Marcel Proust

Vikisöz, özgür söz dizini
Marcel Proust
Fransız romancı, deneme yazarı ve eleştirmen.
Doğum tarihi 10 Temmuz 1871
Doğum yeri 16. arrondissement (Paris)
Ölüm tarihi 18 Kasım 1922
Ölüm yeri 16. arrondissement (Paris)
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi
Gerçek bir keşif yolculuğu yeni topraklara ulaşmak değil, eski olanı yeni gözlerle görmek demektir.

Valentin Louis Georges Eugène Marcel Proust (Fransızca okunuşu maʁsɛl pʁust) (d. 10 Temmuz 1871 – ö. 18 Kasım 1922). Fransız romancı, deneme yazarı ve eleştirmen.

Sözleri

  • Yeni manzaralar aramak yerine yeni gözler geliştirin.
  • Kitaplar sessizliğin çocukları ve yalnızlığın yapıtlarıdır.  
  • Gerçek yolculuk, aynı gözlerle yüz değişik ülkeyi dolaşmak değil, aynı ülkeyi yüz değişik gözle görebilmektir.      
  • Yeni bir keşif için, yeni yerler değil, yeni bir bakış açısı gerekir.
  • Bir mala bağlılık, malın sahibine daima ölüm getirir.
  • Bir acı sonuna kadar yaşanmadıkça geçmez.
  • Bu hayatta bir mutluluk olsa bile, devam etmesi mümkün değildi.
  • Asıl zevk, uğruna bir başkasından vazgeçilendir.
  • Bir alışkanlığın devamlılığı genellikle saçmalığıyla doğru orantılıdır.
  • Bir insana olan özlem iç organlardan daha fazla yer kaplar.   
  • Arzu ilerledikçe, gerçek sahiplenme de giderek uzaklaşır.  
  • Mutluluk beden için yararlıdır, ama zihnin güçlerini geliştiren hüzündür.   
  • Kitap, dersini her zaman tekrarlayan hazır bir öğretmendir.   
  • Tüm iyi kitapların okunması, geçmiş yüzyıllarda bunları yazmış olan en saygın ve ilginç kişilerle yapılan bir sohbet gibidir.
  • Bilgelik bizi bulmaz; Başka birinin bizim yerimize çıkamayacağı bir yolculuğun ardından onu biz buluruz.
  • Tek gerçek yolculuk; aynı gözlerle yüz değişik ülkeyi dolaşmak değil, aynı ülkeyi yüz değişik gözle görebilmektir.   
  • Tanrı'nın en yüce övgüsünün, Yaratılış'ın bir yaratıcı olgusuna gerek duymayacak kadar mükemmel olduğunu düşünen ateistlerin onu reddetmesinde yattığı bile söylendi.   
  • Düşüncelerin sayısı insanların sayısından çok daha azdır.   Marcel Proust
  • Gerçek bir keşif yolculuğu yeni topraklara ulaşmak değil, eski olanı yeni gözlerle görmek demektir.
  • Geçmişteki şeyleri hatırlamak, onları olduğu gibi hatırlamak anlamına gelmeyebilir.  
  • Biraz hayal kurmak tehlikeliyse, bunun çözümü daha az hayal kurmak değil, daha fazla ve her zaman hayal kurmaktır.  
  • Vicdan yalan söylemez.  
  • Öleceğimiz düşüncesi ölmekten daha korkunçtur.  
  • Kederlerin yerini fikirler alır..  
  • Okuma bir dostluktur.   
  • Vücudumuz, sadece bacaklar, kollar gibi uzuvlardan oluşsaydı, hayata tahammül etmek kolay olurdu. Ne yazık ki, içimizde vicdanı da barındırırız...   
  • Aşk da tedavisi olmayan bir hastalıktır. Aşk, karşılıklı bir işkencedir.  
  • Bizi mutlu eden insanlara minnet duyalım, onlar benliğimizin çiçek açmasını sağlayan etkileyici bahçıvanlardır.  
  • Mesele kaybolmak değil, yolunu tekrar bulamamak.   
  • Asıl korkunç olan, hayal edilemeyen şeyler.  
  • Dinleyemeyecek kadar üzgün olduğum zamanların dışında, müzik benim tesellim olmuştur.   
  • Yeryüzünde 'TEK' zannettiğimiz kadın, sayılamayacak kadar çoktur.  
  • Yaptıklarımızın bir anlamı vardı. Ne dediğimiz, ne düşündüğümüz hiç mi hiç önemli değildi.   
  • Yalanı hissedip gerçeği öğrenemediğimiz için de, kıskançlığımız artar.   
  • İnsan en çok kaçtığı şeyden asla kurtulamıyor.   
  • İnsan sevdiği şeyi yeniden yaratmak için, önce onu reddetmek zorundadır.  
  • İnsanoğlu, kendi dışına çıkamayan, başkalarını ancak kendi içinde tanıyabilen ve aksini iddia ettiğinde yalan söyleyen bir yaratıktır.
  • İnsanlara duyduğumuz sevgi, onlar öldüğü için değil, biz öldüğümüz için azalır.   
  • İnsanları yaklaştıran şey, fikirlerin ortak oluşu değil, anlayışların akraba oluşudur.  
  • Mutlu olmam gerekirdi, ama değildim.
  • İnsan mutluluğu göremiyor. Kendimizi daima olduğumuzdan daha bedbaht sanıyoruz.   
  • İnsanlar, biz kendilerini tanıdıkça, tahrip edici bir karışıma batırılan bir maden gibi, yavaş yavaş, gözümüzün önünde meziyetlerini bazen de kusurlarını kaybederler.   
  • İnsanın gözlem yaptığı zamanki zihinsel seviyesi, yaratırken ki seviyesinden çok daha alçaktadır.   
  • Rüzgarda sallanan bir saza yaslanmayın, güvenmeyin; çünkü ten otlar gibidir; ihtişamı kır çiçekleri gibi solar gider.   
  • Kadınlar güzelliği anlamadan gerçekleştirirler.   
  • Sevdiğimiz kişiyi bir daha hiç görmek istemediğimizi söylerken tam anlamıyla içten değilizdir, ama görmek istediğimizi söylesek de daha içten olmayız.   
  • Aslında yalnız yaşamadığımızı, başka bir aleme ait, aramızda uçurumlar bulunan, bizi tanımayan ve bizi anlaması imkansız bir varlığa zincirlerle bağlı olduğumuzu, hastalandığımızda farkederiz; bu varlık, bedenimizdir.   
  • Bütün katillerin her şeyi mükemmelen ayarladıklarını ve yakalanmayacaklarını zannettikleri, bilinen bir gerçektir; ama sonuçta hemen hemen bütün katiller yakalanır.  
  • Birimiz ötekinin kafasındaki hayalimizi bir an görsek, hayretten donakalırız.
  • Gerçek bir keşif yolculuğu yeni topraklara ulaşmak değil, eski olanı yeni gözlerle görmek demektir.[1]
  • Sevdiğimiz kişiye bakışımızdaki arayış, kaygı ve talep, ertesi gün için bir randevu umudunu bize verecek veya öldürecek sözü bekleyişimiz, bu söz söyleninceye kadar, aynı anda olmasa bile birbirini takip eden sevinç ve umutsuzluk hayallerimiz , bütün bunlar sevilen varlık karşısındaki dikkatimizi fazlasıyla titrek bir hale getirdiği için, sevdiğimizin net bir suretini elde edemeyiz.
Çiçek açmış genç kızların gölgesinde - çev: Roza Hakmen
  • Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki; bir bütün olarak içimize sığmaz. Sevdiğimiz insana doğru karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey; kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür. Bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebi ise, kendimizden çıktığını fark edemeyişimizdir
  • Eskiden bildiğimiz yerler, kendilerini kolaylık olsun diye yerleştirdiğimiz mekanlar alemine ait değillerdir sadece. O zamanlarki hayatımızı oluşturan, birbirine bitişik izlenimlerin ince bir dilimidirler; belirli bir görütünün hatırası, belirli bir anın özleminden ibarettir; ve evler, yollar, caddeler de, heyhat, seneler gibi ucup giderler.
Swann'ların Tarafı - çev: Roza Hakmen
  • Geçmişteki şeyleri hatırlamak, onları olduğu gibi hatırlamak anlamına gelmeyebilir.
  • Biraz hayal kurmak tehlikeliyse, bunun çözümü daha az hayal kurmak değil, daha fazla ve her zaman hayal kurmaktır.
  • Kitap sessizliğin çocukları ve yalnızlığın yapıtlarıdır.

Kaynakça[değiştir]

Marcel Proust ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.