamin L. Willard:Sörf yapmak istiyor musun asker?
Asker:Evet, albayım.
Benjamin L. Willard:Bu çok iyi evlat! Çünkü ya sörf yaparsın ya savaşırsın.Anlaşıldı mı? Haydi gidin. Ben sizi korurum.

Kurtz: Nerelisin, Willard?
Willard: Ohio’luyum, efendim.
Kurtz: Orada mı doğdun?
Willard: Evet, efendim.
Kurtz: Tam nerede?
Willard: Toledo, efendim.
Kurtz: Nehirden ne kadar uzaktasın?
Willard: Ohio Nehri’ne mi, efendim.Yaklaşık 300 kilometre.
Kurtz: Çocukken bir kere o nehre inmiştim.Nehirde bir yer var, adını hatırlayamıyorum.O zamanlar çiçek bahçesi gibi bir şeydi.Şimdi çoktan yabani otlar bürümüştür.Ama 7-8 kilometre boyunca…Cennetin bir parçasının dünyaya düştüğünü zannederdin.Çiçek bahçesi şeklinde…Gerçek bir özgürlüğün neye…
Kurtz: Benzeyeceğini hiç düşündün mü?
Kurtz: Başkalarının yargılarından…
Kurtz: ve kendininkilerden kurtulmak.
Kurtz: Nedenini söylediler mi Willard?
Kurtz: Neden beni ortadan kaldırmak istiyorlar?
Willard: Gizli bir görevle gönderildim, efendim.
Kurtz: Artık pek gizli sayılmaz değil mi?
Kurtz: Sana ne anlattılar?
Willard: Bana sizin tamamen…Delirdiğinizi… ve yöntemlerinizin… Sağlıksız bir şekil aldığını söylediler.
Kurtz: Yöntemlerim sağlıksız mı?
Willard: Herhangi bir yöntem…Görmüyorum efendim.
Kurtz: Tam senin gibi birini bekliyordum.
Kurtz: Ya siz ne ummuştunuz?
Kurtz: Sen bir katil misin?
Willard: Ben bir askerim.
Kurtz: İkisi de değilsin.Sen bir çıraksın.Bakkalın alacağını toplamaya geldin.




Oyuncular

Martin Sheen, Benjamin L. Willard
Marlon Brando,Colonel Walter E. Kurtz
Robert Duvall, Lieutenant Colonel William "Bill" Kilgore
Laurence Fishburne, "Mr. Clean" Miller
Dennis Hopper
Harrison Ford, Colonel Lucas
Frederic Forrest,Jay "Chef" Hicks
Sam Bottoms,B. Johnson
Albert Hall




Kıyamet (film) ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.